Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/586 E. 2020/805 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/586 Esas
KARAR NO : 2020/805

DAVA : Alacak (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2018
KARAR TARİHİ : 21/12/2020
KARARINYAZILDIĞI TARİH : 19/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben sunmuş bulunduğu 07/03/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sahip ve yetkilisi olduğu …… Müh., İnş. ve Yapı Mlz. Tic. Ltd. Şti nin malı bulunan……. tipi konkasörünü davalılar … ve …’nin sözlü ve yazılı kefaletlerine istinaden …… Kimla San. ve Tic AŞ. ne satılarak teslim edildiğini, karşılığında iki adet çek alındığını, çeklerin karşılıksız çıkma ihtimaline karşı teminat istendiğini, 420.000,00-TL tutarındaki çekin davalı … cirosu yoluyla 02/04/2016 tarihli kefalet sözleşmesi şartları doğrultusunda davalılar …… ve ……. tarafından teminat olarak davacı …’ya teslim edildiğini, borçlu tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ……. esas ve Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ……. esasında takibe konulan çeklerin tahsil edilemediğinden 420.000,00-TL tutarındaki … ın cirosunu taşıyan çekin Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, davalı … ın itirazı ile takibin durduğunu, müvekkilinin 420.000,00-TL tutarındaki alacağının şimdilik 10.000,00-TL tutarın, çekin vade tarihi olan 15/07/2016 tarihinden itibaren işleyen ticari avans faizi ve kefatel sözleşmesi doğrultusunda günlük 250,00-TL cezai şart ile birlikte davalılardan ayrı ayrı ve müteselsilen alınarak davacı verilmesini, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kefalet sözleşmesinde müvekkilerinin kefil sıfatı ile imza attığına dair bir ibare olmadığını, sözleşmenin şekil şartlarına uymadığını, kefillikte eşin rızası şartıda gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kefalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebidir.
Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava, davanın ticari nitelikte olması nedeni ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Davacı tarafça, dava dışı şahıs ile aralarındaki ticari ilişki nedeni ile kendisine verilen iki adet çekin ödenmesi konusunda davalılar … ve …’nin kefil oldukları, yine çeklerin karşılıksız çıkma ihtimaline binaen dava dışı firma tarafından davalı …’ın cirosu ile kefalet sözleşmesi şartları doğrultusunda kendisine 420.000 TL bedelli çekin teslim edildiğini, borcun ödenmemesi nedeni ile bu çekin icra takibine konulduğunu, davalı borçlu …’ın Bakırköy ….. İcra Hukuk Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyası ile çekteki imzaya itirazda bulunduğunu, davalı …’ın çekin tanzim edildiği tarihte şirketin sahip ve temsilcisi olduğunu, çekin bilgisi dahilinde veya başka yollardan sahte imza atılarak tanzim edilmesinde kusuru bulunduğunu belirterek 420.000 TL tutarındaki alacaklarından şimdilik 10.000 TL tutarın faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmişlerdir.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli tüm deliller mahkememizce toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Dava dilekçesi ekinde sunulan ve 02/04/2016 tanzim tarihli “Kefalet Sözleşmesidir” başlıklı belge suretinde, davalılardan … ve …’nin isim ve imzalarının atılı bulunduğu görülmüştür. Belge içeriğinde, davalıların belgede geçen borçların ödenmemesi durumunda sorumlu olacaklarına ilişkin bir ibare bulunmadığı gibi, belgede kefil olunan azami miktar yer almamaktadır. Zira kefil olunan azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil olunması durumunda bu hususun kefillerin el yazıları ile yazılmış olması sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 583.maddesi uyarınca geçerlilik şartı olup, kefil olunan miktarın el yazıları ile yazılmamış olması karşısında kefalet sözleşmesi geçersizdir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesinin …… Esas ……. Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere kefalet sözleşmesi için öngörülmüş bulunan bu geçerlik şartları kamu düzenine ilişkin olan taraflarca ileri sürülsün veya sürülmesin, mahkememizce resen nazara alınabilecek hususlardandır. Dolayısıyla, davalılar … ve …’nin geçersiz kefalet sözleşmesinden dolayı borçtan sorumlu tutulamayacaklarından davacının bu davacılar aleyhine açtığı davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … aleyhine açılan dava açısından ise; bu davalının bahsi geçen kefalet sözleşmesi başlıklı belge üzerinde herhangi bir isim ve imzası bulunmamaktadır. Davacı tarafça, bu davalının dava dilekçesinde bahsi geçen 420.000 TL’lik çek nedeni ile sorumlu bulunduğundan bahisle alacak talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Söz konusu 420.000 TL meblağlı çek dayanak yapılarak başlatılan icra takibine karşı bu davalının icra hukuk mahkemesinde imza itirazında bulunması neticesinde, Bakırköy …… İcra Hukuk Mahkemesinin ……. Esas sayılı dosyasında aldırılan grafolojik bilirkişi raporunda, çekte davalı adına atılı bulunan imzanın davalıya ait olmadığı saptanmış ve bu mahkemece imza itirazının kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Davacı tarafça, söz konusu çekin ileri tarihli vadeli olarak doldurulduğu, aslında davalı …’ın şirket yetkilisi olduğu dönemde imzalandığını vs. ileri sürerek bir kısım mesajlaşma programı yazışmalarına dayanılmış ise de bu hususun yazılı delillerle veya başkaca kesin delillerle ispatlanabilecek bir husus olması nedeni ile bu hususun ispatlanamadığı, her ne kadar icra hukuk mahkemesi kararlarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmese de alınan söz konusu imza incelemesi raporunun yeterli ve gerekçeli olup bu rapora itibar edilmemesi için bir neden bulunmadığı, yeniden rapor alınmasının usul ekonomisine aykırı olacağı, dolayısıyla davalı …’ın eli ürünü bulunmayan imzadan dolayı sorumlu tutulamayacağı, davacı iddialarının yazılı veya başkaca kesin delillerle ispatlanamadığı, davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmamış olduğu anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40.-TL red karar harcının hazineye gelir kaydına, harç peşin olarak alınmış olmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,bakiye harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’ye verilmesine,
5-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK. 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,

Dair davacının yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır