Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/505 E. 2022/1082 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/505 Esas
KARAR NO : 2022/1082

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2019
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 30/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili şirket ile davalı firma arasında bazı işlerin yapımı adına adi ortaklık ilişkisi kurulduğu, adi ortaklık ilişkisine istinaden; ….. yapı ….. inşaat adi ortaklığı’nın istanbul ili, …. ilçesi, … mahallesi, …. ada ve … parsel numarall şantiyesindeki elektrik işlerinin yapımını, ….. inşaat sanayi ticaret anonim şirketi’nin istanbul ili, ….. ilçesi, … merkezi ve zemin altı otoparkı şantiyesindeki elektrik işlerinin yapımını müvekkili şirket ile davalı firma birlikte üstlendiği, …… yapı ….. inşaat adi ortaklığı ile yapılan 07.08.2017 tarihli sözleşme gereği olarak sözleşme bedeli 5.200.000,00-tl KDV olarak belirlendiği, davalı firma ile müvekkil şirketin cirolarının bulunduğu 1.200.000-tl’lik çekler dava dışı …… yapı ….. inşaat adi ortaklığı’na teminat olarak bırakıldığı, bu teminata karşılık olarak dava dışı …… yapı ….. inşaat adi ortaklığı davalı firmaya 1.200.000-tl peşinat verildiği, davalı firma 07.06.2018 tarihi itibariyle dava dışı …… yapı ….. inşaat adi ortaklığı’ndan toplam 3 adet olmak üzere 698.781,71-tl hak ediş aldığı, ….. inşaat sanayi ticaret anonim şirketi ile yapılan sözleşme gereği olarak; sözleşme bedeli 3.345.000,00-tl kdv olarak belirlendiği, davalı firma 01.06.2018 tarihi itibariyle dava dışı …… inşaat sanayi ticaret anonim şirketi’nden toplam 3 adet olmak üzere 1.108.765,38-tl hak ediş aldığı, bu iki şantiyede yürütülen işlerler adına davalı firmayla olan adi ortaklık ilişkisine istinaden; müvekkil şirket, dava dışı işveren şirketlere karşı teminat yükümlülüğü altına girmiş ve ilgili şantiyelerinde müvekkil şirket kendi sgk’lı işçileri ile çalışmaları titizlikle yürüttüğü, dava dışı …… yapı şirketi ile yapılan sözleşme gereği yapılacak işte müvekkil şirketin işçileri bizzat müvekkil şirket üzerine sgk’lı olarak çalıştığı, davalı şirket müvekkil şirketin ilgili şantiyelerden sigorta çıkışını yaptırmakla adi ortaklık ilişkisini yürütülmez hale getirdiği, dolayısıyla bu tarihin fesih ve tasfiye açısından göz önüne alınması kanun ve hakkaniyet gereği olduğu, davalı şirket ile müvekkil şirketin adi ortaklık sözleşmesi gereği olarak iş yaptıkları iki şantiyenin işverenleri olan …… yapı ….. inşaat adi ortaklığı ile …… inşaat sanayi ticaret anonim şirketi’ne davanın ihbar edilmesini talep ettikleri, müvekkil şirket ile davalı firma arasında kurulan adi ortak ilişkisinin müvekkil şirketin sgk’lı işçilerinin ilgili şantiyelerde çıkışlarının yapıldığı tarih itibariyle feshi ve tasfiyesine, bu adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanan tüm hak ve alacaklarının değişen oranlarda ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkin şimdilik 1.000-tl’lik belirsiz alacak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında dava dışı … yapı-….. inşaatta gerçekleştirilecek olan elektrik işlerinin yapımı için elektrik işleri taşeron sözleşmesi akdedildiği, davalı müvekkili ile davacı arasında akdedilen sözleşme gereğince, işveren konumunda olan müvekkil şirket elektrik işleri taşeron sözleşmesi sözleşme gereğince üstlenmiş olduğu tüm edimleri, mezkur sözleşmeye uygun olarak, eksiksiz ve zamanında ifa ettiği, davacı taşeron şirket sinallagmatik sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlülükleri ifa etmediği, tüm bu şartlar nazara alındığında tanzim amacına aykırı düşen şartlar karşısında mezkur sözleşme, davacı şirketin edimini kusurlu olarak ifa etmemesi nedeniyle hükümsüz kaldığı, davalı işveren şirket, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye uygun olarak, davacı şirkete ödemelerde bulunduğu, ancak davalı şirket edimlerini ifa etmemesi nedeniyle sözleşme hükümsüz kaldığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı fesih ve tasfiyeye ilişkin alacak davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıyla aralarında adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu, davalının adi ortaklık ilişkisine aykırı davrandığını, ortaklığın gereklerini yerine getirmediğini beyanla adi ortaklığın fesih ve tasfiyesiyle ortaklık ilişkisinden kaynaklanan tüm hak ve alacakları için şimdilik 1.000 TL tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi olmadığını, yalnızca elektrik işi taşeron sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmenin davacı yükümlülüklerini yerine getirilmemiş olması nedeniyle hükümsüz kaldığını, ancak yine de sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kendilerinin yerine getirdiğini, bu nedenle davacıdan alacaklı olduklarını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi olup olmadığı, var ise bu kapsamda yapılan işlerin neler olduğu, tarafların ortaklıktan ve aralarındaki sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerinin neler olduğu, bu yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği, davacının ortaklık ilişkisinden kaynaklı olarak davalıdan alacaklı olup olmadığı, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. ( TBK. 620/1 md. )
Türk Borçlar Kanunu’nun adi şirkete ilişkin 620 ve onu izleyen maddeleri gereğince, adi ortaklığın kurulabilmesi için, yazılı şekil gerekli olmayıp, sözlü olarak da yapılabilir. Bununa birlikte adi ortaklık ilişkinin inkar edilmesi halinde yazılı koşul ispat şartı olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle adi ortaklığın kurulduğunun ispatı yönünden 6100 Sayılı HMK. 200. maddesi gereğince bir hakkın doğumu, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrar ve itfa amacı ile yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki değeri itibariyle senetle ispat kuralı geçerliliği bulunmaktadır. Bu durumun istinası HMK’nın 203. Maddesidir. Örneğin; Adi ortaklık ilişkisi kuran kişiler arasında baba-oğul, kardeşler şeklinde yakın akrabalık bağı varsa bu takdirde senetle ispat zorunluluğu olmadan tanıkla da dava ispat edebilebilir.
Adi ortaklık, ortakların anlaşması durumunda, onların kendi aralarında tasfiye edilebilir. Şayet ortaklar arasında tasfiye konusunda anlaşma sağlanamamışsa, bu durumda her ortağın mahkemeye başvurarak tasfiye talebinde bulunabileceğini kabul etmek gerekir. Bu başvuru açıkça ortaklığın tasfiyesini istemek şeklinde olabileceği gibi, tasfiyeyi ifade eden başkaca talepler de tasfiye yapılması için yeterlidir. Örneğin; ortaklığın feshi istemi veya ortaklığa getirilen sermayenin iadesinin talep edilmesi, ortaklığın tasfiyesini isteme anlamına gelir.
Adi ortaklığın tespit halinde tasfiyenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 642 ve devamı maddelerinde düzenlenen sıra ve yöntem izlenmek suretiyle üç aşamalı şekilde yapılması gerekir.
Somut olayın incelenmesi neticesinde davacı tarafın taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunu bu ortaklık ilişkisinden kaynaklı alacaklarının tahsili talebi ile adi ortaklığın tasfiyesini ve tasfiyesini talep ettiği, davalı tarafın taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olmadığını sadece …. yapı- ….. gerçekleştirilecek olan elektrik işleri için taşeronluk sözleşmesi ilişkisi olduğunu, ….. İnşaata ilişkin yapılan işlerde ise taraflar arasında sözleşme ilişkisinin mevcut olmadığını savunduğu, adi ortaklık ilişkisi inkar edildiğinden bu ilişkinin varlığının ispatının yazılı delil ile yapılması gerektiği, davacı tarafın bu hususta belge sunmadığı, dosya kapsamında taraflar arasında …… Yapı-….. ortaklığına yapılacak işe ilişkin taşeronluk sözleşmesi olduğu başkaca belge olmadığı, dosya kapsamına sunulan …. yapı hakediş raporlarının davalı adına düzenlendiği, taraflar arasında ….. Şirketine ilişki yapılan işlemlere ilişkin ise belge olmadığı,
Rapor ve ek raporda tarafların defter ve belgelerinin karşılıklı incelemesi sonucunda davacı kayıtlarında davacının davalıya borcunun olduğu, davalı ile teminat veya sipariş avanslarına ilişkin başkaca hesap kaydının olmadığı, davacı defterinde dava dışı şirketler ile ticari ilişkiye yönelik kayıtların olmadığı, davacı şirketin davalı ile birlikte dava dışı …. yapı ve …… Şirketlerine verdiğini beyan ettiği teminatlara ilişkin davacı ticari defterinde kayıtlara rastlanmadığı,
Davalı kayıtlarında da davalının davacıdan alacaklı olduğu, davacı ile sipariş teminat avanslarına ilişkin başkaca bir hesap kaydına rastlanmadığı,
Her ne kadar dosyada tanık dinlenmiş ise de taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin ispatına ilişkin senetle ispat zorunluluğunu kaldıran bir durum olmadığı, yazılı ispat husus dikkate alınarak tanık beyanlarının kararda dikkate alınmadığı, davacı tarafın rapora itirazla sunduğu …. İnşaata ilişkin belgelerin taraflar arasında adi ortaklık ilişkinin varlığına ispat niteliğinde olmadığı, celp edilen SGK belgelerinin de taraflar arasında adi ortaklık ilişkisini ispat edecek nitelikte olmadığı, taraflar arasında bulunan tek sözleşmenin taşeron sözleşmesi ilişkisi olduğu, … yapı tarafından hakedişlerin davalı adına yapıldığı, davacının ticari kayıtlarında davalı tarafa borcu olduğu, diğer şirketlere yönelik kaydın olmadığı, davacı ile birlikte diğer şirketlere birlikte verilen teminat ya da avans kaydı olmadığı, davacı tarafın dava dilekçesinde yemin deliline dayandığından yemin hakkının hatırlatıldığı, davacı tarafın yemin metnini sunmadığı, son celseye katılmadığı, davanın davalı tarafça takip edildiği, davacını taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğu iddiasını ispat edemediği değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın Reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 6.627,16.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 6.546,46‬.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 57.105,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda verilen kararının, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM ‘ne İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır