Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/912 E. 2020/172 K. 24.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/912 Esas
KARAR NO : 2020/172

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2018
KARAR TARİHİ : 24/02/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 31/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Müvekilerinin davalıya sıvı tuz sattığını fatura kestiğini, davalının 17.901,39 TL cari borcu kaldığını, davalının borcunu ödemediğini açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Müvekillerinin davacıdan aldığı ürünlerin hatalı ayıplı olduğunu, davacının ürünleri geri alması için bilgilendirildiğini, davacının ürünleri almadığını, davacıya borçları olmadığını belirterek davanın reddini kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı … Tekstil Teknoloji ve Elektronik Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi tarafından borçlu …ne yönelik 17.901,39 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; dava konusu ürünlerin orjinal üretim tarihinin 04/14 görülmekte iken yapıştırılan etiketlerden 03/2017 görüldüğünü, bu etiketlerin neye dayanılarak basılıp kullanıldığının bilinemediğini, hatalı bir işlem olduğu kanaatinde olduklarını, ürünlerde açık ayıplar olduğu, davacının davalıdan 17.901,39 TL alacaklı olduğu, davalının ayıp ihbarında bulunduğuna dair dosyada evrak bulunmadığı belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı ile davalı arasındaki satım sözleşmesi uyarınca davacının davalıdan alacaklı olduğundan bahisle başlattığı icra takibine vaki itiraz üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalı taraf cevabında, davacı tarafça satılan malları kendi müşterileri olan marketlere sattığını ancak ürünlerde iki adet son tüketim ve/veya üretim tarihi bulunması ve tuzların mekanik kafalarında bozukluk bulunmasını gerekçe göstererek hata-ayıp nedeni ile iade ettiklerini, bunun üzerine davacıyı bilgilendirdiklerini ve malları iade almaları gerektiğini mallar için ödeme yapmayacaklarını davacıya bildirdiklerini, hatalı ve ayıplı mallar için davacıya 7.000 TL civarında ödeme de yaptıklarını ancak mallarda hata ve ayıp çıkması nedeni ile geriye kalan miktarı haklı olarak ödemediklerini savunmuştur. Davacı tarafça davalıya dava konusu ürünlerin satılarak teslim edildiği ve ürünlerin faturalarda yer alan fiyatları hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği ve davalının ayıplı maldan dolayı borçlu bulunmadığı hususundaki savunmasında haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri ile dava konusu ürünler üzerinde bir SMMM bir Kimya Mühendisi ve bir Makine Mühendisi bilirkişilerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor aldırılmıştır. Bilirkişi heyetinin 15/05/2019 tarihli raporunda özetle; ürünlerin orijinal üretim tarihinin 04/14 görülmekte iken yapıştırılan etiketlerde 03/2017 görüldüğünü, bu etiketlerin neye dayanılarak basılıp kullanıldığı tarafımızdan bilinmemekle beraber hatalı bir işlem olduğu kanaatinde olduklarını, keşif esnasında davacı adresindeki mevcut olan ve davacı müşterilerinden iade alındığı ifade edilen ürünlerde gözle açık bir şekilde görülebilen ve muhtemel üretim sonrasında da ortaya çıkmış olan ve çıplak gözle görülebilen açık ayıplar olduğu, davacının yasal defter kayıtlarına göre ve takip tarihi itibariyle 17.901,39 TL alacaklı olduğu, davalının ayıp ihbarda bulunduğuna dair dosya içeriğinde bir evrak veya ihtar bulunmadığı, dosya içerisinde bulunan faturalardan davalının kendi müşterilerinden iade şeklinde aldığı tuz toplam bedelinin KDV dahil 37.279,55 TL olduğu bildirilmiştir.
Davalı tarafın 05/09/2019 tarihli ıslah dilekçesini sunarak cevap dilekçesini ıslah ettiği, bu dilekçesinde tanıklarını da bildirdiği görülmüştür.
Davanın niteliği ve dava konusunun değeri itibariyle tanıkla ispatın caiz olmadığı kanaatine varılarak davalı tarafın tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafın süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispatlayamamış olması nedeni ile bu konuda yemin delili hatırlatılarak lemin deliline başvurup başvurmayacakları ve başvuracaklar ise yemin metnini hazırlayıp sunmaları konusunda kesin süre verilmiş ancak verilen süre içerisinde beyanda bulunmadıklarından yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmışlardır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacı tarafça dava konusu malların davalıya satılarak teslim edildiği, davalı tarafın malların bedellerine ilişkin bir itirazda bulunmayıp malların ayıplı bulunduklarından bahisle borçlu olmadıklarını ileri sürdüğü, ticari defter ve belgelere göre davacı tarafın bakiye 17.901,39 TL alacağı bulunduğu, yapılan bilirkişi incelemesi uyarınca dava konusu mallarda “açık ayıp” bulunduğu, bu nedenle TTK’nun 23.maddesi uyarınca davalı tarafın 8 günlük yasal muayene ve ihbar yükümlülüğü çerçevesinde davacı satıcıya süresinde başvurması gerektiği ancak davalının bunu ispatlayamadığı, bu nedenle davalı tarafın ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamayacağı, bu tüm nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, tarafların tacir olması nedeni ile takip tarihinden itibaren ticari faiz istenebileceği, davalının itirazında haksız çıkması ve alacağın likit olması nedeni ile davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
Davalının Bakırköy …. İcra dairesinin … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
İcra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.222,84.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 305,72.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 917,12.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 305,72.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 2.352,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır