Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/540 E. 2019/1027 K. 11.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/540 Esas
KARAR NO : 2019/1027

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2018
KARAR TARİHİ : 11/11/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 11/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan 25/05/2018 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE;Davalı aleyhine başlatılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, taraflarından başlatılan icra takibinin konusu olan miktar, borçlu tarafın alacaklı müvekkili şirkete karşı birikmiş ve halen mevcut olan cari hesap borcuna ilişkin miktar olduğunu, davalı taraf ile davacı firma arasında çeşitli elektrik ekipmanlarının alım satımına ilişkin olduğunu, faturanın düzenlenmesi ile toplam 71.426,18 TL tutarındaki borçtan davacı müvekkili şirketin 10/11/2017 tarihi itibari ile 16.553,98 TL tutarındaki cari hesap alacağının mevcut olduğunu, bu tarihten itibaren davalı tarafından cari hesap alacağına yönelik herhangi bir ödeme yapılmadığını, taraflar arasında imzalanan bu sözleşmenin hukuki alt yapısını oluşturan madde hükmü dikkate alındığında, dava konusu olayda davacı müvekkilinin dava konusu olan elektrik ekipmanlarını teslim etmesi üzerine, davalı tarafında faturadan doğan ve mevcut bulunan cari hesap alacağını ödeme yükümlülüğünün doğacağını, Ancak dava konusu olayda davalı taraf iş bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu tarihe kadar herhangi bir ödemede bulunmadığını, belirtilen tüm bu hususlar doğrultusunda taraflarınca başlatılan icra takibine yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı tarafın Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazının iptalin, takibin devamını, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle davalının %100’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.

DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesi uyarınca davacı tarafça tanzim edilen faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalının süresinde itirazı sonucu takibin durdurulması nedeni ile İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça gösterilen tüm deliller toplanmıştır (Davalı tarafça davaya cevap verilmediği gibi herhangi bir delil de bildirilmemiştir).
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, ancak davalı kendisine yapılan tebligata rağmen inceleme gününde defter ve belgelerini bilirkişi incelemesine sunmamıştır. Bilirkişi tarafından davacı tarafça sunulan defter ve belgelerin incelenmesi sonucunda düzenlenen 22/04/2019 tarihli SMMM bilirkişi raporunda, özetle; davacı defterlerinden yevmiye defterinin noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, defteri kebir ve envanter defterinin ise kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı (yevmiye defterlerinin usulüne uygun tutulduğu mahkememizce değerlendirilmiştir), 2016 yıl sonunda davacının davalıdan olan alacağının 31/12/2016 yıl sonunda davalı tarafından yapılan 12.000 TL lik ödemeden sonra 8.482,86 TL olarak devrettiği, davalının 2016 yılından devreden borcu dahil 2017 yılında 23 kalemde almış olduğu toplam 71.426,18 TL lik mal bedelinin 54.872,20 TL lik kısmını 10/11/2017 tarihine kadar ödediği, 10/11/2017 tarihi itibariyle cari hesap ekstresinde davalı borcunun 15.553,98 TL olarak sabitlendiği tespit edilmiştir.
Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmış olup, aynı defterlerde davalı tarafça yapılan bir kısım ödemeler de kayıtlıdır. Dolayısıyla taraflar arasında ticari mal alışverişi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf, yasal yükümlülüğü gereği tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın beyanını kabul edebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir. Bu konuda Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı da benzer nitelikte olup, bu kararda “Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır” denilmiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak asıl alacak yönünden davanın kabulüne, ancak davacının icra takibinde talep ettiği işlemiş faiz açısından takipten önce davalının temerrüde düşürülmemiş olması nedeni ile davacının fazlaya ilişkin bu talebinin reddine, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE
Davalının Bakırköy … İcra dairesinin …. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 16.553,98 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına,
Fazlayi ilişkin talebin reddine,
Asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.130,80.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 285,12.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 141,50.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 704,18.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ile 285,12.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 632,80.-TLyargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 613,82.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul ve red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
11/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır