Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/57 E. 2019/809 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/57 Esas
KARAR NO : 2019/809

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2018
KARAR TARİHİ : 17/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; davalı … müvekkil şirket bünyesinde 19.01.2015 – 27.10.2017 tarihleri arasında ve en son Yurtdışı Satış Sorumlusu görevinde çalıştığını, müvekkil şirket ile iş sözleşmesi davalının istifası ile sonlandığını, davalı iş akdi süresince müvekkil şirkete ait müşteri bilgileri, ürün fiyat bilgileri ve benzer mahiyette ki ticari bilgi ve sırlarına vakıf şekilde çalıştığını, davalı işten ayrılması akabinde müvekkil şirketin duyumlarına göre İstanbul’da kurulu bulunan, müvekkil şirketten ayrılmış olan bazı çalışanların ortak-irtibatlı olduğunu, müvekkil şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren başka bir şirkette çalışmaya başlamış olduğunu, müvekkil şirket nezdinde edindiği ticari bilgileri kullanma imkân ve ihtimaline haiz olduğunu, bu durum taraflar arasında imzalanmış bulunan 19.01.2015 tarihli İş Sözleşmesi’ nin Rekabet Yasağı başlıklı 12. Maddesinin açıkça ihlali mahiyetinde olduğunu, taraflar arasında imza bulunan iş Sözleşmesi’ nin 12. Maddesi gereği davalı 2 (iki) yıl süre ile işverenin açık yazılı izni olmaksızın İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Bursa, Ankara, Antalya, Mersin, Kayseri, İzmir, Gaziantep, Samsun, Trabzon, Adana ve Konya illeri ile sınırlı olmak üzere, işveren ile aynı veya benzer iş kollarında… hangi isim ve unvan altında olursa otsun iş verenle rekabet sayılabilecek şekilde kazanç getirici faaliyette bulunamaz.” Maddesi uyarınca rekabet yasağı sözleşmesi imzalamış olduğunu, rekabet yasağı yükümlülüğüne aykırılık halinde ise hizmet akdinin son bulduğu aydaki aylık brüt ücretinin 10 (on) katı tutarında ceza-i şart bedeli öngörüldüğünü, fazlaya dair haklarının ve zarar giderleri taleplerinin saklı kalmak kaydıyla, haklı davanın kabulünü, davalı tarafça rekabet yasağı hükmünün ihlal edilmesi nedeniyle 79.946,30 TL cezai şart bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı Vekilinin Cevap Dilekçesinde Özetle; İş Sözleşmesinden kaynaklanan davalara bakma görevi İş Mahkemeleri’ne ait olduğunu, davacı vekili gerek dava dilekçesi ile birlikte ve gerekse tensip zaptının kendisine tebliğinden itibaren yasal süre içerisinde davasına dayanak oluşturacak delillerini sunmadığını, müvekkil işyerinde 19.01.2015 – 27.10.2017 tarihleri arasında yani yalnızca 2 yıl 9 ay gibi bir süreyle, Kuzey Afrika – Ortadoğu satış sorumlusu olarak çalışmış olup, davalı şirketin gerek yurt içi gerekse yurt dışında bulunan diğer müşterileri ile ilgili herhangi bir bilgiye sahip olmadığını,davacı şirket satış sorumlusu olarak işe aldığı personele bir satış bölgesi belirlemekte ve bu bölgede bulunan müşteri bilgilerini verdiğini, personelden bu müşterilere satış yapmasını istendiğini, müvekkilin ise başladığı tarihte davacı şirketin bu bölgedeki müşteri sayısı yaklaşık 5 olduğunu, müvekkilin bu 5 müşteri dışındaki yaklaşık 20 – 25 müşteriyi sektörde ihracat istihbarat olarak isimlendirilen bir araştırma yöntemi ile bizzat kendisi araştırıp bulduğunu, bu firmalar dışında müvekkilin irtibatta olduğu herhangi bir müşteri söz konusu olmadığını, dolayısıyla müvekkilin zikredilen 20 – 25’ini bizzat kendisinin bulduğu yaklaşık 25 – 30 müşteri dışındaki davacı müşterilerine satış yapma olasılığı söz konusu olmadığını, müvekkilin davacı firmada çalışmakta olduğu dönemde satışını yapmış olduğu ürün, terlik tabanı, spor ayakkabı tabanı, araba koltukları, araba ön paneli, buzdolabı, şofben, çatı izolasyonu, ses izolâsyonumu izolasyonu, soğuk oda depoları, frigo frik kamyon kasası imalatı, ortopedik yastık, yatak vb. onlarca ürünün imalatında kullanılan ve kimyasal bir madde olan poliüretan olduğunu, ancak davacı şirketin imalatının % 80’i terlik taban poliüretanıdır ve müvekkilin satış yaptığı Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da bulunan firmaların satın almış oldukları ürün de terlik taban poliüretanı olduğunu,bu ürünün ortalama fiyatı sektörde herkes tarafından bilinmekte olduğunu, fiyat aralığı kg başına 2.10 Euro – 2.60 Euro arasında değiştiğini, dolayısıyla davacının fiyatların müvekkilin tarafından biliniyor olması müvekkile bu anlamda bir avantaj yaratmadığını, davacı firma da müşterisine, sipariş miktarına, ödemenin peşin veya vadeli yapılmasına, poliüretan üretiminde kullanılan kimyasalların piyasa fiyatındaki değişikliğe vs. göre bu fiyatı hemen hemen 2.10 Euro – 2.60 Euro bandında her zaman güncellendiğini,ayrıca satışa gidildiğinde zaten müşteri farklı farklı sı teklifleri satıcının önüne kovup fivat kırdırmak için bu rakamları satıcıya söylediğini, yani davacı firmanın ürün fiyat bilgisi ticari bir sır olmadığını, neticeden haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Esenyurt SGK yazı cevabı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kaspamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesine aykırı davranan davalıdan, sözleşme gereğince talep edilen cezai şartın tahsili talebine ilişkindir.
Somut olayda; davacı ile davalı arasında 19.01.2015 tarihli iş sözleşmesinin akdedildiği, bu sözleşme gereği davalının davacı yanında 19.01.2015 – 27.10.2017 tarihleri arasında 2 yıl 9 ay çalıştığı, dosyada mübrez bulunan Belirsiz Süreli İş Sözleşmenin 12. Maddesi uyarınca; davalı 2 (iki) yıl süre ile işverenin açık yazılı izni olmaksızın İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Bursa, Ankara, Antalya, Mersin, Kayseri, İzmir, Gaziantep, Samsun, Trabzon, Adana ve Konya illeri ile sınırlı olmak üzere, işveren ile aynı veya benzer iş kollarında… hangi isim ve unvan altında olursa olsun iş verenle rekabet sayılabilecek şekilde kazanç getirici faaliyette bulunamaz.” Maddesi uyarınca rekabet yasağı sözleşmesi imzalamış olduğunu, rekabet yasağı yükümlülüğüne aykırılık halinde ise hizmet akdinin son bulduğu aydaki aylık brüt ücretinin 10 (on) katı tutarında ceza-i şart bedeli ödeneceği öngörülmüş ve davacı taraf iş bu sözleşme hükmüne dayalı olarak davalının rekabet yasağına aykırı davranması nedeniyle iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında imzalanan rekabet yasağını öngören sözleşme hükmünün geçerli olup olmadığı ve davalının çalışma ilişkisinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin rekabet yasağını ihlal edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Rekabet etmeme borcu, iş akdinin sonuçlarından olan; işçinin, işverene sadakat borcunun olumsuz yönünü ifade eder. TBK madde 444’te düzenlenen rekabet yasağı asli yükümlülük doğuran bir sözleşme değildir, iş akdine bağlı olarak fer’i nitelikte bir yükümlülük doğurmaktadır. Bu yasak taraflar arasındaki hizmet ilişkisi sona erdikten sonra hükümlerini doğuran bir borçtur. İş ilişkilerinden doğan rekabet yasağının düzenlenmesinin dayanağı iş ilişkisidir. Rekabet yasağı sözleşmesi, işçinin iş sözleşmesi devam ederken işverenin müşterilerini tanıması ya da iş sırlarını öğrenmesi sebebiyle, iş ilişkisi sona erdikten sonra belirli bir faaliyet alanında, belirli bir coğrafi alanda ve belirli bir zaman diliminde işverenle rekabet teşkil edebilecek herhangi bir faaliyette bulunmaması hususunu içeren sözleşmedir. TBK m,444/l’e göre, “fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir”. TBK m.444/2’ye göre, “rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.
Bu kanuni düzenlemeler uyarınca; rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, bir iş sözleşmesinin bulunması, işçinin fiil ehliyetine sahip olması, iş sahibinin menfaatinin bulunması, yasağın sınırlı olması, sözleşmenin yazılı olması ve rekabet yasağının zaman, YER ve konu bakımından sınırlandırılması gerekir. Tüm bu koşulların hepsinin gerçekleşmiş olması şarttır ve bu koşullar emredici nitelikte olduklarından bu koşullardan herhangi birisinin bulunmaması halinde sözleşme batıl olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda taraflar arasında imzalanan rekabet yasağına ilişkin taahhütnamenin YER sınırlaması bakımından irdelenmesi gerekmektedir. TBK m.445/1 hükmüne göre, rekabet yasağının yer bakımından başka bir deyişle coğrafi alan bakımından işçinin iktisadi menfaatini hakkaniyete aykırı tehlikeye sokmayacak şekilde olması gerekir. Bu çerçevede işverenin haklı bir menfaatinden söz edilemeyeceği açık olan işverenin iş ilişkisi dışındaki bir coğrafi alanda işçinin rekabet edemeyeceği şeklinde bir yasak geçerli olmayacaktır. Başka bir deyişle yasak kapsamındaki coğrafi alan, işverenin faaliyet gösterdiği yer ve müşteri çevresi ile ilgili olmalıdır. Yargıtay uygulamasına göre, Türkiye sınırları içinde rekabet etmeme yönünden öngörülen düzenlemelere geçerlilik tanınmamıştır.
Davaya konu rekabet yasağı hükmü incelendiğinde sadece bir bölge ile sınırlı olarak değil davalının çalışma hürriyetini ortadan kaldıracak şekilde İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Bursa, Ankara, Antalya, Mersin, Kayseri, izmir, Gaziantep, Samsun, Trabzon, adana ve Konya illeri rekabet yasağı kapsamına alınmıştır. Bu çerçevede davava konu rekabet yasağı hükmünün TBK 445/1 hükmü gereğince geçersiz olduğu takdir ve sonucuna varılarak davacı tarafın davasının reddine karar verilmiştir.
Bir an için rekabet sözleşmesinin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği noktasında yapılan incelemede; bilirkişiler rekabet yasağının suni deri, süet, bilimum kumaş, poliüretan ve benzer konularda olduğunu belirtmiş, akabinde davalının çalıştığı dava dışı …… Şirketlerinin Ticaret Odasındaki Faaliyet alanlarını sıralamış ve bu faaliyet alanlarının rekabet hükmü kapsamında kaldığını rapor etmişlerdir. Ancak dinlenen tanık beyanları uyarınca davalı …’ün davacı firmada çalışırken terlik taban poliüretan sistemleri satışını yapmakta olduğu, bu firmadan ayrıldıktan sonra pluskim firmasına geçtiği, ancak pluskim firmasının terlik taban poliüretan sistemleri üretilmediği, ….. ürünleri üretildiği ve davalının da bu firmada ….. ürünlerinin yurt dışı satış sorumlusu olarak çalıştığı, dolayısıyla ürün farklılığı nedeniyle davalının rekabet yasağını ihlal etmediği takdir ve sonucuna varılarak bu bakımdan da şartları oluşmadığından davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 1.365,29-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 1.320,89-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.144,09 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,

Dair tarafların yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/09/2019

Katip …
¸E-imzalı

Hakim …
¸E-imzalı