Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/390 E. 2021/1160 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/390 Esas
KARAR NO : 2021/1160

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 20/12/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 20/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket bünyesinde tasarlanan yeşil, kırmızı, mavi renkteki zemin üzerine oryantal motif işlenmesi suretiyle oluşan deseni taşıyan 3 farklı renkteki 6 adetten oluşan su bardağı setinin müvekkili tarafından “…….” adı altında pazarlandığını, bardakların osmanlı dönemini çağrıştırdığını ve kahve yanında su içilmek üzere küçük boyutta tasarlandığını, yine bardakların ” ………” tabir edilen ambalaj ile pazarlandığını, davalı tarafın da aynı boyuttaki, tonu dahi aynı olan zemin üzerine aynı renkteki motifler uygulanarak ayırt edilemeyecek derecede benzer olan müvekkilinin bardak setini bire bir taklit ettiğini, bununla da yetinmeyip ürünlerin birbirleri ile karıştırılmasına yol açacak şekilde “……. ” ismini verdiğini, bu ismin yanına kendisine ait herhangi bir ayırt edici ibare de kullanmadığını, tüketici yönünden kendi ürünleri ile davalının ürünlerinin ayırt edilemeyecek durumda olduğunu, müvekkilinin oluşturduğu pazardan davalının yaralanarak satışta bulunduğunu, bu şekilde davalının haksız şekilde yararlandığını ve müvekkilinin satış kaybına sebep olduğunu, 2011 yılı Aralık ayında piyasaya sunduğu bu bardağın 2012 yılı satış tutarının 1.800.000 USD olduğunu, davalının bu satış rakamlarını izleyerek taklit ürün üreterek ciddi kazançlar elde ettiğini belirterek haksız rekabetin tespitine, menine, durdurulmasına, önlenmesine, haksız rekabet sonucu oluşan ürünlerin toplatılmasına, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak üzere 5.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ olunmuş, davalı süresinde davaya cevap vermemiş, ileri ki aşamalardaki beyanında ise, iddiaların yerinde olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGITAY BOZMASI:
Mahkememizce bozma öncesi yapılan yargılama sonucunda 20/10/2015 tarih ……. Esas ……. Karar sayılı karar ile “Davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacının davaya konu ürünlerin ambalaj tasarımı ve isim/marka açısından haksız rekabet oluşturduğu yönündeki talebinin reddine, davalının, davaya konu ürünler üzerinde kullanmış olduğu oryantel motifler içeren 2 boyutlu tasarımlar kullanması nedeniyle, haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve haksız rekabetin mennine, üretim ve satışının durdurulmasına ve önlenmesine, piyasada bulunan bu mahiyetteki ürünlerin toplatılmasına, 5.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin tazminat isteminin zamanaşımı nedeniyle reddine” şeklinde karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekilinin temyiz yasa yoluna başvurması neticesinde, Yargıtay ……. Hukuk Dairesinin 05/06/2017 tarih ……. Esas ….. Karar sayılı kararı ile özetle; “… Mahkemece, ıslah edilen miktar yönünden dava açılmasıyla zamanaşımının işlemeye devam ettiği ve TTK m. 60’da belirtilen 1 ve 3 yıllık sürelerin dolduğu gerekçesiyle zamanaşımı defi nedeniyle talebin reddine karar verilmişse de; 6102 sayılı TTK m. 62 kapsamında uyuşmazlığın cezai sorumluluğu gerektirdiği ve aynı kanunun 63. maddesi uyarınca bu sorumluluğun tüzel kişinin temsilcisi hakkında da uygulanacağının düzenlendiği göz önünde bulundurularak, bu hususun tartışılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği ve davalı vekilinin tashihi karar talebinin de aynı dairenin 08/04/2019 tarih ve ……. Esas ……. Karar sayımlı kararı ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Yargıtay mezkur bozma kararına uyulmasına karar verilerek yargılama bozma kararı doğrultusunda sürdürülmüştür.
Bozma kararından sonra, davalı şirketin tasfiye olması nedeni ile taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamaya devam edilebilmesi için davacı vekiline davalı şirketin ihyasını için dava açması konusunda süre verilmiş, bu kapsamda açılan dava sonucunda Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/10/2020 tarihli …… Esas ……. Karar sayılı kararı ile davalı şirketin ihyasına, son tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiği görülmüş ve bu surette tasfiye memuruna tebligat yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, TTK.nun 54 ve devamı maddeleri gereğince haksız rekabetin tespiti, men’i ve haksız rekabetten kaynaklanan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili nitelikte görülen tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık T.T.K.nun 54 ve devamı maddeleri gereğince haksız rekabet bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise rekabet nedeniyle maddi ve manevi bir zarar doğup doğmadığı hususlarında bulunmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddiaları, alacak borç durumu, tarafların ürünlerinin arasında benzerliklerinin taklit edilip edilmediği ve müdahale iddiaları ile ilgili bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu 03/01/2013 tarihli raporunda özetle; ölçü, renk, desen, ambalaj, tasarım ismi ve ürün kalitesi açılarından değerlendirildiğinde, her iki ürün arasında çok benzerlik bulunduğunu, tüketiciler tarafından bu iki ürünün ayırt edilmesinin oldukça güç olduğunu, davalının ürünleri dikkate alındığında ve belirtilen benzerlikler göz önünde bulundurulduğunda, davalının ürün taklidinin sabit olduğunu, maddi tazminat istemine ilişkin sunulan belgelerin yeterli olmadığını beyan etmişlerdir.
İlk rapora karşı teknik yönden yapılan itirazlar dikkate alınarak yeniden, tarafların karşılıklı iddiaları, alacak borç durumu, davacının ürünlerinin taklit edilip edilmediği, tazminat istemi konusunda bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu 16/05/2014 tarihli raporunda özetle; davacıya ait ürünler üzerindeki desenlerin bir tescili bulunmadığından söz konusu görsellerin kamuya mal olmuş sayılacağını, kamuya mal olmuş kısımlar dışındaki unsurlarda dikkate alındığında ve bütün olarak değerlendirildiğinde alıcı yönünden iltibası engelleyecek yeterlilikte farklılaşma unsurunun bulunmadığını beyan etmişlerdir.
Her iki rapor arasındaki çelişki dikkate alındığında bu hali ile hüküm kurulması mümkün olmadığından tarafların karşılıklı iddiaları ve iki rapor arasındaki çelişkinin değerlendirilerek ayrıntılı rapor hazırlanması için yeniden bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu raporunda özetle;14/04/2015 tarihli raporunda özetle; taraflar arasında davaya konu ürünlerin ambalaj tasarımı ve isim/marka açısından iltibasa yol açabilecek benzerlikler bulunmadığını, buna karşın ürünler üzerindeki oryantel lotifler içeren tasarımların hemen hemen aynı nitelikte olduğunu ve yenilik ve ayırt edilecek özelliklerine sahip bu tasarımın davalıca taklit edilmesinin tüketiciler yönünden iltibasa yol açacak nitelikte olduğunu, bu yönü ile T.T.K.nun 55/a-4 maddesi gereğince haksız rekabet oluşturduğunu, davalı şirket kayıtları üzerinde yapılan hesaplama neticesinde taklit edilen “desenli bardak seti” ürününün satışından 33.943,98-TL net kazanç elde ettiğinin tespit edildiğini, bu ürünlerin tamamının davaya konu tasarım taşıyan ürünler olduğunun kabulü halinde bu karın maddi tazminat olarak değerlendirebileceğini beyan etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamından; davacı taraf 2011 yılında üreterek piyasaya sürmeye başladıkları bardakları hem renk tasarım ve üzerindeki motifler yönünden takdir edildiğini, aynısı kullanarak ambalajında benzer şekilde yapılarak oluşturmuş oldukları piyasada iltibasa yol açacak şekilde haksız rekabette bulunduklarını belirterek rekabetin önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davalı taraf, iddiaları kabul etmemişlerdir.
Davacının haksız rekabet talebi ile ilgili alanında uzman 3 ayrı bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınmıştır. İlk raporda kısmen taklit edildiği bildirilmiş, ikinci raporda kamuya mal olmuş motifler olması nedeniyle haksız rekabet kabul edilemeyeceği yönünde görüş belirtilmiş, her iki rapor arasındaki çelişki nedeniyle uzman bilirkişilerden oluşan yeni bir heyet oluşturulmuştur. Oluşturulan yeni heyet ibraz etmiş olduğu raporunda; ürünlerin ambalaj tasarımı, isim/marka açısından tüketici yönünden iltibasa yol açacak benzerlik bulunmadığını, buna karşın ürünler üzerindeki oryantel motifler içeren iki boyutlu tasarımların her iki üründen hemen hemen ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunu, yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip davacıya ait tescilsiz tasarımın davalı tarafından taklit edilip piyasaya yeni ürün sürülmesi nedeniyle iltibasa yol açabileceğini belirtmişlerdir. Mahkememizce de ayrıntılı olarak detaylı inceleme içeren bu rapor hükme esas alınmıştır. Davalı tarafından davacıya ait ürünlerin üzerinde bulunan iki boyutlu oryantel motiflerin hemen hemen aynısı kullanılmış olup, bu durum tüketici yönünden ayırt edilmesi mümkün değildir ve mevcut taklit nedeniyle haksız rekabetin oluştuğunu kabul etmek gerekir.
Oryantel motiflerin anonim olmasının, bu motifler içeren iki boyutlu tasarımların renk, büyüklük, çizim tarzı gibi göze hitap edilen yönleri ile birbirinin aynı olmasının gerekçesi olamaz, netice itibariyle bu şekilde bir taklitte T.T.K.nun 55/a-4 maddesinin davalı tarafından ihlal edildiği ve haksız rekabetin oluştuğunu kabul etmek gerekir.
Diğer yönden davacının iddia ettiği ambalaj tasarımı ve isim/marka yönünden iltibasa yol açabilecek benzerlik ve aynılık bulunmadığından bu yönden haksız rekabet oluşmadığı sabit olduğundan talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Netice itibariyle davacının ürünlerinin, davalı tarafından kısmen taklit edilerek kullanılmak suretiyle haksız rekabet oluşturduğu anlaşıldığından bu yöndeki talebin kısmen kabulü ile haksız rekabetin menine, üretimi ve satışının durdurulmasına ve önlenmesine karar vermek gerekmiştir. Davacı, dava dilekçesi ile 5.000 TL maddi tazminat talep etmiş, 14/07/2015 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiş ve maddi tazminat talebinin miktarını 33.943,98-TL’ye çıkartmıştır. Davalı taraf ıslah dilekçesine karşı beyanı ile ıslahla artırılan maddi tazminat meblağına süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Zamanaşımı itirazının değerlendirilmesinde; her ne kadar TTK’nun 60.maddesinde haksız rekabet yönünden 1 ve 3 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüş ise de, mahkememizce uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere, 6102 sayılı TTK m. 62 kapsamında uyuşmazlığın cezai sorumluluğu gerektirdiği ve aynı kanunun 63. maddesi uyarınca bu sorumluluğun tüzel kişinin temsilcisi hakkında da uygulanacağının düzenlendiği, dava konusu haksız rekabetin davalı tüzel kişilik temsilcisinin cezai sorumluluğunu gerektirebilecek nitelikte olduğu, bu konuda davacı tarafın davalı hakkında şikayetçi olup olmaması, ceza soruşturma dosyası bulunup bulunmaması, ceza soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kara verilmiş olması vs. durumlarının ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği sonucunu değştirmeyeceği, bu kapsamda haksız rekabet tarihi ile ıslah tarihi arasında ceza yasalarının öngördüğü cezaya ilişkin ceza zamanaşımını süresinin dolmadığının açık olması karşısında davalının zamanaşımı itirazına mahkememizce itibar edilmeyerek talep edilen tazminat için zamanaşımı süresinin dolmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; davacının toplam 33.943,98 TL maddi tazminat isteminin kabulüne, ürünlerin taklit edilmesi nedeniyle davacı tarafın ticari itibarının zedelendiğini kabul etmek gerektiği anlaşıldığından manevi tazminat talebinin de kabulü ile 5.000 TL manevi tazminat talebinin kabulüne, davanın belirsiz alacak davası olarak değil kısmi dava olarak açılmış bulunması ve dava dilekçesinde faiz talebinde bulunulmayarak ıslah dilekçesi ile faiz talebinde bulunulduğu anlaşılmakla, bu durumda ancak ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilebileceği kanaatine varılarak mahkememizce hükmolunan maddi ve manevi tazminatlara ıslah tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi yönünde karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davacının, davaya konu ürünlerin ambalaj tasarımı ve isim/marka açısından haksız rekabet oluşturduğu yönündeki talebinin REDDİNE,
2-Davalının, davaya konu ürünler üzerinde kullanmış olduğu oryantel motifler içeren 2 boyutlu tasarımlar kullanması nedeniyle, haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve haksız rekabetin mennine, üretim ve satışının durdurulmasına ve önlenmesine, piyasada bulunan bu mahiyetteki ürünlerin toplatılmasına,
3-Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ ile;
33.943,98 TL maddi tazminatın ıslah tarihi olan 14/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ ile;
5.000,00 TL manevi tazminatın ıslah tarihi olan 14/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.660,26.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 665,10.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.995,16.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 24,30.-TL başvurma harcı ve 665,10.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 3.958,50.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.841,60.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
10-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı adına tasfiye memuru vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal sürede Yargıtayda Temyiz hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
20/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır