Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/133 E. 2019/276 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

İ
T.C.
BAKIRKÖY
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/133 Esas
KARAR NO : 2019/276

DAVA : Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2012
KARAR TARİHİ : 13/03/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 18/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 05/12/2012 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkilinin dünyaca bulunan …gayrimenkul şirketinin ünvan ve markasını franchising yolu ile kullanarak gayrimenkul pazarlama işi olan “gayrimenkul tellallığı ” ile iştigal ettiğini, davalı, arzuladığı niteliklerde taşınmaz satın almasına aracılık etmesi hususunda müvekkili şirkete başvurarak gayrimenkul tellallığı hizmeti talebinde bulunduğunu, bu doğrultuda 18.04.2011 tarihinde imzalana tellallık sözleşmesi gereği müvekkilinin satmaya yetkili olduğu ” …. ili ….ilçesi, … …Blokları Kat …Daire…. nolu bağımsız bölüm önce davalının nişanlısına pazarlanmış, beğenmesi üzerine hemen akabinde davalıya da pazarlanarak davalı ile müvekkili arasında 23.04.2011 tarihli tellallık sözleşmesi imzalandığını, taşınmazın hem davalı hemde nişanlısı tarafından beğenilmiş ve aradıkları kriterlere uygun bulunduğunu belirtiğini, davalı tarafınadan tapuda resmi satış sözleşmesi ile satın alındığını, taraflar açıklanan hususlarda anlaştıklarını ve aralarında hukuken geçerli bir sözleşme kurulduğunu, tapuda devir işlemi gerçekleştikten sonra davalı müvekkilimle imzalamış olduğu 23.04.2011 tarihli sözleşmeyle ödemek borcu altında girdiği ve satış bedeli olan 245.000 TL nin % 3 üne tekabül eden 7.350,00 TL + KDV tutarındaki tellallık ücretini ödemeye yanaşmadıklarını bunu üzerine noterce ihtarname çekildiğini, ancan ödemediğini, bu nedenle 8.673,00 TL tellallık ücreti alacağının, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili yönünden davann açılamayacağını bu ndenle husumet yönünden reddini talep ettiklerini, davacı dava konusu gayrimenkul için müvekkiline 23.04.2011 tarihinde 3 gün süreli 245.000,00.-TL teklif verdiğini, müvekkilinin bedeli temin ederek davacı şirket çalışanı …. isimli emlakçıyı arayarak parayı hazır ettiğini, yarın geleceğini, ertesi gün müvekkili evden çıkarken telefonuna ….’dan mesaj gelerek mal sahibinin 245.000,00.-TL’ye evi satmaktan vazgeçtiğinin belirtildiğini, daha sonra davacının miktarı 250.000,00.-TL’ye çıkardığını, müvekkilinin tesadüfen …..com adlı internet sitesinde ev ararken dava konusu evin ilanını gördüğünü ve evi 20.05.2011 tarhinde satın aldığını, davacının dava konusu ev ile ilgili tellallık ücreti dışında ayrıca fazladan 5.000,00.-TL para almaya, kendisine menfaat temin etmeye çalıştığını bu nedenlerle haksız, yersiz açılan davanın öncelikle husumet yönünden reddine, talebin kabul edilmemesi halinde ise davanın esastan reddine karar verilmesini, masraf ve ücreti vekaletin davacıya aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada ön incelemesi tamamlanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, …., …. , …. Tapu Müdürlüğü, … Belediye Başkanlığı’ndan bir kısım evrak ve belgeler dosyamız arasına celp edilerek incelenmiştir.
Dava konusu olay itibariyle tanık …, …, … ve …’ın mahkememiz huzurunda beyanları alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde;
“Davacı taraf gayrimenkul alım satım işi ile uğraşan bir şirket olduğu, davalı tarafından davacının aracılık yaptığı gayrimenkul’e talip olduğu ancak sözkonusu gayrimenkul’ü davalının davacı şirket aracılığı olmadan gayrimenkulün …. satın almak suretiyle davacıya tellallık ücreti ödemediğinden dolayı Mahkememize alacak davacı açtığı görülmekterdir.
Taraf beyanları ve dosyaya sunulan deliller ile birlikte gayrimenkul tellallığına konu gayrimenkulun tapu kayıtları celp edilerek dosya içerisine konulmuştur.
Davalı taraf davacı şirket tarafından aracılık yaptığı … ….Bloklarında bulunan …. nolu bağımsız bölüm’ü satın almak için başvuruda bulunduğu, dosyada mevcut 23.04.2011 tarihli teklif sözleşmesi ile sözkonusu daireyi 245.000. TL ‘ye satın almak konusunda teklif verdiği ve teklif süresini de 3 gün olarak süre konulduğu taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Her nekadar davacının sunduğu 23.04.2011 tarihli teklif isimli belgede teklifin süresi olarak el yazısı ile “30 gün için geçerlidir” şeklinde ibare bulunmakta isede, davalı tarafın sunduğu belge suretinde aynı sürenin “3 gün için geçerlidir” şeklinde ki belge itibariyle 3 ün yanına açık gözle dahi 0 eklenmek suretiyle 30 gün geçerlidir şeklinde düzeltildiği ayrıca gayrimenkul teklifinin 30 gün gibi uzun süre geçerli olması günümüz hayat koşulları, ekonomik koşullar ve gayrimenkulün bir an önce satılması kapsamında değerlendirildiğinde gerçekçi olmadığı Mahkememizce kabul edilerek teklif süresinin 3 gün geçerli olduğu kabul edilmiştir.
Davacı taraf davalıya gayrimenkul yer gösterme akdi düzenlendiğini bu kapsamda tellallık ücretini ödemekle yükümlü olduğunu beyan etmiş isede, yerleşmiş olan yargıtay içtihatlarımız itibariyle Gayrimenkul Yer gösterme akdi ve kapsamda dava konusu gayrimenkulü görülmesi sebebiyle satış işlemi gerçekleşmesi halinde taraflar arasında komisyonculuk sözleşmesi olmasa dahi tellalık ücret talep edebileceği kabul edilmektedir. Ancak davacının sunmuş olduğu Gayrimenkul ….. isimli 18.04.2011 tarihli belge incelendiğinde belgeyi …. tarafından imzalandığı bu kişinin ise belge düzenlendiği tarih itibariyle davalının nişanlısı olan kişi olduğu dolayısiyle söz konusu belgede davalının imzası bulunmadığından bahisle sorumlu olmayacağı Mahkememize kanaat gelmiştir.
Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde davalının dava konusu gayrimenkulü teklif verilen bedel itibariyle teklif süresi içerisinde davacı tarafından satış işlemi gerçekleşmediğinden taraflar arasında tellallık ilişkisinin komisyonculuk ilişkisinin doğmadı ve ayrıca davalı beyanları itibariyle ve dosyaya celep edilen telefon kayıtları itibariyle davacının iddiasının aksine gayrimenkulün satışı teyit edilmediği ve satıştan dönüldüğü yönelik beyanları itibariyle davacının davalıdan herhangi bir şekilde tellalık ücret alacağının bulunmadığı Mahkememizce kabul edilerek davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiği kanaati gelmiş olmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olup verilen karar, temyiz üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesinin …. Esas, ….. karar sayılı ilamı ile “6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 520’inci maddesinde ve 532’inci maddesinde komisyon sözleşmesi düzenlenmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın denilmekle birlikte komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ile 554. maddelerde “..ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu düzenlemelerde taşınmaz simsarlığı sözleşmelerinden doğan davaların ticari dava sayılacağı hususu yer almamıştır. Ayrıca, taraflar tacir olmadığı gibi dava konusu işin ticari işletme ile ilgili olmadığı ve davacının davalıya verdiği tellallık hizmetinin karşılığı olan ücretin tahsili iddiasıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan yasa hükümleri uyarınca davacının gayrımenkul tellallığı akdine dayanarak davalıya karşı açtığı bu davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” bahisle bozulmuş olup dosya yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkilinin….gayrimenkul şirketinin ünvan ve markasını franchising yolu ile kullanarak gayrimenkul pazarlama işi olan ‘gayrimenkul tellallığı’ işi ile iştigal ettiğini, davalının kendilerine başvurduğunu ve aralarında 23.04.2011 tarihinde tellallık sözleşmesi yapıldığını, davalının tapuda devir işlemi gerçekleştikten sonrasında tellallık ücretini ödemediğinden bahisle 8.673,00 TL tellallık ücret alacağının, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemmizce, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, eldeki dava ile davalıya verdiği tellallık hizmetinin bedelini istemiştir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 520’inci maddesinde ve 532’inci maddesinde komisyon sözleşmesi düzenlenmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın denilmekle birlikte komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ile 554. maddelerde “..ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu düzenlemelerde taşınmaz simsarlığı sözleşmelerinden doğan davaların ticari dava sayılacağı hususu yer almamıştır. Ayrıca, taraflar tacir olmadığı gibi dava konusu işin ticari işletme ile ilgili olmadığı ve davacının davalıya verdiği tellallık hizmetinin karşılığı olan ücretin tahsili iddiasıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan yasa hükümleri uyarınca davacının gayrimenkul tellallığı akdine dayanarak davalıya karşı açtığı bu davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Açıklanan nedenlerle Yargıtay bozma ilamı da dikkate alınarak Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine,
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına,
İşbu karar duruşma yapılarak verildiğinden ve talep olmadan gerekçeli karar tebliğe çıkarılamayacağından gider avansından gerekli harcama yapılarak; davanın karara bağlandığı ve talep halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğe çıkarılabileceği hususlarının tüm taraflara tebliğine,
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal sürede Yargıtay Temyiz Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
*Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümleri uyarınca elektronik imza ile imzalanmıştır.*