Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/324 E. 2020/605 K. 28.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/324 Esas
KARAR NO : 2020/605

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2019
KARAR TARİHİ : 28/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE;Müvekkilinin Gebze Ticaret Sicil Kaydının … nosunda kayıtlı olup ambalaj sektöründe … ve …. lak, solvent bazlı matbaa mürekkepleri, solvent bazlı flexo ve rotogravür baskı mürekkepleri, coldseal, heatseal ve laklar gibi çeşitli destekleyici ürünleri üreten firma olduğunu, müvekkilin ticari faaliyeti kapsamında davalı şirkete siparişi üzerine çeşitli tarihlerde ürün satmış olup taraflar arasında bu şekilde bir ticari ilişkinin oluştuğunu, davalının taraflar arasında mevcut işbu ticari ilişki kapsamında müvekkile bir kısım ürün alımı konusunda sipariş verdiğini, müvekkilinin davalının siparişi üzerine faturada yer alan ürünleri hazırlayarak davalı yana sevke hazır hale getirdiğini, davalının ürünlerin sevke hazır hale gelmesi anına kadar ürün bedel, ödeme şekl vs hiçbir itirazda bulunmadığını, ürünler hazırlandıktan sonra normal prosedür gereği ürün bedeline karşılık çek vermeleri gerekirken vermediklerini, bu nedenle de ürünlerin teslim edilmediğini, davalının işbu haksız eylemi neticesinde müvekkilinin gerek hazırlanan ürünler için hammadde alımından gerekse ürünlerin ziya olmasından dolayı zarara uğradığını, bu zarar nedeni ile müvekkilin davalı şirket hakkında ticari uyuşmazlıklar hakkında dava şartı olan arabuluculuğa başvurduğunu, Bakırköy arabuluculuk bürosu … başvuru nosu ile yapmış olduğu başvuruda görüşme sonucu tarafların anlaşmaması nedeni ile sona erdiğini, gelinen aşamada müvekkilinin uğramış olduğu işbu zararın tahsili amacıyla da huzurdaki davayı ikame zaruretinin hasıl olduğunu belirterek haksız sebepler ileri sürülerek alınmaması nedeni ile müvekkilinin uğramış olduğu 10.000,00 TL’lik zararın dava tarihinden itibaren işleleyecek fazii ile birlikte müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacının huzurdaki davaya konu iddialarının mesnetsiz, talebi hukuki dayanaktan yoksun ve taraflar arasındaki ilişkinin değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, davacı tarafça “alım satım akdi yapılmış” şekilde iddia olunan sözleşme ilişkisinin sözleşmenin esaslı noktalarında tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesiyle kurulabileceğini, davalı tarafça “müvekkil ile davalı şirket arasında alım satım akdi yapılmış” olduğunun iddia olunmuşsa da dava dilekçesinde yer alan delillerden gerekse davaya dayanak gösterilen proforma niteliğindeki faturadan bu iddianın ispatlanamadığını, taraflar arasındaki ilişkinin davacının satmayı teklif ettiği, talimat veya onay verilmeyen veyahut da teslim edilmeyen malların satış teklifine ilişkin olduğunu, huzurdaki davaya konu edilen proforma faturanın, TTK md. 21 vd. Hükümleri anlamında bir fatura olmadığını, söz konusu proforma fatura niteliği itibari ile satıcının satmayı teklif ettiği malların cinsini, türünü, miktarını ve fiyatını gösterdiği liste olduğunu, söz konusu proforma faturada teslim tarihi veya yerine ilişkin bir ibarede bulunmadığının dikkate alındığında bunun ürün listesi niteliğinde olduğunun açık olduğunu, müvekkil tarafından proforma faturada gösterilen mallara ilişkin ödeme taahhüdünde bulunulmadığını, ödeme yapılmadığını, teminat gösterilmediğini, icaba davet niteliğindeki proforma faturanın bedeli ödenmeksizin sözleşmenin kurulduğunun kabulünün hatalı olduğunu belirterek davacının haksız davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının dava dilekçesinde, davacının ticari faaliyeti kapsamında davalı şirkete siparişi üzerine çeşitli tarihlerde ürün satmış olduğunu bu nedenle taraflar arasında bu şekilde bir ticari ilişkinin oluştuğunu, taraflar arasında mevcut ticari ilişki kapsamında davalının, davacıya bir kısım ürün alımı konusunda sipariş verdiğini, davacının davalının siparişi üzerine faturada yer alan ürünleri hazırlayarak davalı yana sevke hazır hale getirdiğini, davalının ürünlerin sevke hazır hale gelmesi anına kadar ürün bedel, ödeme şeklinde vs hiçbir itirazda bulunmadığını, ürünler hazırlandıktan sonra normal prosedür gereği ürün bedeline karşılık çek vermeleri gerekirken vermediklerini, bu nedenle de ürünlerin teslim edilmediğini, davalının işbu haksız eylemi neticesinde davacının gerek hazırlanan ürünler için hammadde alımından gerekse ürünlerin ziya olmasından dolayı zarara uğradığını, bu zarar nedeni ile davalıdan maddi zarar talebinde bulunduğu,
Davalının cevap dilekçesinde, davacının huzurdaki davaya konu iddialarının mesnetsiz, talebi hukuki dayanaktan yoksun ve taraflar arasındaki ilişkinin değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, davacı tarafça “alım satım akdi yapılmış” şekilde iddia olunan sözleşme ilişkisinin sözleşmenin esaslı noktalarında tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesiyle kurulabileceğini, davalı tarafça “müvekkil ile davalı şirket arasında alım satım akdi yapılmış” olduğunun iddia olunmuşsa da dava dilekçesinde yer alan delillerden gerekse davaya dayanak gösterilen proforma niteliğindeki faturadan bu iddianın ispatlanamadığını, taraflar arasındaki ilişkinin davacının satmayı teklif ettiği, talimat veya onay verilmeyen veyahut da teslim edilmeyen malların satış teklifine ilişkin olduğunu, huzurdaki davaya konu edilen proforma faturanın, TTK md. 21 vd. Hükümleri anlamında bir fatura olmadığını, söz konusu proforma fatura niteliği itibari ile satıcının satmayı teklif ettiği malların cinsini, türünü, miktarını ve fiyatını gösterdiği liste olduğunu, söz konusu proforma faturada teslim tarihi veya yerine ilişkin bir ibarede bulunmadığının dikkate alındığında bunun ürün listesi niteliğinde olduğunun açık olduğunu, davalı tarafından proforma faturada gösterilen mallara ilişkin ödeme taahhüdünde bulunulmadığını, ödeme yapılmadığını, teminat gösterilmediğini, icaba davet niteliğindeki proforma faturanın bedeli ödenmeksizin sözleşmenin kurulduğunun kabulünün hatalı olduğunu belirterek davacının davasının reddini talep ettiği,
Emsal İSTANBUL BAM 12 hd DOSYA NO: 2018/587, KARAR NO: 2019/1128 kararında; “6098 TBK’nın 1.maddesinde “Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir” 2.maddesinde “Taraflar sözleşmenin esaslı noktalarında uyuşmuşlarsa, ikinci derecedeki noktalar üzerinde durulmamış olsa bile, sözleşme kurulmuş sayılır.”
Ticari şirketlerde şirket adına sözleşme yapma yetkisi şirketi temsil ve ilzama yetkili temsilciye aittir. TBK 40-maddesi uyarınca yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçları ,doğrudan doğruya temsil olunanı bağlar.
6098 Sayılı kanunun 46.Maddesinde “Bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar.”, 47.maddesinde “Temsil olunanın açık veya örtülü olarak hukuki işlemi onamaması hâlinde, bu işlemin geçersiz olmasından doğan zararın giderilmesi, yetkisiz temsilciden istenebilir” hükümleri düzenlenmiştir,
Yetkisiz temsilcinin yaptığı sözleşmenin hukuki niteliği askıda hükümsüzlük halidir. Sözleşme temsil olunan tarafından onandığı takdirde sözleşme baştan bu yana geçerli sayılacak ,onanmadığı takdirde ise baştan bu yana geçersiz olacaktır. Somut olayda, taraflar arasında davalı şirket yetkili temsilcisi tarafından imzalanmış yazılı bir sözleşme bulunmadığı, şirket yetkilisi olmayan çalışanlar arasında e-mail yazışmaları ile teklif istenilip kabul edildiği , ancak sözleşmenin ifasına başlanmadığı anlaşılmıştır. Sicil kayıtlarından davalı şirket adına e-mail gönderen şirket çalışanının şirket temsilcisi olmadığı, sözleşmenin henüz ifasına başlanmadığı hususu da gözetildiğinde ,TBK 46.maddesi uyarınca yetkisiz temsilci konumunda bulunan şirket çalışanı tarafından gönderilen e-mail ile kurulan taşıma sözleşmesine davalı şirket tarafından açıkça ya da örtülü olarak onay verildiğinin ispatlanamadığı ve davalı şirketin bu sözleşme ile bağlı olmadığı, taraflar arasında davalı şirket tarafından açık veya örtülü onaylandığı ispatlanamayan taşıma sözleşmesi uyarınca cezai şart talep edilemeyeceği gözetilerek ,mahkemece davanın reddi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
Dosyanın yapılan incelemesi ve değerlendirilmesi sonucunda; davaya konu uyuşmazlık taraflar arasında yetkili temsilciler tarafından yapılmış esaslı unsurları bulunan bir sözleşmenin olup olmadığı, bu sözleşmenin davalı tarafı bağlayıp bağlayamayacağı hususlarında toplandığı, dosyada delillerin toplandığı, 3lü bilirkişi heyetinden rapor alındığı, dosyada alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, dosya kapsamında davacı tarafça davalı tarafa proforma fatura düzenlendiği, bu faturada davalıya ait herhangi bir kaşe ve imzanın bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenmiş sipariş onay formu, sözleşme, fiyat teklifi bulunmadığı, proforma faturanın sözleşmenin kurulması aşamalarına göre icaba davet veya icap niteliği taşıdığı, sözleşmenin kurulması için davalının açık ya da örtülü beyanının olması gerektiği, dosya kapsamında davalının sözleşmenin kurulması hükmünü taşıyan kabul niteliğinde irade beyanı olmadığı, proforma fatura ile whatsapp yazışmalarının birbiriyle tam olarak uyumlu olmadığı, burada whatsaap yazışmalarında belirtilen miktarlarda davalı tarafın sorumluluğunun kabul edilmesi için sözleşmenin davalı taraf yetkilisince yapılması gerektiği, davalı tarafça siparişlere ilişkin talep gönderen çalışanın şirketin yetkili temsilcisi olmadığı ve sözleşme yapmaya yetkili olmadığı yönünde itirazın bulunduğu, davalı tarafın bu itirazı da dikkate alındığında, sözleşme yapmaya yetkili olmayan çalışan tarafından yapılan sipariş işleminin davalı şirket yönünden askı da geçersiz olduğu, bu işlemin davalı tarafça kabul edilmemesi onaylanmaması nedeniyle baştan beri geçersiz olduğu dikkate alınarak açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 170,78-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 116,38 TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 1.800,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır