Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/409 E. 2021/558 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/409 Esas
KARAR NO : 2021/558

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/01/2018
KARAR TARİHİ : 14/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilleri …… ve …… ‘nın karı koca olup,……. nin de reşit olmayan çocukları olduğunu, müvekkillerinin oğlu, ……’nin kardeşi ……’ın davalılardan ……’ın sevk ve idaresinde, yine davalılardan ……’ın mülkiyetinde, diğer davalı ……. Sigorta A.Ş.’nin sigorta korumasında olan …… plaka sayılı aracın 17/05/2016 tarihinde çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, söz konusu olayla ilgili olarak Küçükçekmece ……. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ……. esas sayılı dosyasında sürücü ……’ın yargılamasının halen devam ettiğini, söz konusu dosyadan alınan 24/10/2017 tarihli ATK raporuna göre sanık sürücü ……’ın olayın oluşunda asli derecede kusurlu olduğunun belirlendiğini, olaya karışan …… plakalı aracın malikinin, sigortacısı davalı …….Sigorta A.Ş.ile yaptığı sözleşmeye göre sigortanın ölüm başına maddi tazminat miktarının 290.000,00 TL olarak belirlendiğini, davalı sigorta şirketinin, işbu dava öncesi davacı müvekkili ……’ın …… Bankası hesabına 17/01/2018 tarihinde 48.145,86 TL, ……’ın …… Bankası hesabına 17/01/2018 tarihinde 40.905,13 TL olmak üzere toplam 89.050,99 TL ödeme yaptığını, söz konusu trafik kazası neticesinde müvekkilinin oğulları ve kardeşini kaybettiğini belirterek, fazlaya ilikşin hakları saklı kalmak kaydıyla kazaya sebebiye veren araç üzerine tedbir konulmasına, davanın kabulü ile davalı …….Sigorta A.Ş.’nin ödediği bedelin mahsup edildikten sonra müvekkili davacılardan …… lehine şimdilik 25.000,00 TL, …… lehine şimdilik 25.000,00 TL maddi tazminatın her üç davalıdan da olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen, davacı müvekkillerinden …… lehine 60.000,00 TL, ……lehine 60.000,00 TL, …… Karal lehine 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan …… ve ……’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …….vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddinin gerektiğini, davacının müvekkil sigorta şirketine başvurusu üzerine şirket nezdinde hasar dosyası açıldığını, dosya kapsamında alanında uzman aktüerya bilirkişilerinden alınan rapora göre davacı ……’a 40.905,13 TL, ……’a 48.145,86 TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödeme ile müvekkilin üzerine düşen tüm hukuki sorumluluğu yerine getirmiş olduğunu, kusur durumunun net ve kesin olarak tespitinin gerektiğini, tazminat hesabı yapılması halinde müvekkil şirket tarafından yapılan ödemelerin güncelleştirilmesinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talep ettiği tazminat miktarının çok fahiş olduğunu ve hukuka aykırı olduğunu, davada görevli ve yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Müvekkil ……’ın aracında çok yavaş bir şekilde giderken 3 yaşında bir bebeğin cadde üstünde müvekkile ait aracın tekerleğinin altına düşmesi sonucu vefat ettiğini, müvekkil ……’a Küçükçekmece …… Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 18.200,00 TL adli para cezası verildiğini, müvekkilin %100 kusurlu olmadığı halde %100 kusurlu gösterildiğini, dosyanın yeniden Adli Tıp bilirkişisine gönderilerek kusur oranının net bir şekilde tespit edilmesini talep ettiklerini, dosyanın görevli olan ticaret mahkemelerine gönderilmesine, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeni ile maddi-manevi tazminat davasıdır.
İlk olarak Küçükçekmece ….. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada bu mahkemenin 13/02/2019 tarihli …… Esas …… Karar sayılı kararı ile verilen görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememiz esasını almıştır.
Davacı tarafça, 17/05/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda, davacılardan …… ve ……’ın çocukları, diğer davacı…… ‘ın kardeşi olan ……’ın vefat ettiğinden bahisle davalılardan maddi tazminat ve davalı gerçek kişilerden manevi tazminat talep edilmektedir.
Taraflarca gösterilen ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte görülen tüm deliller, mali ve sosyal durum araştırması, hasar dosyası ve poliçe, araca ilişkin trafik kaydı, Küçükçekmece …… Asliye Ceza Mahkemesinin ……. Esas sayılı dosyası getirtilerek deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Mahkememizce davacı tarafça bildirilen tanıkların yeminli beyanları alınmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından 17/01/2018 tarihinde davacılardan ……’a 40.905,13 TL, ……’a 48.145,86 TL banka hesaplarına tazminat ödemesi yapıldığı dosyada mevcut belgelerden ve dava dilekçesinden anlaşılmıştır.
Dava konusu kaza ile ilgili Küçükçekmece …… Asliye Ceza Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyasında alınan trafikçi bilirkişi ve ATK Trafik İhtisas Dairesi raporlarında davalı sürücünün asli, müteveffanın tali derecede kusurlu görüldüğü ve bu mahkemece anılan bilirkişi raporları esas alınarak verilen kararın 24/10/2018 tarihinde istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce trafikçi bilirkişiden kusur durumuna ilişkin bilirkişi raporu aldırılmış, bilirkişi tarafında sunulan 19/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda davalı sürücü ……’ın % 75, müteveffa yayanın % 25 oranında kusurlu bulunduğu değerlendirilmiştir. Mahkememizce kusur durumunun değerlendirilmesinde; davalı sürücünün kaza mahalline geldiğinde sola doğrultu değiştirme manevrasını yaparken kaza mahallinde düğün olması, kaza mahallinin kalabalık ve gürültülü olması, kaza mahallinde küçük çocukların da bulunduğunu görmesinin gerekmesi dikkate alındığında gerekli tedbir ve özeni göstermeden taşıt yoluna giren henüz 3 yaşındaki müteveffaya çarpması nedeni ile kazanın meydana gelmesinde asli etken olduğu, müteveffanın ise yaşının küçüklüğünün de etkisiyle yola gereken dikkate vermediği ve kontrolsüzce taşıt yoluna girmesi nedeni ile kazanın meydana gelmesinde tali derecede etken olduğu, mahkememizce alınan kusur raporunun ceza mahkemesi dosyasında alınan bilirkişi ve ATK raporlarında belirlenen kusur durumu ile uyumlu bulunduğu, aralarında herhangi bir çelişkinin de bulunmadığı görülmekte alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınabileceği, davalı sürücüye % 75 oranında müteveffaya ise % 25 oranında kusur atfı gerektiği kanaati hasıl olmuştur.
Mahkememizce aktüerya uzmanı bilirkişiden 17/03/2020 tarihli kök rapor ile davcı tarafça sunulan tebliğ belgesi ve faiz hesabının yanlış yapıldığına ilişkin itirazı değerlendirilerek aynı bilirkişiden alternatifli hesaplama yapılan 23/10/2020 tarihli ek raporlar alınmıştır.
Davacılar vekili tarafından sunulan 07/09/2020 tarihli dilekçe ile, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını ve 25.000 TL olarak ikame ettikleri davada dava esas bedelini 29.486,29 TL’ye belirlediklerini (çıkarttıklarını) bildirdikleri ve 80,00 TL tamamlama harcı yatırdıkları görülmüştür (Davacı tarafça bu dilekçe ile, bilirkişi kök raporunda davacı …… için hesaplanan tazminat miktarını esas aldığı ve sadece bu davacı için bedel artırımı talebinde bulunduğu anlaşılmıştır).
Davacılar vekili tarafından sunulan 12/02/2021 tarihli dilekçe ile, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını ve davacı ……yönünden 25.000,00 TL’lik taleplerini 19.579,84 TL artırarak 44.579,84 TL olarak; davacı …… yönünden 29.486,29 TL’lik taleplerini 8.107,82 TL artırarak 37.594,11 TL olarak bedeli artırdıklarını bildirdikleri ve 472,84 TL tamamlama harcını yatırdıkları görülmüştür.

Davacı vekili tarafından her ne kadar 07/09/2020 ve 12/02/2021 tarihli dilekçelerde davanın “belirsiz alacak davası” olarak açıldığı bildirilerek bedel artırımı talebinde bulunulmuş ise de; dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası şeklinde açıldığına ilişkin bir ibare ve talep bulunmadığı, davanın fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava şeklinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce aktüerya uzmanından alınan 23/10/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin Anayasa Mahkemesi tarafından ZMMS genel şartlarının uygulanması hakkında verilen iptal kararı doğrultusunda alternatifli hesaplama yapıldığı, Anayasa Mahkemesini iptal kararı da dikkate alınarak bilirkişinin 1.ihtimal olarak hesapladığı TRH 2010 ve devre başı ödemeli belirli süreli rant formülüne göre yapılan hesaplamanın davacıları gerçek zararının hesaplanmasına, usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılarak davacılara davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin faizi hesaplanarak tazminat miktarından düşülmesi neticesinde davacı ……’ın destek zararının 26.957,64 TL, davacı ……’ın destek zararının 20.522,54 TL olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan, davalı sigortaya başvuru dilekçesi suretinin altında davalı sigortanın alındı kaşesi üzerinde 14/04/2017 tarihi yazılı olduğu, dolayısıyla davalı sigorta şirketi yönünden temerrüdün bu tarihi takip eden 8. iş günü sonunda oluştuğu ve temerrüt tarihinin 26/04/2017 tarihi olarak kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; 17/05/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda, davacılardan …… ve ……’ın çocukları, diğer davacı……’ın kardeşi olan ……’ın vefat ettiği, davalılardan sigorta şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı, davalı ……’ın sürücü ve davalı ……’ın malik(işleten) sıfatları ile meydana gelen zarardan sorumlulukları bulunduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 25 oranında kusurlu bulunduğu ve bu müterafik kusurun zarardan indirilmesi gerektiği, davacıların müteveffanın anne ve babası olarak müteveffa yaşasaydı müteveffanın desteğini alacaklarını muhakkak olduğu ve destekten yoksun kalma tazminatı şartlarının oluştuğu, buna göre yukarıda belirtilen bilirkişi ek raporu ile belirlenen maddi tazminat miktarları yönünden davanın kabulüne ve fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmesi gerektiği, davalı gerçek kişiler açısından haksız fiil genel hükümleri çerçevesinde kaza tarihinden itibaren faize hak kazanılacağı, davalı sigorta şirketi açısından ise yukarıda belirtilen nedenlerle temerrüt tarihi olan 26/04/2017 tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın maddi tazminat talebi yönünden kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı gerçek kişiler aleyhine açılan manevi tazminat davası yönünden; dava konusu kaza nedeni ile davalı gerçek kişilerin TBK hükümleri çerçevesinde manevi tazminattan sorumlu bulundukları aşikârdır. Zira TBK’nun 56/2.maddesi “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” şeklindedir. Hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de su götürmez. Bu ilkeler ve olayın oluş şekli, kusur oranları (müteveffanın tali derecede sadece % 25 oranında kusurlu bulunması) , müteveffanın yaşı, müteveffa ile davacılar arasındaki sosyal ve beşeri bağ ve ilişkiler, davacılardan ….. ve …… ‘ın küçük yaştaki çocuklarını kaybetmiş olmaları, diğer davacının kardeşini kaybetmiş olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumu bir bütün olarak değerlendirilerek davacılar lehine manevi tazminat takdir olunmuş, fazlaya ilişkin talebin reddi gerekmiştir. Yine faiz yönünden yukarıda belirtildiği üzere kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile,
Davacı …… için 26.957,64 TL, davacı ……için 20.522,54 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 26/04/2017 tarihinden itibaren davalılar …… ve …… yönlerinden kaza tarihi olan 17/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile,
Davacı …… için 40.000,00 TL, davacı ……için 40.000,00 TL ve davacı……. Karal için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …… ve ……’dan kaza tarihi olan 17/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 3.243,37-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.201,79-TL (648,95 TL + 80,00 TL + 472,84 TL) peşin harçların mahsubu ile eksik kalan 2.041,58-TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4- 492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 6.147,90 -TL karar harcının davalılar ……. ve ……’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5- Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 1.201,79-TL peşin harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 2.578,20-TL yargılama giderinden kabul/red oranı dikkate alınarak 1.595,39-TL’lik kısmının davalılardan tahsili ile (davalı sigorta şirketi yönünden, maddi tazminat davası kabul/red oranı dikkate alınarak sigorta şirketinin bu meblağın sadece 1.489,68-TL’lik kısmından sorumlu olması kaydı ile) davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı …… tarafından dosyaya yapılan toplam 42,00 TL yargılama giderinden kabul/red oranı dikkate alınarak 17,01 TL’lik kısmının davacılardan tahsili ile davalı ……’a verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.972,42-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılar ……ve ……’a verilmesine,
9-Davalılar …… ve …….Sigorta A.Ş. kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden maddi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.204,07-TL vekalet ücretinin davacılar …… ve ……’dan tahsili ile davalılar …… ve ……. Sigorta A.Ş.’ye verilmesine,
10-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.500,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar …… ve ……’dan tahsili ile davacılara verilmesine,
9-Davalı …… kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.300,00-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı ……’a verilmesine,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı …… vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
14/06/2021

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır