Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/659 E. 2021/806 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/659 Esas
KARAR NO : 2021/806

DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/06/2018
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ….’nin Eşi, diğer müvekkillerinin Babaları …’ nın 04/07/2016 tarihinde akşam saat 20:45 civarında; işten evine ….. otobüsüyle dönerken Küçükçekmece ilçesi … Mahallesi … Caddesi üzerindeki otobüs durağından indiğini, otobüs henüz durakta iken ve yolcuları indirip bindirmeye devam ederken, otobüsün arkasından yolun karşısına geçeceği esnada davalı …’in kullandığı … Plakalı aracın aşırı süratli ve dikkatsiz bir şekilde kendisine çarpması neticesinde 6-7 metre yükseğe fırlayarak yaklaşık 10-15 metre kadar ileriye düştüğünü ve ağır şekilde yaralandığını, merhum …’ya çarpan araç sürücüsünün ambulans ve polis gelmeden olay yerinden kaçtığını, Belediye otobüsü şoförü ve olayın birinci derecede tanığı olan … ve bazı yolcuların girişimiyle ambulans çağrıldığını ve merhum …’ nın … Araştırma hastahanesine kaldırıldığını, hastahaneye kaldırılan merhumun tüm müdahale ve tedavilere rağmen bir türlü koma halinden çıkamadığını ve 10/07/2016 tarihinde vefat ettiğini, olayın oluşumunda davalı …’ in %100 kusurlu olduğunu, davalının yayaların yoğun olduğu bir yerde otobüs durağında yolcuları indiren bir otobüsü görmesine ve bu yerin çok yoğun olduğunu bilmesine rağmen, Ramazan Bayramı arefe günü ve tam iftar saati olmasına rağmen üstelik davalının Ticari Taksi sürücüsü olduğundan daha çok dikkat ve özen göstermesi gerekirken ve en önemlisi, müteveffayı görmesine ve aracın çarpma ihtimalinin yüksek olduğunu bilmesine rağmen hızla sürdüğünü ve müvekkillinin eşi/babalarına çarptığını ve ölmesine neden olduğunu, kusuru nedeniyle davacıların murisinin ölümüne sebebiyet verdiğini, kazanın … yönetiminde olduğunu, Ticari Taksi olan Aracın davalılardan … adına tescilli olduğunu, … tarafından sigortalı olduğunu, Sigorta bilgileri ise; başlangıcının 22/12/2015 ve bitişinin 22/12/2016 tarihli olan Poliçe numarasının ise …. olduğunu, Poliçe ve olay tarihlerine göre yasal sorumluluk kapsam alanında olduğunu, müvekkillerinin yakını müteveffa …’ nın İstanbul Laleli ve civarında genelde yabancı müşterilere olmak üzere deri çanta vb. ürünler satarak (İşportacı)kendisinin ve ailesinin geçimini sağladığını, ailenin tek çalışanı olan Müteveffa …’ nın ailesi ile birlikte kirada oturduğunu ve çocuklarını okuttuğunu, aylık getirisi 2,300,00TL’den (İkibinüçyüz türklirası) aşağı olmamak üzere 3.000,00 TL (Üçbin Türk Lirası)’ civarında olduğunu, tüm giderleri müteveffanın karşıladığını, …’ nın ölümü sonucu geriye mirasçıları eşi …. ile çocukları …. ‘ nın kaldığını, müteveffanın 04.07.2016 tarihli kaza sonucu ağır yaralanmasından 10/07/2016 tarihinde ölmesine kadarki hastahane sürecinde yaklaşık 500TL. Civarında hastaneye gidiş-geliş yol v.b. birtakım masraflar yapmak zorunda kaldıklarını, bu masrafların da sigorta şirketi dışındaki davalılardan tazminini talep ettiklerinden bahisle davanın kabulüyle, …. plakalı aracın kaydına ve Ticari Taksi Hattına üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş …. için10.000TL., davacı … için 4.000,00TL., davacı ….. için 4.000,00TL., davacı … için 1.000,00TL. ve davacı … için de 1.000,00 TL. Destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibarin işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline(sigorta şirketi için sorumlu olduğu limitle sınırlı kalmak kaydıyla), Eş …. için 70.000TL, davacı … için 50.000TL., davacı … için 50.000TL., davacı … için 30.000TL. ve davacı … için de 30.000TL.. olmak üzere toplam 230.000TL manevi tazminatın davalılar ….., ….., ve Ticari Taksi Hattı sahibi/işletenden müteselsilen ve müştereken olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, Vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin de davalılara tahmil edilerek müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsiline (sigorta şirketi için sorumlu olduğu limitle sınırlı kalmak kaydıyla) karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı … A. Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın açılmadan hatta davaya konu kaza meydana gelmeden önce 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. Maddesinin değiştirildiğini, trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvurunun dava şartı haline getirildiğini, davacı yanca müvekkil şirkete yapılan başvuruya istinaden şirket nezdinde … numaralı hasar dosyaları açılmışsa da ” kaza zaptı ve tutanak, …’ya ait gelir durumunu gösteren belge, vukuatlı nüfus kağıt örneği, defin ruhsatı, Av……’a ait nüfus cüzdan fotokopisi” şeklindeki ibrazı zorunlu evrakların eksik olması nedeniyle yeterli değerlendirme yapılamadığını, müvekkili şirket tarafından eksik evrak bildiriminin yasal süresi içerisinde yapıldığını ancak gerekli belgelerin davacı tarafından ibraz edilmediğini, bu sebeple de ödeme yapılamadığını dolayısıyla müvekkili şirkete yapılan başvurunun KTK madde 97 kapsamında geçerli bir başvuru sayılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan huzurdaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin hak kaybına uğramaması açısından esasa ilişkin İtirazlarında davayı kabul anlamına gelmemekle beraber davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkil ……. nezdinde …… numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile 22.12.2015/22.12.2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olmakla beraber; masraf, vekâlet ücreti sorumluluklarında bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, Poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığını, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, zorunlu trafik sigortasının sorumluluk sigortası olduğunu bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanmasının amaçlandığını, sigortacının ise, KTK ve Genel Şartlar Mucibince poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralamasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işleten düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitine kadar temin edeceğini, böyle bir halde zorunlu trafik sigortasında, sigortacının karşılamakla yükümlü olduğu zararların, işletme halinde motorlu aracın neden olduğu kazalarda üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazanın meydana gelmesi ve bu kazada araç işleteninin sorumlu bulunması gerektiğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 86. Maddesinde “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” denildiğini, anılan madde gereğince araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, meydana gelen kazada tarafların kusur oranlarının tespiti için alanında uzman ve bağımsız ekserlerce rapor tanzim edilmesi gerektiğini, müvekkil şirket nezdindeki trafik sigorta poliçesinin 22.12.2015 tarihinde tanzim edilmiş olduğundan bu poliçenin 01.06.2015 tarihli Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartlarına tabi olduğunu, bu durumda kabul anlamına gelmemek kaydıyla, 01.06.2015 tarihli Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartları ve ilgili mevzuat gereği, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin hesaplama, güncel TRH-2010 (KADIN-ERKEK HAYAT) tabloları esas alınarak yapılması gerektiğini, mahkemenizce bilirkişi incelemesine başvurulması halinde, hazırlanacak raporda TRH 2010 yaşam tablosunun ve 1,8 teknik faiz oranının esas alınması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacı yanın, müteveffanın ölmeden önceki sürekli ve düzenli desteğini maddi olgularla ispat etmeleri gerektiğini, yine aktüerya hesaplamasında dikkat edilmesi gereken hususun ölüm tarihi itibariyle müteveffanın |yaşı olduğunu, müteveffanın gelir durumunun ispatının ise davacılara düştüğünü, genel şartlardan da açıkça anlaşılacağı üzere, müteveffanın asgari ücret üzerinde gelir elde ettiğini iddia eden davacıların kaza tarihi itibari ile müteveffanın vergisini ödediği gelir tutarını belgeler ile ispat etmesi gerektiğini, belge sunulamaması halinde müteveffanın gelirinin asgari ücret kabul edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini bu sebeple mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizi dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …… ve …… vekili cevap dilekçesinde özetle; Olayın meydana geliş şekli dahil daha sonraki bütün gelişmelerin gerçekle bağdaşmayacak şekilde dava dilekçesinde ileri sürüldüğünü, her ne kadar müvekkili …’in olaydan hemen sonra kaçtığı iddia edilmiş ise de ambulansı bizzat kendisinin telefonla çağırdığı, birlikte hastaneye gittiği, vefat anına kadar ailesinin hastanede olduğu, sürekli müteveffanın ve ailesinin yanında yer aldıkları hususunun tartışmasız olduğunu, yine müvekkili …’in olayda %100 kusurlu olduğu iddiasının da maddi gerçekle bağdaşmadığını, halen Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. E. Sayılı dosyası ile görülmekte olan dava da olay mahallinde yapılan keşif neticesi Trafik Bilirkişisi …. tarafından hazırlanan raporda müvekkili …’in olayda tali kusurlu, müteveffa …’nın asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, bu raporun dahi taraflarınca kabul görmediğini, kazanın tek yönlü iki şeritli, yaya geçidi bulunmayan yol üzerinde meydana geldiği, yolun sağ tarafında bulunan otobüs durağında Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesinde tanık olarak dinlenen …’nın kullandığı Halk Otobüsünden inen müteveffa …’nın otobüsün önünden yolu kontrol etmeden hızla karşıya geçmek istemesi neticesi meydana geldiğinin açık olduğunu, nitekim keşif sırasında dinlenen görgü tanığı …. ‘ un kazanın oluşumunu çıplak gözle gördüğünü, Ramazanın son günü akşam vakti iftar ezanının okunmak üzere olduğu bir anda kazanın meydana geldiğini beyan ettiğini, muhtemelen müteveffa …’ nın iftara yetişmek telaşıyla otobüsün önünden sol taraftan gelebilecek aracın olabileceğine dikkat etmeden aniden ve kontrolsüz bir şekilde yola çıktığını ve kazanın oluşmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili …’in müteveffaya çarpmamak için elinden gelen çabayı sarf etmiş olduğunu ancak çok kısa bir mesafede ve aniden yola çıkması karşısında çarpmayı önleyemediğini, kazada sanık müvekkili …’in kusuru olmadığı kanaatiyle, tali kusurlu gösterildiği rapora itirazlarının olduğunu, neticede dosyanın halen derdest olduğunu Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine kusur belirlemesi için gönderilmiş olduğunu, müvekkili …’in maliki bulunduğu … plakalı aracın dilekçeleri ekinde sundukları Poliçe’de görüleceği gibi Zorunlu Mali Zorunluluk Sigortası dışında ayrıca …nin ….. Poliçe no su ile Artan Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, davanın …ne ihbar edilmesini ve haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddi ile muhakeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin meydana gelen zarardan dolayı sorumluluğu bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde müvekkili şirketin söz konusu zarardan ancak poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, Artan Mali Sorumluluk Sigortası Klozu bakımından teminat limiti kombine tek limiti olup 50.000 TL olduğunu, öncelikle davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, huzurda görülmekte olan dosyada müvekkili şirketin davalı değil ihbar olunan olduğunu bu nedenle karar verilirken müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulmaması gerektiğini, davacı tarafın ibraz ettiği deliller ve özellikle kaza tespit tutanağının taraflarına tebliğ edilmediğini, bu nedenle belge suretlerinin ve delillerin taraflarına tebliğ edilmesini, tebliğ edildiğinde cevap verme ve karşı delil ibraz etme haklarını saklı tuttuklarını, zorunlu dava şartı olan sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin ispat edilmesi gerektiğini, 2918 sayılı ktk’nın 100. maddesinde; aynı kanunun 97. maddesinde düzenlenen ve ZMMSS sigortacısına zorunlu başvuru şartını düzenleyen maddenin ihtiyari mali sorumluluk sigortalarında da uygulanacağının açıkça belirtildiğini, Karayolları Trafik Kanunu gereğince davacının usuli yükümlülüğü olan başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulen reddi gerektiğini, davacının başvuru şartlarını eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğinin ispatlanması gerektiğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve TTK’nın ilgili maddeleri gereğince Sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan talep ve dava haklarının 2 yılda müruru zamana uğradığını, İş bu nedenle 2 yıllık dava açma süresinin geçmiş olduğunu, huzurdaki dava derdest ise, savcılık soruşturması aşamasında ya da ceza davasında uzlaşma var ise, davada alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinde, davaya ilişkin davacı taleplerinin sulh ile sonuçlanmış ise sulh ve feragat nedeniyle ve kazaya karıştığı iddia edilen aracın müvekkili şirket tarafından sigortalanmamış yahut sigorta poliçesi kaza tarihinden önce iptal edilmiş ise davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, Esasa ilişkin itirazlarında ise; davacı yanın delillerinin tarafların tebliğ edilmesi gerektiğini, kaza ile meydana gelen ölüm arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için mahkemece dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ ne sevk edilmesi gerektiğini, maluliyet oranının tespiti için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Dairesi’ne sevk edilmesi gerektiğini, ihtiyari mali sorumluluk sigortası,; Trafik sigortası hadlerinin üzerinden kalan kısımların teminat altına alındığından trafik sigortası genel şatları Ek:2 madde 10 gereğince hesaplamaya ilişkin standartlar hazine müsteşarlığı tarafından belirlendiğini, hesap raporunun Aktüer bilirkişi tarafından hazırlanmasını, buna göre; 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren ve Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılan değişiklik ile hesaplamanın zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında öngörülen usul ve esaslara göre yapılacağının açıkça belirtildiğini, Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartları hükmü uyarınca da tazminat hesaplamasında kullanılması gereken yaşam tablosunun TRH 2010 ve hesaplamada esas alınması gereken teknik faizin %1,8 olarak düzenlendiğini, işbu nedenle tazminat hesaplanmasında bu tablonun kullanılmasını ve teknik faizin % 1,8 olarak esas alınmasını ve gelirin asgari ücrettin hesaplanması gerektiğini, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun tenzili gerektiğini, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, işbu dava tarihine kadar herhangi bir ihbarın bulunmadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini daha önce yapılmış ödemelerin faizi ve güncellemesi yapılarak mahsup edilmesini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla teminatın tek, zarar görenlerin birden fazla olması durumunda Karayolları Trafik Kanunu 96.madde gereğince teminatın paylaştırılması gerektiğini, Müvekkili şirketin maddi tazminat talepleri bakımından sorumluluğunun ancak ZMMS teminatlarının tüketilmesi halinde başlayacağını, ZMMS teminat limitleri tüketilmeden müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası Genel şatlarında sigortacının sorumlu olmadığı hususların tek tek sayıldığını, huzurdaki davada bu bentte sayılan durumlardan birinin varlığının tespiti halinde davanın reddi gerektiğini, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, davacıların manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine, müvekkili şirketin ihbar olunan olması nedeniyle aleyhine hüküm tesis edilmemesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:

kaldırabileceği”, TBK 53/3 maddesinde “ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların” ölüm halinde uğranılan zararlardan bulunduğu, 2918 sayılı KTK 85/1 maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşübbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı”, 2918 sayılı KTK 85/son maddesinde ” işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu”, olduğu, 2918 sayılı KTK 86/2 maddesinde “sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, kazanın oluşumunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse hakimin durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebileceği”, 2918 sayılı KTK 91/1 maddesinde “işletenlerin bu kanununun 85. Maddesinin 1 fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu” bulunduğu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının sigortanın kapsamı başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tamınlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
Somut olayda, davacılardan ….’nin eşi, diğer davacıların babaları olan …’ nın 04/07/2016 tarihinde akşam saat 20:45 civarında işten evine ……. otobüsüyle dönerken Küçükçekmece ilçesi …….. Mahallesi …….. Caddesi üzerindeki otobüs durağında indiği, otobüs henüz durakta iken ve yolcuları indirip bindirmeye devam ederken, otobüsün arkasından yolun karşısına geçeceği esnada davalı …’in sevk ve idaresindeki … Plakalı aracın çarpması neticesinde yaralandığı ve 10/07/2016 tarihinde kazaya bağlı olarak vefat ettiği, davalılardan …’in aracın maliki olduğu, diğer davalı … sigortanın ise davalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olduğu ve malik ile trafik sigortacısının sürücü ile birlikte meydana gelen zararlardan 2918 sayılı Kanunun 85. maddesi uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları noktalarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Yargılama kapsamında delillerin celp edildiği ve buna göre; Küçükçekmece …… Asliye Ceza Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyasında alınan ATK ‘nın 17.08.2018 tarihli raporunda davalı …’in tali, müteveffanın asli kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkememizce alınan 21.10.2019 tarihli kusur raporunda ise müteveffanın %70 oranında, davalı sürücü …’in ise %30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş ve alınan bu rapor ceza dosyasından alınan rapor ile ve olayın oluş şekli ile uyumlu olduğundan hükme esas alınmıştır.
Hasar dosyası, SGK’nın mirasçılara gelir bağlanmadığına ilişkin yazısı, SED araştırması ve emsal ücret araştırması dosyaya celp olunarak davacı tarafın maddi tazminat taleplerinin hesaplanması adına dosya aktüerya bilirkişisine tevdi olunmuş ve hazırlanan kök rapor dosya içerisine alınmıştır. Kök raporda hatalı bir şekilde davacılardan …’nın 19 yaşında olması ve açık öğretim öğretim öğrencisi olması sebebiyle destek tazminatı alamayacağı kanaatiyle hesaplama yapılmamıştır. Ancak ….’nın açık öğretim öğrencisi olması sebebiyle yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre yüksek öğrenim gören ya da görme ihtimali bulunan çocukların 25 yaşına kadar destek alacağından ve eğitim ve öğretimin örgün ya da açık öğretim programında görülüp görülmemesine göre bir ayrım yapılamayacağından hesaplama yapılması için dosya ek rapor için bilirkişiye tevdi olunmuş ve hazırlanan 27.08.2020 tarihli ek rapor dosya içerisine alınmıştır. Yargılama sırasında sigorta genel şartlarına ilişkin Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki değişiklik ile emsal Yargıtay 17 HD’nin 2016/10864 esas 2019/4882 karar sayılı ilamı dikkate alınarak yeniden hesaplama yapılması için dosya tekrar bilirkişiye tevdi olunmuş ve hazırlanan 24.05.2021 tarihli ek rapor dosya içerisine alınmıştır.
Davacı tarafından iş bu dava kısmi olarak açıldığından, aktüerya kök raporundan sonra davacılar vekili tarafından davacı …, ……. yönünden 17.12.2019 tarihli ilk ıslah dilekçesi sunulmuştur. İkinci ıslah dilekçesi yasağı nedeniyle ilk ıslahta belirtilen miktarlar esas alınarak davacılar …., …… yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk ıslahta …. yönünden ıslah talebi olmadığından ve trafik kazasından kaynaklı tazminat davasında birlikte dava açan davacılar ihtiyari dava arkadaşı olduklarından, ıslah hususu her biri için ayrı ayrı değerlendirilecektir. Bu nedenle davacılardan …. yönünden ilk ıslah 10.06.2021 tarihli dilekçe ile yapıldığından, bu dilekçe hükme esas alınmıştır.
Bu açıklamalar ışığında; hazırlanan kök ve ek raporlardaki tespitler ışığında davacı … için 113.742,32 TL, … için 5.416,96 TL, … için 9.175,84 TL, … için 27.359,48 TL ve … için 12.682,57 TL olmak üzere toplam 168.377,17 TL maddi tazminatın davalı ……. Sigorta A.Ş açısından 22.08.2017 tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … yönünden ise olay tarihi olan 04.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminata ilişkin talebin ise, gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceğinin öngörüldüğü, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmesi gerektirdiği, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği, 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterildiği, bunların her olaya göre değişebileceğinden hakimin bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiği, hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, davacının yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez olduğu, bu ilkeler ve olayın oluş şekli, tarafların kusur durumu, vefat edenin desteklerin eşi ile babaları olması, desteklerin yaşları, paranın satın alma gücü, sosyal ekonomik durumlar dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılardan …., …… ve …’nın maddi tazminat taleplerinin 17.12.2019 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda, diğer davacı …’nın ise 10.06.2021 tarihli ıslah dilekçesi uyarıca KABULÜ İLE,
Davacı … için 113.742,32 TL, … için 5.416,96 TL, … için 9.175,84 TL, … için 27.359,48 TL ve … için 12.682,57 TL olmak üzere toplam 168.377,17 TL maddi tazminatın davalı ……. Sigorta A.Ş açısından 22.08.2017 tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … yönünden ise olay tarihi olan 04.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE,
Davacı eş … için 40.000,00 TL, davacı çoçuklar …… ve … için ayrı ayrı 15.000 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 04.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalılar … ve … ‘den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 18.332,84-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 853,88-TL peşin harç ile 513,94-TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 16.965,02-TL karar harcının 11.501,84-TL’sinin tüm davalılardan, 5.463,18-TL’sinin davalılar … ve …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 853,88-TL peşin harç ile 513,94-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.403,72 TL’nin tüm davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.145,00TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1437,00TL’sının davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre MADDİ TAZMİNAT yönünden hesaplanan 19.945,83 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre MANEVİ TAZMİNAT yönünden hesaplanan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre MANEVİ TAZMİNAT yönünden hesaplanan 13.450,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılar … ve …’e verilmesine,
9-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı …… ve … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/09/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır