Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1000 Esas
KARAR NO : 2021/13
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 11/01/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 11/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; ………. İdaresince ihale edilip bilehare …….. Müdürlüğüne devri yapılmış olan ……. Kompleksinin yapım işini müvekkilerinin üstlendiğini, anılan yerin yapılması gerekip başlanılmasına rağmen kısmen eksik bırakılan kapalı erkek ve kadın havuzlarının elektromanyetik sistem işlerinin davalı tarafından yapılması ve aynı şekilde müvekkilerince yapımı üstlenilen ……. ihale edilen …… Kompleksinin havuz malzemesi ve imalatları işlerinin yapılması için müvekkileri ile davalı arasında taşeron sözleşmesi anlaşması yapıldığını, bilehare …… Kompleksinin yapım işinin idare tarafından tasfiye edildiğini, bu sözleşmeler kapsamında müvekkillerince davalıya ödemeler yapıldığını, davalının faturalar düzenlediğini, tasfiye sonrası müvekillerinin davalıdan alacağı oluştuğunu, davalının borcunu ödemediğini açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini, takip sonrası müvekkillerinin davalı adına yapmış olduğu SGK Prim ödemesinin davalı hesabına borç olarak kaydedildiğini, davalının yaptığı işler kapsamında düzenlediği faturalar müvekkilerinin kayıtlarına işlediğini müvekillerinin alacağının böylece 276.011,20 TL olduğunu belirterek itirazın iptalini, 276.011,45 TL üzerinden devamını talep etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Küçükçekmece…… İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçlu Yönelik 382.878,46 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor hüküm kısmında özetle; davacı tarafın takip tarihi itibari ile davalı taraftan 276.011,46 TL alacağını talep edebileceği, takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 TL ticari faiz talep edilebileceği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının ihale yolu ile aldığı işin sözleşmeyle davalıya taşere edilmesi ancak davalı tarafın işi tamamlamaması sonucunda işin ihaleyi veren idare tarafından tamamlandığından bahisle davacı tarafça davalı tarafa verilen çeklerin bedelsiz kaldığından bahisle davacının davalıdan alacaklı bulunduğu gerekçesiyle başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava dilekçesi ve duruşma günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmek suretiyle davalı tarafa hukuki dinlenilme hakkı tanınmış ancak davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Davacı tarafça dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli tüm deliller mahkememizce toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Taraflar arasında İstanbul ili Bağcılar ilçesinde yapılan …… Kompleksinin ve ayrıca Ankara ili …… Kompleksinin bir kısım havuz inşaatların davalı şirkete taşere edilmesi konusunda sözleşmeler yapıldığı, davacı tarafça bu işlerden …… Kompleksinde yapılması gereken işin davalı tarafça tamamlanmayarak işin idare tarafından tasfiye edilerek işlerin idare tarafından tamamlandığı, bu suretle davalıya işlerin yapılması için verilen avans çekleri nedeni ile davalı yandan alacaklı bulunduklarından bahisle takip başlattıkları anlaşılmıştır.
İlgili ihale evrakları …… Bakanlığı ilgili biriminden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Taraflar arasında 11/02/2017 tarihli (…… Kompleksi) ve 02/08/2018 (…… Kompleksi) tarihli taşeron sözleşmeleri ile davacı taraf ile davalı taraf arasında dava dilekçesinde bahsedilen söz konusu bir kısım inşaat işlerinin davalı tarafça yapılması konusunda taraflar arasında sözleşmeler bulunduğu, dosyada mevcut 09/10/2019 tarihli tasfiye durum tespit tutanağı ile …… Kompleksi işinin idare tarafından tasfiye edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça icra takibine itiraz dilekçesinde; davalı tarafın davacıya borcu bulunmadığından bahisle itiraz edildiği, herhangi bir neden ve gerekçe bildirilmediği görülmüştür.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı taraf ticari defterlerini sunmaktan imtina etmiştir. SMMM bilirkişinin sınırlı olarak davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlediği 30/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 276.011,46 TL tutarında alacağı göründüğü, taraflarca imzalanmış bulunan tabloya göre sözleşme bedelinin KDV dahil 285.000,00 TL olarak sabitlendiği ve bu tutarın toplam 3 adet çek ile sözleşmenin imzası anında davalıya teslim edilmesi suretiyle avans olarak tamamen ödenmiş olduğu saptandığı bildirilmiştir.
Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar tacir sıfatlarının bulunması gereği TTK hükümleri uyarınca ticari defter tutmakla mükelleftirler. Davacı taraf, yasal yükümlülüğü gereği tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın beyanını kabul edebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran ve basiretli tacir gibi hareketle mükellef olan davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir. Bu konuda Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı da benzer nitelikte olup, bu kararda “Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır” denilmiştir.
Keza TTK’nun 7251 sayılı kanunla değişik 222.maddesinin 3.fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” şeklinde olup, kanunun bilmemek mazeret sayılamayacağından ve davalı taraf ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen ibraz etmediğinden davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının davacı lehine delil olarak kabul edilmesi yasanın açık hükmü gereğidir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın defter ibrazından kaçınması göz önünde bulundurulduğunda; davacı tarafça sözleşmeler gereği davalı tarafa çeklerle yapılan ödemelere karşı davalı tarafın bir itirazının bulunmadığı, çeklerin karşılıksız kaldığı hususunda bir iddia ve itiraz bulunmadığı, bu nedenle çek bedellerinin tahsil edildiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu, çeklerin sözleşmenin yapılması esnasında avans olarak verilmiş bulunduğu, davalı tarafın sözleşmeler gereği üstlendiği edimlerinin yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiği, ancak icra takibine itirazda bu hususta bir itiraz bulunmadığı gibi davaya cevap da vermedikleri, ispat yükünün davalı tarafta olmasına rağmen işin yapıldığını ispat edemediği, alacağın likit bulunması ve davalı tarafın itirazında haksız çıkması nedeni ile icra inkar tazminatı talebinin de koşullarının oluştuğu kanaatine varılarak davanın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABÜLÜ İLE,
Davalının Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 276.011,45 TL asıl alacak üzerinden devamına,
276.011,45 TL Asıl alacağa takipten itibaren avans faizi uygulanmasına,
Davalı itirazında haksız çıktığı ve alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, 276.011,45 TL asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 18.854,34.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 2.799,20.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 1.914,39.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 14.140,75.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 2.799,20.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.117,70.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 27.770,80.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 11/01/2021
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır