Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/146 E. 2020/557 K. 12.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/146 Esas
KARAR NO : 2020/557

DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2019
KARAR TARİHİ : 12/10/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; ;Müvekkilin 2017 yılında vefat etmiş olan merhum eşi …, 2016 yılında davalı …’nun işlettiği kantinde çalışan olarak işe başladığını, … kantinde bir süre çalıştıktan sonra kantin işleteni …, …’a 125.000,00 TL karşılığında kantinin işletme haklarını tüm gelir giderleri ile birlikte devretmeyi teklif ettiğini, bu teklifi kabul eden … anlaşılan meblağı …’na ödeyerek kantinin işletme haklarıyla birlikte tüm gelir giderlerinin devrini içeren sözleşmeyi davalı ile karşılıklı olarak düzenleyerek imza altına aldıklarını, ancak devir işlemleri idari bir prosedür olduğu için davalı kantin İşletmesinin İşletme hakkını …’a resmi olarak devredemediğini, fiili olarak devrin yapıldığını,…’ın kantinin işleteni pozisyonuna davalının ise kantin kantin isçisi konumuna geçerek kantinde kaldığını, 5 ay sonra kanser tedavisi olmak zorunda kalan …’ın işleri davalıya bırakmak zorunda kaldığını,29/04/2017 tarihinde vefat ettiğini, bu durumdan istifade eden davalı, resmi olarak devretmediği kantin işletmesini sadece beş ay fiili olarak devrettikten sonra tekrardan hakimiyeti altına aldığını, tüm bu süreç içerisinde eşinin vefat, sonrasında maddi olarak zor duruma düşen müvekkili davalıdan defalarca sözleşmeden doğan borcunu ifa etmesini talep etmiş ise de hiçbir başvurusuna olumlu yanıt alamadığını, bunun üzerine Büyükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçtiğini, arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da anlaşılamadığını, … ile davalı arasında imzalamış oldukları kantin işletmesinin devri konulu sözleşmenin hukuken geçerliliğini koruduğunu, davalının, borca teminat oluşturması amacıyla kantin devri konulu sözleşme imzaladıkları beyanın gerçeği yansıtmadığını, davalı sözleşmeden doğan devir borcunu resmi olarak ifa etmediğini, davalının sözleşmeden doğan borcu kantin işletmesini tüm gelir giderleri ile birlikte 03/08/2016 tarihinden itibaren devri olduğunu, fili olarak 5 aylık devri bu süreden eksiltilmesi durumunda …’nun 15/01/2017 tarihinden itibaren kantinin tüm karından ticari faizi ile birlikte sorumlu olduğunu, açıklanan nedenlerle, Büyükçekmece … İcra Dairesinde başlatılan …. Esas sayılı dosyaya yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptalini, asıl alacağın bakiye miktarı üzerinden takibin devamını, asıl alacak bakımından borcun tüm ferileri bakımından takibin devamını,Takip tarihi itibari ile alacağın tamamı üzerinden en az yüzde 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, talep tarihinden itibaren ayrı ayrı ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesin talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davanın dayanağı icra takibinin usulsüz olduğunu, takibin durmasının yanısıra iptalinin gerektiğini, icra takibinin dayanağı olduğu iddia edilen sözleşmenin tarafı davacı alacaklının olmadığını, buna ilişkin hiç bir temlik yahut yetki belgesi de ibraz edilmediğini geçerli bir sözleşmeye de dayanmayan, tek başına alacak ve temerrüt hükümlerini içermeyen … adına bir evrakla icra takibi yapıldığını, takibe de rastgele hukuki dayanaktan yoksun faiz işletilerek alacak oluşturulduğunu, bu noktada icra takibin dayanağında taraf sıfatı bulunmayan alacaklı davacı birde ticari unsur taşımayan iş bu davayı açtığını,usul esası yönünden bir başkası adına her hangi evrakla alacaklı sıfatıyla icra takibi yapmak usul bir de temerrüt içermemesine rağmen faiz işletmek usule de yasaya da aykırı olduğunu, davanın görevsiz mahkemede açıldığını görevli mahkemenin HMK 2 maddesi gereği asliye hukuk mahkemelerinin olduğunu, açıklanan nedenlerle, esasa ilişkin tüm cevap verme. delil sunma, tanık dinletme, yemin teklif etme ve davacıya karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı dava açma ve dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla, usul yönünden ve taraf teşkili açısından gerekli unsurları içermesen icra takibinin bu hali ile iptalin,davacının kendi alacağı gibi hareket ederek açtığı, temerrüt hükümlerine dayanmamasına rağmen, işlettiği faizin tümüyle iptalini ve reddini, davacıya alacak davası açılarak tespit yetkisi verilmesine rağmen yetkisini aşarak açtığı davanın reddini, geçerli bir ticari sözlleşmeye dayanmadığından mvekkilin tacir sıfatı taşımadığı açık olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmesini,davanın müvekkilinin ikametgah adresinin bulunduğu yer olan Büyükçekmece açılması yönünden hüküm kurulmasını,ticari bir sözleşmeye dayanmayan alacağa ilişkin bu dava açılamayacağından arabulucuk hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına dair karar verilmesini, marsaf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
Büyükçekmece…. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Büyükçekmece .. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçluya yönelik 125.000,00 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalının işlettiği kantin işletmesinin davacıların murisi tarafından devralınması için yapılan ödemenin faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemi ile başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafça her ne kadar görev itirazında bulunulmuş ise de davanın ticari işletme devrini içermesi nedeni ile mutlak ticari davalardan olduğundan davalının bu itirazı mahkememizce kabul görmemiştir.
Davacı … tarafından açılan davanın bu davacının eşi olan murisi …’ın mirasçısı olarak açıldığı anlaşılmış ve mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu kanaati ile taraf teşkilinin sağlanması konusunda davacı tarafa süre verilmiş ve davacı tarafça bu eksiklik giderilmiştir.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça, 2017 yılında vefat eden murisleri …’ın davalının işlettiği kantinde işe başladığını, bir süre sonra davalının, murislerine kantini devretmeyi teklif ettiğini, bunun üzerine taraflar arasında 03/08/2016 tarihli kantin işletmesi devri sözleşmesi imzalandığını, murislerinin sözleşmeden doğan 125.000,00 TL para borcunu ödediğini, davacını bu parayı aldığını mahkeme huzurundaki yeminli tanık anlatımı ile ikrar ettiğini, resmi işlemler gerektiğinden kantini resmi olarak murise geçiremediğini, kantini 5 ay kadar fiilen işleten …’ın ölümü neticesinde davanın kantini işletmeye devam ettiğini ileri sürmüştür.
Dava dilekçesinde bir kısım mütenakız ifadelerin bulunması nedeni ile davacı taraftan izahat istenmiş ve davacı tarafça sunulan 04/10/2019 tarihli dilekçe ile talep sonucu açıklanarak 125.000 TL paranın iadesinin talep edildiği açıklanmıştır. Mahkememiz taraflarca ileri sürülen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülen hukuki sebeple ise bağlı değildir. Her ne kadar davacı tarafça kantin işletme devrinden söz edilmiş ise de işletilen kantinlerin resmi prosedürle kurum izni ile devredilebileceği, böyle bir izin bulunmadığı, dolayısıyla devrin gerçekleşmediği, davacı vekilinin açıklama dilekçesindeki beyanı da nazara alındığında takipte istenilen alacağın sözleşmenden dönme nedeni ile ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda iadesi talebi olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflarca her ne kadar tanık deliline dayanılmış ise de davanın niteliği ve dava değeri itibariyle HMK’nun 200.maddesi uyarınca tanıkla ispat caiz olmadığından tanık dinletme taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça delil olarak dayanılan, Sakarya ….Aile Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davalının talimat yoluyla Büyükçekmece … Aile Mahkemesinin …. Talimat sayılı dosyasında, davalının 04/05/2018 tarihli tanık beyanında …’dan zaman zaman borç para aldığını tahmini olarak 125.000 TL tuttuğunu, kanser tedavisi gördüğünden ödemeler yaptığını, …’ın vefat ettikten sonra da …a ödemeler yaptığını beyan ettiği görülmüştür. İkrar, HMK’nun 188.maddesinde düzenlenmiş olup, 188/1.maddesinde “Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez” denilmektedir. Bu hükümde, ikrarın mahkeme önünde yapılması gerektiği belirtilmiş olup, ikrar edenin sıfatından söz edilmemektedir. Dolayısıyla davalının, mahkeme önünde tanık sıfatı ile verdiği bu beyan mahkeme önünde ikrar niteliğinde olup, ikrar niteliği itibariyle “Bağlantılı bileşik ikrar”dır. Davalının borcu kabul ettiği, ancak ödediğini ileri sürdüğünden ödediğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir iken ispatlayamadığı anlaşılmıştır. Bu konuda her ne kadar mahkememizce davalıya yemin delili hatırlatılarak süre verilmiş ise de, yemini ancak yemin konusu vakıalar kendisinde sadır olan tarafça eda edilebileceğinden ve bu olaylara vakıf olanın davacıların kendisi olmayıp murisleri olması nedene ile bu yöndeki ara karardan dönülmesi gerekmiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacıların murisleri tarafından davalıya verilen 125.000 TL paranın davalı tarafça mahkeme önünde ödendiği iddia ve ikrar edilmesine rağmen ödendiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı, verilen paranın her ne kadar davalı tarafça kabul edilmemiş olsa da taraflar arasında işletmenin devri nedeni ile verildiği ve işletmenin devrinin gerçekleşmediği, davacının vermiş olduğu parayı geri istemesinin sözleşmeden dönme mahiyetinde olduğu, dolayısıyla bu paranın davacı tarafça sebepsiz zenginleşme hükümleri dairesinde geri istenebileceği, davanın asıl alacak yönünden kabulü ve itirazın iptaline karar verilmesinin gerektiği, işlemiş faiz yönünden davadan önce davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz yönünden davanın reddi gerektiği, alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulünün gerektiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
Davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin talep edilen asıl alacak üzerinden devamına,
İşlemiş faiz yönünden fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Davalının itirazında haksız çıkması ve alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 8.538,75.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 2.272,65.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 805,74.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 2.272,65.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 182,40.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 126,48 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından dosyada yapılan toplam 14,00.-TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,

5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.825,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.983,77.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
. 12/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır