Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/601 E. 2018/873 K. 24.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/601 Esas
KARAR NO : 2018/873

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2018
KARAR TARİHİ : 24/09/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 30/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili 25.02.2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Kadıköy …İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile kısıtlı aleyhinde 10.03.2011 tanzim ve 15.04.2011, 29.04.2011, 13.05.2011, 27.05.2011 vadeli 40.000-TL, 45.000-TL, 45.000-TL, 45.000-TL olmak üzere toplamda 175.000,00-TL ilk kambiyo vasıflı icra takibi başlatıldığını öğrendiklerini, kısıtlı …’nın 1927 doğumlu olup 89 yaşında olduğunu ve hakkında Silivri Sulh hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile malvarlığını kötü yönetme, akıl hastalığı ve akıl zayıflığı nedeni ile kısıtlama davasının devam ettiğini, Sulh Hukuk Mahkemesinde devam eden dosyada en son aldırılan raporda kısıtlı …’nın akıl zayıflığı nedeni ile vasi atanması gerektiği soncuna varılmasıyla …’in geçici olarak vasi atanmasına karar verilerek kendisine bu davayı açmak için yetki ve izin verilmesiyle bu davanın açıldığını, takibe konu senetlerin 10.03.2011 keşide tarihli olduğunu, kısıtlı müvekkilinin davalılardan alacaklı …’i hiçbir şekilde tanımadığını, yine davalılardan …’nun borca batık olup bu miktarda bir parayı müvekkile vermesinin mümkün olmadığını, diğer davalı …’in borca batık olduğunu bildiği …’na ve bütün malları tedbirli olan müvekkili …’ya ait senetlere istinaden hiçbir araştırma yapılmaksızın borç alacak ilişkisine girmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kısıtlı müvekkilinin okuma yazmasının olmadığını, kısıtlının Kavaklı Mahallesindeki evinde tek başına kalmakta olup hiçbir masrafının olmadığını, kıstılının bankada parasının bulunduğunu, senedin keşide tarihinin kısıtlının parasının olduğu ve hiçbir giderinin olmadığı döneme ait olduğunu, kısıtlı …’nın evrakları karalamakta ancak okuma yazmasının olmadığı için evrakların içeriğini bilmeden bu işi yaptığını, senet metninde borcun sebebinin nakden diye yazıldığını, 89 yaşında bankada parası varken kısıtlının böyle bir parayı almasını gerektirecek bir durumunun söz konusu olmadığını, bankaların bile 65 yaş üstüne kredi vermediği bir dönemde davalının 89 yaşındaki kişiyle senet ilişkisine girmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, kısıtlı hakkında Silivri Devlet Hastanesinde 19.07.2010 tarihinde dinlenmesinde yarar olmadığı ve vasi tayini gerektiğine ilişkin rapor verildiğini, daha sonra Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde akıl sağlığının yerinde olduğunu ancak yasal danışman atanmasının uygun olacağının tespit edildiğini, itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu tarafından 01.02.2011 tarihli raporunda da akıl sağlığının yerinde olduğunu ve kendisine müşavir ve vasi tayinine gerek olmadığı tespit yapıldığını ve son olarak 2012 tarihli Devlet Hastanesi tarafından verilen raporda vasi tayinini şart olduğunun tespit edildiğini, özetle 89 yaşındaki okuma yazma bilmeyen bankada parası bulunan ve aklı gidip gelen kısıtlının kandırıldığı kendisine içeriğini bilmediği senetlerin imzalatılmış olduğu ve davalıların kısıtlının bu durumundan yararlanmaya çalıştığının açık olduğunu, bu nedenle öncelikle senetlerin keşide tarihinde kısıtlının akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespitini kısıtlıda var olan malvarlığının kötü yönetme sıkıntısının da dikkate alınarak borçlu olunmadığının tespiti için bu ihtiyati tedbir talepli menfi tespit davasının açılma zaruretinin doğduğunu, müvekkilinin yaşlı olup herhangi bir gelirinin bulunmadığını, mevcut ekonomik durumuyla yargılama harç ve giderlerinin karşılamasının mümkün olmadığını, müvekkilinin mevcut sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin sunacakları belgelerinde dikkate alınarak adli yardımdan yararlandırılmasını talep ettiğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle öncelikle müvekkilinin adli yardımdan yararlandırılarak yargılama harç ve giderlerinden muaf tutulmasına, senetlerin keşide tarihinde akıl sağlığı itirazları olduğundan ve takibin devamı halinde telafisi imkansız zararlar doğacağından müvekkilinin mevcut durumu dikkate alınarak takibin teminatsız olarak dava sonuna kadar durdurulmasına, borçlu olunmadığının tespiti ile takibin iptalini, davalıların kötü niyetli olması nedeniyle %20 tazminata mahkum edilmesini vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili 27.06.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı vekili tarafından açılan bu davada Kadıköy ….İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile takibe konu yapılan bonolardan sebep borçlarının bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiğini, söz konusu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, öncelikle müvekkilinin takibe dayanak bonoların dördünde de ciranta olduğunu, dolayısıyla kötü niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini, ayrıca müvekkilinin davacı keşideci borçluyu tanımadığını, müvekkilinin ciranta olduğundan iyi niyetli 3.Kişi olduğunu, takip dayanağının bonolarda kıymetli evrak vasfında olduğundan müvekkilinin iyi niyetinin korunacağını, müvekkilinin borçlu ile diğer şahıslar arasındaki ilişkiyi bilmesinin mümkün olmadığını, davacının iddialarını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, ancak davacının dava dilekçesinde görüleceği üzere delillerini faraziyelere dayandırdığını, iş bu sebeple haksız ve dayanaksız davanın reddi ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesi ile yine lehlerine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER
Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin …esas sayılı dosyası, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyası sureti, Adli Tıp Raporu, tanık beyanı, imza yazı örneklerine esas belge asılları ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava İ.İ.K:madde 72’ye dayanan menfi tespit davasıdır.
Somut olayda; Davacı vekili, davalı …’in, kısıtlı … aleyhine 4 adet toplam 175.000,00 TL bedelli bonolara dayalı olarak icra takibi yaptığını, 89 yaşında okuma yazma bilmeyen, bankada parası bulunan ve aklı gidip gelen kısıtlının kandırıldığını, kendisine içeriğini bilmediği senetlerin imzalatılmış olduğunu iddia ederek, borçlu olmadıklarının tespiti ile davalıların tazminata mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevabında, müvekkilinin takibe konu bonoları ciro yoluyla edinen iyiniyetli hamil olup, borçlu ile alacaklı arasındaki ilişkiyi bilmesinin mümkün olmadığını, davacının iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı … ise, davanın reddini savunmuştur.
T.C. Silivri … Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas ve ….Karar sayılı ilamı ile; menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak davalı alacaklıya ait olup, ancak borçlunun alacaklı ile aralarındaki hukuki ilişkiyi ve bonodan kaynaklanan borcun olduğunu kabul edip, bu borcun herhangi bir sebeple son bulduğunu ileri sürmesi halinde ispat yükünün borçluya geçeceği, somut olayda böyle bir durumun olmadığı, davacı kısıtlının dava konusu bonoları düzenlemesinin bir dayanağının bulunmadığı, davalı …’nun davacının okuma yazmasının zayıf olması, saffeti ve tecrübesizliğinden yararlandığı, bir şekilde yine sebepsiz olarak bonoları diğer davalıya devrettiği, davacının borcu reddetmesine karşın her iki davalının da alacağın kaynağını açıklayamadıkları ve ispat edemedikleri, davacı yanın tazminat isteminin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve menfi tespit isteminin kabulü ile takibin davacılar yönünden iptaline, tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay … H.D …. Esas ve …. Karar sayılı ilamı ile esastan bozulduğu ve Silivri Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik ile dosyanını mahkememize gönderildiği görüldü.
Dosya kapsamı, bozma ilamı ve mevcut delil durumunun birlikte değerlendirilmesi neticesinde; Dava konusu senetlerin tanzim tarihleri itibariyle davacıların murisi …’nın medeni haklarını kullanma ehliyetinin bulunduğunun Adli Tıp Kurulu raporu ile saptanmış olduğundan davaya konu senetlerden dolayı murisin sorumlu olduğu takdir ve sonucuna varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 35,90 TL peşin harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 190,00.-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.450,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı … vekili ile davalı asil … yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
. 24/09/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır