Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/792 E. 2022/129 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2018
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 28/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davacının ….. Motor ve …… sanayı AÂ.ş. her türlü mofor ve tarım makinesi kapsamındaki traktör, hasat makinesi, ckim ve dikim makineleri, ilaçlama makineleri, ot ve saman biçme ve balya makineleri, malzeme elleçleme makineleri ile üretim konusu olan tüm makinelere ait parça, yedek parça, teçhizat ve ekipmanların AR-GE çalışmalarını, üretimi, pazarlamasını, alım, satımını, ithalat ve ihracatını yapmakla birlikte Savunma Sanayine dönük ihtiyaçları da karşılamak maksadı ile AR-GE faaliyetleri yürütmekte olup halka açık bir anonim şirket olduğunu, davalı, davacı şirket nezdinde 23.11.2015 tarihinde çalışmaya başladığını, Davalının en son “……. Mühendisi” olarak çalışmakta iken, 03.03.2017 tarihli istifa dilekçesi ile iş akdini feshettiğini ve davalının iş akdinin 10.03.2017 tarihinde sona erdiğini, davalı, taraflar arasındaki “Rekabet Yasağı Sözleşmesi”ni ihlal etmiş olduğunu, davalının 10.246,72 TL olan son brüt ücretinin 12 katı olan 122.960,64 TL’lik cezai şart olmakla birlikte şimdilik cezai şart bedelinin 30.000,00 TL’sinin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla vekâleten talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı tarafından, talep edilen cezai şart bedeli tam olarak belirlenebilir nitelikte olduğundan işbu davanın belirsiz alacak veya kısmi dava şeklinde açılması mümkün olmadığını, davacının hukuki yararının bulunmadığını, bu sebeple, işbu davanın esasa girilmeksizin usulden reddinin gerektiğini, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’nin geçersiz olduğuna hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, sayın mahkeme aksi kanaatte ise, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’nin sona erdiğine hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’nin ihlal edilmediğine hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, mahkeme aksi kanaatte ise, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’ndeki cezai şart hükmünün geçersiz olduğuna hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, cezai şart miktarının tenkisini, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, rekabet yasağına dayalı ceza-i şarta dayalı alacak talebine ilişkindir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle, davalının 23.11.2015 tarihinde çalışmaya başladığı, 10.03.2017 tarihinde istifa ile iş akdini fesih ettiğini, taraflar arasında rekabet yasağı ve sır saklama yükümü sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin 2.2 maddesinde rekabet yasağının düzenlendiğini, iş sözleşmesinin IX. Özel şartlar başlığı altında 10. Maddesinde rekabet yasağına aykırı davranmayacağını taahhüt ettiğini, davacı ile dava dışı ……. şirketinin faaliyet konusu ve iş ürünleri arasında benzerlik bulunduğunu, davalının ……. Otomotiv ve Sanayi Ticaret A.Ş.’de çalışarak rekabet yasağını ve sır saklama yükümlülüğünü ihlal ettiğini, 30.000TL cezai şart talebinde bulundukları,
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerlilik şartlarının oluşmadığını, iş sözleşmesinin işverenin kusuru nedeniyle fesih edildiğini, rekabet yasağı sözleşmesi geçerli yürürlükte kabul edilse dahi sözleşmenin ihlal edilmediğini, tek taraflı ve fahiş cezai şartın hükümsüzlüğüne veya tenkisine karar verilmesi gerektiğini, davanın reddini talep ettiği,
Dosya kapsamında delillerin toplandığı, tanıkların dinlendiği, bilirkişi heyetinden raporlar alındığı, iş bu davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca haksız rekabet şartları oluşup oluşmadığı ile davacının cezai şart talep edip edemeyeceği, bu cezai şart miktarından tenkis yapılıp yapılamayacağı ile varsa alacak miktarının hesaplanmasına ilişkin olduğu,
İş bu dosya ile benzer nitelikteki uyuşmazlık hakkında İstanbul BAM 43 HD’nin DOSYA NO: 2021/649, KARAR NO: 2021/1584 ilamında; “Taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunduğu ve bu sözleşmenin 08/03/2017 tarihinde feshedildiği ihtilaf konusu değildir. Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 444/1. maddesinde, fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebileceği düzenlenmiştir.
25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesindeki düzenleme ile, (…) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işlere İş Mahkemelerinin bakacağı hüküm altına alınmıştır. Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümü, hizmet sözleşmelerine ilişkin olarak 393 ve 469. maddeler arasındaki düzenlemelerden oluşmaktadır. İşçinin rekabet yasağına ilişkin 444. madde de bu bölümde düzenlenmiştir.
İşçinin hizmet akdinin sonlanmasından sonra oluşan rekabet yasağının, haksız rekabet ve gizlilik yükümlülüklerine aykırılık nedeni ile açılan tazminat davalarının Yargıtay’ın istikrarlı içtihatlarına göre ticaret mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu kabul edilmekteydi. Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1-c maddesinde Türk Borçlar Kanununun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447. maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olarak kabul edilmiş ve TTK’nın 5/1. maddesinde de aksine hüküm bulunmadıkça, tüm ticari davaların asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir. Ancak Mahkemelerin görevi davanın açıldığı durum ve koşullara göre belirlenir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesine göre işçinin rekabet yasağının da yer aldığı TBK’nın Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine ilişkin işçi ve işveren arasındaki ilişkiden kaynaklanan davalarda iş mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. 7036 sayılı yasanın 5. maddesinin gerekçesinde yapılan değişiklikle, iş mahkemelerinin görev alanının genişletildiği ve böylece iş mahkemelerinin işçi ve işveren arasındaki tüm ihtilafları çözmekle görevlendirilerek tam bir ihtisas mahkemesi olarak kabul edildiği, bu yaklaşımla işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda istikrarlı kararların verilmesinin sağlanacağı ve uzmanlık sebebiyle kısa sürede daha güvenilir sonuçlar elde edileceği ve yargı yoluna başvuranların haklarının daha iyi korunacağı belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesi her ne kadar iş sözleşmesinden sonraki döneme ilişkin ise de TBK’nın 444/2. maddesinde açıkça; rekabet yasağı kaydının, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olduğu hükme bağlanmıştır. Buna göre rekabet yasağının konusunu, işçinin iş ilişkisi içinde öğrendiği işverene ilişkin bilgiler oluşturmaktadır. TBK’nın 446. maddesinde de, rekabet yasağına aykırı davranan işçinin, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlü olduğu ve işçinin kararlaştırılmışsa cezai şarttan da sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Yürürlük tarihi Türk Ticaret Kanunundan daha sonra olan ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan özel nitelikteki 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 5. Maddesinde, iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayırımı yapılmamıştır.Buna göre, temelinde iş akdine bağlı olan sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde İş Mahkemesi görevlidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114 ve 115. maddelerine göre görev, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir. Bu nedenle, mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan istinaf sebebi olarak ileri sürülmese de; HMK 335. maddesi gereğince mahkemenin görevli olup olmadığı re’sen incelenmesi gerekmekte olup, kararı veren mahkemenin görevli olmaması nedeniyle, davacı vekilince ileri sürülen esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ancak yeniden yargılamaya gerek olmadığından; davanın görev-dava şartı yokluğundan usulden reddine ve dosyanın görevli olan iş mahkemelerine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”
Mahkememizin davaya konu uyuşmazlıkta görevli olup olmadığı hususunun dava şartı olduğu, dava şartlarının her aşamada resen dikkate alınması gerektiği, mahkememiz dosyası ile benzer nitelikteki uyuşmazlığa ilişkin BAM’nin ayrıntılı güncel kararı içeriği de dikkate alındığında, davaya konu uyuşmazlık da İş Mahkemelerinin görevli olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu, görev dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen kararının, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM 43 hukuk dairesi ‘ne İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır