Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/172 E. 2020/332 K. 29.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/172 Esas
KARAR NO : 2020/332

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2019
KARAR TARİHİ : 29/06/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 16/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; davalının müvekkili şirketten aldığı mallar karşılığında tanzim olunan 21/05/2018 tarihli 76.700,00 TL bedelli faturaya karşı herhangi bir itirazda bulunmadığını, tüm uyarılara rağmen ödemeyi yapmadığını, buna ilişkin olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ……esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, iş bu takibe ve borca kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiklerini, davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın reddini, takibin devamını, takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alacağın tahsilini, itirazın haksız olması nedeniyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı … tarafından borçlu … Şirketine Yönelik 76,700,00 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;dava konusu dönem 2018/5 dönemine ilişkin Esenler Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dava dosyasına sunulan 2018/05 dönemi BA-BS formların, davacıya ait BS formunda ilgili dönemde davacının davalıya 1 adet fatura ve tutarının KDV hariç 65.000,00 TL tutarında satışının olduğu, davalı şahsın 2018-05 dönemi BA formunda davalının davacı şahıstan 1 adet fatura ve KDV hariç 65.000,00 TL tutarında alışının olduğu, davacı ve davalı 2018/05 dönemine ilişkin BA-BS formlarının birbiriyle uyumlu ve mutabık olduğu, davacı şirketin 16/01/2019 takip tarihi itibariyle, takibe konu asıl alacak tutarının 76.700,00 TL olduğu kanaatine vararak raporunu ibraz etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağından kaynaklanan itirazın iptali (İİK 67.mad.) davasıdır.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve duruşma günü ile ticari defter inceleme günü tebliğ edilerek hukuki dinlenilme hakkı tanınmış ancak davaya cevap vermemişlerdir.
Davacı tarafça gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Davalının vergi dairesi kayıtlarına göre bilanço esasına göre defter tuttuğu bu kapsamda VUK’na göre gerçek kişi tacir sıfatını haiz olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı tarafça ticari defterlerin sunulmasından imtina edilmiştir. SMMM bilirkişinin davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlenen 12/06/2019 tarihli kök raporda davacı defterlerine göre davacının davalıdan 76.700,00 TL tutarında bakiyesi bulunduğunun saptandığı bildirilmiştir.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden fatura dönemine ait BS-BA formları getirtilerek dosyaya alınmıştır.
Bilirkişiden dosyaya gelen BS-BA formlarını göz önünde bulundurarak ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 31/01/2020 tarihli ek raporda tarafların 2018/05 dönemine ilişkin BS-BA formlarına göre KDV hariç 65.000,00 TL tutarında satışın ve alışın kayıtlardan göründüğü ve kayıtların birbiri ile uyumlu olup davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 76.700,00 TL asıl alacak tutarında alacaklı bulunduğu belirtilmiştir.
Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmış olup, alacağın her iki tarafın celp edilen vergi dairesi BS-BA formlarında birbirine uyumlu bir şekilde kayıtlı bulunduğu görülmektedir. Dolayısıyla taraflar arasında ticari mal alışverişi bulunduğu, bu mal alışverişi doğrultusunda davalının kendi kayıtlarına göre davalıdan satın aldığı malların bedelini ödediğini ispatlaması gerekmektedir. Davacı taraf, yasal yükümlülüğü gereği tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın beyanını kabul edebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandıında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir. Bu konuda Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı da benzer nitelikte olup, bu kararda “Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır” denilmiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile celp olunan BS-BA formları göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
Davalının Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
Davalı itirazında haksız çıktığından ve alacak likit olduğundan davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile asıl alacağın %20 si oranında hesaplanan 15.340,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.239,37.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 926,35.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 100,00.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4.313,02.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 926,35.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan 869,55,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.771,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/06/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır