Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/732 E. 2020/357 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/732 Esas
KARAR NO : 2020/357

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 23/07/2018
KARAR TARİHİ : 02/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 27.07.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle;Davalı Kooperatifin 23/06/2018 tarihlinde yapılan 2017 Yılı Olağan Mali Genel Kurulu Toplantısı yapıldığını, ancak bu toplantıda alınan bir kısım kararlar ve dolayısıyla yapılan genel kurul, kooperatif ana sözleşmesine, yasaya, iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, davalı kooperatif yönetimi 23.06.2018 tarihinde 2017 yılı olağan genel kurul toplantısının yapılmasına karar verdiğini, genel kurulun gündemine ilişkin davet mektubu ile yapılan toplantı sonucunda bir kısım kararlar alındığını, bu kararlardan 5 ve 6 nolu maddeler yönünden müvekkil alınan kararları kabul etmediğine dair şerh koydurduğunu, 6. nolu madde de ise; Kooperatif ortaklarının halen sahibi bulundukları her bir işyerinin “bağımsız bölüm olarak kooperatif bütünündeki değer payı bu konudaki uzman gayrimenkul değerleme şirketlerince tespit edildiğini, bu değerleme, arsa oranı, rayiç satış değeri, binanın ve işyerinin konumu gibi tüm parametreler hesaplanarak belirleniğini, kooperatif toplam hisse değeri 100.000 olarak kabul edilerek her bağımsız işyerinin payı hesaplandığını, kooperatifin bütünündeki 100.000 üzerindeki belirlenen değer payının ortaklık payı olarak tescil edilmesi, aynı modelin …… projesine tatbik edilerek, kooperatife ait tüm hisse değerinin 100.000 kabul edilerek her bir ortağın payının bu suretle belirlenmesini, ortaklara isabet edecek ….. projesindeki işyerlerinin dağıtımının ise daha önce kooperatif tarafından belirlenmiş kura yönetmeliğine uygun olarak noter huzurunda yapılmasına karar verildiğini, 8. maddesinde ise 6 maddede belirtilen noter huzurundaki kura çekiminin yapılması ile ilgili düzenlemelerin yer aldığını, davalı kooperatif yönetimi 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında aldığı kararlara karşı dava açılması ve kararların yürütülmesinin durdurulması yönündeki tedbir kararı üzerine aynı kararları 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında kötüniyetli olarak yeniden gündeme aldığını ve yapılan genel kurulda kararların alınmasını sağlandığını, davalı kooperatifin daha önce alınan ve halen yargı sürecinde bulunan kararları bu sefer 2017 genel kurulunda gündeme alması ve kararların alınmasını sağlaması kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, dolayısıyla yapılan genel kurulun kooperatif ana sözleşmesine, yasaya, iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, genel kurulun geçersizliğine ve alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının da malumunda olduğu gibi, yapı kooperatiflerinde genel kurul tarihine kadar ortak kaydı vb. işlemlerin yapılabildiğini, ortakların genel kurula katılmaları için de belli bir süre önce ortak olması öngörülmemiş olduğundan, genel kurul tarihine kadar yeni ortaklar da genel kurula katılma hakkına sahip olduklarını, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu m.26; ‘Üç ay evvel ortak olmayanlar hariç her ortak şenel kurula katılma imkanına sahiptir. Yapı kooperatiflerinde genel kurul toplantılarına katılmak için bu şart aranmaz seklinde olup, Faaliyet Raporundaki ortak sayısı ile hazirun listesindeki ortak sayısı bu nedenle farklılık gösterebileceğini, böylece bir önceki dönem genel kuruldaki ortak sayısı ile bir sonraki genel kuruldaki ortak sayısının aynı olmayacağının da mümkün olduğunu, davacının ortak sayısı hususunda genel kurul toplantılarındaki hazirun listelerini karşılaştırmasının hiçbir hukuki değeri bulunmadığını, buna karşılık kooperatif ortak sayısının belirlenmesinde Yargıtay kararlarına göre, hazirun cetvelleri, pay defterinden daha üstün bir ispat fonksiyonuna sahip olup, uyuşmazlık halinde hazirun cetveline itibar olunur (Yargıtay 11. HD. 22.01.1986 gün ve E.636, K.81), Koop. Kanuna göre ise ortaklar cetvelinde ortaklar belirlendiğine göre bu durumda ortaklar cetvelindeki ortaklara göre nisapların değerlendirilmesi gerekmekte olduğunu, asıl olan genel kurul toplantısına esas alınan hazirun listesindeki ortak sayısı olup. Kooperatif Kayıtları (defter ve belgeler) incelendiğinde genel kurul toplantısına esas alman hazirun listesi ile kooperatife kayıtlı ortak sayısının birebir aynı olduğu ve aralarında hiçbir uyuşmazlığın ve farklılığın olmadığının görüleceğini, bu vesile ile davacıların beyanı gerçeği barındırmadığı gibi davalarında ve iddialarında samimi olmadıklarının da açıkça ortaya çıktığını, 1163 sayılı Koop.K. m 53 gereğince, genel kurul toplantısının değil, genel kurulda alınan kararların iptali düzenlenmiş olup, bu nedenle genel kurulda alınan kararların iptali davalarında genel kurul toplantısının değil, koşullar mevcutsa genel kurulda alınan kararların iptali mümkün olduğunu, Ortaklar kooperatiflerde yönetim kurulundan birden fazla pay alma hakkına sahip olduklarını, Yönetim kurulu bu satışın eşit işlem ilkesine uygun yapılması yönünde genel kurulun rızasını almak için yaptığı teklif üzerine genel kurul ortakların kooperatife katkılar mevcut işyerlerinden kaynaklanan işyerinin devrini talep etme hakkından feragatlerini dikkate alarak nispi eşit işlem ilkesi doğrultusunda 6. gündem maddesi ile belirlenen her bir ortağın kooperatif bütünündeki değer payı oranına göre ortaklık payı alma hakkı tanımış olduğu, alınan karar nispi eşitlik ilkesine ve iyi niyet kurallarına uygun olup, zira burada kooperatif ortakları kooperatiften olan işyeri devrini talep ettiklerinde sahip olacakları değer orantısında kooperatiften pay alma hakkına sahip olmuşlar, böylece zaten dürüstlük kuralı çerçevesinde kooperatifte sahip oldukları haklar, pay satın almaları ile daha fazla hukuk güvenliği elde etmiş olup, usul ve yasaya aykırı hiçbir durum mevcut olmadığını, davacının vasat gerekçelerle (kötü niyetli olarak) bu (6.) maddenin iptaline ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Çevre ve şehircilik il müdürlüğü yazı cevabı, İstanbul ticaret sicil müdürlüğünün yazı cevabı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, 23.06.2018 tarihinde yapılan 2017 yılı Kooperatif Olağan Genel kurulunda alınan 5, 6 ve bunlara bağlı olarak 8. Maddenin iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü adına tarafların dayandığı deliller celp edilmiş ve teknik bilirkişiler eliyle kooperatif kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmiş ve rapordaki teknik değerlendirmeler yeterli görülerek 13.11.2019 tarihli heyet raporu hükme esas alınmıştır.
Buna göre; davacının kooperatif ortağı olduğu, üyelik hak ve sıfatına bağlı olarak genel kurul kararlarının iptali istemine dair huzurdaki davayı açma yetkisinin olduğu, kooperatif ortağı bulunan davacının, olağan genel kurulun iptal edilebilir nitelikteki kararları yönünden iptali davasını yasanın öngördüğü şekilde toplantıyı kovalayan 1 aylık hak düşürücü süre içinde açmış olduğu, iptalini talep ettiği kararlara karşı olumsuz oy kullandığı ve muhalefet şerhini toplantı tutanağına derç ettirdiği, dolayısıyla iptal davası açmak için gerekli olan şekli koşulların davacı tarafından yerine getirildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda davacı taraf iptalini talep ettiği 5, 6 ve bunlara bağlı olarak 8. Maddenin kooperatif ana sözleşmesine, yasaya, iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürmüştür. İptali talep edilen kararların kanun, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılık iddiasına ilişkin yapılan değerlendirmede;
İptali istenen 5. maddesinin; “kooperatif mülkiyetinde bulunan …… ada ……. parsel ve ……. ada ……. parselin üzerlerinde bulunan mevcut yapılaşma (blok) nizamının değiştirilerek, daha kullanışlı, modern ve ihtiyaca daha iyi cevap verecek yapılaşmanın oluşturulabilmesi amacı ile, bu parselleri ve bu parseller içerisinde yer alan trafo parsellerini de kapsayacak şekilde 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının ve gerek görülmesi durumunda 1/5000 ölçekli nazım imar planlarının revize edilmesine, revize imar planlarının hazırlatılması ve ilgili makamlardan onaylattırılmasına, onaylanacak revize planlar doğrultusunda hu parsellerde yapılması planlanan inşaatların projelerinin hazırlatılması ve ilgili makamlardan onaylatılmasına, site yönetim planlarının hazırlanması ve onayı, onaylatılan inşaat projesine göre irtifakının kurulması, bu parsellerin ve bu parseller içinde yer alan trafo parsellerinin tevhit ve ifraz işlemlerinin yapılması için yönetim kuruluna yetki verilmesine” ilişkin bir karar olduğu, bu karar ile yönetime tadilat konusunda yetki verildiği, karar içeriğinden anlaşıldığı üzere bu hususun kooperatifin yararına olduğu, kooperatife ve ortaklarına zarar verici bir husus içermediği, kaldı ki yönetim kurulunun bu amacın dışında tadilat yapması ve davalı kooperatifi zarara uğratması halinde, verilen yetkiyi aşacağı ve sorumlu olacağı açıktır. Davacı tarafından, kötüniyetle bu yetkinin verildiği ileri sürülmüş ise de, bu konuda herhangi bir somut delil sunulmadığı, dolayısıyla kanun, esas sözeşme veya iyiniyet kuralına aykırı olduğu kanıtlanmayan bu kararın iptali şartlarının oluşmadığı takdir ve sonucuna varılmıştır.
İptali istenen 6. maddesinin; “Kooperatif ortaklarının halen sahibi bulundukları her bir işyerinin “bağımsız bölüm olarak kooperatif bütünündeki değer payı” bu konudaki uzman gayrimenkul değerleme şirketlerince tespit edilmiştir. Bu değerleme, arsa oranı, rayiç satış değeri, binanın ve işyerinin konumu gibi tüm parametreler hesaplanarak belirlenmiş olup,…. Bu değerlemede kooperatif toplam hisse değeri 100.000 olarak kabul edilerek her bağımsız işyerinin payı hesaplanmıştır. Bu kooperatif bütünündeki 100.000 üzerindeki belirlenen değer payının ortaklık payı olarak tescil edilmesi, aynı modelin ….. projesine tatbik edilerek, kooperatife ait tüm hisse değerinin 100.000 kabul edilerek her bir ortağın payının bu suretle belirlenmesine, ortaklara isabet edecek ….. projesindeki işyerlerinin dağıtımının ise daha önce kooperatif tarafından belirlenmiş kura yönetmeliğine uygun olarak noter huzurunda yapılmasına” ilişkin bir karar olduğu, gündemin 6. maddesinde “2013 yılı olağan genel kurulu kararı gereğince tamamlanmış ve iskan izni alınmış bulunan ….. projesi kapsamındaki işyerleri kooperatifimize teslim edilmiştir. 2014 yılı genel kurulunda alınan karar gereğince bu işyerlerinin kooperatif üyelerine hisseleri oranında taksimi gerekmektedir” hükmüne yer verilerek, taksimin kooperatif üyelerine hisseleri oranında yapılacağının hüküm altına alındığı, böyle bir taksimin ise 2014 yılındaki genel kurulda kararlaştırıldığı, bu genel kurul kararına karşı herhangi bir iptal davası açılmadığı, dolayısıyla taksim şeklinin kesinleştiği, yine üç ayrı gayrimenkul değerleme şirketinin hazırlamış olduğu raporların ortalaması alınarak değerlemenin belirleneceğinin öngörüldüğü, dolayısıyla bu konuda yönetim kuruluna verilen yetkinin de nasıl kullanılacağını açıkça hüküm altına alındığı görülmektedir. Bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere gündemin bu maddesiyle alınan karar, davalı kooperatifin 2013 ve 2014 yıllarında alınan genel kurul kararlarına dayanmakta olup hukuki dayanaktan yoksun değildir. Yine, paylaşımın üç ayrı gayrimenkül değerleme şirketinin düzenlediği raporların ortalamasının alınması suretiyle belirleneceğinin ve aynı şekilde hisse payı oranında dağıtım yapılacağının öngörülmesi de paylaşımın objektif kriterlere göre ve eşit işlem ilkesine uygun bir şekilde yapılacağını göstermektedir. Alınan karar, üç üye hariç bütün ortakların oylarıyla alındığı hususu da dikkate alındığında, kararın kanunda öngörülen nisapla alındığı açıktır. Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, alınan bu kararın da iptali şartlarının oluşmadığı takdir ve sonucuna varılmıştır.
İptali istenen 8. maddesiyle, 6 maddede belirtilen noter huzurundaki kura çekiminin yapılması ile ilgili düzenlemenin yer aldığı, yukarıda ayrıntılı olarak bahsedildiği üzere gündemin 6 nolu maddesinin iptali şartları oluşmadığından, bu maddenin de iptali şartlarının oluşmadığının kabulü gerekeceği açıktır.
Bu açıklamalar ışığında dava konusu genel kurulda alınan kararların kanun, esas sözeşme veya iyiniyet kuralına aykırı olduğu kanıtlanamadığından iptal koşulları oluşmamıştır, bu sebeple davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 35,90-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 18,50-TL harcın davacı tarafından tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 80,00.-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın yatırana iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/07/2020

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı