Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/538 E. 2018/906 K. 01.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/538 Esas
KARAR NO : 2018/906

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2018
KARAR TARİHİ : 01/10/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 11/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ; “Müvekkilim; …. plakalı aracı, bankadan 27.000 TL tutarında kredi çekerek almış, kredi borcuna karşılık araç üzerine …A.Ş. tarafından rehin tesis edilmiştir. Müvekkil, ilk taksit ödemesi 3500 TL yi ödedikten sonra davalı … ile aracın satış işlemleri için sözleşme ve protokol akdetmiştir. Ekteki tarafların imzasını havi protokol ve sözleşme uyarınca; aracın satış bedeli 27.000 TL olarak belirlenmiş, bu tutarın 3.500 TL ‘sinin elden satıcıya(müvekkile) verilip (müvekkilin o zamana dek bankaya ödediği kredi tutarı) , kalan 23.500 TL’nin de düzenli olarak bankaya, alıcının (davalının) kredi taksitlerini ödemesine, bu şekilde taksitler ödendikten ve rehin de kalktıktan sonra aracın mülkiyetinin alıcı davalı …’e geçirilmesine karar verilmiştir. Davalı yan, müvekkilden; olur da aracın kredi taksitlerini ödeyip de borcu bitirdikten sonra, davacı satıcı devir işlemlerine yanaşmaz diye teminat amacı ile senet vermesini istemiş, Müvekkil 09.03.2010 tanzim, 09.04.2010 vade tarihli 30.000 TL tutarlı senet düzenleyerek davalıya vermiştir. Tüm taksitler ödenip borç bitene kadar, aracın mülkiyeti davacı satıcıda bulunmakla birlikte kullanımı ise davalı alıcıya bırakılmıştır. Protokolde; müvekkil tarafından hazırlanan senedin icraya konarak, ….plakalı araca haciz şerhinin işleneceği hükmü de bulunmaktadır. Ayrıca müvekkilden 13.04.2010 tarihli, söz konusu aracın satış dahil her türlü işlerine ilişkin davalının yakını …’un yetkili kılındığı vekaletname alınmıştır.Teminat senetleri, taraflar arasında akdedilen sözleşmedeki edimlerin ifa edilmesini teminat altına alma amaçlı olarak verilir. Dayanağı sözleşme olduğundan alacağın var olup olmadığı yargılamaya muhtaç bulunup diğer kambiyo senetleri gibi doğrudan icraya konup tahsil edilme durumları yoktur. Davalı yan sözleşmeye aykırı hareket ettiği gibi edimlerini yerine getirmemiş, sözleşme hükümlerini de karşılıksız maddi menfaat sağlama yönünde kötü niyetli olarak kullanmıştır. Davacı, aracın davalıya fiilen teslim tarihi olan 09.03.2010 tarihinde sonra, taksitlerin bankaya ödendiğini düşünerek bir süre peşine düşmemiş, teminat maksatlı verilen senedin kötü niyetlerle kullanılacağını aklına getirmemiştir. Davalı, aracın fiilen kullanımı sırasında çeşitli köprü geçişleri ve radar cezaları almış, bu cezalar aracın maliki olarak gözüken müvekkile kesilmiş ve müvekkil bu cezaları kendi hesabından ödemiştir. Bu hali ile davalıya bu saatten sonra ulaşamayan davacı müvekkil bankaya giderek borçların ödenmediğini, bankanın ise rehnin paraya çevrilmesi yolu ile işlem başlattığını öğrenmiştir. Araç üzerinde rehin hakkı alacağı bulunan …. A.Ş. , müvekkile Anadolu …. İcra Müdürlüğü (eski adı Ümraniye …. İcra Müdürlüğü) …. dosya numaralı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatmıştır. Alacaklı banka ….plakalı aracın yakalanmasını ve satışını talep etmekle; Ümraniye … İcra Müdürlüğü aracın satışını, Biga İcra Müdürlüğünden…. Talimat dosya numarası ile istemiştir. 21.01.2013 tarihinde yapılan açık arttırmada araç …. isimli şahsa 18.400 TL ile satılmış, gerekli harç ve giderler kesildikten sonra kalan 14.570,55 TL alacaklı bankaya ödenmiştir. Satış sonucu dosyaya yatan miktar, takip alacağını karşılamamış buna istinaden müvekkil dosyayı kapatmak için kalan tutarı da kendisi bizzat ödemiştir. Araç tutarının ödeneceğine güvenerek teminat amaçlı senet veren davacı taksit tutarlarının ödenmemesi , üstelik aracının da satılması üzerine verdiği senetin kötü niyetlerle kullanılabileceği endişesini taşıyarak savcılığa suç duyurusunda bulunmuş, savcılıkça yapılan soruşturma sonucu, işlemin hukuk davasına konu olacağı, bu sebeple kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir. 23.02.2018 tarihinde başka sebeplerle emniyetten araç sorgusu yaptıran davacı …. plakalı aracının üzerinde Bakırköy … İcra Dairesi …. esas sayılı dava konusu icra dosyasından haciz şerhi işlendiğini , hakkında başlatılan haksız icra takibinin halen devam ettiğini, üstelik haciz taleplerinin de son 3-4 ay içinde hız kazandığını, davalının kötüniyetli olarak başlatmış olduğu takibe uzun zamandır devam ettiğini öğrenmiştir. Davalı … tarafından açılan … dosya numaralı takip borcunun dayanağı olan senet , teminat senedi vasfında olup; bir sözleşmeye güvence olarak ileri sürülen sözleşme konu olan iş eksik veya hiç yapılmazsa karşı tarafın zararını tazmin etmek üzere karşılıklı menfaat ilkesine göre hazırlanmış güvence belgesidir. Yargıtaya göre teminat senetlerinin bu fonksiyonu, diğer kambiyo senetlerinden farklı olarak ”kayıtsız ve şartsız bedel ödeme borcunu ” içermediğinden teminat senetlerinde, kambiyo senetlerine özgühaciz yolu ile takip yapılması mümkün olmamakta bir alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirmektedir. Bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için ya senet üzerine neden teminat verildiği ayrıntılı olarak belirtilecek ya da ayrı bir belge ile söz konusu senedin teminat senedi olduğu belirlenecektir. ”Teminat senedinde ya da başka bir belge ile teminatın ne için verildiğinin belirlenmesi durumunda teminat senedi kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu edilemeyecek; genel haciz yolu ile takip yapılacak ya da bir alacak davasına konu edilebilecektir. ”(YHGK E.2011/12-496 K.2011/534Her ne kadar senet üzerinde teminat senedi olduğunu belirten ibare olmasa da , dilekçe ekine sunduğumuz ….plakalı aracın satışını içeren protokol bu haliyle senede teminat senedi vasfını kazandırmaktadır. Davacının, teminat senedi verme amacı, borçlarını ifa edeceğine dair karşı tarafa güvence vermesidir. Lakin, davalı yan kendi üzerine düşen borçlarını yerine getirmemiş, aracı kullanmasına rağmen sözleşmede kararlaştırılan taksitlerini ödeme borcunu ifadan kaçınmıştır. Davalının ödeyeceği belirtilen borcu müvekkil kendisi ödemiştir.Bu haliyle sözleşmeyi ihlal eden davalı , müvekkili zarara uğratmış olup asıl maksadının da müvekkili kandırarak ondan maddi anlamda yararlanmak olduğu açıktır. Haksız ve kötü niyetle sözleşmeye aykırı davranarak karşı tarafı zarara uğratan davalının, davacıdan herhangi bir alacağı bulunmamaktadır. Davalının herhangi bir borca dayanak olmayan senedi icraya koyarak müvekkilin mal varlığı üzerine de haciz talebinde bulunması açılan takibin hukuka aykırı , kötü niyetli ve mesnetsiz olduğunu göstermektedir.Bakırköy ….İcra Dairesi …. E. sayılı takip borcunun dayanağı senet teminat senedi olup, senedin dayanağı hukuki işlem…. plakalı aracın şatış protokolüdür. Müvekkil tarafından davalıya verilen bu teminat senedinin dayanağı olan sözleşmeden kaynaklı hiçbir borcunu yerine getirmeyen davalı , müvekkili zarara uğratmış sözleşmeyi de ihlal etmiştir. Hal böyle iken yargı kararları ışığında senetten kaynaklanan bir alacak olup olmadığı yargılamaya muhtaç durumdadır. Mahkemenizce de kanaati oluşacağı üzere geçerli bir borca dayanmayan teminat senedinin icraya konması hukuka ve yasalara aykırı haksız ve kötü niyetlidir. İşbu sebeple müvekkilin borcu olmadığının tespit edilmesi istemiyle mahkemenize başvurulmak gerekmiştir. ” şeklinde beyanda bulunarak davacının davalıya borcunun olmadığının tespitine, takibin iptaline,kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ; “Davacı yan, müvekkil tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas numarasıyla başlatılan İcra Takip dosyasına karşı her ne kadar menfi tespit davası açmışsa da müvekkil ile davacı arasında imzalanan protokolün 4. Maddesinde söz konusu icra dosyasının başlatılacağı ve araç üzerine haciz konulacağı konusunda davacının bilgisi ve rızası olduğu açıkça gözükmektedir. Bunun yanında davacı yan müvekkilin protokolü ihlal ettiğini belirtse de protokolü ihlal eden taraf müvekkil değil davacının bizzat kendisidir. Şöyleki; taraflar arasında yapılan protokol çerçevesinde davacıya ait ….plakalı aracın zilyetliği müvekkile devredilmiş ancak araç üzerinde rehin bulunduğu için araç davacının adına tescilli olarak kalmıştır. Yine bu nedenle taraflar arasındaki protokole göre müvekkil tarafından davacıya elden 3.500,00 TL ödenmiş ve aracın kredi taksitlerini müvekkil ödemeye başlamıştır. (Ekte bu ödeme ilişkin dekontlar sunulmuştur.) Müvekkil de bu protokol kapsamında davalıdan bir senet almış ve senedi protokolün 4.maddesinde de yer aldığı üzere icraya koyarak araç üzerine haciz şerhi işlenmiştir. Aradan geçen süreçte müvekkil aracın kredi taksitlerini ödemeye devam ederken aracın kalan taksitlerinin tamamını ödemeyi ve aracı kendi adına tescil ettirmeyi istemiştir. Ancak müvekkil araç üzerinde Çanakkale … İcra Müdürlüğünün ….Esas ve … Esas dosyaları üzerinden 2 ayrı haciz şerhi olduğunu öğrenince bu durumu davacıya şifaen bildirmiş davacı hacizleri kaldıracağını belirtmesine rağmen bir türlü söz konusu hacizler kaldırılmamıştır. Davacı tarafa yapılan sözlü bildirimlerin ardından müvekkil tarafından Eyüp … Noterliğinin 27.12.2010 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya ihtarname çekilerek; aracın kalan rehin borcunun ödenmesi konusunda hazır olduğumuzu, aracı devralmak istediğimizi ancak araç üzerindeki hacizlerin kaldırılması gerektiğini araç üzerindeki hacizlerin kaldırılmaması durumunda aracı teslim almaları ve yaptığımız ödemelerin iadesi istenilmişse de davacı tarafça araçlar üzerindeki hacizler kaldırılmadığı gibi araç teslim alınmamış ve yapmış olduğumuz ödemeler de iade edilmemiştir.Taraflar arasındaki protokolün 5.bendinde belirtildiği üzere satıcı aracın borcu yoktur yazısını ve satış için gerekli diğer evrakları alıcıya göndermek zorundadır. Müvekkil protokol ile kendisine yüklenilen sorumlulukları yerine getirmesine ve aracın tüm borcunu kapatmaya hazır olduğunu belirtip aracı devralmayı istemesine rağmen davacı taraf protokolde yer alan maddeyi ihlal ederek müvekkilin zarara uğramasına neden olmuştur. Davacı taraf araç üzerindeki diğer hacizleri kaldırmadığı için müvekkil aracı devralamamış ve araç İcra Dairesi vasıtasıyla satılmıştır. Müvekkil o döneme kadar araç için 12.725,00 TL ödeme yapmıştır. Davacı taraf aracın yakalanıp satılması üzerine müvekkil hakkında suç duyurunsa bulunmuşsa da yapılan soruşturma neticesinde müvekkil hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Ayrıca ekte sunduğumuz müvekkilin ifadesinde de görüldüğü üzere olayın mağduru dahi bizzat müvekkilin kendisi olmuştur. Ayrıca yine taraflar arasındaki protokolün 7.maddesinde belirtildiği üzere protokolde belirtilen şartlara aykırı hareket edenin 30.000,00 TL cezai şart ödemesi belirlenmiştir. Tüm anlattığımız hususlar çerçevesinde davacı tarafın protokol hükümlerine uymadığı açıktır. Yine müvekkilin kendisine çektiği ihtara rağmen müvekkilin ödemiş olduğu miktarları da iade etmemiştir. Bu kapsamda kendi bilgisi dahilinde başlatılan bir icra takibinde protokol hükümlerine aykırı hareket ederek müvekkili zarara uğratan tarafın davacı yan olması karşısında kötüniyetli olarak açılmış olan davanın reddi gerekmektedir. Zira protokolde belirtilen cezai şart da düşünüldüğünde müvekkil açısından takip edilen takip tutarı müvekkilin alacağını dahi karşılamamaktadır. Bu kapsamda açılmış olan işbu davanın reddini talep etme gereğimiz doğmuştur. ” şeklinde beyanda bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE
İş bu dava, …plakalı aracın şatış protokolü kapsamında teminat amaçlı verilen bono bedellerinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Her ne kadar davacı taraf alacağın kaynağının kıymetli evraktan kaynaklı olması nedeniyle Ticaret Mahkemeleri görevli olduğundan bahisle mahkememizde dava açmış ise de, davanın temeli taraflar arasındaki…. plakalı aracın satımına dayandığı, söz konusu bonoların teminat amaçlı verildiği, bu hususun tarafların kabulünde olduğu, bonoların metninden kaynaklı uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca somut olayda uyuşmazlık TTK’da düzenlenen kambiyo senetleri ile ilgili hükümlerden değil, taraflar arasındaki araç satım sözleşmesinde yer alan hükümler çerçevesinde tarafların birbirlerine karşı olan edimlerini yerine getirip getirmedikleri konusunda toplanmaktadır. Bu sebeple tarafların tacir sıfatının da bulunmaması sebebiyle uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemeler görevli olduğundan davanın görev yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.(T.C. Yargıtay 19. HD 2016/3083 E- 2017/535 K; Yargıtay 20. HD. 2016/4920 E- 2016/6859K ; T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. HD 2018/1984 E- 2018/1202K)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 01/10/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır