Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/297 E. 2020/442 K. 07.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/297 Esas
KARAR NO : 2020/442

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2019
KARAR TARİHİ : 07/09/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 09/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkillerinin davalıya otomobil tamir bakım hizmeti verdiğini, fatura kesildiğini, davalının borcunu ödemediğini açılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacının belirttiği tamir işlerinden sonra aracın tekrar arızalandığını, müvekkillerinin aracı başka yerde tamir ettirdiğini, davacının yapmadığı bir iş için müvekkillerinden fatura ile para talep ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafın davalıya araç tamir-bakım hizmetinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibine davalının itirazı üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.

Taraflar arasında araç tamir-bakımına ilişkin eser sözleşmesi bulunduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalı taraf, bu hizmetin karşılığı olarak davacı tarafa çekler ve nakit ödemelerle toplamda 19.490,00 TL ödeme yaptıklarını, araç tamir edildiği denilerek teslim edildiğini ancak tüm ödemesi yapılan aracın bir kez daha arıza yapınca başka bir firmaya tamir ettirdiklerini ileri sürmüştür.
Davacı şirket yetkilisinin duruşmada beyanı alınmış, beyanında: “Davalının aracının işyerimizde tamir ettik. 15 veya 1 ay sonra geri geldi arabanın su eksilttiğini söyledi. Tekrar silindir kapağının yenisini taktık. Davalı bize bu işlemler ile ilgili bir takım ödemelerde bulundu ancak en son aracının silindir kapağı ile ilgili yaptığımız işlemlerden dolayı bir fatura daha kestik davalı bu fatura bedelinin bize ödemedi. Sonra oğlu gelip bizden yüksek miktarda iskonto yapmamızı istedi. Bizde kabul etmedik” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Dosyaya sunulan 25/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda da görüldüğü üzere; davacı şirketin cari hesap ekstresinde davalı tarafın 13/04/2018 tarihli 14.000,00 TL çek ödemesi, aynı tarihli 2.000,00 TL nakit ödemesi ve 18/04/2018 tarihli 3.490,00 TL lik senet ödemeleri bulunduğu görülmüş ve bu ödemelerin davalı tarafın savunmalarını doğruladığı, davacı tarafın cari hesap kayıtlarına göre 06/11/2018 tarihli ……. evrak nolu 5.638,04 TL lik satış faturası sonrasında bakiye alacağın 5.738,05 TL olarak göründüğü anlaşılmıştır.
Dolayısıyla davalının davacıya 06/11/2018 tarihli …… evrak nolu 5.638,04 TL’ lik satış faturası öncesinde bakiye borcu kalmadığı, davacı şirket yetkilisinin duruşmada alınan beyanından da anlaşıldığı üzere uyuşmazlığın bu satış faturasına konu hizmetin verilip verilmediğinden (silindir kapağı ile ilgili yapılan işlemden dolayı) kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Böylece mahkememize yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmakla ve davalı tarafça verilen hizmet inkar edilmekle, davacı tarafın eser sözleşmesine konu hizmeti (silindir kapağı ile ilgili yapılan işlem) verdiğini ispatlaması gerekmektedir. Bu konuda herhangi bir yazılı delil sunulamadığı gibi, iddia edilen alacağın HMK’nun 200.maddesinde belirtilen tanıkla ispat sınırının altında kaldığı, dolayısıyla davacının davasını ispat edemediği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafın dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanması nedeni ile yemin delili hatırlatılmış, davacı tarafça yemin deliline başvurularak davalı duruşmaya davet edilmiş ve usulüne uygun bir şekilde yemini eda etmesi nedeni ile ispatlanamayan davanın reddine, davacı tarafın kötüniyetli olarak takip başlattığı hususu sabit görülmediğinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Davacı tarafın kötü niyeti subut bulmadığından davalı tarafından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
07/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır