Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/437 E. 2020/330 K. 29.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/437 Esas
KARAR NO : 2020/330

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2019
KARAR TARİHİ : 29/06/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 27/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Davacı şirket, davalı şirketler ile genel hafriyat işlerinin yapılması için 24.04.2015 tarihinde taşeron sözleşmesi imzaladığını, daha sonra sözleşmeye ek zeyilname düzenlendiğini, sözleşme gereği hafriyat işlerine başlandığını, hak ediş raporları düzenlendiğini, bu hak ediş raporları ile tespit edilen çalışma karşılığı olarak faturalar düzenlendiğini, faturaların davalılar tarafından kabul edildiğini, ödemeler yapıldıktan sonra 49.540,81 TL bakiye alacaklarının olduğunu, ödenmeyen tutar için icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin davalılar aleyhine müştereken ve müteselsilen devamına, % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Davalı şirket, davacı şirket ile aralarında yapılan taşeron sözleşmesinin edinimlerini eksiksiz olarak yerine getirildiğini, taşeron sözleşmesinin 22. Bölümünün vergi, resim, harçlar ve sigorta başlıklı bölümünün 22.7 ve 22.8 maddelerine göre SGK primlerinin yatırılması hususlarının hüküm altına alındığını, SGK prim kesinti hesabı yapılırken, toplam imalat tutarının %9 (işçilik oranı] ‘unun %35,5 (prim tutarı) ‘u hesaplanarak taşeronun yatırması gereken bu tutarın eksik olması halinde eksik kalan prim tutarı hesapta teminata alınacağını, eksikliklerin sonraki aylarda tamamlanırsa teminata alman tutarın taşerona iade edileceğini, aksi durumda SGK ya yatırılacağını, davacı tarafın primleri eksik yatırdığını belirterek davanın reddine, davacının % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı …… Nakliyat İnş. Taah.San ve Tic Ltd Şti tarafından borçlu ……. San Tic A.Ş. Ve Ultra Teknoloji San ve Tic A.Ş. yönelik 49.540,81 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;
Davacı Şirketin Dosyaya Sunduğu Cari Hesap Ekstresinde,
2015 yılı, Davalı şirket ile cari hesap ilişkisinin 30.05.2015 tarihinde 528.267,17 TL tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, davacı şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle davalı şirketten 222.791,68 TL alacaklı olduğu,
2016 yılı, davacı şirketin 31.12.2016 tarihi itibariyle davalı şirketten 106.520,81 TL alacaklı olduğu 2017 yılı, davacı şirketin 31.12.2017 tarihi itibariyle davalı şirketten 106.520,81 TL alacaklı olduğu, 2018 yılı, davacı şirketin 31.12.2018 tarihi itibariyle davalı şirketten 49.540,81 TL alacaklı olduğu, 2019 yılı, davacı şirketin 01.01.2019 tarihi itibariyle davalı şirketten 49.540,81 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesi uyarınca davacının davalıdan olan alacağını tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalılar tarafından kurulan iş ortaklığının adi şirket hükmünde bulunması ve adi şirketin tüzel kişiliği bulunmadığından davalı şirketlere adi şirketi oluşturan ortak sıfatı ile aynı ayrı husumet yöneltilmesi mahkememizce usule uygun bulunmuştur.
Dava değeri olarak icra takibinde talep edilen asıl alacak miktarı olan 49.540,81 TL’nin gösterildiği ve bu meblağ üzerinden harcın yatırıldığı, davacı vekilinin de 22/06/2020 tarihli celsedeki beyanında sadece asıl alacağın dava edildiğini ve işlemiş faize ilişkin taleplerinin olmadığını beyan etmesi nedeni ile yargılama sadece takipte istenilen asıl alacak esas alınarak yapılmış, takip tarihine kadar işlemiş faiz davanın konu olmadığından buna ilişkin değerlendirme yapılmamıştır.
Davalı tarafça sunulan ilk cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin 22.maddesi uyarınca 22.7 maddesine göre davacının hak edişlerdeki işçilim oranına uygun olarak SSK primini en geç ayın 25’inde yatırmak ve ödeme makbuzunu kendilerine ibraz etmek zorunda olduğunu, işçilik oranında yatmayan prim farkı kadar tutarın gecikme cezaları ile birlikte nakit olarak taşeron hakedişlerinden kesileceğini, yine 22.8 maddesine göre SGK prim kesinti hesabının taşeronun gerçekleştirdiği kümülatif imalat tutarı üzerinden asgari işçilik oranının uygulanması ile yapılacağını, gerçekleşen toplam imalat tutarının % 9 unun işçilik oranı % 35,5’inin prim tutarı olarak esas alınacağını, taşeronun yatırdığı SGK primleri müfredat kartından kontrol edilip eksik kalan prim tutarının 326 hesapta teminata alınacağını, sonraki aylarda eksiklerin yatırıldığı görülürse taşerona iade edileceği aksi halde SGK’ya yatırılacağı, bu hükümlere göre davacı primlerinin eksik yatırıldığı ve eksik yatırılan SGK prim tutarının sözleşme hükümleri doğrultusunda hakedişlerinden kesildiğini, söz konusu kesinti ve davalı tarafça SGK’ya yatırılan primlere ilişkin dekontların mahkemeye sunulacağını ileri sürmüşlerdir.
Mahkememizce İstanbul SGK il müdürlüğüne müzekkere yazılarak taraflar arasındaki sözleşmenin 22.7 ve 22.8 maddeleri uyarınca SGK primlerinin yatırılıp yatırılmadığı ve yatırılmışsa hangi tarihte kim tarafından yatırıldığı hususunda bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenilmiş, verilen cevapta prim ödemelerini gösterir müfredat kartı gönderilmiş ancak primlerin kim tarafından yatırıldığının tespit edilemediği bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter inceleme günü her iki taraf vekiline de ön inceleme duruşmasında yüzlerine karşı tebliğ edilmiş ve tutanakta defter sunulmamasının hüküm ve sonuçları hatırlatılmıştır.
Davalı taraf inceleme günü ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış, SMMM bilirkişisinin davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlediği 04/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin 01/01/2019 tarihi itibariyle davalı taraftan 49.540,81 TL alacaklı olduğu tespit olunmuştur.
Davalı vekili tarafından kendi ticari defterlerinin yerinde incelenmesi talebinde bulunulmuş, ancak bu talep mahkememizce tarafların yüzüne karşı verilen defter inceleme ara kararı ile tayin olunan tarihte ileri sürülmemesi nedeni ile ayrıca davalı defterlerinin incelenmesinin esas etki etmeyeceği kanaatine varılarak mahkememizce kabul görmemiştir.
Davalı vekiline, sözleşme gereğince SGK’ya ödenmesi gereken primlerin kendileri tarafından ödendiğine ilişkin belge ve delillerini sunmaları konusunda 1 haftalık kesin süre verilerek verilen kesin süre içerisinde sunulmaması durumunda mevcut delillere göre karar verileceği ihtaratında bulunulmuş, ancak davalı tarafça verilen kesin süre içerisinde bu konuda delil bildirilmediği ve belgelerin sunulmadığı görülmüştür.
Davalı tarafça mahkememize sunulan 17/02/2020 tarihli dilekçe ile cevap dilekçesinin ıslah edildiği bildirilerek yeniden cevap dilekçesi sunulmuş, cevap dilekçesinde özetle; ilk cevap dilekçesinin tekrarı niteliğindeki açıklamaların yanı sıra sözleşmenin 22.1 maddesi uyarınca davacı tarafından davalıya herhangi bir tahakkuk fişi veya ödeme dekontu ibraz edilmediği, bu sebeple davalıların bulunduğu adi ortaklığın haklı olarak damga vergisini davacıların hak edişlerinden kesmek zorunda bırakıldığı, sözleşme hükmü uyarınca SGK’ya müzekkere yazılarak toplam imalat tutarlarının sözleşmede belirlenen şekliyle celbi ve hangi tarihte ödemelerin gerçekleştirildiğinin sorulması, davalının SGK tarafından ilişiklerinin olmadığına dair yazı sunmadığı, davacı tarafın SGK primleri ve damga vergilerini yatırmış olduğunu ve bağlı olunan sözleşme hükümlerine uygun olarak davalılara bildirim yapmış olduğunu ispatlaması gerektiğini, davacının sözleşme uyarınca alacalarına kavuşabilmesi için kesin hakedişlerinin yapılmış olması gerektiğini, sözleşmeye göre oluşan cezai şart hükümleri doğrultusunda oluşan alacaklarını takas/mahsup ettiklerini ileri sürerek belirtilen konularda SGK’ya ve Vergi Dairesine müzekkere yazılmasını talep ettiği görülmüştür.
Davalı tarafın tahkikat sona ermeden sunmuş bulunduğu ıslah dilekçesi ile cevaplarını ıslah etmesinin usul hükümlerine uygun olduğu değerlendirilmiş ve cevap dilekçesinde istenilen konularda SGK ve Vergi Dairesine müzekkere yazılmıştır.
Vergi Dairesi tarafından verilen cevabi yazıda; yüklenilen işin damga vergisinden muaf olduğuna dair TOKİ yazısı bulunduğu, kayıtlarında SGK prim ödemelerine ilişkin belge ve bilgi bulunmadığı bildirilmiştir.
SGK tarafından verilen cevabi yazıyla tescil belgesi ve müfredat kartı gönderilmiş, belgelerden işin SGK tarafından kapatıldığı anlaşılmış, belgelere göre işçilerin SGK prim ödemelerinin kim tarafından yapıldığı anlaşılamamıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı şirket ile davalı şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığı (adi şirket) arasındaki inşaat ve hafriyat işlerinin taşeron olarak davacı şirket tarafından yapılmasına ilişkin yazılı eser sözleşmesi uyarınca davacının davalılardan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, davalı tarafça sözleşme hükümlerine göre davacı tarafça yatırılması gerekip yatırılmaması nedeni ile davalı tarafça yatırılmak zorunda kalınan SGK primlerinin davacının hak edişinden düşülmesi gerekip gerekmediği, davalı tarafın hak ettiği ve takas/mahsubu gereken bir cezai şart alacağı bulunup bulunmadığı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Taraflar arasında dava dosyasında mevcut bulunan yazılı sözleşme imzalandığı ve eser sözleşmesi niteliğindeki bu sözleşme hükümlerine göre davacı tarafın üstlendiği inşaat ve hafriyat işini yerine getirdiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; sözleşme hükümlerine göre davacının kendi edimini tam olarak yerine getirdiği ve hak edişlerinin davalılarca kısmen ödendiği, davalıların taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca davacı yanca yatırılması gerektiği halde yatırılmayan SGK primlerinin kendileri tarafından yatırıldığını ispatlayamadığı, vergi dairesinden verilen cevap yazısına göre işin damga vergisinden muaf olduğu, dolayısıyla davalılarca SGK primi adı altında davacının hak edişlerinden yapmış oldukları kesintinin sözleşme hükümlerine aykırı ve haksız olduğu, davalılarca her ne kadar davacının sözleşme hükümlerine aykırı olarak prim ödeme yönünde bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediği ve bunun cezai şart uygulanmasını gerektirdiği ileri sürülmüş ise de sonuç itibariyle SGK primlerinin eksiksiz ödenmesi ve işin SGK dosyasının kapatılarak davacı tarafa hak edişlerinin dava konusu bakiye hariç ihtirazı kayıtsız olarak ödenmiş olması karşısında davalıların bu savunmalarının da yersiz ve davacının sözleşme hükümlerine göre davalılara cezai şart ödemesini gerektirir nitelikte sözleşmeye aykırılığının bulunmadığı, dava konusu alacağın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmasının da alacağın varlığını ispatladığı kanaatine varılarak davanın kabulüne, davalıların itirazlarında haksız çıkmaları ve alacağın likit bulunması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE
Davalıların Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. takip sayılı dosyasına yaptıkları itirazların kısmen iptali ile, takibin talep edilen asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizinin uygulanmasına,
Davalılar itirazlarında haksız çıktığından ve alacak likit olduğundan davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, asıl alacağın %20 oranında hesaplanan 9.908,16 TL İcra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.384,13.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 502,41.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 343,63.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.538,09.-TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 502,41.-TL peşin harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.050,20.-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.240,31.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/06/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır