Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/582 E. 2021/1172 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/582 Esas
KARAR NO : 2021/1172

DAVA : Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/06/2018
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde ÖZETLE; Davacılardan …….’un eşi, Ilgın, …….’nın babaları …….’un 05.05.2018 tarihinde sevk ve idaresindeki …… plakalı motosikleti ile Basın Ekspres yolu üzerinde, Mahmutbey’den Florya istikametinde kendi şeridinde kurallara uygun seyir halindeyken, aynı yönde slalom yaparak ve çok hızlı bir şekilde arkasından gelen davalılardan …….’ın maliki ve sürücüsü olduğu ……. plakalı aracı ile çarpması sonucu hayatını kaybettiği, davalı …….’ın, müvekkile çarpmadan önce, sol şeritte dava dışı …….’ nun sevk ve idaresindeki ……. plakalı ……. otomobile çarptığı, bilahare savrularak müvekkile arkadan çarptığı,kaza ile ilgili Bakırköy …… Asliye Ceza Mahkemesinde ……. E. sayı ile açılan kamu davasının halen derdest olduğu, kazaya sebep olan ……. plakalı aracın, davalı ……. Sigorta A.Ş. tarafından …… no.lu ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, sürücü davalı …….’ın, Türk Borçlar Kanunu 49/1 maddesi gereğince kusuru nedeniyle, diğer davalı ……. Sigorta A.Ş. ise sıfatı gereğince maddi zarardan sorumlu olduğu, davacılar desteğin ölümü ile yaşam boyu sürecek maddi desteğinden yoksun kaldığı, bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla; Eşi ……. için 10.000.-TL, kızı Ilgın ……. için 5.000.-TL, kızı ……. ……. için 5.000.-TL. olmak üzere toplam 20.000.-TL maddi destekten yoksun kalma tazminatı istedikleri, dava konusu kaza sonucu müvekkillerin murisi ……. adına kayıtlı …… plakalı motosikletin kullanılamaz hale geldiği ve pert-total olduğu, bilirkişi incelemesi sonucu belirlenecek motosiklet bedeli olarak şimdilik 5.000.-TL talebi oldukları, davacı eş, cenaze defni, dini geleneksel törenler için harcama yaptığı, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.-TL maddi tazminat talep ettiği, öte yandan davacıların ömür boyu sürecek büyük acıları nedeni ile manevi tazminat olarak; eşi ……. için 150.000.-TL, kızı Ilgın ……. için 75.000.-TL ve kızı ……. ……. için 75.000.-TL. olmak üzere toplam 300.000.-TL manevi tazminat talep ettikleri, açıklanan nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile; davacılar için toplam 26.000.-TL maddi tazminat ile toplam 300.000.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, (Davalı sigorta şirketi sadece maddi tazminat yönünden ve ZMMS ihtiyari mali mesuliyet poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumludur) davacılara ödenmesine, davalı …….’ın kazaya sebep olan ……. plakalı aracı ile tespit edilecek sair malvarlığına dava sonuna kadar üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …….’ın vekili tarafından Mahkemeye verilen cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dilekçesinde belirttiği hususların, davaya konu kazanın oluşumunda kusur dağılımı ve kazanın meydana gelme şekline dair somut delil olmaksızın kendi iddialarına dayandığı, sadece müteveffaya çarpan araç sürücüsü olarak davalının tamamen ağır kusurlu olduğuna dair kanaate dayanılmasının hukuken mümkün olmadığı, davadaki tüm evraklar irdelendiğinde kazanın sadece müvekkilin aracıyla karışmadığı, dava dışı ……. plakalı araç sürücüsü …….’nun da karıştığı, asıl olarak diğer araç sürücüsünün çarpmasıyla müvekkilin aracının savrulduğu dosyaya mübrez kaza krokisi ve tutanaktar ile anlaşıldığı, davacıların maddi talepleri yönünden davalı sigorta şirketinin zaten sorumlu olduğu, davacıların toplam 300.000TL”’ lik manevi tazminat taleplerinden davalı olarak tek sorumlu tutulmasının, hakkaniyete aykırı ve fahiş olduğu, öncelikle dava konusu trafik kazasına karışan ve hakkında Bakırköy ……. Asliye Ceza Mah. ……. Esas sayılı davada müvekkil ile birlikte sanık olarak yargılanan ……. plakalı araç sürücüsü …….’nun ölümlü kazadan önce müvekkilin sollama yapması sırasında onun aracına çarparak savrulmasına neden olduğu, kazanın başlangıcındaki ilk çarpmayı yapan bu kişinin, kazanın oluşumunda müterafik kusurlu olarak davaya dahil edilmesi gerektiği, fahiş tazminat taleplerinin reddi gerektiği, yaşanan kazadan dolayı davalının da üzüldüğü, bu itibarla haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesi, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını beyan etmiştir.
Davalı ……. Sigorta’nın vekili tarafından Mahkemeye verilen cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin, görülmekte olan Tazminat davası nedeniyle ……. plakalı aracın ZMMS sigorta poliçesi ile hasar dosyasının gönderilmesini istediği, Şirketin nezdinde ……. plakalı aracın …… numaralı ZMMS sigorta poliçesine istinaden ………. numaralı hasar dosyasının açıldığı, ancak hasar dosyası dava ile açılmış olduğundan içeriğinde evrak bulunmadığı, …… numaralı ZMMS poliçe suretinin Mahkemeye sunulduğu anlaşılmıştır.
DELİLLER:
Bağcılar Sosyal Güvenlik Kurumu yazı cevabı, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, trafik kazasından kaynaklı ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze gideri ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
Somut olayda, davacıların desteği olan …….’un 05.05.2018 tarihinde sevk ve idaresindeki …… plakalı motosikleti ile Basın Ekspres yolu üzerinde, Mahmutbey’den Florya istikametine doğru seyir halindeyken davalılardan …….’ın maliki ve sürücüsü olduğu ……. plakalı aracı ile çarpması neticesinde ölümle sonuçlanan trafik kazası meydana gelmiştir.
Yargılama kapsamında kusura ilişkin delillerin celp edildiği ve buna göre; Bakırköy …… Asliye Ceza Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyasında alınan kusur raporunda davalı sürücü …….’ın asli kusurlu olduğu, müteveffanın ise kusursuz olduğu tespit edilmiş; mahkememizce alınan 29/04/2019 havale tarihli kusur raporunda da müteveffanın kusursuz olduğu, davalı sürücünün ise %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş ve alınan bu rapor ceza dosyasından alınan raporlar ile ve olayın oluş şekli ile uyumlu olduğundan hükme esas alınmıştır.
Somut olayda kazaya karışan ve kusurlu olan ……. plakalı aracın sürücüsünün ve işletenin aynı kişi olması sebebiyle talep konusu maddi ve manevi zarar kalemlerinin tamamından sorumludur. Bu aracın zorunlu trafik sigortacısının davalı sigorta şirketi olduğu, 2918 sayılı Kanunun 91. maddesi uyarınca trafik sigortacısı olarak sürücü ile birlikte meydana gelen maddi zarardan poliçe limitleri dahilinde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Davalı sigorta şirketinin tanzim etmiş olduğu 04.10.2017-04.10.2018 vadeli ZMSS poliçesi ile ölüm halinde
teminat limiti 360.000,00 TL olarak kararlaştırılmış olup, hükme esas alınan aktüerya raporu uyarınca hesaplanan maddi zararların toplamı, teminat limitini aştığından
maddi zarar tutarı garameten tespit edilmiştir.
Davacı taraf duruşmadaki beyanında motorla ilgili talebi atiye bıraktığı için, bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.

Davacı taraf 1.000,00 TL cenaze gideri talebinde bulunmuş olup, bu miktar paranın alım gücü itibariyle çok düşük kaldığından ayrıca araştırmaya gerek kalmaksızın bu miktar üzerinden talebin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tarafın destek tazminatına ilişkin olarak hasar dosyası, sigorta tarafından yapılan ödeme evrakları, SED araştırması ve emsal ücret araştırması dosyaya celp olunarak dosya içerisine alınmış ve desteğin ölümden önceki yaptığı iş uyarınca inşaat bilirkişisi ve aktüerya bilirkişinden oluşan heyetten kök ve ek rapor alınmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanunu’nun 45/II.maddesinde düzenlenmiş olup “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK.’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi;BK.nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de nafaka hakkındaki hükümlere dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Gerçek zarar miktarı hak sahiplerinin ve desteğin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı ise özü itibariyle, varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, …… Bölümü, ……. Danışmanlık, ……. Üniversitesi ve ….. Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Yargıtay ….. Hukuk Dairesi tarafından tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiş ve mahkememizce de bu yöndeki içtihatlar benimsenmiştir.

Eldeki dosyada 26.07.2021 tarihli aktüerya ek raporu yukarıda açıklanan Yargıtay uygulamasına uygun ve hüküm tesisine elverişli olarak düzenlendiğinden hükme esas alınmıştır.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre; çocuklar için destekten yoksun kalacakları sürenin belirlenmesinde yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşulların ayrı ayrı değerlendirilmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise, 25 yaşının doldurulmasına kadar; yüksek öğrenim yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerekmektedir. Somut olayda, kaza tarihinde davacı çocuklardan ……. 17 yaşında olup destek tazminatı alabilecektir. Davacı çocuk Ilgın ise kaza tarihi itibarı ile 28 yaşında bir yetişkin olup, her ne kadar yüksek lisans öğrencisi olduğu beyan edilmekte ise de yüksek öğrenime devam eden çocuklar yönünden en fazla 25 yaşına kadar destek zararı hesaplanabileceğinden davacı Ilgın ……. yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacılardan eş Belgin ve çocuk ……. lehine destek tazminatı hesabı yapılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında; hükme esas alınan aktüerya raporu uyarınca kaza dolayısıyla davacı …….’un 848.310,00 TL ve ……. …….’un ise 293.718,00 TL destek tazminatına hak kazandığı tespit edilmiş ve ıslah dilekçesi doğrultusunda bu miktarlar üzerinden aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebine ilişkin yapılan değerlendirmede; manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davacı çocuklar ve eşin desteği kaybetmiş olmaları nedeniyle duydukları üzüntü ve kederin yoğunluğu, kaza dolayısıyla davalı sürücünün kusurunun yoğunluğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ve olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alınarak; davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, davac eş ……. için 100.000 TL, davacı çocuklar ……. ve Ilgın ……. için ayrı ayrı 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 05/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …….’dan tahsil edilerek davacılara verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı Belgin ve ……. …….’un destek tazminatı ve cenaze giderine ilişkin maddi tazminat taleplerinin KABULÜ ile,
Davacı ……. yönünden hesaplanan 848.310,00 TL destek tazminatı ve 1.000,00 TL cenaze gideri olmak üzere toplam 849.310,00 TL’nin davalı ……. Sigorta A.Ş’nin poliçe limiti dahilinde 267.411,67 TL ‘lik kısmından, diğer davalı …….’ın ise tamamından sorumlu olacak şekilde; davalı ……. Sigorta A.Ş yönünden temerrüd tarihi olan 06/06/2018 tarihinden itibaren, davalı ……. yönünden haksız fiil tarihi olan 05/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacı ……. ……. yönünden hesaplanan 293.718,00 TL destek tazminatının davalı ……. Sigorta A.Ş’nin poliçe limiti dahilinde 92.588,33 TL ‘lik kısmından, diğer davalı …….’ın ise tamamından sorumlu olacak şekilde; davalı ……. Sigorta A.Ş yönünden temerrüd tarihi olan 06/06/2018 tarihinden itibaren, davalı ……. yönünden haksız fiil tarihi olan 05/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,

2-Davacı …….’un maddi tazminat talebinin REDDİNE,
3-Motosiklet hasarına ilişkin talebin atiye bırakılması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafların manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE,
Davacı eş ……. için 100.000 TL, davacı çocuklar ……. ve ……. için ayrı ayrı 50.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren (05/05/2018) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …….’dan tahsili ile davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-A)Maddi tazminat talebi yönünden;
492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 78.011,93-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.113,46 TL’lik peşin harç, davacı tarafından yatırılan 1.113,46 TL’lik harçtan maddi tazminat talebine tekabül eden 88,80TL’lik harç ve 19.162,00 TL’lik ıslah harcından mahsubu ile 58.761,13‬-TL harcın tüm davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
B)Manevi tazminat talebi yönünden;
492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 13.662,00-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan davacı tarafından yatırılan 1.113,46-TL’lik harçtan manevi tazminat talebine tekabül eden 1.024,65 TL’lik harcın mahsubu ile 12.637,35‬‬ TL harcın davalı …….’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 35,90TL başvurma harcı, 1.113,46 peşin harç, davacı tarafından yatırılan 19.162,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam olan 20.311,36 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-A)Maddi tazminat talebi yönünden;
Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 72.770,98 TL maktu vekalet ücretinin tüm davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil edildiğinden reddedilen miktar yönünden yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 750,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
B)Manevi tazminat talebi yönünden;
Davacı kendisini vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 22.450,00 TL TL maktu vekalet ücretinin davalı …….’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davalı ……. kendisini vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 13.450,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 2.900 TL bilirkişi ücreti, 165,00 TL yazışma giderinin ret ve kabul oranına göre 3.003,00-TL’sinin tüm davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Bakiye masrafın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/12/2021

Başkan …….
¸e-imzalıdır
Üye …….
¸e-imzalıdır
Üye ……..
¸e-imzalıdır
Katip ……
¸e-imzalıdır