Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/193 Esas
KARAR NO : 2019/433
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2019
KARAR TARİHİ : 29/04/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 15/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın eğitim faaliyetlerini tek platform üzerinden yürütülmesini sağlamak için bir programın yazılımı, kurulumu, entegrasyonu hususunda davalı ile 21/09/2012 tarihli sözleşmenin imzalandığını ve sözleşme bedeli 42.960,00-USD nin ödendiğini, davalı tarafından kurulan yazılım ve sistem bir çok defa test edilmesine rağmen istenilen sonucun alınamadığını, davalı tarafından sözleşme hükümleri gereğince garanti süresi içerisinde hata ve uygunsuzlukları gidermediği için Ankara …Noterliğinin 07/01/2014 tarihli ihtarnamesi ile 30 gün süre verildiğini ve süre içerisinde sonuç alınamayınca 26/02/2014 tarihli ihtarname gönderilerek sözleşmenin fesih edildiğini, ancak sözleşme bedeli 42.960,00-USD nin iade edilmediğini, yine sözleşme gereğince edimini yerine getirmemesi nedeniyle günlük sözleşme bedelinin %0,1 oranında olmak üzere ceza-i şart kararlaştırıldığını, 117 günlük gecikme nedeniyle 5.026,32-USD ceza-i şart gerçekleştiğini belirterek sözleşme bedeli ve ceza-i şart toplamı 47.986,32-USD nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Bakırköy Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu, esasa ilişkin olarak ise iddiaların gerçek olmadığını, müvekkilinin sözleşme gereğince edimini yerine getirdiğini, hizmet/ürünün süresinde teslim edildiği ve gerekli kontroller yapılarak kesin kabul yapıldığını, ürünün bugüne kadar kullanıldığını, herhangi bir sorun yaşamadığını, kesin kabulden sonra sözleşme bedelinin ödendiğini, ayrıca sistemin halen kullanılmaya devam edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin Esas No : …. Esas karar no : … ilamı;
Davacının davasının kabulü ile T.B.K.nun 475/1-1 maddesi gereğince davacı tarafın sözleşmeden dönme hakkının kabulü ile sözleşme bedeli ve ceza-i şart bedeli toplamı 47.986,32-USD nin 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 04/03/2019 Tarih,….Esas Ve.. Karar Sayılı Bozma İlamı;
‘………Az yukarıda açıklandığı gibi şartnamenin 30.c maddesine göre davacının davalıya cezalı süre vermesi buna uyulmaması halinde sözleşmenin feshi ile birlikte cezai şart talebi mümkün olacağı oysa cezalı süre verilmeden sözleşmenin feshedildiğinden koşulları oluşmamış olan cezai şart talebinin reddi gerekirken kabulü doğru olmamış, bozulması gerekmiştir.’
29/04/2019 tarihli celsede usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin feshi, bedelinin iadesine ilişkindir.
Taraflar dayanmış oldukları delillerini dosyaya ibraz etmişlerdir.
Tarafların karşılıklı iddiaları, dava konusu bilgisayar, yazılım ve kurulum sisteminin sözleşmeye uygun olarak kurulup kurulmadığı, ayıplı ifa olup olmadığı hususunda bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu raporunda özetle; sözleşme konusu sistemin aktif kullanım için sağlıklı çalışır hale getirilememiş olduğunu, kritik önemde eksik modüllerinin bulunduğunu, bu eksiklikler ile ilgili taraflar arasında e-posta yolu ile yazışmalar yapılmış olduğunu, ancak halen eksikliklerin mevcut olduğunu, söz konusu sistemin bu hali kullanılmasının mümkün olmadığını, taraflar arasındaki e posta yazışmaları ve ihtarnameler dikkate alındığında muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olduğunu beyan etmişler, itirazlar üzerine ibraz etmiş oldukları 04/09/2015 tarihli ek raporlarında; davaya konu yazılım sisteminin ek rapor istemi üzerine 12/02/2015 tarihinde 13:30-17:00 saatleri arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü Teknoloji Geliştirme Bölgesinde bulunan ….A.Ş.de yazılımın kurulu olduğu sunucularının teknik inceleme yapıldığını, yine 02/09/2015 tarihinde 14:30 ile 16:30 saatleri arasında inceleme yapıldığını, bu incelemede her iki tarafın hazır olduğunu, bu incelemede de sistemde herhangi bir değişiklik olmadığını, ana raporda tespit ettikleri eksikliklerin geçerli olduğunu, sistemin aktif kullanıma sokulmamış olduğunu, sistemin test aşaması çalışmasından öteye gidememesi ve aktif kullanıma sokulmaması nedeniyle T.B.K.nun 475 maddesi gereğince kabule zorlanamayacağı şekilde ayıplı olduğunu beyan etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamından; davacı, eser sözleşmesinde davalının ayıplı ifada bulunduğunu belirterek sözleşmeyi fesih ederek bedelin ve ceza-i şart alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf ise görevli mahkemenin Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu, ayıplı ifa söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Öncelikle görevli mahkeme hususunda davalının itirazı yerinde değildir. Zira, dava konusu 5846 Sayılı Yasadan kaynaklanan bir dava olmayıp, eser sözleşmesinden kaynaklanan edimin ifa edilip edilmediği, ayıplı ifa olup olmadığı hususunda bulunmaktadır.
Davacının ayıplı ifa iddiasına gelince alınan bilirkişi raporu ve ek raporda sabit olduğu üzere davalının üzerine almış olduğu yazılım ve sistem kurulumunun bir kısım modüllerine yerine getirmediği, sistemin aktif kullanım için çalışır durumda olmadığı, çalışmamasına sebep olan eksik modüllerin bulunduğu, bu yönü ile ayıplı ifa bulunduğu anlaşılmıştır. Yine alınan ek raporda da açıkça belirtildiği üzere, sistemin test aşamasından öteye gitmediği, aktif kullanımının bulunmaması nedeniyle davacı tarafından kabule zorlanamayacak nitelikte ayıplı olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı taraf yerinde inceleme yapılmadığını ileri sürmüş ise de, mahkememizce verilen yetkiye istinaden bilirkişi heyetinde bulunan … ve …. tarafından 12/02/2015 tarihinde 13:30-17:00 saatleri arasında, 02/09/2015 tarihi 14:30-16:30 saatleri arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü Teknoloji Geliştirme Bölgesinde bulunan … A.Ş.de sistem üzerinde inceleme yapılmıştır. İkinci incelemede, davalı tarafta hazır bulunmuştur. Davalı tarafın, önceki vekilinin haber vermemesi nedeniyle hazır olamadığı mazeretinin mahkememizce kabulü mümkün değildir. Bu husus taraflar ile vekiller arasındaki bir meseledir. Mahkememiz tarafından inceleme hususu ve bilirkişi incelemesi bildirilmiş, ihtaratlar yapılmış, bilirkişi heyetince de yerinde inceleme ve uygulama yapılmıştır. Ek rapor öncesinde yapılan incelemede, davalı tarafta hazır olmuştur. Bu yönlerdeki itirazlarında kabul edilebilir bir yönü bulunmamaktadır. Sistemde eksik ifa bulunduğu açıktır. Eksik ifa sistemin çalışmasını engelleyecek boyutta olup, davacının kabule zorlanamayacağı niteliktedir.
Muayene ve ihbar külfetine gelince taraflar arasında bu hususta e-posta yolu ile yazışmalar yapılmış, noter kanalıyla gönderilen ihtarnamede de eksiklikler bildirilmiştir. Buna rağmen giderilmemesi üzerine fesih ihbar talebinde bulunmuştur. Bu yönü ile davacının muayene ve ihbar külfetini yerine getirildiğini kabul etmek gerekmiştir.
T.B.K.nun 475.maddesi gereğince ayıplı ifa halinde iş sahibine seçimlilik hakları tanınmıştır. Dava konusu uyuşmazlık ile ilgili sistem kurulumundaki eksiklikler eser sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet gereğince de kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı olduğu anlaşıldığından davacının T.B.K.475/1-1 maddesi gereğince sözleşmeden dönme talebini kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin eki olan İdari Şartname’nin 30.c maddesinde gecikme halinde uygulanacak cezai şart düzenlenmiş olup işin süresinde teslim edilmemesi veya çalışır durumda olmaz ise yükleniciye 30 güne kadar cezasız süre uzatımı verileceği, bu süre sonunda sorunun giderilmemesi halinde her iş günü için toplam bedelin binde biri tutarında ceza uygulanacağı, tanınmış bu sürede uygunsuzluğun giderilmemesi halinde durumun “esaslı ihlal” sayılacağı ve sözleşmenin feshedilebileceği, “esaslı ihlal durumunda fesih” halinde ise bu kez 30 günden az olmamak kaydıyla cezalı süre tanıyacağı bu sürede ihlalin giderilmemesi halinde sözleşmenin feshedilebileceği kabul edilmiştir. Olayda davacı davalıya gönderdiği 07.01.2014 tarihli ihtarname ile cezasız olarak 30 gün süre vererek uygunsuzluğun giderilmesini istemiş, bundan sonra gönderdiği 26.02.2014 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi idari şartnamenin 30.c maddesine göre feshettiğini bildirmiştir. Az yukarıda açıklandığı gibi şartnamenin 30.c maddesine göre davacının davalıya cezalı süre vermesi buna uyulmaması halinde sözleşmenin feshi ile birlikte cezai şart talebi mümkün olacağı oysa cezalı süre verilmeden sözleşmenin feshedildiğinden koşulları oluşmamış olan cezai şart talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu hususlar dikkate alınarak davacının davasının kısmen kabulü ile, T.B.K.nun 475/1-1 maddesi gereğince davacı tarafın sözleşmeden dönme hakkının kabulü ile sözleşme bedeli 42.960,00 USD nin 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının 5.026,32 USD cezai şarta yönelik davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE,
2-T.B.K.nun 475/1-1 maddesi gereğince davacı tarafın sözleşmeden dönme hakkının kabulü ile sözleşme bedeli 42.960,00 USD nin 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının 5.026,32 USD cezai şarta yönelik davasının reddine,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.162,99.-TL karar harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri 216,60-TL ile bilirkişi sarf gideri 3.000,00-TL olmak üzere toplam 3.216,60-TL nin kabul red oranına göre hesaplanan 2.879,68 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından dosyada yapılan toplam 101,80 TL yargılama giderlerinin kabul red oranına göre hesaplanan 10,66 TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafaü verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.967,67.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal sürede Yargıtay Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/04/2019
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır