Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/268 E. 2020/10 K. 06.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/268 Esas
KARAR NO : 2020/10

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2019
KARAR TARİHİ : 06/01/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ: 05/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Davalının müvekkilerinden mal ve hizmet aldığını, fatura kesildiğini, borcun ödenmeyen kısmı için icra takibi yapıldığını, açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı … tarafından borçlu ……. Ağır Vasıta Bakım Servisi Sanayi İç ve Dış Ticaret A.Ş. şirketine yönelik 12.713,05 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın yasal defterlerini incelendiğini, davalı tarafın defterlerinin sunulmadığını, davalı tarafından 12.713,09 TL bakiye borcun davacıya ödenmemiş olduğunu belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari mal satışı ve hizmet sunumu nedeni ile davacının davalıdan alacaklı olduğundan bahisle başlattığı icra takibine itiraz üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafça davaya cevap verilmemiş ve herhangi bir delil de sunulmamıştır.
Davacı tarafça gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, ancak davalı kendisine yapılan tebligata rağmen inceleme gününde defter ve belgelerini bilirkişi incelemesine sunmamıştır. Bilirkişi tarafından davacı tarafça sunulan defter ve belgelerin incelenmesi sonucunda düzenlenen SMMM bilirkişi raporunda, özetle; davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle bakiye 12.713,09 TL alacağının kaldığı tespit olunmuştur.
Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmış olup, aynı defterlerde davalı tarafça yapılan bir kısım ödemeler de kayıtlıdır. Dolayısıyla taraflar arasında ticari mal alışverişi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf, icra takibine itiraz dilekçesinde tüm ödemelerin yapıldığını savunarak aralarındaki ticari ilişkiyi kabul etmiş, ancak alacağının kalmadığını ileri sürmüştür. Davacı taraf, yasal yükümlülüğü gereği tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Kaldı ki alacağa dayanak faturalar e-fatura şeklinde davalıya tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir itirazda da bulunulmamıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın beyanını kabul edebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandıında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir. Bu konuda Yargıtay ….. HD.’nin 13/06/2017 tarih ve …. E ….. K sayılı kararı da benzer nitelikte olup, bu kararda “Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır” denilmiştir.
SGK’ya yazılan müzekkereye verilen cevaplardan alacağa dayanak irsaliyeli faturaların altında imzaları bulunan şahısların davalı çalışanları olduğu tespit edilmiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle dayanak faturalar ile sevk irsaliyeleri ve SGK cevabi yazısı ve davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınması da göz önünde bulundurulduğunda; davacı tarafça alacağın ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş, ancak davacı tarafın takipten önce davalıyı temerrüde düşürmemiş olması nazara alınarak işlemiş faize yönelik talebin reddi gerekmiş ve netice itibariyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-KISMEN KABULÜ ile
Davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin talep edilen asıl alacak üzerinden devamına,
İşlemiş faiz talebinin REDDİNE
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren tcari avans faizi uygulanmasına,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınacak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 868,42.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 158,52.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 65,63.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 644,27.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 158,52.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 847,00.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 820,41 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 1.278,56 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irad KAYDINA, bakiyenin davacı tarafından tahsili ile hazineye irad kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
06/01/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır