Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/366 E. 2019/1255 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/366 Esas
KARAR NO : 2019/1255

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2017
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ile davalılar arasında Bakırköy …. Noterliğinin 29.04.2014 tarih ….. yev. Nolu “Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Sözleşmesi” imzalandığını, işbu sözleşme ile davalılar, inşa ettikleri “Bahçetepe” projesi olarak adlandırılan ,” İstanbul İli, ….. İlçesi,….. ada … parselde kayıtlı bulunan ”taşmmaz üzerine bir bina inşa etmeyi ve binanın …. Blok, … Bodrum Kat, Ofis niteliğindeki (39) no’lu bağımsız bölümü plan ve projesine uygun olarak müvekkiline teslim etmeyi beyan ve vaat ettiklerini, davalılar tarafından inşa edilen ve müvekkiline satışı vaat edilen daire müvekkilince incelendiğinde, dairede, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye ve sözleşme tarihinde buna göre yapılacağı vaat edilen plan ve projeye aykırı şekilde 2 adet kiriş(kolon) olduğu tespit edildiğini, satın alınan dairenin net 57,32 m2 kullanım alanına sahip tek odalı balkonu olmayan ve ofis olarak kullanım amaçlı daire olduğunu ve satış vaadi sözleşmesindeki plan projeye uygun imal edilmiş olsa, ancak bir kişinin ofis olarak ihtiyacını karşılayabileceğini ileri sürerek, taşınmazdaki ayıpların giderilebilecek olması halinde ayıpların giderilmesini, ayıpların giderilmesi imkânın mevcut olmaması halinde satış vaadi sözleşmesinin feshi ile taşınmazın işbu dava tarihindeki reel bedelinin belirlenerek bu bedelin faiziyle birlikte damalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, aksi halde taşınmazın yine işbu dava tarihindeki ayıplı ve ayıpsız olması halinde olabilecek değerlerin belirlenerek aradaki farkın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, taleplerinin reddi halinde ise satış vaadi sözleşmesinde daire için belirlenen ve müvekkilince davalılara ödenen satış bedelinden, ayıp nedeniyle uğrayan değer kaybı miktarının faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsile tahsilini talep etmiştir.
Davalı …… Konut vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu taşınmazın ofis niteliğinde olması nedeniyle davanın yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olması gerektiğinden görevsizlik verilmesini, diğer davalı şirketlerle ile yapılan gelir paylaşımı işi sözleşmesine göre Projenin imalat, satış-pazarlama, teslim vs.her türlü sorumluluk diğer davalı şirketlere ait olduğunu, dava konusu ofise ait yapı ruhsatı, mimari …… Projeye göre alındığını ve Mimari ruhsat projesine göre hazırlanan satış görselleri üzerinden satış yapıldığını, süreç içerisinde yapı ruhsatına esas Statik-Betonarme projeleri hazırlatılmış ve satışa esas brüt alanda değişiklik olmayacak şekilde 2 adet taşıyıcı kolon eklenmesi zarureti hasıl olduğunu ileri sürerek, davalı müvekkil şirket ile davacı arasındaki sözleşme m2 birim fiyat üzerinden değil, rayiç değer üzerinden yapıldığından ötürü bu doğrultuda davacının herhangi bir zararının olmayacağını, sözleşme tarihinde rayiç bedel ne ise davacı tarafından o bedelin ödendiğini, davacı yana teslim edilenden daha büyük veya daha fazla net m2 alanına sahip bir bağımsız bölüm bedeli ödenmediğini ileri sürerek, öncelikle görev yönünden, aksi takdirde müvekkil şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle, neticede esastan reddini talep etmiştir.
Davalı … İnşaat vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; Dava konusu (39) no’lu ofis niteliğindeki Bağımsız bölümün projesinde açıkça “ticari” olarak belirtildiğinden davanın Bakırköy Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, taşınmazda yapılan değişikliğin mücbir sebepten dolayı yapıldığından ayıplı sayılamayacağını, davacı tarafa yapılan teslim çağrısından uzun bir süre sonra; davacı tarafından 24.11.2016 tarihinde gönderilen ihtarnameye cevap olarak 06.12.2016 tarihli ihtarname ile davacının sözleşmeden dönme talebinin bulunmaması halinde 15 gün süre içerisinde satış ofisine gelerek dava konusu bağımsı bölümün teslim edilmesi ihtar en bildirildiğini ileri sürerek haksız davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddini talep etmiştir.
DELİLLER
Başakşehir Tapu Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava, ayıp nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin feshi ve bundan kaynaklı zararın giderimi talebine ilişkindir.
Bu dava Tüketici Mahkemesice verilen görevsizlik kararı üzerine mahkememizin iş bu esasına kaydı yapılmıştır.
Somut olayda davacı taraf, yatırım amaçlı olarak İstanbul ili, …. ilçesi, … Ada, …. Parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binada kain ofis niteliğindeki 39 nolu bağımsız bölümün alımı konusunda davalı taraf ile resmi şekilde sözleşme yaptığını, ancak kendisine teslim edilen taşınmazın plan ve projeye uygun olmadığından bahisle ayıplı olduğundan bahisle sözleşmenin feshini ve fesihten kaynaklı zararını talep ettiği anlaşılmıştır.
Yargılama kapsamında davacının tacir olup olmadığına ilişkin olarak araştırma yapıldığı, ticaret sicilden ve vergi dairesinden herhangi bir kaydının bulunmadığı, aynı şekilde esnaf ve sanatkarlar sicil kaydının da bulunmadığı anlaşılmıştır.
Görev hususu dava şartlarından olup, mahkemece resen davanın her aşamasında incelenmesi gereken dava şartıdır. TTK nun 4. maddesinde ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumu düzenlenmiştir. TTK nun 4. maddesine göre; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Yine tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; TTK ndan, TMK nun 962–969. maddelerinden, TBK nun 202, 203, 444, 447, 487–501, 515–519, 532–545, 547–554, 555–560 ve 561–580. maddelerinden, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuattan, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerden ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
TTK nun 5. maddesinde de ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumundan hareket ederek asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işler düzenlenmiştir. TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Yine özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
Bir davaya asliye ticaret mahkemesinin bakmakla görevli olabilmesi için görülecek dava veya işin; 1-Ya her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davası olması, 2-Ya da TTK nda düzenlenen bir konudan doğan hukuk davası olması, 3-Veyahut TTK 4/1. maddenin (b), (c), (d), (e), (f) bentlerinde sayılan konulardan doğan hukuk davası olması, 4-Yahut da diğer özel kanunlardan doğan hukuk davası olması gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaydaki davanın TTK nda düzenlenmiş bir dava ve iş olmadığı gibi ticaret sicil kayıtları ve vergi kaydı uyarınca davacı taraf tacir değildir. Dava konusunun iş yeri olması tek başına davanın ticari dava olarak nitelendirilmesine gerekçe olamaz. Bu sebeplerle taraflar arasındaki uyuşmazlık alım-satım hükümlerine dayanmakta olup, bu nitelikteki davaların genel mahkemelerde görülmesi gerektiğine ilişkin genel hüküm dikkate alındığında somut olayda görev ve yetkili mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ’dir. Bu nedenle dilekçenin görev yönünden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir. (İstanbul B.A.M 18.H.D 2019/2711 Esas-2019/2334 Karar sayılı ilamı, İstanbul B.A.M 37. H.D 2019/1339 Esas ve 2019/2790 Karar sayılı ilamı)
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/12/2019

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı