Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1029 E. 2021/4 K. 04.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1029 Esas
KARAR NO : 2021/4

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 04/01/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 01/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 30/12/2019 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; davalı taraf ile aralarında 22.06.2017 tarihli acente sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafın kargo hizmeti verdiğini ve davalı tarafın acenta sözleşmesinin gerekliliklerini yerine getirmediğini ve davalı taraftan 23.353,36 TL alacakları olduğunu, taraflar arasında acentalık sözleşmesinde teminat amaçlı olarak rehin sözleşmesi kurulduğunu, davalı tarafa alacağın tahsili için rehnin paraya çevrilmesi icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalı tarafın %20 üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacı şirket, açıklanan nedenlerle, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafın aleyhine takip miktarının %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E. sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçluya yönelik 23.353,36 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

Bilirkişi mali müşavir ……. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda hüküm kısmında; yapılan inceleme ve tespitler sonucunda ve rapor içinde açıklanan nedenlerle; davacı tarafın 2017-2018-2019 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın 06.11.2020 tarihli inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin olmadığı, Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinden inceleme yapılamadığı, bu husustaki değerlendirme Sayın Mahkemenin takdirine bırakıldığı, Davacı Tarafın Dosya Muhteviyatına Sunduğu Cari Hesap Ekstresinde, 31.12.2017 tarihli “devir bakiyesi (TL hareketleri)” kayıt işlemi ile davacı tarafın davalı 55.501,71 TL borçlu olduğu, 04.01.2018 tarihinde davacı tarafın davalı tarafa 50.599,69 TL borçlu olduğu, 29.05.2018 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 23.353,36 TL alacaklı olduğu, Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabı, 18.06.2018 tarihinde 23.353,36 TL alacağın “hukuki carisine virman işlemi” açıklamalı kayıt işlemi ile şüpheli ticari alacaklar hesabına alındığı, alacağın şüpheli ticari alacaklar hesabında izlendiği, 26.06.2018 tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 23.353,36 TL alacaklı olduğu, 31.12.2018 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 23.353,36 TL alacaklı olduğu, 01.01.2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 23.353,36 TL alacaklı olduğu, 28.02.2018 tarihinde davacı tarafın davalı tarafa 52.138,29 tl borçlu olduğu, 29.05.2018 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 23.353,36 tl alacaklı olduğu ve 26.06.2018 takip tarihinde bu tutar üzerinden takibe geçildiği, bu nedenle 28.02.2018 tarihi ile 29.05.2018 tarihleri arasında olan kayıt işlemlerinin irdelendiği, bu tarih aralığında davacı tarafın lehine 85 adet, aleyhine 2 adet, toplamda 87 adet kayıt işlemi yaptığı, bu kayıt işlemlerine ait belgelerin talep edildiği, 12.11.2020 şirket merkezinde yapılan yerinde incelemede sunulduğu, davacı Tarafın Lehine Yaptığı Toplam 85 Adet İşlem, 3 adet işlem için davacı tarafın fatura sunduğu, 28.02.2018 tarihli, …… fatura numaralı e-faturanın, açıklama kısmına malzeme/hizmet adının, miktar ve birim fiyatının belirtildiği, faturanın 31 kalem adedi içeriğinden oluştuğu, faturanın e-fatura olduğu teslim alan ve teslim eden kısımlarının olmadığı, imza ile teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, KDV dâhil 12.704,01 TL tutarlı olduğu,31.03.2018 tarihli, …… fatura numaralı e-faturanın, açıklama kısmına malzeme/hizmet adının, miktar ve birim fiyatının belirtildiği, faturanın 10 kalem adedi içeriğinden oluştuğu, faturanın e-fatura olduğu teslim alan ve teslim eden kısımlarının olmadığı, imza ile teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, KDV dâhil 1.047,91 TL tutarlı olduğu,30.04.2018 tarihli, ……. fatura numaralı e-faturanın, açıklama kısmına malzeme/hizmet adının, miktar ve birim fiyatının belirtildiği, faturanın 1 kalem adedi içeriğinden oluştuğu, faturanın e-fatura olduğu teslim alan ve teslim eden kısımlarının olmadığı, imza ile teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, KDV dâhil 235,00 TL tutarlı olduğu,Faturalara davalı tarafın itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında herhangi bir ihtarname, evrak yada belgeye rastlanılmadığı, 82 adet işlem için davacı tarafın muhasebe fişleri sunduğu, iş bu muhasebe fişlerinin içeriğinde bulunan “kaynak” kısmına CARİ VİRMAN FİŞİ yazıldığı, “hesap açıklama kısmının” 2 adedine ACENTELER KASA NOKSANI, 80 adedine ŞUBE ALICILAR ibaresinin yazıldığı, işlemlerin toplam tutarının 74.504,68 TL olduğu, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında lehine yaptığı işlemler için dayanak belgelerin talep edildiği, bunun karşılığında davacı tarafın sadece muhasebe fişlerini sunduğu, başkaca dayanak belge sunulmadığı, Davacı Tarafın Aleyhine Yaptığı Toplam 2 Adet İşlem,1 adet işlem için davacı tarafın muhasebe fişi sunduğu, İş bu muhasebe fişinin içeriğinde bulunan “kaynak” kısmına CARİ VİRMAN FİŞİ yazıldığı, “hesap açıklama kısmına” ALINAN TEMİNAT HESABI ibaresinin yazıldığı, işlem tutarının 11.000,00 TL olduğu, Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında aleyhine yaptığı işlem için dayanak belgenin talep edildiği, bunun karşılığında davacı tarafın sadece muhasebe fişi sunduğu, başkaca dayanak belge sunulmadığı, 1 adet işlem için davacı tarafın bir adet banka dekontu sunduğu, Sunulan dekontta gönderici bilgisi kısmına “…… AYDINLATMA ELEKTİRİK MALZEMELERİ S” alıcı bilgisi kısmına davacı tarafın unvanının yazıldığı, toplam 2.000,00 TL tutarlı olduğu, İş bu işlemin Cari hesapta banka havalesi açıklaması ile kayıt edildiği, işlem tutarının 2.000,00 TL olduğu, avacı Form BS Formu Bilgileri: Gelir İdaresi Başkanlığı, Marmara Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğünün 02.04.2018 tarihinde onayladığı davacı şirkete ait 02-2018 dönemi BS form beyannamesinde, davacı şirketin davalı şirkete ait 4 adet faturayı KDV hariç 12.325,00 TL üzerinden beyan ettiği, takibe konu cari hesaba ait 1 adet faturanın BS formu ile davacı tarafından beyan edildiği, diğer 2 adet faturanın yasal beyan sınırının altında kaldığından beyan edilmediği/edilemediği, Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 23.353,36 TL alacaklı olduğu, Davalı şirketin dosya muhteviyatına yasal defterlerini, kayıt ve belgelerini ibraz etmediği, Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında lehine ve aleyhine yaptığı kayıt işlemlerinin olduğu, bu işlemler için dayanak belge olarak muhasebe fişlerinin (3adet fatura ve 1 adet dekont hariç) sunulduğu, başkaca tevsik edici belge sunulmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarına yaptıkları kayıt işlemlerinin aynı zamanda dayanak belgelerle ispat edilmesi gerektiği, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının ürünü olan iş bu muhasebe fişlerine ilişkin tevsik edici belge/belgelerin sunulması gerektiği, aynı zamanda tarafların imzaladığı acentelik sözleşmesi ek protokol ve ek sözleşmesinin “Delil Anlaşması” başlıklı 8. Maddesinde,“Acente ile …… KARGO arasında çıkan çekişmelerde ……. KARGO’nun defter kayıtları geçerli olacaktır.” İbaresinin olduğu, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını dosya muhteviyatına ve incelemeye sunmadığı da göz önüne alınarak nihai takdirin mahkemeye bırakıldığı görüş ve kanaatini bildirir raporunu ibraz etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi uyarınca davacının davalıdan alacaklı olduğundan bahisle, aralarındaki rehin sözleşmesi uyarınca başlattığı “taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla” icra takibine vaki itiraz üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli tüm deliller mahkememizce toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve duruşma günü, ayrıca ticari defterleri inceleme günü tebliğ edilerek hukuki dinlenilme hakkı tanınmış ancak davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamış ve herhangi bir delil de sunulmamıştır.
Davacı tarafça dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli tüm deliller mahkememizce toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı taraf ticari defterlerini sunmaktan imtina etmiştir. SMMM bilirkişinin sınırlı olarak davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlenen 19/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 23.353,36 TL tutarında alacağı göründüğü, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında lehine ve aleyhine yaptığı kayıt işlemlerinin olduğu, bu işlemler için dayanak belge ve muhasebe fişlerinin (3 adet fatura ve 1 adet dekont hariç) sunulduğu, başkaca tevsik edici belge sunulmadığı bildirilmiş, davacı tarafça 08/12/2020 tarihli dilekçe ekinde cari virman fişlerine tevsik edici belgelerin sunulduğu görülmüştür.
Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla taraflar arasında ticari ilişki (acentelik ilişkisi) bulunduğu anlaşılmaktadır. Taraflar tacir sıfatlarının bulunması gereği TTK hükümleri uyarınca ticari defter tutmakla mükelleftirler. Davacı taraf, yasal yükümlülüğü gereği tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın beyanını kabul edebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran ve basiretli tacir gibi hareketle mükellef olan davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir. Bu konuda Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı da benzer nitelikte olup, bu kararda “Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır” denilmiştir.
Keza TTK’nun 7251 sayılı kanunla değişik 222.maddesinin 3.fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” şeklinde olup, kanunun bilmemek mazeret sayılamayacağından ve davalı taraf ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen ibraz etmediğinden davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının davacı lehine delil olarak kabul edilmesi yasanın açık hükmü gereğidir. Kaldı ki taraflar arasındaki acentelik ek sözleşmesinin 8.maddesinde taraflar arasında çıkacak çekişmelerde davacının defter ve kayıtlarının geçerli olacağı hususu davalı tarafça kabul edilmiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın defter ibrazından kaçınması, taraflar arasındaki yazılı acentelik sözleşmesi ve ek sözleşme hükümleri göz önünde bulundurulduğunda; davacı tarafın alacağını ispat ettiği, davalı tarafça borcun ödendiği iddia ve ispat edilmediği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
Davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin takipteki şartlarla aynen devamına,
Davalı itirazında haksız çıktığı ve alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.595,26-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dosyada yapılan 867-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
04/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır