Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/833 E. 2021/279 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/833 Esas
KARAR NO : 2021/279

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2018
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı/karşı davalı vekilinin dava dilekçesinde ÖZETLE;Müvekkil şirketin Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Teşkilatına bağlı iktisadi bir teşebbüs olduğunu, Tarım Kredi tarafından ticari hayat akışı içerisinde birtakım firmalarla ticari alışveriş gerçekleştirildiğini, bunun yanı sıra Tarım Kredi üzerinden ise, Tarım Kredi’nin eski Genel Müdürü ……. ve eski Muhasebe Müdürü ……. tarafından fiktif işlemler yapıldığını ve çeşitli muhasebe hileleriyle bu işlemlerin üstünün kapatılmaya çalışıldığını, müvekkil şirket ile davalı arasında 2010 ila 2014 yılları arasında yüksek bedelli alım satım işlemleri gerçekleştirilmek suretiyle ticari ilişki süregeldiğini, bu süre içerisinde müvekkil şirket ile davalı/karşı davacı arasında özellikle; mısır yağı, Ayçiçek yağı, kaba kepek, rafine yağ, razmol, arpa, ATK, buğday, kanola yağı, Ayçiçek kabuğu ve mısır alım satımı gerçekleştirildiğini, bu alım satım işlemlerinden kaynaklı olarak müvekkil şirketin davalı/karşı davacıdan alacağının bulunduğunu, müvekkil şirket tarafından davalı/karşı davacı şirkete satılan mallar karşılığında faturalar tanzim edilmiş olup, davalı/karşı davacı şirket tarafından bahse konu faturaların karşılıklarının ödenmediğini, davalı/karşı davacı şirketin müvekkil şirkete; 09.07.2014 keşide tarihli 350.000,00 TL bedelli, 25.06.2014 keşide tarihli 350.000,00 TL bedelli, 19.06.2014 keşide tarihli 350.000,00 TL bedelli, 20.08.2014 keşide tarihli 350.000,00 TL bedelli, 06.08.2014 keşide tarihli 350.000,00 TL bedelli, 23.07.2014 keşide tarihli 350.000,00 TL bedelli, 17.09.2014 keşide tarihli 600.000,00 TL bedelli, 10.09.2014 keşide tarihli 350.000,00 TL bedelli, 27.08.2014 keşide tarihli 350.000,00 TL bedelli, 08.10.2014 keşide tarihli 600.000,00 TL bedelli, 01.10.2014 keşide tarihli 600.000,00 TL bedelli, 24.09.2014 keşide tarihli 600.000,00 TL bedelli, 22.10.2014 keşide tarihli 600.000,00 TL bedelli, 15.10.2014 keşide tarihli 600.000,00 TL bedelli, 30.07.2014 keşide tarihli 350.000,00 TL bedelli, 03.09.2014 keşide tarihli 350.000,00 TL bedelli, 29.10.2014 keşide tarihli 600.000,00 TL bedelli olmak üzere çekler nedeniyle toplam 7.700.000,00 TL borcunun bulunduğunu, taraflar arasında akdedilen protokol uyarınca tarafların, davalı/karşı davacının müvekkil şirkete protokol tarihi itibariyle 28.199.307,36 TL anapara ve 1.467.134,57 TL faiz olmak üzere toplamda 29.666.441,93 TL tutarında borçlu olduğu hususunda mutabık kaldıklarını, anılan protokol uyarınca davalı/karşı davacı şirket tarafından müvekkil şirkete olan borçlarının 31.12.2016 tarihine kadar 10.000.000,00 TL, 31.12.2017 tarihine kadar 7.500.000,00 TL, 31.12.2018 tarihine kadar 7.500.000,00 TL, 31.12.2019 tarihine kadar ise 4.666.441,93 TL olmak üzere ödeneceğinin taahhüt edildiğini, buna rağmen davalı/karşı davacı şirketin protokol uyarınca müvekkil şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını ve yükümlülüklerini ifa etmediğini, davalı/karşı davacı şirket tarafından müvekkil şirket eski genel müdürü ve muhasebe müdürü ile iştirak halinde gerçekleştirilen fiktif işlemler nedeniyle müvekkil şirketin uğradığı zararın tazmininin gerektiği, davalı ve müvekkil şirketin davalı ile iştirak halinde olan eski genel müdür ile muhasebe müdürünün irsaliye ve kantar fişi gibi engelleri bertaraf etmek amacıyla, depo teslim faturaları düzenlediklerini ve bu yolla herhangi bir mal transferi gerçekleştirmeksizin fiktif alım satım işlemleri ile müvekkil şirketi milyonlarca lira zarara uğrattıklarını, ceza soruşturması sırasında tanzim edilen bilirkişi raporlarında davalı şirket ve başkaca şirketlerin de katılımıyla fiktif işlemler yapıldığın ve müvekkil şirketin bu yolla zarara uğratıldığının tespit edildiğini, ceza soruşturmasında tanıklık yapan şahısların ifadelerine göre de davalı ve davalıya iş birliği içinde olan şirket eski genel müdür ve muhasebe müdürü tarafından usulsüz işlemler yapıldığını, tanık beyanlarına göre de müvekkil şirketin bahse konu işlemlerle zarara uğratıldığını, yargılama neticesinde müvekkil şirket lehine hüküm tesis edilmesi halinde müvekkil şirketin alacağına kavuşmanın sağlanması amacıyla öncelikle teminatsız olarak sayın mahkeme aksi kanaate olması halinde ise belirlenecek olan teminat karşılığında davalı/karşı davacı şirketin malvarlığı üzerine ihtiyacı haciz uygulanmasına karar verilmesi gerektiği, müvekkilin yargılama neticesinde alacağına ulaşamama riski nedeniyle 2004 sayılı kanunun 257. Maddesi uyarınca gerekli şartları haiz olan talep tutarında öncelikle teminatsız olarak, sayın mahkemenin aksi kanaate olması halinde takdir edilecek teminat karşılığında davalı/karşı davacının mal varlığı üzerinde ihtiyati haciz kararı tesis edilmesine, davanın kabulü ile şimdilik 899.000,00 TL alacağının Merkez Bankası’nın kısa vadeli avans işlerinde uyguladığı en yüksek faiz ile birlikte tahsiline, zararların tamamının tespiti ile şimdilik 101.000,00 TL tutarındaki zararın meydana geldiği tarihten itibaren Merkez Bankası’nın kısa vadeli avans işlerinde uyguladığı en yüksek faiz ile birlikte tahsiline, tüm yargılama, harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekilinin cevap dilekçesinde ÖZETLE; tarafların 2010-2013 yıllarında ticari faaliyette bulunduklarını, davacı/karşı davalı tarafın kendi içerisindeki iktidar/makam mücadelesi sonucunda taraflar arasında ticari ihtilaflar oluştuğunu, bu ihtilafların, bu müzakerelerden sonra yazılı bir anlaşmayla, sulh yoluyla prensipte çözüldüğünü, davacı/karşı davalı tarafın yazılı sözleşmelere uymaması ve temerrüde düşmesi nedeniyle de anlaşmanın uygulanamadığını, taraflar arasında borç miktarı konusunda ihtilaf olmadığını, bu borcun tasfiyesi için de davacı/karşı davalı tarafa 2 ayrı vekaletle 50 ayrı gayrimenkule toplam 21.641.000- TL ipotek koyma ve satış yetkisi verildiğini, davanın zamanında açılmadığını ve zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesindeki iddiaların davacı/karşı davalı tarafın kendi iç işleyişine ilişkin problemleri ifade eden hususlar olduğunu, bu hususların da davalı/karşı davacıyı ilgilendiren şeyler olmadığını, dava dilekçesinde fiktif işlem olduğu iddiasının doğru olmadığını, taraflar arasındaki satışın perakende satış olmayıp toptan satış olduğunu, davalı/karşı davacının davacı/karşı davalı taraftan peşin olarak aldığı malı, üçüncü kişilere sattığını, onların da davalıya vadeli olarak sattığını, vadeli satış farkının zarar olduğunun kabul edilemeyeceğini, yöneticilerin ihmalinden davalının sorumlu tutulamayacağını, davacı tarafın buğday alımlarının piyasa değerlerinden yüksek yapıldığı ve şirketlerinin zarara uğratıldığı iddiasının da doğru olmadığını, davacı/karşı davalı tarafın zarar beyanının tek taraflı beyan olup, sübjektif bir değerlendirme olduğunu ve piyasa gerçeklerini yansıtmadığını, kantar fişlerinin olup olmamasının davacı/karşı davalının kusuru olduğunu, müvekkil şirketin onlara güvendiğini ve beyanlarını doğru kabul ettiğini,
Davalı karşı dava dilekçesinde ÖZETLE; Taraflar arasında 25.12.2015 tarihli Borç Tespit ve Ödeme Sözleşmesi başlıklı bir sözleşme imzalandığını, sözleşme özgürlüğü hükümleri çerçevesinde kurulan bu sözleşmeye davacı/karşı davalının uymayarak temerrüde düşürdüğünü, davacı/karşı davalının sözleşme hükümlerine uymaması nedeniyle müvekkil şirketin zarara uğradığını, müvekkil şirket ile davacı/karşı davalının arasında problem olmadığı dönemdeki cirosunun 2012 ve 2013 yılları için asgari yıllık 300 milyon olduğunu, müvekkil şirkete %4 iskonto uygulandığını, %3 de ticari kar elde edildiğini, toplam %7 kar elde edildiğini, 2016 yılı için 300.000,00 TL X 0,07 = 21.000.000 TL gelir kaybı olduğunu, 2017 ve 2018 yılları için de bu rakam üzerinden müvekkil şirketin zararının 3 yıl x 21.000.000 TL = 63.000.000 TL olduğunu, davacı/karşı davalının açmış olduğu davanın reddine, yasal şartları taşımayan ihtiyati haciz talebinin reddine, karşı davanın kabulü ile şimdilik 10.000,00 TL’nin davacı/karşı davalıdan alınarak müvekkil şirkete verilmesine, masraf ve ücreti vekaletin davacı/karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davalı karşı davacıya ait ticari defter, fatura ve belgeleri ve bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişkiye istinaden davacı Tarım Kredi şirketinin tahsil edemediği bedellerin ve Tarım Kredi’nin eski Genel Müdürü ……. ve eski Muhasebe Müdürü ……. ile davalı/karşı davacı …….tarafından gerçekleştirilen fiktif işlemler nedeniyle uğranılan zararın tahsili talebine ilişkindir.
Karşı dava ise; taraflar arasında ki 25.12.2015 tarihli Borç Tespit ve Ödeme Sözleşmesi başlıklı sözleşme kapsamında davacı-karşı davalı kooperatifin sözleşmedeki yükümlülüklerine uymaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir.
Somut olayda davacı tarafın cari hesap kayıtları uyarınca taraflar arasında 25.12.2015 tarihli “Borç Tespit ve Ödeme Sözleşmesi” başlıklı mutabakatın imzalandığı, bu mutabakat uyarınca tarafların tanzim edilen 20/07/2015 tarihli (05/698 alacaklı şirket kaydı) görüş ve ön mutabakat tutanağı uyarınca borçlu şirketin alacaklı şirkete cari hesap son işlem tarihi itibari ile KDV dahil 28.199.307,36 anapara ve KDV dahil 1.467.134,57 TL faiz olmak üzere 29.666.441,93 TL (KDV dahil) borcu olduğu hususunda mutabık kaldıkları, FAZLAYA İLİŞKİN HAKLARIN SAKLI BIRAKILDIĞI, belirlenen miktarın 4 taksit şeklinde ödeneceği ve mutabakat tutanağı gereği borcun ödenmeyen kısmına 31.12.2017 tarihinden itibaren yıllık % 10 vade farkı uygulanacağı kararlaştırılmıştır.
Davaya konu alacağın dayanağı olarak gösterilen fiktif işlemlere ilişkin olarak bir kısım davacı şirket yetkilileri ve davalı şirketi de içerisine alacak şekilde 21 şirket hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ……. Soruşturma Nolu Dosyası üzerinden soruşturma başlatıldığı ve soruşturma dosyası üzerinden alınan 30.07.2018 Tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;”…..i Gıda San. ve Tic. A.Ş. (……. ve Yağ San. Tic. A.Ş.) 2010, 2011, 2012, 2013 ve 2014 (Ocak) yıllarında nakit ihtiyacını gidermek için bir kısım firmalara emtia satmış gibi fatura düzenlemiş ve Katma Değer Vergisi dahil fatura tutarlarını veresiye satış olarak, aynı cins ve tonajlı emtiayı aynı tarihte veya yakın bir tarihte yüksek fiyatlı satın almış gibi fatura alarak Katma Değer Vergisi dahil tutarlarını veresiye mal alışı kaydı yapmıştır. Düzenlenen kantar tartı fişlerinde taşınan emtia ağırlığının ortalama 19.000-20.000 kg olduğu anlaşılmaktadır.
Aynı cins ticari emtianın aynı gün veya çok yakın tarihli faturalar ile aynı firmaya ya da aynı miktarda başka firmaya, düşük fiyattan satış, yüksek fiyattan alış yapmak suretiyle gerçekte olmayan mal ya da para hareketlerinin kayıt üzerinde varmış gibi gösterilmesine fiktif işlem denilmektedir. Genellikle olmayan bir iş ya da eylem kâğıt üzerinde varmış gibi gösterilmektedir. Dosyamızda şirketin işletme sermayesinin negatif hale gelmesinin, başka bir deyişle şirketin hukuki metotlarla içinin boşaltılmasının, söz konusu olduğu görülmektedir. Dosya ekinde yer alan raporlarda değişik tarzlarda hesaplamalar ile fiktif işlemlerin kanıtlanmaya çalışıldığı görülmektedir. Şirketin Borsa veya piyasa ortalama fiyatlarından daha pahalıya mal alması veya Borsa veya piyasa ortalama fiyatlarının üzerinde mal satın alması yoluyla şirketin zarara uğratıldığı görülmesine rağmen, fiktif işlem olarak değerlendirilmeyip, aksi ispatlanana kadar, ticari işlemler olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu gibi işlemlerde aynı ya da yakın tarihli aynı miktarda mal alış ya da satışlarının, aynı ya da farklı firma ile olan işlemler tarafımızdan fiktif işlemler olarak kabul edilmiştir.
Müşteki bu şirketin bu kadar zararına yol açan işlemlerin, sadece finans sağlamak maksadına matuf olduğunu kabulü tarafımızdan mümkün görülmemektedir. Zira, yapılan işlemlerle …… ve Yağ Sanayi A.Ş. büyük ölçüde zarar ettirilmiş ve sermayesi negatif duruma getirilmiştir.
……. ve …….’un yaptığı gizleme hareketlerinin asıl sebebinin, yaptıkları fiktif işlemlerle firmanın içinin boşaltıldığının anlaşılmasını önlemek olduğu kanaati güç kazanmaktadır. Bu işlemleri birlikte yaptıkları anlaşılan muhatap diğer firma yetkililerinin, iyi niyetle finans bulmak için iş birliği halinde hareket ettiklerini ileri sürerek kendilerini savunmaları, tarafımızdan makul bulunmamaktadır.
Şikâyet konusu 21 firmadan olan davalı…… Tarım Hayvancılık San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile ilgili olarak; …… ve Yağ Sanayi ……. tarafından düzenlenen 23.02.2017/10 tarih sayılı İnceleme Raporu ve eklerinden; Yukarıda fatura numaralı ve tarihleri belirtilen fiktif işlemler sebebiyle 6.220.096,72 lira zararın meydana geldiği ve bu zarardan maddede adı geçen firmaların müştereken sorumlu oldukları,
Ayrıca Özel Amaçlı Bağımsız Denetim Raporunun 4.2.15 ve 16. …….Hayvancılık-…….Gıda Başlıklı bölümünde; yapılan fiktif işlemler sonucu toplam 10.518.297,24 lira zarar oluştuğu belirtilmekte olup, bu tablo üzerinde ve 25.04.2014-1 sayılı kanuni soruşturma raporunun 7 numaralı eklerinde yer alan emtia cinslerine göre alış ve satış tabloları ile yapılan kıyaslamada işlemlerin fiktif olduğu kanaati oluşmuş, ancak faturaları görülemediğinden fatura bazında zarar olarak gösterilememiştir…” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delil olarak dayandıkları ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ve bu kapsamda davacı defterlerinin Kırklareli ilçesinde olması nedeniyle istinabe suretiyle incelenmesi yaptırılmıştır. Kırklareli ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… Tal. Sayılı Dosyası üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan 12.12.2019 tarihli Bilirkişi Raporu’nda özetle;”… Davacı şirket olan…… Tic. A.Ş.nin 2017 yılı Cari Hesap Ekstresi tarafımdan incelenmiş olup 2017 yıl sonu itibariyle davacı …… ve Tic. A.Ş.nin davalı şirket olan ……. Gıda Tic. Ltd. Şti.den 38.091.456,98 TL alacağı olduğu…” tespit edilmiştir.
İstinabe suretiyle yapılan incelemeden sonra davalı tarafın da ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için ara karar oluşturulduğu, ancak davalı tarafın ticari defter ve belgelerini sunmayacağını beyan etmesi nedeniyle davalı kayıtları üzerinde inceleme yapılamamıştır.
Yukarıda açıklanan deliller ışığında yapılan değerlendirmede; somut olayda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının ….. sor. no’lu dosyasına sunulu 30.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda davacı şirketin fiktif işlemler yoluyla önemli ölçüde zarara uğratıldığının tespit edilmiş olması, taraflarca imzalanan “Borç Tespit ve Ödeme Sözleşmesi” uyarınca mutabık kalınan miktar, Kırklareli ……. Asliye Hukuk Mahkemesinin…… Tal. Dosyasından alınan bilirkişi raporunda davacının davalı Prafar Ltd. Şti.’nden 38.091.456,98 TL alacaklı olduğunun tespit edilmiş olması ve HMK 220/3. madde gereğince davalı tarafın ticari defter ve belgelerini sunmaktan kaçınmış olması göz önünde bulundurularak usulüne uygun tutulmuş davacı şirket kayıtlarına üstünlük tanınarak davacının davalıdan 38.091.456,98 TL alacağının olduğu takdir ve sonucuna varılarak, asıl davanın kısmen kabulü ile, ıslah dilekçesi doğrultusunda 38.091.456,98-TL alacağın 899.000,00TL’sine dava tarihinden itibaren, 37.192.456,98TL’sine ise ıslah tarihi olan 06/10/2020 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle davalı tarafından alınarak davacı tarafa verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Asıl davadaki ve karşı davadaki tazminat taleplerine ilişkin taraflarca zarara uğradıklarına ilişkin somut delil sunmamaları ve dosya kapsamı itibariyle de zarara uğradıkları tespit edilemediğinden bu taleplerin ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ İLE,
38.091.456,98-TL alacağın 899.000,00TL’sine dava tarihinden itibaren, 37.192.456,98TL’sine ise ıslah tarihi olan 06/10/2020 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle davalı tarafından alınarak davacı tarafa verilmesine,
Asıl davaya konu tazminat alacağının ise ispatlanamaması nedeniyle REDDİNE,
2-Karşı davaya konu tazminatın ispatlanamaması nedeniyle REDDİNE,
Asıl dava yönünden;
3-Alınması gereken 2.602.027,42-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 17.077,50 TL ve 635.117,95 TL ıslah harcından mahsubu ile eksik kalan 1.949,831,97 TL’nin davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvurma harcının, 17.077,50-TL peşin harcın ve 635.117,95 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 652.231,35 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı lehine takdir edilen 469.539,57-TL vekalet ücreti ile haklı çıkılan orana göre davacının yaptığı yazışma gideri ve bilirkişi ücreti olan 5.713,00 TL olmak üzere toplam 475.252,57 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Karşı dava yönünden;
8-Alınması gereken 59,30-TL karar harcının peşin alınan 170.00,00-TL harçtan mahsubu ile fazla 110,70-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı yana iadesine,
10-Davacı-Karşı davalı lehine takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınıp davacı-karşı davalı tarafa verilmesine,
11-Bakiye gider avansının karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/03/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır