Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/327 E. 2020/451 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/327 Esas
KARAR NO : 2020/451

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/08/2018
KARAR TARİHİ : 09/09/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 10/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü ……… Esas sayılı icra dosyası davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının borcu bulunmadığı iddiası ile itirazda bulunması üzerine takibin durduğunu, dava konusu takibin 15.10.2016 tarihinde davalının maliki olduğu …….. Plakalı araç ile İstanbul Emniyet Müdürlüğüne ait …….. plakalı motorsiklete çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkil şirket sigortalısı olan davalı zararına sebebiyet vermiş olup, müvekkil firma tarafından işbu miktar karşılandığını, söz konusu hasara ilişkin olarak müvekkil şirket tarafından …….. Sigorta Ekspertiz şirketinden hasarı ve sorumluların tespiti için ekspertiz çalışması talep ettiğini, gerçekleştirilen ekspertiz çalışması sonucu 14.11.2016 tarih ve ……… nolu rapor ile hasarın toplam miktarı 19.658,00-TL olarak hesaplandığını, dava ve takip konusu emtianın hasarlanması nedeniyle müvekkil şirket mağdur tarafın zararını tazmin etmek için müvekkil firma sigortacı sıfatı ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne 19.658,00-TL ödediğini, davamızın Kabulü ile borçlunun takibe, asıl alacağa ve faize ilişkin haksız itirazlarının kaldırılmasına, Bakırköy …… İcra Müdürlüğü ……… Esas sayılı icra dosyasındaki Takibin Devamına, davalı borçlunun asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 24/09/2018 tarihli dilekçesi ile Müvekkili ile davalı şirket arasında tüketici ilişkisi olmadığını, Davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı şirketin iddialarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, ispat edilemeyen haksız davanın reddine, davacnın %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava , davacı sigorta şirketinin davalı sigortalısına karşı açtığı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. HMK 138. Maddesi uyarınca mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.
13.01.2011 tarihinde kabul edilen ancak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesinde ticari davaların genel tanımı yapılarak “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” davaların ticari dava olduğu belirtilirken, devam eden fıkrasında, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava sayılacak işler arasında “Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve diğer ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde” öngörülen hususlardan kaynaklanan ticaret mahkemeleri olduğu hükmünü amirdir. Kanun yürürlüğe girmeden, 6335 sayılı Kanun ile 5. maddede değişiklik yapılmış ve asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk (ve diğer hukuk mahkemeleri) arasındaki ilişki, “işbölümü” ilişkisi olmaktan çıkarılıp, “görev” ilişkisine dönüştürülmüştür. Bilindiği üzere, mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Ancak, 6335 sayılı Kanunla 6102 sayılı TTK’na eklenen Geçici-10. madde, görev düzenlemesinin derdest davaları etkilemeyeceğini hükme bağlamıştır. (İstanbul B.A.M 37.H.D 2018/1080 Esas-2018/1492 Karar sayılı ilamı)
Y. 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11414
KARAR NO : 2019/4762 emsal sayılı kararında;
“Dava, zorunlu mali mesuliyet sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
1-Dava tarihinden önce, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Yasa’nın 73/1. maddesi; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 3. maddesinin 1. fıkrasının (l) bendinde, “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda, davacıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunan davalıya ait aracın karıştığı kaza sebebi ile dava dışı 3. kişiye ödenen maluliyet tazminatının davalının sürücüsünün olay yerini terk etmesi sebebi ile ZMMS yan şartları uyarınca rücuen davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmektedir. Davalıya sigortalı aracın kullanım amacı hususidir. Dava, sözü edilen Yasa’nın yürürlüğünden sonra açılmıştır. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, davacı sigorta şirketi ile davalı sigortalı arasında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna ilişkin görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” şeklindedir.
Dosyanın yapılan incelemesi sonucunda; davacının zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunan davalıya ait aracın karıştığı kaza sebebi ile dava dışı 3. Kişiye karşı ödemiş olduğu zararın davalının sürücüsünün olay yerini terk etmesi sebebine ve ZMMS yan şartlarına dayanarak başlatmış olduğu icra takibine itirazın iptali için öncelikle Bakırköy ……. Tüketici mahkemesinde dava açtığı, iş bu mahkemece görevsizlik kararı verildiği, bu kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleştiği, mahkememizce yapılan inceleme sonucunda davacı ile davalı arasında sigorta sözleşmesinin bulunduğu, buna ilişkin poliçenin dosyamız arasında yer aldığı, davalıya sigortalı aracın kullanım amacı hususi olduğu, akdedilen sigorta sözleşmesinin bir tüketici işlemi olduğu, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekeceği değerlendirilerek karşı görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yargılama yapma yetki ve görevinin Tüketici Mahkemesi’ne ait olduğundan HMK 114/1-ç maddesi delaletiyle HMK 115/2 maddesi gereğince davacının davasının USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi uyarınca dosyanın mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde daha önce görevsizlik kararı veren Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Mahkememiz kararı istinaf edilmeksizin kesinleştiğinde Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesi ile Mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluşacağından görev hususunun halli için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
4-Yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarının görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair, tarafların yüzüne karşı verilen görevsizlik kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.09/09/2020

Katip ……..
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır