Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/305 E. 2022/766 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/305 Esas
KARAR NO : 2022/766

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/05/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ :06/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; 20.06.2018 tarihinde davalı ……… Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı olan, davalı ……..’ un maliki ve davalı sürücü ……….’ in idaresindeki ………. plakalı aracın çarpması sonucu davacı yaya ………’ nün ağır yaralandığını; Küçükçekmece ……. Asliye Ceza Mahkemesinde ……. Esas sayı ile yargılamasının devam ettiği; Tazminat için Sigorta şirketine müracaat edildiği, ödeme yapılmadığı; Arabuluculukta anlaşma sağlanamadığı; Kazada yaya müvekkilin hiçbir kusuru bulunmadığı; Yukarıda açıklanan nedenlerle; Fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere belirsiz alacak talepli olarak; Geçici ve kalıcı iş gücü kaybı ve diğer zararlar mukabilinde maddi tazminatların kaza tarihi itibari ile uygulanacak ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteseslisilen tahsiline, Davacılar ………, baba ……… ve anne ………. için kişi başına 20.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi itibariyle uygulanacak ticari faiziyle birlikte davalılardan ………. ve ……..’ tan müştereken ve müteselsilen tahsiline; yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı sigorta vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; dava konusu sigortalısı ………. olan sürücü ………. sevk ve idaresindeki ………. plakalı araç için müvekkil şirketçe 23/05/2018 – 23/05/2019 tarihleri arasında Karayolları ZMSP düzenlendiği, müvekkili şirketin kişi başına teminat limiti azami 360.000,00TL olarak sınırlandırıldığı, davacının kaza sonucu ağır şekilde yaralandığı, sürekli sakatlığa maruz kaldığı, iddiası davacı tarafından ispata muhtaç bir iddia olduğunu, kusur oranının öğrenilmesinden sonra davacının geçici ve sürekli sakatlık iddialarının da araştırılması gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ………. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; sevk ve idaresinde bulunan araç ile 20/06/2018 gün 19:00 sıralarında ……. mahallesi ulus sokakta aracını park edeceği sırada ……….’ye çarptığını, çocuğun sesini duyar duymaz aynı araçla ve yakınlarıyla birlikte en yakın hastane olan ……. Hospital hastanesine götürdüğü, orada ilk müdahaleler yapıldığı dedesine kan vereceği için hastaneden ayrılmak zorunda kaldığını, hastaneye döndüğünde küçük başka bir hastaneye götürdüklerini, meydana gelen trafik kazası sebebiyle üzgün olduğunu, yapılacak yargılamada küçük için ailesi tarafından tedavisine yönelik olarak yapılan masraflardan kusur oranı doğrultusunda kendisine düşecek kısmı ödeyeceğini davacı tarafın talep ettiği manevi tazminat talebinin kabul edilemez olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinden özetle; 20/06/2018 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sebebiyle davacı ………’nün ağır yaralandığı, yaya olan davacının kusuru olmadığı, ceza yargılamasının devam ettiğini, davacı …… yönünden maddi tazminat ile bu davacı ile birlikte diğer davacılar yönünden manevi tazminat talep edildiği,
Davalı ……….’in cevap dilekçesi sunarak kaza sonrasında davacıyı hastaneye götürdüğünü, kusuru ornaında maddi tazminatı ödeyeceğini, manevi tazminatın fahiş olduğunu, kabul edilemez olduğunu beyan ettiği,
Davalı Sigorta Şirketi’nin cevap dilekçesinden özetle; sorumluluğun poliçe limitiyle sorumlu olduğunu, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, kusur dağılımı için ATK’dan rapor alınması gerektiğini, TBK 52 uyarınca davacının kusurunun indirim sebebi yapılması gerektiğini, tazminata ilişkin davacının ağır şekilde yaralandığı , sürekli malul kaldığına ilişkin savunmalarının ispata muhtaç olduğunu davanın reddini talep ettiği,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı …….. sürücüsü olduğu ve davalı ……. adına kayıtlı ………. plakalı aracın davacı …….. çarpması neticesinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasında tarafların kusur durumunun ne olduğu, davacılara ödenmesi gereken maddi ve manevi tazminat olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Dosyanın yapılan incelemesinde dosyada delillerin toplandığı, davacı tarafın davalı “……..” ismini “……….” olarak düzeltilmesi talebinde bulunduğu, mahkememizce bu talebin kabul edildiği, davacının 18.11.2019 tarihinde maddi tazminat talebini açıkladığı, ceza dosyasında alınan kusur raporunda davacı ………’nün kusursuz, davalı ……….’in asli kusurlu olduğunu belirttiği, Küçükçekmece …….. Asliye Ceza Mahkemesi ……. esas …… esas sayılı kararıyla bu kusur raporuna itibar edilerek davalının cezalandırılmasına karar verildiği, HAGB kararının itirazın reddedilerek kesinleştiği, Mahkememiz dosyası kapsamında …….’den rapor alındığı, davalı sürücü ……….’in tam kusurlu olduğu, davacı ………’nün kusursuz olduğunun belirtildiği, ceza dosyasındaki kusur raporu ile hukuk mahkemesi dosyasındaki kusur raporlarının birbiriyle uyumlu olduğu, ATK’dan alınan maluliyet raporunda davacı ………’nün %3,3 oranında malul kaldığı iyileşme sürecinin 4 aya kadar uzayacağının belirtildiği, aktüerya bilirkişisi ile SUT uzmanı bilirkişiden rapor alındığı, davacı tarafın 15.06.2022 tarihli dilekçesi ile sulh olunduğunu belirttiği ancak uzlaşma protokolünün uyap sisteminden sunulmadığı (eki olmadığı), davacı tarafın 10 nolu celsedeki beyanında, sigorta şirketi ile sulh olunduğunu, maddi tazminata ilişkin sigorta şirketi ile sulh olunduğundan diğer taraflara ilişkin talebinin olmadığını, maddi tazminata ilişkin davalılardan vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını, ancak manevi tazminata ilişkin diğer davalılar yönünden vekalet ücreti ve yargılama gideri olduğunu beyan ettiği,
2918 sayılı KTK nun 85. maddesi gereği, bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ile bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, aynı yasanın 88. maddesi gereği de, bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlarında müteselsilen sorumlu olacakları,
6098 sayılı TBK. madde 61 ve 62 ile müteselsil sorumluluk esaslarına göre; birden çok kişinin birlikte bir zarara sebebiyet vermeleri durumunda veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanacağı, müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her birinin, TBK. madde 162 ve 163 göre, borcun tamamından sorumlu olacakları, TBK. madde 167 uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu haklarınında mevcut olacağı, davacının, dava dilekçesinde müteselsil sorumluluk ilkesi gereği zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından talep edebileceği, buna göre zarara sebebiyet verenlerin TBK. madde 61 ve 62 gereğince zarardan müteselsil sorumluluk esaslarına göre sorumlu olacakları, borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar, müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olacağı (BK 166/1). borcun tamamının borçlulardan biri tarafından ödenmesi halinde diğer borçluların da alacaklıya karşı borçtan kurtulacağı, alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşmasının, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtaracağı, (BK 166/3).
Sulh’un, 6102 sayılı HMK da düzenlendiği, davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu, HMK. 313 vd. Maddelerinde “…Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir… Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir… Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” düzenlemeleri bulunduğu, her ne kadar dosya kapsamına sulh sözleşmesi sunulmamış ise de davacı tarafın maddi tazminat talebine ilişkin sulh olunduğu beyanı ve talebi de gözetilerek maddi tazminat yönünden sulh olunması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, maddi tazminata ilişkin davacının yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından yargılama giderleri hesaplanırken bu durumun dikkate alındığı,
Davacıların manevi tazminat talebine ilişkin yapılan inceleme de; 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceğinin öngörüldüğü, Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, o halde, bu tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiği, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği, 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların da açıkça gösterildiği, bunların her olaya göre değişebileceğinden hakimin bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiği, hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, kazazedenin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği,
Açıklanan bu ilkeler ışığında; davacı ……… yönünden, somut olayın oluş şekli, olay tarihi, davacının kusursuz oluşu, davalının kusurunun ağırlığı, maluliyet oranı, davacının yaşı, paranın satın alma gücü, davacının hayatlarının geri kalan döneminde hissedeceği manevi zarar dikkate alınarak davacı tarafın 20.000TL manevi tazminat talebinin bu davacı yönünden tam kabulüne karar verildiği,
Diğer davacıların yaralanan …….. ‘in anne ve babası olduğu, iş bu davacıların manevi tazminat talebinin TBK 56 madde içeriği de dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği, bu madde içeriğinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
” denildiği, davacının maluliyet oranının %3,3 olduğu, ATK rapor içeriği incelendiğinde kırık olmakla birlikte ampute olma yada davacının, anne ve babasına sürekli bağımlı olmasını gerektirir nitelikte bir yaralanmasını olmadığı bu nedenle bu madde şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak anne ve baba yönünden manevi tazminatın reddine karar verilerek yargılama giderinde bu hususta aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların maddi tazminat talepleri yönünden davalılar ile sulh olunduğundan dolayı maddi tazminat talepleri yönünden sulh sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı ………’nün manevi tazminat talebinin kabulü ile 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 20.06.2018’den itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalı ………. ve davalı ……….’ tan müştereken ve müeselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Davacılar ……… ve ……….’nün manevi tazminat talebinin TBK 56/2 madde yasal şartları oluşmadığından ayrı ayrı reddine
4-Maddi tazminat talepleri yönünden davacı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.366,2‬0.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 44,40.-TL peşin ve 1.007,74TL tamamlama harcından mahsubu ile eksik kalan 314,06‬.-TL karar harcının davalılar ………. ve ……….’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (tahsilde tekerrür etmemek üzere)
6-Davacılar tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 44,40.-TL peşin ve 1.007,74TL tamamlama harcının davalılar ………. ve ……….’dan tahsili ile davacı ………’ye verilmesine,(tahsilde tekerrür etmemek üzere)
7-Davacılar tarafından suçüstü ödeneğinden ayrıca dosyaya yatırılan toplam 700,00 TL gider avansından harcanan 556,45‬.-TL yargılama giderinden davanın kabul nispetine göre (1/3) 185,48 TL yargılama giderinin davalılar ………. ve ……….’dan tahsili ile davacı ………’ye verilmesine, (tahsilde tekerrür etmemek üzere)
8-Suç üstü ödeneğinden karşılanan 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 1.070,00 TL adli tıp fatura ücreti ve 116,00 TL tebligat gideri toplamı olan 3.286,00TL yargılama giderinden;
A)Davanın kabul nispetine göre (1/3) 1.095,33 TL’sinin davalılar ………. ve ……….’dan alınarak hazineye gelir kaydına, (tahsilde tekerrür etmemek üzere)
B)Davanın ret nispetine göre (2/3) 2.190,67 TL’sinin davacılar ………. ve ………’den alınarak hazineye gelir kaydına, (tahsilde tekerrür etmemek üzere)
9-Davalılar tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı ……… kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalılar ………. ve ……….’dan tahsili ile davacı ………’ye verilmesine, (tahsilde tekerrür etmemek üzere)
11-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin, arabuluculuk işleminin sigorta şirketi ile yapıldığı ve davacının sigorta şirketine ilişkin yargılama gideri olmadığı da anlaşılarak davacılar alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
29/09/2022

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır