Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/716 E. 2019/995 K. 04.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/716 Esas
KARAR NO : 2019/995

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/05/2015
KARAR TARİHİ : 04/11/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 04/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin maliki olduğu ve …..’ın yönetimindeki …. plaka sayılı yolcu otobüsünün, 27.08.2007 tarihinde İstanbul – Gümüşhane seferini yapmakta iken Gerede – Çerkeş Karayolu üzerinde seyri esnasında yolun kaygan olmasına rağmen aşırı hız ve dikkatsizlik sonucu direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu , karşı yönden gelen ….. plaka sayılı araca çarparak devrildiği, otobüsün devrilmesi sonucu 5 nolu koltukta oturan müvekkili …’ın diğer yolcuların ve eşyalarının altında kalarak ağır şekilde yaralandığı, müvekkilinin ilk müdahalesinin …. Devlet Hastanesi’nde yapılmasını müteakiben tedavisinin …. Hastanesi’nde yapıldığı, müvekkilinin kaza nedeni ile tedavisi aşamasında bel omurunda çatlak tespit edilerek operasyon önerildiği, yapılan operasyonla bel omurunun düzeltilmeye çalışıldığı, ancak kronik bel ağrıları halen devam ettiğinden henüz iyileşemediği, müvekkilinin çalıştığı şirket nezdinde kamyonet şoförlüğü yanısıra nakledilen malların indirilmesi-taşınması işini de tek başına yapmakta iken, kaza sonucu sözkonusu faaliyetleri yapamaz hale geldiğinden, prim kaybına uğrayarak çıplak maaşla çalışmak zorunda kaldığı ve maddi zarara maruz kaldığı , müvekkilinin kronikleşen bel ağrıları sonucu sürekli acı çektiği, çalışma hayatında da buna bağlı olarak güçlük ve sıkıntılar yaşadığı ileri sürülerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 20.000,00-TL manevi tazminatın ve 1.000,00-TL maddi tazminatın davalı taraftan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi vekaleten dava ve talep edilmiş olmakla; Karabük …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas sayısı üzerinden yargılaması yürütülmüştür.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, usulden reddi gerektiğini, zira kaza tarihinden itibaren 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, maddi tazminat istemine ilişkin olarakta, 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, kusura ilişkin olarak yeniden mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, davacının iddia ettiği maddi zarar taleplerini ispat etmesi gerektiğini, davacının başka yerlerden ödeme aldı ise bunun araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ve davanın ….. Sigorta A.Ş.ye ihbarına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat istemi ile ilgili tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmıştır.
Davacının kaza öncesi gelir durumu araştırılmıştır.
Davacının dava konusu kaza nedeniyle tedavi gördüğü kurumlardan tedaviye ilişkin belge ve bilgiler toplanılarak bu kaza nedeniyle maluliyet durumu ve iyileştirme süresinin tespiti için ATK dan rapor alınmış, ATK davacının %28 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının, iyileşme süresinin 6 ay olduğun ve o süre içerisinde %100 oranında malül sayılması gerektiğini beyan etmiştir.
Dava konusu kaza nedeniyle tarafların kusur durumuna ilişkin dosya üzerinden rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi ibraz etmiş olduğu, 17/02/2014 tarihli raporda özetle; …. plakalı araç şoförü ….. ın, Karayolları Trafik Kanunun 52.maddesinde belirtilen “sürücüler virajlı yolda ve yokuş aşağı inerken hızlarını azaltmak zorundadır ve kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine göre görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uymak zorundadır” kuralını ihlal ettiğinden ve yine rampa aşağı giderken yukarı çıkan aracın tırmanma şeridine girerek gelen araca çarpması sonucu kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunu beyan etmiştir.
Tarafların karşılıklı iddiaları, dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının istemleri ile ilgili dosya üzerinden hesap uzmanı bilirkişi atanarak rapor alınması cihetine gidilmiş, bilirkişi ibraz etmiş olduğu raporunda özetle; geçici iş görememezlik dönemi için 2.546,20 TL, daimi iş göremezlik dönemi için 63.497,13-TL, prim geliri zararının 22.916,67-TL olduğunu beyan etmiştir.
Rapor sonrası davacı davasını ıslah ederek tazminat istemini 88.960,00-TL ye çıkartmış ve ıslah harcını ikmal etmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı açmış olduğu dava ile 27/08/2007 tarihinde Gerede-Çerkeş karayolunda meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalının sahip olduğu araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kaza nedeniyle maluliyet yaşadığını, iş ve güçten kaldığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kaza nedeniyle kusurlu olan tarafın tespiti, kaza nedeniyle davacının geçici ve daimi olarak iş ve güçten kalıp kalmadığı, kazada davalının sorumluluğunda olan araç şoförünün kusuru olup olmadığı ve iş ve güçten kalma nedeniyle zararı olup olmadığı, manevi olarakta olay nedeniyle bir acı ve ızdırap yaşayıp yaşamadığı hususlarda bulunmaktadır. Dosya kapsamı, toplanan hastane evrakları ve ATK dan alınan rapor ve kaza nedeniyle davacının %28 oranında iş ve güçten kaldığı, yine 6 ay süre ile hiç çalışamayacak durumda olduğu anlaşılmıştır. Alınan kusur raporu ile de, davalının sorumluluğunda olan araç şoförünün kazada %100 kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Davacının maluliyet oranı davalı firma çalışanı şoför kusur durumu dikkate alınarak hesaplanan iş ve güçten kalma ve prim zararı dikkate alındığında davacının zararının 88.960,00-TL olduğu anlaşıldığından, 88.960,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının dava dilekçesinde ve sonrasında faiz talebinde bulunmadığı, taleple bağlılık ilkesi gereği resen faiz hususunun dikkate alınmasının mümkün olmadığı, davalının ıslah dilekçesi ile 24/10/2014 tarihinde faiz isteminde bulunduğu anlaşıldığından, bu tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kaza nedeniyle davacının iş ve güçten kalması iyileşme süreci, bu yönde yaşanılan sıkıntı, aile düzeninin bozulması, çekilen acı ve ızdırap dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 15.000 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu karar davalının temyizi üzerine Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin 26/02/2018 tarihli ….. Esas …. Karar sayılı kararı ile özetle; “… Mahkemenin hükme esas aldığı 22.09.2014 tarihli hesap bilirkişisi raporunda, 6 aylık iyileşme süresi için geçici işgöremezlik tazminatı ile sonrasındaki dönem için kalıcı işgöremezlik tazminatı hesaplanmış; anılan tazminatlar dışında, 22.916,67 TL. tutarında prim gelir kaybı adıyla zarar hesabı yapılmıştır. Raporda prim gelir kaybı zararı adı altında yapılan hesaplamada ise, tamamen davacı tanıklarının anlatımında geçen aylık 2.500,00 TL’lik miktar esas alınmış olup bu yöne ilişkin araştırma ve yapılan hesaplama hatalı olmuştur. Davacının plasiyer olarak çalıştığı iddia olunan işyerinden getirtilen belgelere göre, davacının kazadan sonraki dönemde de maaşının ödendiği, iyileşme süresine ilişkin geçici işgöremezlik dönemi bakımından davacının maaşlarını alamaması gibi bir durumun sözkonusu olmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Bu nedenle de, davacının 6 aylık geçici işgöremezlik süresi bakımından mahrum kaldığı gelirinin belirlenmesinde, sadece kazadan önceki çalışma döneminde elde ettiği halde kazadan sonra elde edemediği ya da eksik aldığı prim bedellerinin dikkate alınması suretiyle hesaplama yapılması gerekeceği açıktır. Yine, davacının emekli olduğu 2010 yılı Ocak ayından itibaren pasif dönemde olduğu kabul edilerek asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması doğru olmakla birlikte; davacının emekli olduğu tarih ile kaza tarihi arasındaki 9 aylık dönemin tamamı için prim gelirinden yoksun kaldığı kabulü de, davacının kaza nedeniyle iyileşme süresinin 6 ay olduğuna ilişkin uzman heyet raporu karşısında doğru değildir. Anılan tüm bu sebeplerle, mahkemenin hükme esas aldığı hesap bilirkişi raporu hatalı tespitleri içerdiğinden yeterli bir rapor değildir ve mahkemece davacının geliri konusunda yapılan araştırma yetersizdir. Bu durumda mahkemece; davacının kazadan önce plasiyer olarak çalıştığı iddia olunan işyerinden, davacının kazadan önceki çalışması karşılığı aldığı maaş ile aylara göre hak kazanıp aldığı prim miktarının ne olduğunun sorulması, özellikle prim gelirine ilişkin belgelerin işyerinden getirtilmesinden sonra, kazadan sonraki dönemde davacının maaşını almaya devam ettiği ve geçici işgöremezlik tazminatının, sadece kazadan önce elde edildiği halde kazadaki yaralanma nedeniyle çalışılamayıp elde edilemeyen geliri kapsadığı dikkate alınmak suretiyle, 6 aylık süre için geçici işgöremezlik tazminatının hesaplanması; anılan 6 aylık süreden sonraki dönem ile davacının pasif döneminin başladığı 2010 yılı Ocak ayı arasındaki dönem içinse, işyerinden gelen belgelerde bildirilen prim gelirinin de ilavesiyle belirlenecek hesaba esas gelir üzerinden kalıcı işgöremezlik tazminatının hesaplanması için, konusunda uzman başka bir aktüerya bilirkişisinden rapor alınıp karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle sadece maddi tazminat yönünden bozularak mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamında belirtilen hususlar dahilinde değerlendirme yapılarak rapor tanzimi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 16/07/2019 tarihli bilirkişi raporunun Yargıtay bozma ilamında bozma konusu yapılan hususların değerlendirilerek denetime ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor olduğu, davalı tarafça her ne kadar raporun usulüne ayırı olduğu belirtilmiş ise de raporun ayrıntılı ve gerekçeli olması nedeni ile bu itirazlara itibar edilemeyeceği kanaatine varılarak raporda davacının 130.131,11 TL sürekli işgöremezlik zararı bulunduğu hususundaki değerlendirmeye itibar edilmiş, davacı talebinin ıslahla birlikte 88.960,00 TL olması nedeni ile talepten fazlaya hüküm verilemeyeceğinden ve usulü müktesep hak (aleyhe hüküm verme yasağı) ilkesi de dikkate alınarak davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat hükmü Yargıtay’ca bozma kapsamı dışında bırıkılıp davalı temyiz itirazları bu yönden reddedildiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacının manevi tazminat talebinin mahkememizin önceki hükmünün Yargıtay bozması dışında bırakılarak kesinleştiği anlaşılmakla, manevi tazminat yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
B -Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ İLE
88.960,00 TL maddi tazminatın ıslah tarihi olan 24/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.076,86.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.519,25.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 4.557,61.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
(Bozma öncesi karara ilişkin düzenlenen 14/10/2015 tarihli harç tahsil müzekkeresi davalıdan tahsil edilmiş ise iadesi, edilmemiş ise işlemsiz iadesi için davalı tarafça talep halinde ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına)
3-Davacı tarafından yatırılan 14,00.-TL başvurma harcı ve 1.519,25.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.682,20.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.866,80.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren15 günlük yasal sürede Temyiz Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/11/2019
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır