Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/893 E. 2022/262 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/893 Esas
KARAR NO : 2022/262

DAVA : Tazminat (Manevi Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/08/2016
KARAR TARİHİ : 28/03/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 27/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Manevi Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan ……… Yapı Elemanları Gıda ve İnş. San. İth. İhr. Ltd. Şti. Arasında 02/10/2015 tarihli makine alım satım sözleşmesi yapıldığını, bedeli müvekkili şirketçe çek alınarak makinelerin davalı şirkete teslim edildiğini, davaya konu 15/06/2016 keşide tarihli, ……… numaralı ve 110.000,00-TL bedelli çekin müvekkili şirket tarafından ticari kredilerin karşılığı olarak ……. bank …….. şubesine verildiğini, Bakırköy …… Asliye Ticaret mahkemesinin ……… esas sayılı dosyasında ………. tarafından ……… numarası ve 110.000,00-TL bedelli çekin zayi nedeniyle iptali talepli dava açıldığı, çek üzerine ödeme yasağı koyulduğunu, ……….’un böyle bir yetkisinin olmadığını, dava konusu çekin müvekkili şirket lehine keşide edildiğini, ilk cirantasının müvekkili şirket olduğunu ve bankaya müvekkili şirketçe ibraz edildiğini, davalıların kötü niyetli ve birlikte hareket ederek müvekkilinin itibarının zedelenmesine neden olduğunu, bazı banka hesaplarına bloke koyulduğunu, bu nedenlerle davalıların haksız fiilleri nedeniyle zarara uğrayan müvekkili lehine 50.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan alınarak müvekkili şirkete verilmesini talep etmiş.
Davalı vekili, davanın haksız ve yersiz açıldığını, davacı şirketin makineleri teslim etmemesi nedeniyle ödeme planında revizyon talep edildiğini, davacı şirketin revizyonu kabul etmeyerek müvekkilini zor duruma düşürdüğünü, ödeme yasağı koyulan çekin faiziyle birlikte ödendiğini, talebin kötü niyetli olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, HMK’nun 399.maddesi uyarınca haksız ihtiyati tedbir nedeni ile tazminat davasıdır.
Davacı tarafça; davalı ……… Yapı…Ltd.Şti.ile aralarında bulunan ticari ilişki nedeni ile bu şirket tarafından keşide edilerek kendilerine verilen ……. Bankası ……… şubesinin 15/06/2016 keşide tarihli, ……… çek nolu 110.000,00 TL bedelli çekin ticari kredilerinin karşılığı olarak …….. şubesine verildiği, çekin vadesi geldiğinde bu banka tarafından arandıklarını ve çekte ödeme yasağı bulunduğunu öğrendiklerini, dava konusu çek için davalı ……….’un davalı şirketin yönlendirmesi ile bu çekin iptali istemi için mahkememizin ……. Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açtıklarını ve ödeme yasağı kararı aldıklarını, bu ödeme yasağı kararı nedeni ile iş çevrelerinde ve özellikle bankalar nezdinde itibar kaybettiklerinden bahisle davalılardan manevi tazminat istemli işbu davayı açtıkları anlaşılmıştır.
Davalı taraflarca cevap dilekçesi sunulmadığı, sunulan beyan dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında davanın reddi gerektiğini savundukları görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı ………. tarafından mahkememizin ……… Esas sayılı dosyasında alınan ödeme yasağı niteliğindeki ihtiyati tedbirin haksız olarak alınıp alınmadığı, haksız olarak alınmışsa diğer davalı şirketin birlikte hareket edip etmediği, bu nedenlerle davacının haksız ihtiyati tedbir nedeni ile tazminat talep edip edemeyeceği
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte bulunan tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Mahkememizin ……. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dava davanın davalılardan ………. tarafından dava konusu ……… Bankası ………. şubesinin 15/06/2016 keşide tarihli, ……… çek nolu 110.000,00 TL bedelli çekin ziyaı nedenine dayalı çek iptali davası olduğu, mahkememizce bu dosyada bu dosyanın davacısı ……….’un talebi üzerine ödeme yasağı niteliğinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olduğu, bu dosyanın yargılaması sırasında davcı ……… Makine firması tarafından dava konusu çekin dosyaya sunulduğu bildiren dilekçe sundukları, sunulan çek suretinin incelenmesinde dava konusu çekin ……. Makine firması lehine düzenlendiği ve bu firma tarafından …….. bank ……… şubesine cirolandığı, çekte davalı ……….’un isminin geçmediği görülmüştür. Çekin ibraz edilmesi üzerine davacı ……….’a, çeki ibraz eden aleyhine çek istirdat davası açması konusunda 7 günlük kesin süre verilmiş, ancak çek istirdat davası açılmadığı gibi, bu davadan feragat edildiği bunun üzerine mahkememizin 26/09/2016 tarihli kararı ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.

Davacı tarafça delil olarak dayanılan Bakırköy ……… Asliye Ticaret Mahkemesinin ………. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; bu dosyanın davacısının ……… olup davanın konusunun zayi nedeni ile çek iptali olduğu, bu davada davacı tarafından keşidecisi yine ……… Yapı…Ltd.Şti. olan ve keşide tarihleri 25/05/2016, 10/06/2016, 20/06/2016, 30/06/2016, 31/05/2016 olan 5 adet çekin ziyaı nedeni ile iptali talebinde bulunulduğu, bu dosyada yine bu dosyanın davacısının talebine binaen mahkemece bu çekler için ödeme yasağına ilişkin tedbir kararı verilmiş olduğu, bu dosyaya da yine ……… Makine firması tarafından çeklerin ellerinde bulunduğunun bildirilmesi üzerine davacı ……… tarafından davadan feragat edilmesi üzerine davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Delil olarak dayanılan Bakırköy ……….Asliye Hukuk Mahkemesinin ……… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının …….. Makine San ve Tic.AŞ, davalılarının ……… ve ……… Yapı…Ltd.Şti.olduğu, davanın Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesinin………. Esas sayılı dosyasında verilen ödeme yasağı niteliğindeki ihtiyati tedbir kararının haksız olduğundan bahisle açılan tazminat davası olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 23/05/2017 tarihli …… Esas ……… Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 8.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır.
Davalı ……….’un yargılama sırasında vefat etmiş bulunması ve en yakın mirasçılarının tamamının reddi miras kararı almış olmaları nedeni ile mahkememizce mirasın TMK’nun 612.maddesi uyarınca iflas hükümlerine göre tasfiyesi ve tasfiye memuru atanması konusunda son reddi miras kararı veren mahkemeye ihbarda bulunulmuş, atanan tasfiye memuruna tebligat yapılarak yargılama sürdürülmüştür.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; mahkememizin ……….. Esas sayılı dosyasında davacının dava konusu çeki kaybettiğinden bahisle çek iptali davası açtığı ve talebine binaen mahkememizce teminat mukabilinde ödeme yasağı konulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verildiği, yargılama sırasında dava konusu çekin davacı ………. Makine vekili tarafından dosyaya sunulduğu, bunun üzerine davalıya çek istirdat davası açması konusunda süre verilmesine rağmen dava açılmadığı gibi davadan feragat edildiği, yine davalının dava konusu çekte isminini yer almadığı gibi çekin eline geçtiğine ilişkin bir delil de sunmadığı, davacı tarafça sunulan çek sureti uyarınca davacı tarafın çekin lehtarı/yetkili hamili iken çeki …….. bank ……… şubesine kredi dosyalarının teminatı olarak cirolayarak verdiği, davalının herhangi bir şekilde hamil sıfatı olmamasına rağmen hamil sıfatı olduğunu ileri sürerek ve çek elinde iken (bürosunda iken) kaybolduğundan bahisle mahkememizin ………. Esas sayılı dosyası ile haksız olarak çek iptali davası açarak haksız ihtiyati tedbir (ödeme yasağı) kararı aldığı, tüm bu nedenlerle ihtiyati tedbir kararının haksız olarak alındığının sabit olduğu, diğer davalı ……… Yapı…Ltd.Şti.’nin sorumluluğu yönünden, bu davalının bilgisi ve iştiraki olmaksızın davalı ……….’un hiçbir şekilde eline geçmemiş bulunan ve ilgisi bulunmayan çekten dolayı çeki kaybettiğinden bahisle çek iptali davası açmasının hayatın olağan akışı ve ticari deneyimlere aykırı olduğu gibi, her iki davalının da vekillerinin aşamalarda aynı olduğu, yine davalı vekilinin görevsiz mahkeme huzurundaki beyanında davalının davacı tarafın edimini yerine getirmemesi nedeni ile zor durumda kaldığını beyan ettiği, tüm bu nedenlerle her iki davalının da iştirak halinde birlikte hareket ederek, davalı ……… Yapı…Ltd.Şti.’nin davacıya dava konusu çekten kaynaklanan borcunu ödemesini engellemek/geciktirmek amacı ile hareket ederek çek davalı ……….’un elinde iken kaybolmuş izlenimini vererek davalı ……….’un ödeme yasağı kararı almasını sağladıkları, işbu nedenle davalıların davacının zararından müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları, HMK’nun 399/1.maddesinde yer alan “Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür” hükmü uyarınca tazminatın yasal şartlarının oluştuğu, maddede maddi-manevi tazminat ayrımı yapılmamakla davacının ticari itibarı ve dolayısıyla kişilik hakları zedelenmiş olmakla manevi tazminat talebinde de bulunabileceği, toplanan deliller ve banka yazı cevabı uyarınca davacının itibarının zedelendiği yönündeki iddiasını doğrular nitelikte olduğu, öte yandan davacının tüzel kişi olmasının manevi tazminat talep etme hakkını ortadan kaldırmayacağının Yargıtay’ın müstakar kararları ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……… Hukuk Dairesinin 31/01/2017 tarih ve ……. Esas …………. Karar sayılı kararında açıkça belirtildiği (Buna göre, gerçek kişilere açık olan kamu hukuku ve özel hukuk kaynaklı bütün haklara ve borçlara kural olarak sahip olabilecek durumdaki tüzel kişiler, kişilik hakkına da sahip olabilecek ve bu hakka tanınan korumadan yararlanabilecektir. Bununla birlikte kişilik hakkının sınırları malvarlığı haklarının aksine belli değildir, somut müdahalelere göre değişir. Bu bakımdan nelerin kişilik hakkından sayılıp sayılmayacağını halin ve zamanın icabına bırakmak gerekir. Bu tespiti ise hakimler somut olayın özelliklerini nazara alarak yapacaklardır (DURAL Mustafa / ÖĞÜZ Tufan, Türk Özel Hukuku, Kişiler Hukuku, İstanbul 2006, s. 95). Bu kapsamda, tüzel kişinin ekonomik faaliyetini yürütürken kazandığı saygınlık, onun kişisel değerleri içinde yer alır. Ticari şeref ve haysiyetin çiğnenmesi, onun ekonomik yaşam içindeki yerini ve durumunu sarsabilir. Tüzel kişinin kişilik haklarından olan onur ve saygınlığı onun korunan değerlerinin başında gelir. Bu nedenle tüzel kişi onur ve saygınlığından vazgeçemeyeceği gibi, bu değerlerini hukuka ve ahlaka aykırı olarak da sınırlayamaz. Ekonomik itibar da tüzel kişinin şeref ve haysiyetinin bir görüntüsüdür. Tüzel kişinin ekonomik faaliyetleri de toplum tarafından değerlendirilmektedir. Tüzel kişiliğe sahip bir şirketin ödeme gücüne ilişkin değerlendirmeler, o tüzel kişinin toplumsal şeref ve haysiyeti ile yakından ilgilidir. Kredi, toplum tarafından ödeme gücü ile ilgili olarak izafe edilen bir değer olması nedeniyle, bu değeri azaltan veya ortadan kaldıran kişiliği ihlale yönelik açıklamalar şeref ve haysiyete tecavüz niteliği taşır. Kişilik haklarına saldırı halinde kişilik hakkı ister gerçek kişi isterse tüzel kişi olsun Devlete karşı Anayasa hükümleri ile idareye karşı idare hukuku hükümleri ile suç teşkil eden tecavüzlere karşı ise ceza hukuku hükümleri ile korunmuştur. Kişilik hakkının korunmasına ilişkin Medeni Kanun’daki ana düzenleme TMK m. 23 ve m. 24’te hüküm altına alınmıştır. TMK m. 23 hak sahibi tarafından vazgeçilmesine ya da aşırı sınırlanmasına karşı kişilik hakkını korurken, TMK m. 24 kişilik hakkına yönelebilecek saldırılara karşı koruma sağlar. Konuya ilişkin diğer bir temel düzenleme olan 818 sayılı BK m. 49’da (6098 sayılı TBK m. 58) ise, kişilik hakkı tecavüze uğrayan kişinin manevi tazminat talebi düzenleme altına alınmıştır. Kişilik haklarının korunması için açılabilecek davalardan manevi tazminat davası genel olarak kabul edilen görüşe göre kişiliğe yönelik saldırı sebebiyle uğranılan manevi zararın, saldırı sebebiyle duyulan acı, elem ve ızdırabın tatmin edilerek giderilmesi amacıyla kişiye tanınan davadır. Manevi tazminat konusu mevzuatımızda, kişilik hakkı ihlallerinde istenebileceğini belirten MK m. 25 ve manevi tazminat davasının koşullarını belirleyen genel hüküm niteliğindeki BK m. 49 (6098 sayılı TBK m. 58) haricinde, bazı özel hükümlerde de geçmektedir. Tüzel kişilerin manevi tazminat talep edip edemeyeceği tartışmalı olmakla birlikte hukuk düzeninin tüzel kişileri hukuk sujesi olarak tanıdığına ve onlara ad, şeref ve itibar gibi kişisel varlıklar bahşedilmiş olduğuna göre, kişisel varlıklara yapılan saldırı nedeniyle elem ve ızdırap duymayacaklarından söz edilerek tüzel kişilerin manevî tazminat adı ile bir paranın ödetilmesi davası açamayacaklarını kabul etmek yasa koyucunun amacına aykırı düşecektir. Gerek Medenî Kanun ve gerekse Borçlar Kanunu yalnız gerçek kişilerin değil, aynı zamanda tüzel kişilerin de kişisel haklarını korumaktadır. Günümüzde doktrin ve Yargıtay tarafından yaygın olarak benimsenen görüş, gerçek kişilere özgü olanlar dışında kalan kişilik haklarında tüzel kişilerin de manevi zarara uğrayabileceğini ve bu nedenle manevi tazminat talebinde bulunabileceğini kabul etmektedir (Dural / Öğüz, a.g.e., s. 233; SAYMEN Ferit H., “Kimler Manevi Tazminat Talep Edebilir?”, İÜHFM (Manevi Tazminat), Y. 1940, S. 6, s. 126 – 142; KARAHASAN Mustafa Reşit, Tazminat Hukuku, 1996, s. 967-968; GÜRSOY Kemal Tahir, “Manevi Zarar ve Tazmini”, AÜHFD., C. 30, S. 1- 4, s. 12). Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, 15.12.2004 gün ve 2004/4-709 E.- 2004/720 K.; 31.05.2000 gün ve 2000/4-900 E. – 2000/935 K. sayılı ilamlarında tüzel kişilerin de kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat davası açabileceklerini kabul etmiştir. ” Bu dikteler ışığında dava konusu olaya bakıldığında, davacı şirketin yapılan haksız takip ve gerek dershane olarak işletilen iş yerinde fiili hacizler yapılması, gerekse banka hesaplarına haciz ihbarnameleri gönderilmesi karşısında bu hacizler nedeniyle ticari itibarının yapmış olduğu iş de nazara alınarak öğrenci ve veliler yönünden zedelendiği, davalıların haksız hacze konu icra takibi yapmakta haklı olmadıklarının mahkeme kararı ile sabit olduğu, haksız hacizlerin nedeniyle davacı şirketin kişilik hakları saldırıya uğradığının kabulü gerektiği anlaşılmakla davacı vekilinin davacı şirket yönünden reddedilen manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.), ancak manevi tazminatın belirlenmesinde kişilik haklarına saldırının boyutu, uğranılan manevi zararın nitelik ve boyutu, paranın satın alma gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önünde bulundurularak mahkememizce manevi tazminat takdir edilmiş ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
15.000,00 TL manevi tazminatın davalı muris ………. terekesi ile davalı ……… Yapı Elemanları Gıda ve İnş. San. İth. İhr. Ltd. Şti.’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
2-Gerekçeli karar yazıldığında bir suretinin Küçükçekmece 4 SHM 2021/25 tereke sayılı dosyasına gönderilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.024,65.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 853,88.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ve 853,88.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 370,20.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 111,06 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı ………. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ……….’a verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 28/03/2022

Katip ……….
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır