Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/680 E. 2022/221 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/680 Esas
KARAR NO : 2022/221

DAVA : İtirazın İptali ( Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2018
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 21/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE;Davalının davacıya olan borcundan dolayı Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün ………. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının haksız yere itiraz ederek icra takibini durdurduğu beyan edilerek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına, davalının %20‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine , yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;Davacı müvekkilinin icra takibine dayanak gösterdiği ………. Şantiyesi İşlerinin ifası sırasında yapılan bazı usulsüzlükler ve suistimaller neticesinde 405.272,73 TL zararı oluştuğunu, Gaziosmanpaşa …….. Asliye Ceza mahkemesinin ………. E. Sayılı dosyası ile açılan kamu davası ile davacı müvekkil hakkında şikayette bulunulduğunu ve müvekkilin sorumluluğunun nihai karar ile ortaya çıkacağını, davalı şirketin zararının ve sorumluların tespitinin henüz yapılmadığını, davanın henüz İstanbul Bölge Mahkemesi ……….Ceza Dairesinde istinafta olduğu ve kesinleşmediği, beyan edilerek davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

DELİLLER
Bakırköy ……… İcra Müdürlüğü’nün ……… İcra sayılı dosyası, Gaziosmanpaşa ……… Asliye Ceza Mahkemesi’nin ………. Esas sayılı dosya sureti, ……. yazı cevabı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, sözleşmeye dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK madde 67 )
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bakırköy ………. İcra Müdürlüğünün …….. esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı …… HAFRİYAT TAAH. TAŞIMACILIK GIDA SAN. VE TİC. LTD.ŞTİ. tarafından borçlu ……… YAPI A.Ş’ne Yönelik 649.000,00TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Davalı tarafın usulsüzlük iddialarına ilişkin olarak Gaziosmanpaşa …….. Asliye Ceza mahkemesinin ……… E. Sayılı dosyasının celp edildiği, davacı şirket ortaklarından olan ……… hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açıldığı, mahkemece bu kişi hakkında suçu işlediği sabit olmadığından beraat kararı verildiği, İstanbul BAM. ……… Ceza Dairesinin …….. Esas ve …….. Karar sayılı ilamı ilk derece mahkemesinin kararının kaldırıldığı ve ………’ın atılı suçtan cezalandırılmasına karar verildiği, iş bu kararın temyiz incelemesine konu edildiğinden henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Davacı tarafın ceza davasına konu iddialara ilişkin alacak kalemlerinin ayrıştırılarak talepte bulundukları yönündeki açıklamaları ve bilirkişi raporundaki tespitler ışığında iş bu ceza dosyasının kesinleşmesi beklenilmemiştir.
Somut olayda, taraflar arasında Vaditepe-Bahçeşehir 2.Etap Şantiyesi hafriyat işlerinin taşınması konusunda hizmet sözleşmesi mahiyetinde sözleşme akdedildiği, davacı işi sözleşmeye uygun olarak tamamlayıp teslim etmesine rağmen cari hesaptan kaynaklı alacağının ödenmediğinden bahisle 649.000.-TL alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf ise, davacının bir takım usulsüzlükler yaptığını, bu nedenle cari hesap alacağına ilişkin kayıtların gerçeği yansıtmadığını, yapılan usulsüzlükler ile ilgili olarak ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, yine bir takım ödemelerin çeklerle yapıldığı ayrıca damga vergisinin davacı tarafından ödenmesi gerekirken kendisi tarafından bu verginin ödendiğini, bu suiistimallerden kaynaklı olarak 405.272,73 TL zararlarının oluştuğundan bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Her şeyden önce davacının davalıya ait bir takım harfiyat işlerini üstlendiği, bu iş nedeniyle taraflar arasında cari hesap alacağının doğduğu, bu alacağa ilişkin faturaların düzenlenerek davalıya tebliğ edildiği, davalının faturalara süresi içinde itiraz etmeyerek ticari defterlerine işlediği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf, takibe konu faturalardaki hizmetin davacı yanca görülüp görülmediği, dolayısıyla takip konusu alacak miktarınca ücrete hak kazanıp kazanmadığı, ödeme olgusu ve damga vergisinden sorumluluk noktasında toplanmaktadır.
İspat kuralına ilişkin MK. m. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK. m. 190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Dolayısıyla anılan hükümler uyarınca, davacı taraf faturadan kaynaklı hizmeti gördüğünü ispat edecek, davalı tarafından ise cari hesap alacağına ilişkin kayıtların gerçeği yansıtmadığı, yine bir takım ödemelerin çeklerle yapıldığı ayrıca damga vergisinin davacı tarafından ödenmesi gerekirken bu verginin ödenmek zorunda kalındığı yönündeki iddialarını geçerli delillerle kanıtlaması gerektiği açıktır.
Faturanın ispat kuvvetine ilişkin TTK. m. 21/2 hükmüne göre: “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. Yine ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin HMK. m. 222 hükmüne göre:
“(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur”.
Bu yasal düzenlemeler ışığında davalının düzenlenen faturalara süresi içinde itiraz etmemesi, faturaları ticari defterlerine işlemesi hususları dikkate alındığında da, davalının, davacının ticari defterlerinde yer aldığı şekliyle davacıya borçlu olduğunun ve davacının ispat külfetini yerine getirdiğinin kabulü gerekir.
Davalı tarafın usulsüzlük iddialarına ilişkin olarak ……..’tan …….. Projesi-5.Bölge 2. Etap 644 Konut işine ait ………. ‘ya düzenlenen hafriyat işlerinin metraj sayfaları ile birlikte kesin hesabının ve teslim edilen döküm fişi adet ve teslim belgelerinin istenildiği, ancak ……….. ‘ın 05.07.2021 tarihli cevabi yazısı uyarınca bu iş için düzenlenen herhangi bir metraj çalışmasının ve döküm fişi/teslim belgesi bulunmadığı bildirilmiştir. Anılan iddialar ile ilgili olarak davalı tarafından başkaca herhangi bir geçerli delil sunulmamıştır. İstanbul BAM. …….. Ceza Dairesinin ……. Esas ve ………Karar sayılı ilamında tanık beyanlarından yola çıkarak bir takım usulsüzlükler yapıldığı belirlenmiş, ancak faturaya konu işlerin yapılmadığına ilişkin bir tespit yapılmadığı, iş bu dosya üzerinden inşaat bilirkişi eliyle ceza dosyasına konu kayıp fişler ile iş bu davanın dayanağını teşkil eden hafriyatların karşılaştırılmak suretiyle inşaat alanını ne kadar hafriyat kullanılacağı hususunda yapılan incelemede de bir sonuç alınamamıştır. Dosya kapsamı itibariyle bunu yapmanın da mümkün görülmediği anlaşılmakla, davalının iddialarının ispata muhtaç olması nedeniyle davalının davacıya ticari defterlerde yer aldığı şekiyle borçlu olduğunun kabulü gerekir.
Yapılan ödemelere ilişkin olarak banka kayıtları celp edilmiş ve bu kayıtlar uyarınca davalı tarafından davacıya toplam 666.187,80 TL tutarında çeklerle ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Bir diğer uyuşmazlık konusu olan damga vergisinden sorumluluğa ilişkin yapılan değerlendirmede; taraflar arasındaki Taşeronluk Sözleşmesinin 18/bendi uyarınca tahakkuk eden damga vergilerinin yüklenici olan davacı tarafından ödeneceği kararlaştırılmış, ancak davalı şirket 22.278,00 TL‘lık tutar için ödediğini iddia ettiği Damga vergisi beyannamesini dosyaya sunmadığından hesaplamada dikkate alınmamıştır.
Bu tespitler ve hükme esas alınan kök ve ek raporlar ışığında yapılan değerlendirmeler uyarınca; icra takip tarihi itibariyle davacının davalı taraftan 469.420,44 TL alacaklı olduğu takdir ve sonucuna varılarak, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne ve icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile belirlenen bu miktar üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir. Davacı yanın talebinin faturaya dayalı olması nedeniyle icra takibine konu alacak likit kabul edilmiş ve 469.420,44 TL alacak yönünden yapılan itiraz haksız görülerek İİK nun 67/2 maddesi gereğince davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün ……… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile, 469.420,44TL asıl alacak üzerinden takibin devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacağın likit olması ve itirazın haksız olması nedeniyle kabul edilen alacak miktarı üzerinden hesaplanan 93.884,08-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 32.066,11-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 7.838,30-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 3.245,00-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 20.982,81 -TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvurma harcı ve 7.838,30-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan 2.400,00-TL bilirkişi ücreti ve 216,70-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.616,70-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 1.910,00TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 40.521,02-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 21.010,06-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/03/2022

Başkan ……..
¸e-imzalıdır
Üye ……..
¸e-imzalıdır
Üye ……
¸e-imzalıdır
Katip ……….
¸e-imzalıdır