Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/994 E. 2021/135 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/994 Esas
KARAR NO : 2021/135

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Davacı şirketin davalı şirket ile 2016 yılında, 2017 model …… marka araç alımı için 450.000 Euro bedelle anlaştığını, araç için 405.000.-Euro’ nun davalı şirketin hesabına yatırdığını, kalan 45.000 Euro’yu daha sonra yatırdığını, davalı şirketin, 2017 yılı geçmesine rağmen kendilerini oyaladığını, 2018 model satacağını taahhüt ettiğini, aracın satış işlemlerinin Bakırköy ….. Noterliği 28.03.2018 tarih ve ……. yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile gerçekleştiğini ve aracın 29.03.2018 tarihinde fiili olarak teslim edebildiğini, aracın 30.03.2018 tarihinde hasarlı olduğunu öğrendiğini, aynı gün iade alınmasını talep ettiğini, satıcı firmanın aracı iade alacağını, 15 gün sonra satıcı firmanın araçtaki ayıpları tamir ederek aracı teslim etmeye çalıştığını, müvekkilinin aracın iade alınmasını ve ödenen bedelin iadesini talep ederek teslim almayı reddettiğini, aracın Almanya’ dan ithal edildiği firma ile iletişime geçilip başkaca hasarlarının da mevcut olduğunun öğrenildiği, ayrıca aracın 24.11.2017 tarihinde üretildiğini, model yılı 2017 olan aracın 2018 model olarak gösterildiğini, teslimde gecikilen süre içerisinde hasarlı aracın tamiriyle uğraşıldığını, aracın değerini önemli ölçüde azaltacak şekilde ayıplı teslim edildiğini, satılan araçta gizli ayıp bulunduğunu, satıcının araçtaki kusurları gizlemesinden ötürü ağır kusurlu olduğunu ve zamanaşımı hükümlerinin uygulanmayacağını, her ne kadar dava konusu satış sözleşmesinde satıcı olarak davalılardan ……. Gıda ……. Gıda İth. İhr. Tic. Ltd. Şti. yer alsa da, diğer davalı ……. Motorlu Araçlar İth. İhr. A.Ş. ve…….Gayrimenkul İnş. Otom. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı şirket arasında organik bağın bulunması nedeniyle onlara ve tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınmalarından ötürü davacının alacağına kavuşmasının imkansızlaşacağı yönündeki deliller sebebiyle diğer davalılara husumetin yönlendirildiği, davalıların tamamının davacının alacağından müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduğunu belirterek davanın kabulünü, dava konusu aracın ayıplı olması ve satıcının ağır kusurlu olması yüzünden sözleşmeden dönmeleri sebebiyle ödenmiş olan şimdilik 5.000 Euro bedelin dava tarihindeki kur üzerinden TL ye çevrilerek ticari faiziyle iadesini, aracın fiyatının satın alındığı tarih ile dava tarihindeki değeri arasındaki fark miktarınca şimdilik 1.000 TL uğranılan zararın tazminini, teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usul yönünden, ……. Gıda ……. Gıda İth. İhr. Tic. Ltd. Şti. hariç hasım gösterilen diğer kişi ve şirketlerin husumet yokluğundan reddini, Sözleşme bedelinin belli olduğu ve bu bedel üzerinden harç ödenmesi gerektiği, harcın ikmaline, davada kusur olarak zikredilen hususların hangi aşamada meydana geldiğinin bilirkişi marifetiyle davaya konu olan araç üzerinde yapılacak inceleme ile tespit edilmesini, sözleşmenin TL olarak yapıldığını, paranın döviz olarak tevdi edilmesiyle ticaret bedelinin Euro üzerinden değerlendirilip talep edilemeyeceğini, davacının faiz yada başka bir talebin olamayacağını, aracın davacıda kaldığı süre de kullanım menfaatinin hesaplanarak faizi ile satım bedelinden mahsubunu belirterek davanın bütün davalılar bakımdan davanın husumet, usul, esastan reddini, satım bedeli üzerinden harcın ikmali ve tamamlanmasını, davanın haklı olduğuna hükmedilse dahi satım bedelinin TL olarak nazara alınmasını, faiz hariç davacının başkaca bir talebinin olamayacağını, davacının aracın kullanım menfaatinin faiziyle birlikte mahsubunu talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, bilirkişi raporları, bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı ……. Gıda İth.İhr.Tic.Ltd.Şti.’nden (yeni ünvanı ile ……. Gıda İth.İhr.Tic.Ltd.Şti) satın alınan aracın ayıplı olduğundan bahisle sözleşmeden dönülmesi gerekçesiyle araç bedelinin iadesi davasıdır.
Davacı tarafça, davalılar arasında organik bağ bulunduğu ve tüzel kişilik perdesinin aralanması gerektiğinden bahisle tüm davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmaları talebinde bulunulmuştur.
Davalı taraf cevabında özetle; davacının ayıp ihbar süresi geçtikten sonra bildirimde bulunduğunu, iddia edilmen hususların kusur olarak nitelenip nitelenemeyeceği hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, bedel iadesine karar verilecek olunması durumunda davacının elde ettiği menfaati iade etmesi gerekeceğinden takas/mahsup taleplerinin bulunduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalı şirketten 450.000 Euro bedelle satın aldığı aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği ve yasal ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, bedel iadesine karar verilip verilemeyeceği ve davalılar arasında organik bağ bulunup bulunmadığı ve davalıların tüzel kişilik perdesinin aralanarak müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulup tutulamayacakları konularıdır.
Öncelikli olarak ticari satışlarda ayıp hükümleri üzerinde durmak gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nun 23.maddesinin ilk cümlesinde “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır” denildikten sonra, aynı maddenin c bendinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır” hükmü öngörülmüştür. Dolayısıyla bu hükümlerden yola çıkarak ayıp ihbarı konusunda, aleni ayıp söz konusu ise 2 gün, açık ayıp söz konusu ise 8 gün içerisinde muayene ve ihbar yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayıbın gizli ayıp niteliğinde olması durumunda ise gizli ayıbın muayene ile ortaya çıkarılamayacak olması nedeniyle TBK’nun 223.maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ayıbın öğrenilir öğrenilmez hemen satıcıya bildirilmesi gerekmektedir. Ayıplı mal satışı durumunda alıcının seçimlik hakları konusunda ise, TTK’nun 23.maddesinin ilk cümlesi atfı ile TBK’nun satım sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerekmektedir. TBK’nun 227.maddesinde alıcının seçimlik hakları;
“Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir” şeklinde düzenlendiği görülmektedir.
Mahkememizce taraflarca dayanılan tüm deliller celp edilmiş ve tarafların ticari defter ve belgeleri ile davaya konu araç üzerinde teknik bilirkişiler eliyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiştir. Bu doğrultuda bilirkişi tarafından tanzim edilen 17/06/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda dava konusu aracın tavan kısmındaki ayıplı kısımlar tespit edilerek bu ayıplar nedeniyle araçta teslim tarihi itibariyle 64.125 TL değer kaybı oluştuğu, aracın ayıplı olarak nitelendirilmesi gerektiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dava konusu aracın yurt dışından ülkemize nakli hizmetini veren ……… firmasına müzekkere yazılarak dava konusu aracın taşınması ile ilgili tüm evrakların ve nakliye sigortasına ilişkin belgeler celp edilmiş, yine Ticaret Sicil Müdürlüğünden ……. Motorlu Araçlar İthalat İhracat A.Ş., ……. Gıda Ltd.Şti. ve ……. Gayrimenkul Ltd.Şti.’lerin ticaret sicil kayıtları celp edilerek yeni bir bilirkişi heyet oluşturulmasına ve bilirkişi heyetinden davalı tarafın ticari defter ve belgeleri de incelenmek suretiyle rapor tanzimine karar verilmiş, bu suretle dosyaya sunulan 14/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; araç tavan bölgesinin onarım görmüş olduğu, onarımda tavan camının değiştiği, tavan sacının işlem görmüş olduğu ancak tavan sacının yeniden boyanmamış olması nedeniyle yapılan müdahalelerin boya üzerinde bıraktığı izlerin (çizik türünden tahrişler) detaylı incelemede görülebildiği, camın değişimi nedeniyle çevre fitilinin orijinal fabrika çıkışlı montaj özelliğinde olacak şekilde yerinde tam fit durmadığı, fabrika montajlı değil de servis montajlı olduğunun belli olduğu ortalama algıya sahip son kullanıcı olan davacının araçtaki tespit edilen teknik detay uygunsuzluklarını anlayabilmesinin mümkün olmadığı, aracın gizli ayıplı olarak davacı tarafa teslim edildiği, bu ayıplar nedeniyle araçta 64.125 TL değer kaybı oluştuğu…bildirilmiş, raporda davacı tarafın organik bağ nedeni ile tüzel kişilik perdesinin kaldırılması talebiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunulduğu görülmüştür.
Ticari defterlerini daha önce sunamamış olan davalı tarafların ticari kayıt ve belgeleri incelenerek ve taraflarca sunulması durumunda itirazları değerlendirilmek suretiyle 14/09/2020 tarihli bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, sunulan 27/10/2020 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu ile kök rapordaki görüşün muhafaza edildiği anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde;
Bilirkişi raporu uyarınca araçtaki bahsi geçen ayıpların ancak detaylı inceleme ile görülebileceği ve ortalama algıya sahip son kullanıcı olan davacının araçtaki tespit edilen bu teknik detay uygunsuzluklarını anlayabilmesinin mümkün olmadığından ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının ayıbı öğrenir öğrenmez davalıya başvuruda bulunduğu, bu nedenlerle davacı tarafın TTK 23/son ve TBK 223 uyarınca ayıp ihbar sürelerine uyduğu kabul edilmiş ve davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davacının TBK’nun 227.maddesinde yer alan seçimlik haklardan sözleşmeden dönerek bedel iadesini talep ettiği, aracın lüks sınıfta oluşu ve değeri ile bu vasıfta bir araçta bilirkişi raporu ile tespit edilen ayıpların nitelik ve ayıp nedeni ile oluşan değer kaybının miktarı göz önüne alındığında, davacının dava konusu aracı davalıdan sıfır olarak aldığı, aracı onarılsa veya bedel indirimine karar verilse dahi mevcut hali ile kullanmaya zorlanamayacağı, bu nedenle TBK’nun 227/5.maddesi hükmünün uygulanması şartları bulunmadığından bedel iadesi yerine onarım veya semenin tenziline karar verilemeyeceği, davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebinin haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının, davalılar arasında organik bağ bulunması nedeniyle tüzel kişilik perdesinin aralanarak tüm davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmaları konusundaki iddia ve talebinin değerlendirilmesinde; tüzel kişilik perdesinin aralanması(kaldırılması), tüzel kişiliğin ortaklarından ve başka tüzel kişiliklerden bağımsız bir malvarlığının bulunmasının kötüniyetli kişiler tarafından tüzel kişiliğin kimliği arkasına gizlenerek bu durumu kötüye kullanılmasının engellenmesi amacı ile yargı kararları ile kabul edilmiş bir ilkedir. Somut olaya bakıldığında; davalılar ……. Motorlu Araçlar İth.İhr.A.Ş. ile ……. Gıda İth.İhr.Tic.Ltd.Şti.’nden (yeni ünvanı ile ……. Gıda İth.İhr.Tic.Ltd.Şti)’nin sermaye miktarlarının faaliyet alanları ile orantısız olduğu, davalı şirketlerin faaliyet alanlarının birbirine çok yakın olup incelenen ticaret sicil kayıtlarından dava konusu satışın yapıldığı tarih itibariyle şirket ortaklarının büyük ölçüde aynı olduğu, ……. Gıda İth.İhr.Tic.Ltd.Şti.nin yetkilisi olan davalı …’ın savcılık soruşturma dosyasında verdiği beyan içeriği, savcılık dosyası içeriği, SGK kayıtları, ……. Gıda İth.İhr.Tic.Ltd.Şti.nin ünvan değişikliği yaparak “…….” Gıda İth.İhr.Tic.Ltd.Şti.ünvanını alması, davalı şirketlerin sicil adresleri ile davalı gerçek kişilerin adresleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde tüm davalılar arasında organik bir bağ olduğu ve davalı tüzel kişiler ile davalı gerçek kişilerin özdeş hareket ettikleri kanaatine varılarak tüzel kişilik perdesinin kaldırılması şartlarının oluştuğu ve bu nedenle tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlulukları cihetine gidilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ İLE,
1-Davacı tarafın haklı sebeple sözleşmeden dönmüş olduğunun tespiti ile, dava konusu aracın davalı tarafa teslim koşulu ile sözleşme bedeli olan 450.000Euro’nun dava tarihinden itibaren EURO cinsinden mevduata T.C. Merkez Bankasının uyguladığı en yüksek mevduat faizi uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 213.258,35-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 608,58-TL peşin harç, 52.155,28 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 52.763,86 TL’den mahsubu ile eksik kalan 160.494,49-TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 608,58-TL peşin harç, 52.155,28 TL tamamlama harcı ile 2.250,00-TL bilirkişi ücreti ve 643 posta ve yazışma gideri olmak üzere toplam 55.692,76-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 119.797,40 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davacı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/02/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır