Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/304 E. 2019/1199 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/304 Esas
KARAR NO : 2019/1199

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2015
KARAR TARİHİ : 18/12/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ: 17/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 23/01/2015 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Davacı ile davalı arasında davalının kardeşinin sahibi olduğu ……… Madenler Oto Ltd. Şti.’nin ……. merkezinde 2 adet 2012 model …….. marka aracın satımı konusunda 220.000 EURO üzerinden anlaşma yapıldığını, anlaşmaya dayalı olarak 110.000 EURO nakit ile 2 adet çek verildiğini, bu çeklerden ilkini …….. adına …….. Bankası …….. Şubesi nezdinde 97.000.-TL bedelle düzenlendiğini, diğerinin ise davalının kardeşi …….. adına 200.000.-TL bedelli olarak çeklerin düzenlendiğini, satın alınan aracın teslimi konusunda davalı tarafın sürekli oyaladığını, 30/09/2014 tarihli çekin …….. adına ciro edilerek başkasına verilmiş ve 3. kişi tarafından söz konusu çekin tahsil edildiğini, satın alınan araçların kendilerine teslim edilmediğini, bu sebeplerle haklı davanın kabulü ile müvekkilinin iş bu dava konusu çekten herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı ile iş bu dava konusu çek nedeni ile herhangi bir borcunun bulunmadığının tespinie ve dava konusu çekin iptaline, müvekkilinin keşidecisi olduğu ……. Bankası A.Ş. …….şubesi’ne ait 31/01/2015 vadeli, …….. çek nolu, 200.000 TL bedelli çekin bankalara ibrazı halinde ödeme yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; 30/01/2015 keşide tarihli 201.000 TL bedelli çeki davacı tarafın borcuna karşılık …….. adına keşide ederek teslim ettiğini, kabul ve ikrar ettiğini, çekin bir ödeme aracı olduğunu, kendilerinin imzası bulunmayan adi geçersiz sözleşmeyle ispat etmeye çalıştıklarını, fotokopisi ibraz edilen 15/08/2014 tarihli sözleşme başlıklı belgenin altında …….’nın kaşe ve imzasının görülmekte olduğunu, ancak burada davalı ……..’in hiçbir imzası ve parafı olmadığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini, bununla birlikte söz konusu çekte
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

…….. ve ……. Şti.’nin herhangi bir cirosu olmadığından bu davalılar yönünden davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, sahtecilik iddiasını kabul etmediklerini, fotokopisinin sunulduğunu, söz konusu belgenin sahte olduğunu, iddia edildiği şekilde böyle bir otomobil satışının olmadığını belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, davacının yatırdığı teminatın müvekkili ……..’in zararlarını karşılamak üzere davacıya iade edilmemesine, davalılar …….. ve ……. Ltd. Şti. Yönünden davanın husumet yönünden reddine, bütün davalılar yönünden haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada ön inceleme aşaması tamamlanmış, tahkikat aşamasına geçilmiş, …….Bankası A.Ş.’nden, …….. Bankası A.Ş.’nden ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden bir kısım evrak ve belgeler ile Bakırköy …….. İcra Dairesi’nin …… Esas sayılı ve Bakırköy …….. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …….. Esas sayılı dosyaları dosyamız arasına celp edilerek incelenmiştir.
Davacı tarafça dava konusu yapılan sözleşme aslı mahkememize ibraz edilmiş olmakla, mahkememiz kasasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ………. Ltd. Şti. arasında imzalanan iki adet araca ilişkin harici araç satış sözleşmesinde satış bedelinin 220.000 € olarak belirlendiğini, kararlaştırılan bedelin 110.000 €’luk kısmının elden nakit olarak verildiğini, geri kalan kısım için davalı …….. adına düzenlenmiş 97.000,00 TL’lik ve davalı …….. adına düzenlenmiş 200.000,00 TL’lik çeklerin verildiğini, 97.000,00 TL’lik çekin cirolanarak bankaya ibrazı üzerine ödendiğini, buna rağmen araçların kararlaştırılan teslim tarihinde teslim edilmediğini ileri sürerek müvekkilinin davalı …….. adına düzenlenen 200.000,00 TL’lik çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, çekin bir ödeme aracı olduğunu ve davacı tarafça borcuna karşılık verildiğini, davacının bedelsizliğe ilişkin iddiasının dayanağı olarak ileri sürdüğü adi araç satış sözleşmesinde müvekkilinin imzası bulunmadığını, bu belgenin kambiyo senedinin aksini ispat için yeterli olmadığını, müvekkilleri …….. ve ……. Ltd. Şti.’nin çekte ciroları bulunmadığı için bu müvekkillere karşı husumet yöneltilmeyeceğini, müvekkili şirket ile davacı arasında böyle bir satış sözleşmesi yapılmadığını, bu belgenin sahte olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu çek ……..’e herhangi bir şekilde davacı ile olan ticari ilişkisi ve aralarındaki alacak borç ilişkisi kapsamında verilmediği, çekin, bankası seri numarası ve miktarı yazılmak suretiyle davacı şirket ile davalı ………. Ltd. Şti. arasındaki yapılan geçerli olmayan harici araç alım satım sözleşmesi kapsamında verildiğinin anlaşıldığı, sözleşmenin geçersizliği ve de sözleşmedeki araçların davacıya teslimi de sağlanmamış olması sebebiyle söz konusu çekten dolayı davacının herhangi bir borcu olamayacağı değerlendirmesiyle davalı ………. Ltd. Şti. İle davalı ……..’e yönelik açılan davanın kabulü ile bu davalıların dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalı ……..’in sözleşmeyi davalı ………. Ltd. Şti.’nin sahibi ve temsilcisi olarak imzalaması dışında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalılar …….. ve ………. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkeme hükmü davacı vekiline 26/07/2016 tarihinde davalılar …….. ve ………. Ltd. Şti. vekilinin temyiz dilekçesi ise 05/09/2016 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi, HUMK’un 432. maddesinde öngörülen 15 günlük süre adli tatile rastladığından 6100 sayılı HMK’nın 104. maddesi uyarınca uzamış süre ve HUMK m. 433/II c-2 hükmünde düzenlenen 10 günlük katılma yolu ile temyiz süresi geçirildikten sonra 19/09/2016 tarihinde temyiz defterine kaydedilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Dava çek nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu çekte davacı keşideci, davalılardan …….. lehtar olup diğer davalı ………. Ltd. Şti.’nin çekte sıfatı bulunmamaktadır. Bu itibarla adı geçen şirket aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Öte yandan yerel mahkemenin gerekçesinde sözünü ettiği harici oto alım sözleşmesi davacı ile davalı şirket arasında imzalanmış olup, davalı ……..’in anılan sözleşmede imzası bulunmamaktadır. Çek, kural olarak bir ödeme vasıtası olup davalı …….. sözü edilen harici satış
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır
sözleşmesinin kendisini bağlamadığını savunmaktadır. Bu durumda mahkemece davalı …….. hakkında taraf şirketler arasında düzenlenen harici oto alım sözleşmesi gerekçe yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Her ne kadar Yargıtay …….. Hukuk Dairesinin 04/04/2017 tarih, …….. esas ……. karar sayılı bozma ilamı ile mahkememizce verilen kararın “……” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş ise de, mahkememizce aşağıda belirtilen gerekçelerle mahkememizin 23/12/2015 tarih, ……. esas ……. karar sayılı kararında direnilmesine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde değerlendirmeye geçilmiştir.
Dava davalı …….. adına düzenlenen …….Bankası A.Ş. ‘ne ait, 30/01/2015 keşide tarihli, …….. numaralı, 201.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Davacı davaya konu çekin araç satış sözleşmesinde kararlaştırılan satış bedeline ilişkin olduğunu ve araçların kendisine teslim edilmediğini beyan ederek çekin bedelsiz kaldığını iddia etmek suretiyle çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ederken, davalı taraf ileri sürülen araç satış sözleşmesinde davalı ……..’in imzasının bulunmadığını, diğer davalıların ise çekte cirolarının bulunmadığını, satış sözleşmesini kabul etmediklerini, çekin bir ödeme aracı olduğunu özetle ileri sürmüştür.
Dosyaya bir örneği sunulan 15/08/2014 tarihli sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin 2 adet aracın satışına ilişkin olduğu, araç satış bedeli olarak 220.000 Euro kararlaştırıldığı, 110.000 Euro’nun elden nakit olarak teslim edildiği, geriye kalan 110.000 Euro için 2 adet çek düzenlendiği, birinci çekin …….. Bankasına ait …….. numaralı, 30/09/2014 tarihli, 97.000 TL bedelli çek olduğu, ikinci çekin ise …….Bankası A.Ş. ‘ne ait, 30/01/2015 keşide tarihli, …….. numaralı, 201.000,00 TL bedelli çek olduğu, bu çeklerin …….. adına düzenlenip sözleşmenin tarafına teslim edildiği, araçların en geç 10/11/2014 tarihinde teslim edileceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Davalı taraf cevap dilekçesindeki savunmalarında, 15/08/2014 tarihli sözleşmenin sahte olduğunu, ……. Ltd. Şti ile davacı …….. Ltd. Şti arasında araç alım satımının söz konusu olmadığını, hiçbir zaman böyle bir alışverişin gerçekleşmediğini ileri sürmüş olup daha sonra yargılama aşamasında sözleşme aslı dosyaya sunulduktan sonra 13/10/2015 tarihli dilekçesi ile ……. Ltd. Şti altındaki kaşesi altındaki imzanın müvekkili ……..’in imzasına büyük ölçüde benzerlik gösterdiğini, böyle bir sözleşme olmadığını, bir şekilde elde edilen ve altında ……..’in imzasını taşıyan bir kağıdın üst tarafının doldurulması suretiyle bu sözleşmenin düzenlendiğini, açığa atılan imzanın kötüye kullanıldığını beyan etmiştir. Davalı taraf …….. yönünden sözleşme altındaki imzayı açıkça inkar etmemiş, açığa imzanın kötüye kullanıldığı iddiasında bulunmuş ancak bu hususta yapılmış herhangi bir suç duyurusuna veya görülen bir ceza davasına rastlanmadığı gibi iddiayı ispata yarar ve dosyaya yansıyan herhangi bir bilgi, belge sunmamıştır. Sözleşme altındaki imzanın açıkça inkar edilmemiş olması ve açığa imzanın kötüye kullanılması iddiasının ispatlanamamış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı şirket ile davalı ……. Tic. Ltd. Şti arasında araç alımına ilişkin sözleşme kurulduğunun kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Aynı sözleşmede dava konusu …….Bankası A.Ş. ‘ne ait, 30/01/2015 keşide tarihli, …….. numaralı, 201.000,00 TL bedelli çekin davalı …….. kardeşi olan …….. adına düzenlenip sözleşmenin tarafına teslim edildiği belirtilmiştir. Dolayısıyla davaya konu çekin dosyaya sunulan 15/08/2014 tarihli araç satışına ilişkin sözleşme kapsamında keşide edildiği hususunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır. Dosyaya celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre davalı …….., sözleşme altında imzası bulunan ……. Tic. Ltd. Şti’nin kurucu ortağı ve temsilcisidir. Davalı …….. ise davalı …….. kardeşidir. Dava konusu çekin, sözleşme kapsamında düzenlenen bir çek olduğu hususu sözleşme metninden açıkça anlaşılıyor olmasına rağmen davalı …….. tarafından çekin borcun ifası için verildiği, davacı ile aralarında eskiye dayanan altın ve para alışverişleri olduğu yönündeki iddiaları destekler nitelikte herhangi bir bilgi, belge ve delil sunulmamıştır. Bu kapsamda davalı …….. ile davacı şirket arasında geçmişe dayalı ticari ilişki olduğunu ve bu kapsamda dava konusu çekin düzenlendiği hususunu ispata yarar dosyaya sunulan başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Her ne kadar çekin bir ödeme aracı olup bir borcun ifası için verildiği, bu iddianın aksini ispat eden tarafın iddiasını ispat etmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, davalı ……..’in çekin lehdarı olduğu, dolayısı ile çekin altındaki temel ilişkinin tartışılması gerektiği, yukarıdaki paragrafta vurgulandığı üzere çekin araç satış sözleşmesi kapsamında düzenlendiği kanaatine varılmış olup davalının savunmasına itibar edilmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; 15/08/2014 tarihli sözleşme kapsamında düzenlenen çeklerden birinin davalı …….. adına, davanın konusunu oluşturan diğerinin davalı …….. adına düzenlenmiş olması, bu şahısların birbirleriyle kardeş olması, davalı ……..’in sözleşme altında imzası bulunan ……. Tic. Ltd. Şti ‘nin kurucusu ve yetkilisi olması, sözleşme metninde davaya konu çekin açıkça yer alıyor olması, davalı ……..’in dava konusu çeki altın ve para alışverişleri
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

kapsamında aldığı yönündeki iddiasının ve davacı ile aralarındaki ticari ilişkinin ispatlanamamış olması, her üç davalının da vekilliğinin aynı şahıs tarafından yapılması hususları birlikte dikkate alındığında, hukuk düzeninin kötü niyeti korumaması gerektiği ilkesinden hareketle, davanın davalı …….. yönünden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Diğer yandan dava konusu çek üzerinde davalı ……. Ltd. Şti. ile davalı ……..’in sıfatının bulunmadığı, bu nedenle bu davalıların pasif husumet ehliyetinin de olmadığı, dolayısı ile bu davalılar hakkında açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve nihayetinde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin 23.12.2015 tarih, ……. esas, …… karar sayılı kararında davalı …….. hakkında verilen kararda DİRENİLMESİNE,
Davacının davalı ……..’e yönelik açmış olduğu davanın KABULÜ ile;
……. Bankası ……. Şubesi’ne ait 31/01/2015 vadeli, 201.000 TL bedelli …….. seri nolu çekten dolayı davacı tarafın davalı ……..’e BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davanın davalı ……… Madenler Oto San. ve Tic. Ltd Şti yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Davanın davalı …….. yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle REDDİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 13.662,00.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 3.415,50.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 10.246,50.-TL karar harcının davalı ……..’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, (Bozmadan önce eksik kalan karar harcının tahsili için Vergi Dairesine harç tahsil müzekkeresi yazıldığı anlaşılmakla, söz konusu harç ……… MADENLER OTO SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.’nden tahsil edilmişse karar kesinleşince ve bu davalının talebi halinde iadesi için müzekkere yazılmasına,)
5-Davacı tarafından yatırılan 27,70.-TL başvurma harcı, 3.415,50.-TL peşin harcın davalı ……..’den tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyada yapılan 157,95.-TL yargılama giderinin davalı ……..’den tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı ……… MADENLER OTO SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ ve …….. tarafından dosyada yapılan 110,20.-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 18.010,00.-TL vekalet ücretinin davalı ……..’den tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı …….. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ……..’e verilmesine,
10-Davalı ……… MADENLER OTO SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ……… MADENLER OTO SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.’ne verilmesine,
11-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden yasal 15 günlük sürede ilgili Yargıtay Dairesine temyiz başvuru hakları hatırlatılarak açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/12/2019

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümleri uyarınca elektronik imza ile imzalanmıştır.*