Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/720 E. 2021/531 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/720 Esas
KARAR NO : 2021/531

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2018
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişkiye istinaden davalı tarafa takip ve dava konuu dayanak faturalara konu olan malların irsaliyeler ile teslim edildiğini, faturaların davacı taraf defterlerinde kayıtlı bulunduğunu, davalı tarafın halen davacı tarafa 137.741,00 TL borçlu bulunduğunu, alacağın tahsili için davalı aleyhine Bakırköy ….. İcra Dairesinin ….. esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girilidiğini, ödeme emrini tebliğ alan davalı tarafın 11/10/20217 günü itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, açıklanan nedenlerle, Bakırköy ….. İcra Dairesinin ……. esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında karşılıklı cari hesaba yönelik ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkilinin hiçbir borcunun bulunmamasına rağmen davacı şirket tarafından ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrini şirkete tebliğinden sonra süresi içinde itiraz edildiğini, davacı şirketin takibe esas olarak dava dilekçesine dayanak faturalarını gösterdiğini, öncelikle davanın icra takibinde konu edilmeyen belgeleri delil göstermesine iddiasını genişletmesine muvafakatlerinin bulunmadığın, müvekkili şirketin davacı şirkete imal ettiği ürünleri Fransa’ya ihraç ettiklerini, davacının ürünleri ….. firmaına ait olan bir markanın etiketleri ile ürettiğini, davacının bu şirket adına alım yaptığını bildiğini, davacının bazı ürünlerinde sipariş edilen ürünleri özelliklerine uymayan veya formu bozuk/defolu ürünler olarak gönderdiğini, bu ürünlerin müvekkili şirketin depolarında bulunduğunu, imal edilen ürünlerin yükleme terminlerinin geciktiğini, bu yüzden müvekkilin kontrol mekanizmasının çalışmadığını, gerekli kontrolleri Fransa da yapılmak suretiyle teslim alındığını, reklamasyon faturalarının davacı şirketin bilgileri dahilinde olduğunu, takibe dayanak davacı şirket tarafından müvekkili şirket adına kesilen 25/08/2017 tarihli 74.983,86 TL ve 25.501,84 TL değerindeki faturalara müvekkili şirketin noter aracılığıyla itiraz ettiğini ve bu faturaları davacı firmaya iade ettiklerini, davacının kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle davacının davasının reddi ile, mahkeme masrafları ve vekalet ücretini davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı … tarafından borçlu ….. VE TURİZM DIŞ TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKET’ya yönelik alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, icra dairesinin yetkisine itiraz etmediği, takibin durduğu, davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı, davalıya giyim ürünleri imal edip sattığını, bu ürünlere ilişkin düzenlenen bir kısım faturanın ödenmediğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığını iddia etmiş, davalı ise cevabında, ürünlerin Fransız …….. şirketine ihraç edilmek üzere sipariş edildiğini, davacının ürünleri geç teslim etmesi nedeniyle ürünlerin kontrolü yapılamadan Fransa’ya gönderildiğini, ürünlerin ayıplı olduğunun ortaya çıktığını, bu nedenle …….. şirketinin kendilerine reklamasyon faturası kestiğini, bu faturaların da davacıya fatura ile yansıtıldığını, davacının takibe konu ettiği 25.08.2017 tarihli iki faturaya noter aracılığı ile itiraz edildiğini iddia ederek davacıya borcunun olmadığını savunmuştur.
Dava, ticari ilişki sebebiyle düzenlenen faturaların tahsili için başlatılan icra takibine ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalıya teslim ettiği malların ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbar süresine uyulup uyulmadığı, davacıya yansıtılan reklamasyon faturasının yerinde olup olmadığı, 25.08.2017 tarihli ve 74.983,86-TL ve 25.501,84-TL bedelli iki faturanın davalıya iade edilip edilmediği, bu fatura bedellerinin davalıdan talep edilip edilemeyeceği ile davalının davacıya borcunun olup olmadığına ilişkindir.
Uyuşmazlık konuları çerçevesinde, tekstil mühendisi, mali müşavir, sektör uzmanı bilirkişilerden raporlar alınmış, taraf yetkilileri isticvap edilmiş, ticari defter incelemesi yaptırılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinde yapılan bilirkişi incelemelerinde; defter kayıtlarındaki farklılıkların; reklamasyon faturalarından, davalının iade ettiklerini iddia ettiği 25.08.2017 tarihli, 74.983,86-TL ve 25.501,84-TL bedelli iki faturadan ve davalının yaptığını iddia ettiği elden ödemelerin davacı defterlerinde kayıtlı olmamasından ileri geldiği tespit edilmiştir.
Dava kapsamında öncelikle ürünlerin ayıplı olduğu iddiasına ilişkin araştırma yapılmış, bilirkişilerce davalının elinde bulunan numuneler üzerinde yapılan incelemelerde; ürünlere ilişkin yurtiçi veya yurtdışında tarafsız kuruluşlarca düzenlenmiş bir tespit raporunun bulunmadığı, numunelerin tek başlarına tekstilde kabul edilebilecek fire dâhilinde olduğu, ürünlerin açık ayıplı olduğunu ve salt bu numunelerin teslim edilen ürünlerin de ayıplı olduğu sonucuna varılması için yeterli olmadığını, teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğu iddiasının ispata muhtaç olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. Davalı kendisine iade edilen ürünlerin gümrükte olduğunu, bu ürünleri yurtiçine sokmak için ödeyeceği bedelin hakkaniyete uygun olmayacağını beyan etmiş, bu hususta başkaca bir delil sunmamıştır. Bu halde, açık ayıplı ürünleri teslim alan, ayıp ihbarını gerçekleştirmeyen davalının teslim aldığı ürünlerin ayıplı olduğu iddiasını salt reklamasyon faturası ile ispat ettiğini kabul etmek mümkün değildir. Bununla birlikte ayıplı olduğu kanıtlanamayan ürünler için düzenlenen ve davacıya yansıtılan reklamasyon faturalarının, TTK.21.maddesi anlamında bir fatura olmaması nedeniyle faturaya 8 gün içinde itiraz edilmemesi içeriğin kabul edildiği anlamına gelmeyeceğinden, reklamasyon faturasının tebliğ edildiği ve davacı tarafça faturaya itiraz edilmediği bu nedenle fatura içeriğinin kesinleştiği iddiasına itibar edilmemiştir.
Reklamasyon faturalarının bedelinin yukarıda belirttiğimiz sebeplerle davacıdan talep edilmesi mümkün olmamakla; 25.08.2017 tarihli, 74.983,86-TL ve 25.501,84-TL bedelli iki fatura ve irsaliyelere ayrıca davacının ıslah ile dosyaya sunduğu ve davacıya elden yapılan ödemelere ilişkin olduğunu iddia ettiği tarih, Euro ve TL bazlı ödeme miktarları içeren …… imzalı belgeler kapsamında alınan bilirkişi raporları çerçevesinde yapılan incelemede; davalıya teslim edildiği iddia edilen mallara ilişkin faturalarda teslim alan olarak ……. isim ve imzasının bulunduğu, 25.501,84-TL’lik faturanın model ürünlere, 74.983,86-TL’lik faturanın kumaşlara ilişkin olduğu ile …… imzalı belgelerden bir kısmının davalı defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür.
Bu hususlarda davalı şirket yetkilisi ……. ve ……. isticvap sırasında; …….’in kardeşleri olduğu ve Kayseri de yaşadığı, sevk irsaliyelerindeki imzanın ona ait olmadığı, davacı şirket ile ticari ilişkilerini …… ile yürüttüklerini, bazı ödemeleri ona elden yaparak gerçekleştirdiklerini, şirketin asıl sahibinin …… olduğunu bildiklerini beyan etmiştir. Davacı şirket yetkilisi; … isticvabında; ……’ın kardeşi olduğunu ve şirketi ile ilgisi olmadığını, şirket defterlerine kaydedilen bir kısım ödemelerin varsa bilgisi dahilinde olduğunu, diğer ödemelerin ise bilgisi dahilinde olmadığını beyan etmiştir.
İsticvaplar sonrasında alınan bilirkişi raporunda; …….’in şirket adına mal teslim almasına yönelik bir teamülün bulunmadığı tespit edilmiş, bu nedenle mahkememizce 25.08.2017 tarihli ve 74.983,86-TL ve 25.501,84-TL bedelli iki faturaya konu ürünlerin teslimi ispat edilemediğinden, fatura bedellerinin davalıdan talep edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Davalı tarafından ……’a elden yapıldığı iddia edilen ödemelere ilişkin yapılan incelemede ise 21.06.2017,24.06.2017,14.07.2017,19.08.2017 tarihli …… imzalı belgelerdeki ödemelerin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Bu halde belgelerdeki miktar ve tarihler ile davacı defterlerinde yer alan kayıtlardaki tarih ve miktarların birden çok kez örtüştüğü hususu, davacı yetkilisinin alınan ödemelerin bir kısmının bilgisi dahilinde deftere kaydedildiği beyanıyla birlikte değerlendirildiğinde, davacının kardeşi olan ……’ın bu ödemeleri davacı adına tahsil ettiğinin açık olduğu değerlendirilmiştir. Ticari defterlere kaydedilmeyen 01.02.2017 tarihli ,“ ……. firmasına üretilecek olan ürünler için …… LTD den alınan avans” açıklaması ile 60.000-TL avans alındığına ilişkin …… imzalı belgenin değerlendirilmesinde ise yapılacak işin ve avansın alınma sebebinin açıkça belirtilmesi, ……’ın davacı adına davalı şirketten birkaç kez tahsil gerçekleştirdiği, bu tahsillerin davacı şirket yetkilisinin bilgisi dahilinde olduğu hususları göz önüne alınarak mahkememizce söz konusu ödemenin de davalı tarafından davacıya yapıldığı kabul edilmiştir.
Bu kapsamda, 07.05.2021 tarihli bilirkişi ek raporundaki hesaplamalar dikkate alınarak davacının davalıdan alacağı (……’ın imzasının bulunduğu ama içeriğinde neye ilişkin olarak tahsilat yapıldığı belirtilmeyen belgelerdeki miktarlar dikkate alınmayarak) 37.256,11-TL kabul edilerek, davalı tarafından yapılan 01.02.2017 tarihli 60.000-TL’lik elden ödeme bu miktardan düşürülmüş, yapılan hesaplama sonucunda davacının davalıdan alacağının mevcut olmadığı görülmüş ve davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 1.663,57-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 1.604,27-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 4.500,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. üzerinden hesaplanan 17.035,40 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı taraf verilmesine
6-Davacı ve varsa davalı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK. 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf kanun yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı yapılan yargılama sonucunda karar verildi.07.07.2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır