Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/256 E. 2019/387 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/256 Esas
KARAR NO : 2019/387

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2018
KARAR TARİHİ : 17/04/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 17/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin ……. sahil yolu yapım işinde yüklenici olarak görev yaptığını, bu sahil yolu işinde davalı şirket ile davacı müvekkil arasında 07/03/2016 tarihinde “Toprak İşleri Taşeren Sözleşmesi ” başlıklı taşeron sözleşmesi yapıldığını, davacı şirketin ……. bank 23/03/2016 tarihli …… REFERANS nolu, …… numaralı 100.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunu davalıya verdiğini, sözleşmenin idareye bildirilmediğini, sözleşmenin hukuka aykırı olduğunu, iyi niyet kurallarını barındırmadığını, davalının kendisini idare yerine koyduğunu, tamamen davalıyı koruyan bir sözleşme olduğunu, müvekkil şirketin bu sözleşmenin sadece prosedür olacağını söyleyen şirket temsilcisi ve sözleşme imzacısı ve aynı zamanda şirket sahibinin oğlu olan …..’ın sözüne güvendiğini ve sözlü verilen taahhütlere güvenerek işe başladığını, davacı şirketin işi yerine getirmek için 100 bin lira masraf yaptığını, davalının haksız yere sözleşmeyi feshederek davacı müvekkil şirketin zarar etmesine sebep olduğu gibi teminat mektubunu kötü niyetli şekilde paraya çevirdiğini ve hakedişi de ödemediğini, davalının haksız ve kötü niyetli oşekilde feshettiği sözleşmeden dolay hak edişin, haksız olarak tahsil ettiği teminat mektubunun ve mahrum kalınan kârın davalıdan tahsili gerektiğini, fazlaya ilişkin ıslah, dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile feshin haksız olduğunun tespitine, 30/06/2016 tarihli 45.124,92 TL hak edişin 30/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline, davalının haksız ve kötü niyetli olarak tahsil ettiği…….bank 23/03/2016 tarihli, …… REFERANS nolu, ……. numaralı 100.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun ödenme tarihinden itibaren uygulanacak olan faizi ile birlikte tahsiline, ayrıca kötü niyetinden dolayı %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, sözleşmede belirtelenen işten beklenen ve mahrım kalınan kar olarak dava aşamasından bilirkişinin hesabına göre ıslah ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3000 TL nin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından ihaleye çıkarılan Devlet Karayılı Projesi kapsamında yol yapım işini üstlendiğini ve çalışmalarına devam ettiğini, söz konusu Devlet Karayolu Projesinde ki çalışmaları müvekkil şirketin kendi şantiye kahasına kurtuğu iş makinaları ve işçileriyle devam ettirdiğini, sürekliliği olmayan ve ihtiyaç duyulması halinde geçici işlerin bazı şirketlere fatura karşılığı anlaşma sağlanarak ve sözleşme akdedilerek verildiğini, 07/03/2016 tarihinde davacı şirket ile müvekkil şirket arasında anlaşma sağlanarak yapılan işin niteliği, iş proğramı ve tarafların mutabık kaldıkları hususları kapsaman ” Toprak İşleri Taşeron Sözleşmesi ” aktedildiğini, sözleşme hükümlerinin taraflarca anlaşılarak serbest irade ile imza altına alındığını, aktedilen sözleşme içerisinde yetki sözleşmesinin bulunduğunu herhangi bir ihtilaf halinde şirket merkezinin bulunduğu Kadıköy Mahkemeleri ?Anadolu Adliyesinin yetkili kılındığını, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların doğru olmadığını, davacının çalışma dönemi içinde iş kapasitesine uygun makine parkını hiçbir zaman oluşturmadığını, iş proğramına uygun olarak çalımadığını, bu sebeple 17/05/2016 tarihinde davacıya müvekkil şirket tarafından ihtarname keşide edildiğini, sözleşme şartlarını karşılamayan davacının ekip ve ekipmanları ile birlikte şantiye sahasını 26/06/2016 tarihinde terk ettiğini, sözleşme yükümlülüklerine uymayan, işi tam ve eksiksiz yerine getirmeden şantiye sahasını terk eden davacı şirketin teminatının sözleşme hükümlerine uygun olarak gelir kaydedildiğini, davacının son hakedişe ilişkin hakediş bedeli olan 45.124,92 TL nin davacı şirketin hesabına 01/07/2016 tarihinde banka yoluyla ödendiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Karayolları ….. Bölge Müdürlüğünden sözleşme dosyas ve hakediş raporunun bir sureti, ……. Bankası …….. Şubesinden teminat mektubunun onaylı sureti ve …… Tic. Ltd. Şti’den muavin defteri dosyamız arasına celp edilmiştir.
GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece re’sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK’nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir. Bu nedenle yetki sözleşmesi kesin yetkinin olduğu hallerde yapılamaz. Yetki sözleşmesinin yapılmış olması da resen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerden değildir. (11. HD 2016/15056 -2017/319 vb) Somut dava dosyasının taraflarının tüzel kişi tacir olduğu, dava konusu alacağın taraflar arasındaki alacağın sözleşmeden kaynaklandığı, tarafların 07/03/2016 tarihli sözleşmenin 15. maddesinde Kadıköy Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kıldığı, davada kesin yetkinin söz konusu olmadığı, davalı yanın cevap dilekçesinde ve süresinde yetki itirazında bulundğu anlaşılmakla mahkememizce yetkisizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın yetki yönünden REDDİNE,
2-Yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-HMK.nın 20/1 maddesine göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi. 17/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
*Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümleri uyarınca elektronik imza ile imzalanmıştır.*