Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/532 E. 2022/44 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/532
KARAR NO : 2022/44

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2018
KARAR TARİHİ : 20/01/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalının görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmeyerek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmeyerek zarara uğramasına sebep olduğunu, dava dışı ……. Turizm ve Petrol Ürünleri A.Ş.’nin bir aile şirketi olduğunu, başlangıçta ve uzun yıllar yine bir aile şirketi olarak %10 pay ile davalı şirketin ortağı olan ……. Kristal Avize San. Tic. A.Ş. ile birlikte 4 aile bireyinin eşit oranda kalan hisselerin sahibi bulunduğu 5 ortaklı yapıya sahip olduğunu, ……. (Baba %22,5 hisse), … (oğul %22,5 hisse), ……. ve …(kız çocukları %22,5’er hisse) olarak, son yıllarda ise şirketin ortaklık paylarının halihazırda ……. (Baba %2 hisse), … (oğul %68 hisse), …… ve … (kız çocukları %15’er hisse) olduğunu, sonrasında 15.01.2018 tarihinde ise şirket ortaklarından …… %15 ortaklık payının tamamına ilişkin nama yazılı 7.050 paya karşılık 70.500,00 TL’lik sermaye hak ve hissesinin tamamını, bir diğer şirket ortağı …’e devrettiğini, ortaklık payını devralan davacı müvekkil ile ortaklık payını devreden dava dışı ……. birlikte ……. Turizm ve Petrol Ürünleri AŞ’ne Bakırköy …… Noterliğinden 15.01. 2018 tarih, ……. Yevmiye No.lu ihtarname gönderildiğini, bu pay dağılımı ile ……. (Baba %2 hisse), … (oğul %68 hisse ), ….. (kız çocuğu %0 hisse) ve … (kız çocukları %30 hisse) olduğunu ancak, ……. Turizm ve petrol Ürünleri A.Ş. yönetim kurulu adına vekilleri tarafından Bakırköy …… Noterliğinden 24.01.2018 tarih …… Yevmiye no.lu cevabi ihtarnamede hisse devir işleminin geçersiz olduğunu, bu nedenle karar ve ortak pay defterine hisse devrinin işlenmediğinin belirtildiğini, bunun üzerine Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. E. Sayılı dosyasında pay devrinin tespiti ve pay defterine kaydı talepli dava açıldığını, ……. Turizm ve petrol ürünleri A.Ş.’nin en son 24.11.2017 tarihinden 2016 yılına ait genel kurul toplantısı yapıldığını, bu genel kuruldaki müvekkil davacı tarafından yönetim kurulu üyelerinin ibralarına sermaye artırımı kararına ve diğer hukuka uygun olmayan kararlara muhalefet şerhi konularak genel kurul kararlarının iptali talebiyle Bakırköy . Asliye Ticaret Mahkemesinin …… E. sayılı dosyasında dava açıldığını, davacı müvekkilin huzurdaki davanın ikamesi hususunda tek başına dava ehliyetine sahip olduğunu, fazlaya ilişkin hisse payları yönünden talep ve dava haklarının saklı tuttuklarını, dava tarihi itibariyle petrol istasyonu kurulu taşınmazının satışının 2015 yılında yapıldığını, Sapanca’da bulunan arsa üzerinde kurulu kiraya verilen otelden kira geliri elde edildiğini, dava dışı şirkete ait taşınmazların kat karşılığı inşaat sözleşmeleri kapsamında müteahhitte verildiğini, şirketin payına düşen taşınmazların satışının devam ettiğini, başkaca şirket faaliyetinin bulunmadığını, Sapanca ilçesi 81 parselde bulunan otelin kiraya verilirlerken gerekli özenin gösterilmediğini, önceki kiracılardan yüklü miktarlarda kira alacaklarının tahsil edilemediğini, davalı tarafından şirket yönetiminde gerekli özen gösterilmediğini ve şirket çıkarları gerektiği korunmadığını, …….’nın dava dışı şirkete hissesinin neredeyse tamamına yakın önemli bir kısmını 2008 yılında …’ya devrettikten sonra İstanbul İli, Bahçelievler ilçesi, Yenibosna, …… ada …… parsel no.lu(3.830,42 m2 arsa niteliğinde) taşınmazın dava dışı şirkete 7.210.000,00 TL bedelle satıldığını, ……’nın ortaklı payı %2’ye düşmesine rağmen bu satışa ilişkin bedeli ticaret kurallarına aykırı olarak dava dışı şirketten 2014 yılında tahsil ettiğini, 2014 yılında ise yine ……’ya ait olan İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, 15 Temmuz mahallesi, ……. ada …… parsel no.lu 3.737,52 m2 lik taşınmazı şirkete sattığında tahsil etmiş gibi gösterdiğini, bu durum ticari faaliyete, ekonomik gereklere ve iş yaşamının doğal akışına uygun olmadığını, şirketin 2013 yılın Bilançosunda 2010 yılında yapılan bu alım nedeniyle …….’ya 2013 yılı sonu itibariyle 6.005.100,00 TL borç bulunduğunu, 2014 yılında ise dava dışı şirketin yine …….’ya ait bulunan İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, 15 Temmuz mahallesi, …… ada ……. parsel no.lu 3.737,52 m2 lik taşınmazı 17.000.000,00 Tl bedelle satın aldığının görüldüğünü, ……’nın 2014 yılı sonu itibariyle dava dışı şirketten iki satıştan toplam 7.210.000,00 TL + 17.000.000,00 TL = 24.210.000,00 TL alacaklı olması gerektiğini, ancak 31.12.2014 tarihli karşılaştırmalı bilançoda ……’nın 2014 yılı sonundaki alacak tutarı 616.998.996,20 TL olarak göründüğünü, bu alım satım tarihlerinde dava dışı şirket ortağı ve yönetim kurulu başkanı davalı …’nın ise şirketten 6.544.318,98 TL alacığının oluştuğunu, dava dışı şirketten aldığı huzur hakkı ödemesi dışında bu ölçüde ödemeyi yapacak geliri veya dava şirket yönetim kurulu üyeliği dışında başkaca bir işi bulunmadığı bilinen davalının dava dışı şirkete böyle yüksek bir tutarda borç veremeyeceği borç vermiş gibi gösterildiğini, davalı …’nın bu şekilde şirketi kendisine fiktif olarak borçlandırdığını, detayı verilen iki taşınmaz dava dışı şirket tarafından kat karşılığı veya hasılat paylaşımı esasıyla müteahhite verilmiş; karşılığında ofisler, dükkanlar ve konutlar edinildiğini, Baba …….’dan alınan bu taşınmazlar karşılığında dava dışı şirketin edindiği ofis ve konutların değerinin, taşınmazın arsa olarak alım bedeliyle kıyaslanamayacak ölçüde yüksek olacağı ticari faaliyetin izahtan vareste gereği olduğunu, buna karşın dava dışı şirketin talepleri üzerine gönderdiği Bakırköy ……. Noterliğinin 26.12.2017 tarih ve …… yevmiye numaralı bilgi vermeye yönelik ihtarnamesinde; “İstanbul İli, Bahçelievler İlçesi, ….. Mahallesi, ….. ada, …… parser de kayıtlı 3.830,42 metrekarelik taşınmaz ile “İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, ….. Mahallesi, …… Ada, ……. Parsel” de kayıtlı 3.737,52 metrekarelik taşınmaz için ……. Blok Tasarım Yapı ve İnşaat A.Ş. ile 28.05.2013 ve 24.12.2014 tarihlerinde sözleşmeler yapıldığını, (bu sözleşmeler şirket ortaklarından dahi gizlenebilecek ticari sır mahiyetindeki belgelerden olduğu iddiası ile tarafımıza gönderilmemiş olup Sayın Mahkemeniz kanalıyla istenilmesi talep edilmektedir.) Davalı şirkete ait Bahçelievler …… Ada ……. Parselde kayıtlı arsa üzerine müteahhit firma ile yapılan anlaşmayla inşa edilen …… Ofis projesinde %50 dava dışı şirketin, %50 müteahhitin pay sahibi olduğunu; toplam ……. ofis 13 dükkanın bulunduğunu, bunlardan 17 ofis ve 5 dükkanın dava dışı şirkete ait olduğunu, ofislerden 2 adetinin toplam 1.180.000.-TL bedelle satıldığını, müteahhit firma ile ortak 40 adet ofisin toplam 22.999.485 TL bedelle satıldığı ve bu miktarın %50’si olan 11.499.742.50 TL’nin dava dışı şirkete ait olduğunu, Bağcılar …… Ada ……. Parselde kayıtlı arsa üzerine müteahhit firma ile yapılan anlaşma ile inşa edilen Ark Rezidans projesinde %52 dava dışı şirketin, %48 müteahhitin pay sahibi olduğunu, toplam 123 konut ve 9 dükkanın bulunduğunu, bunlardan 49 konut ve 5 dükkan ile 1 ortak konutun dava dışı şirkete ait olduğunu, 4 adet konutun toplam 902.500,00-TL bedelle satıldığını, 1 adet dükkanın, 141.600,00-TL bedelle satıldığını, müteahhit firma ile ortak 26 adet konutun toplam 10.575.540,00-TL bedelle satıldığı ve bu miktarın %52’si olan 6.401.781,00-TL dava dışı şirkete ait olduğu bildirildiğini, 2010 ve 2014 yıllarındaki arsa bedelleri kayıtlara göre dahi toplamda 24.000.000 TL olan aşınmazlar üzerine yapılan ofis, dükkan ve konutların değerinin 7 ve 4 yıl sonra bugün itibariyle arsa değerinden kat be kat fazla olması gerekirken örneğin 4 adet konutun toplamda 902.500,00-TL’ye satıldığı veya 1 dükkanın 141.600.00-TL’ye satıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bu ofis, dükkan ve konutların satış bedellerinin bilirkişi incelemesiyle yapılacak değerleme ile de ortaya çıkacağı üzere gerçek değerlerini çok altında gösterilmiş olduğunu, Bakırköy …… Noterliğinin 26.12.2017 tarih ve ….. yevmiye numaralı ihtarnamesindeki bilgilerin çelişkili ve eksik olması, belgelerin ise hiç gönderilmemesi nedeniyle TTK’nun 437. maddesi uyarınca dava dışı şirketten Üsküdar …… Noterliğinin 05.01.2018 tarih ve …… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tekrar bilgi ve belge istenmiş ise de dava dışı şirket tarafından gönderilen Bakırköy …… Noterliğinin 12.01.2018 tarih ve …… yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile davacı müvekkile başkaca hiçbir bilgi ve belge verilmeyeceğinin bildirildiğini, bunların yanı sıra dava dışı şirketin 2016 yılı kurumlar vergisi beyannamesi eki gelir tablosu incelendiğinde şirketin satışlarının 15.600.000,00 TL’den 8.400.000,00 TL’ye düşerken buna karşılık yönetim giderlerinin 321.000,00 TL’den 706.000,00 TL’ye yükseldiği yönetim giderlerinin yükselmesi de davalının görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmemesinden şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmemesinden kaynaklandığını, dava dışı şirket kayıtlan gerçeği yansıtmamakta olduğunu, davalı …… şirketten alacaklı gibi gösterilerek şirket aktifinde fiktif alacak yaratılmakta olduğu, satılan ve satışları devam eden ofis, dükkan ve konutların satış değerlerinin gerçek değerlerinin çok altında gösterilerek şirket karının azaltıldığını, Sapanca’daki otele ilişkin kira bedelleri dahi tahsil edilememekte olduğunu, şirketin yönetim giderleri, şirket faaliyetleri ile ters orantılı şekilde yüzde yüzün üzerinde katlanarak arttığını, bu suretle dava dışı şirket, ortak ve yönetim kumlu başkanı davalı …’nın menfaatleri doğrultusunda yıllardır keyfi ve kötü yönetildiğini, tüm bu sebeplerle davalının şirket içerisindeki görev ve yetkilerini kötüye kullanarak davacının hissedarı olduğu ……. Turizm ve Petrol Ürünleri A.Ş. nezdinde sebep olduğu zararların TTK ve sair mevzuat hükümleri uyarınca şirket lehine tazmini için huzurdaki davanın ikamesi zorunlu olduğunu beyanla, HMK 107 maddesi uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin dava dışı şirkete ödenmek üzere yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; Haksız ve dayanaksız olan davanın reddini talep ettiğini, TTK m.560/1 uyarınca ortakların yönetim kurulu üyelerine karşı (ister dolaylı zararları ister doğrudan zararları için tazminat kendilerine verilmek üzere) açacakları sorumluluk davalarında iki yıllık zamanaşımı zararı ve sorumluları öğrendikleri tarihten başladığını, davanın 23.05.2018 tarihinde açıldığı göz önünde bulundurularak 23.05.2016 tarihinden öncesine ilişkin tüm taleplerin bu tarih ile sınırlandırılarak taleplerin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının öncelikle zararı ispat etmesi gerektiğini, müvekkillerinin “davacının olumlu oyu ile” geçmiş yıllarda ibra edildiği, ibranın, tüzel işinin yetkili organının (genel kurul), sorumlu organın üyelerine karşı karar şeklinde bir irade açıklaması olduğunu, genel kurul bu kararı ile, yönetim kurulu üyelerine karşı karar şeklindeki bir irade açıklaması olduğunu, genel kurul, bu kararı ile yönetim kurulu üyelerinin söz konusu dönemdeki işlemlerini hukuka ve ortaklık açısından işin gereğine uygun bulduğunu beyan ettiklerini, TTK m. 558/2 uyarınca genel kurulun ibra kararı gereği dava hakkını ortadan kaldırdığını, müvekkilinin ve diğer yönetim kurulu üyeleri 2008-2009-2010-2011-2012-2013-2014-2015 yıllarına ait Genel Kurul Toplantılarında davacının da olumlu oy vermesi neticesinde oybirliği ile ibra edildiğini, TTK m. 558/2 uyarınca ibraya olumlu oy veren pay sahiplerinin dava hakkı ortadan kalkmış olduğundan davacının anılan yıllara ilişkin işlemlerde dava açma hakkı bulunmadığını, şirketin 24.11.2007 tarihli 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında ise davacının olumsuz oyuna karşılık oy çokluğu ile ibra edildiğini, davacının yöneticilerini hasım ederek ikame ettiğini, Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …… E sayılı dava dosyası, Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. E. sayılı dava dosyası, Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… E sayılı dava dosyası, Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …… E sayılı dava dosyası ve Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …… E sayılı dava dosyası ile birlikte sabit olduğunun belirtildiğini, davacının haksız ve gerçek dışı isnatlarda ve ithamlarda ve suçlamalarda bulunmaktan çekinmeksizin ikame ettiği işbu davalarda, niyetinin nasıl da kötü niyetli olduğunu, varlıktan bir an önce nasıl da haksız, fahiş talepleri doğrultusunda biran önce bir pay alma çabasına girdiğini gözler önüne serdiğini, Sapanca’daki otelin kiralanma sürecinde müvekkilin ve davacının babası merhum ……’nın haiz olduğunu ve tüm işlemleri tedbirli bir yöneticiden beklenen özen çerçevesinde gerçekleştirdiğini, davacının bahsettiği arsalar, müvekkilimin ve davacının babaları merhum ……’nın sahip olduğunu ve kendi rızası ile Şirket’e satmış olduğu taşınmazlar olduğunu, delil listesinde söz konusu taşınmazların satışına ilişkin dekontların sunulduğunu, Yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açma hakkının TTK m.560/1 uyarınca 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davacının bahsettiği maddi vakıaların 2008-2014 yılları arasında gerçekleşmiş olduğunu, davacının bu talepleri zamanaşımına uğradığını, şirket yönetim kurulu üyeleri müvekkili ve merhum ……..’nın davacının da olumlu oyu ile 2008-2009-2010-2011-2012-2013-2014-2015 yıllarına ait Genel Kurul Toplantılarında oybirliği ile ibra edildiğini, TTK m. 558/2 uyarınca ibraya olumlu oy veren pay sahiplerinin dava hakkının ortadan kalkmış olduğunu, davacının anılan yıllara ilişkin işlemlerde dava açma hakkı bulunmadığı, davacının şirket’in 2016 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesi eki gelir tablosunda şirket satışlarının düştüğünü, yönetim giderlerinin yükseldiğinin belirtildiğini, davacının, dava dilekçesinde faaliyet giderleri içinde sadece genel yönetim giderlerinin yüksekliğini bahis konusu yaparak 321.970,91 TL den 706.886,90 TL’ye çıktığı yönünde beyanda bulunurken faaliyet giderleri içindeki pazarlama satış ve dağıtım giderlerinin 874.667,06TL’den 39.285,21TL’ye düştüğünü ve toplamda faaliyet gideri 2015 yılında 1.196.637,97TL iken 2016 yılında 746.172.11-TL’ye düştüğünü söylemeyerek gerçekleri sakladığını, ayrıca 2015 yılında vergi sonrası karın 902.037,37TL iken Şirket’in çok genel gider yapmış olduğu dönemde vergi sonrası karın 2.285.684,17-TL olduğundan bahsedilmediğini, TTK m. 553 hükmü uyarınca, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticiler yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal etmemelerine rağmen şirketin zarara uğramışsa sorumlu tutulmaları söz konusunun olmayacağı, yönetim kurulu üyelerinin ancak, şirkete zarar veren işlem ve eylemlerin yönetim kurulu üyelerinin kusurlarından kaynaklandığı taktirde sorumlu tutulabileceği, 6102 sayılı TTK sisteminde zarar doğurucu işlem ya da eylemin yönetim kurulu üyesinin kusurundan kaynaklandığını ispat yükünüm davacıya ait olduğunu beyanla, davanın usulden; müvekkilinin kusurlu fiil ve işlemleri bulunmaması ve zarara sebebiyet vermiş olmamaları nedeniyle haksız ve mesnetsiz olması nedeniyle esastan reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, İstanbul Bahçelievler, Bağcılar Tapu Müdürlüğü yazı cevapları, Bakırköy ….. ATM’nin …… Esas sayılı dosyasına ilişkin gerekçeli kararı, …… Bankası yazı cevabı, Bakırköy …… Sulh Hukuk Mahkemesinin ……. Esas sayılı dosyası, dava dışı ……. Turizm ve Petrol Ür. A.Ş.’nin Küçükçekmece VD.’nden celp edilen bilanço ve vergi kayıtları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, TTK 553 uyarınca şirket yöneticisinin sorumluluğunun tespiti ve tazminat talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava dışı anonim şirket yetkilisi olan davalının şirkete zarara uğratıp uğratmadıkları, bu hususta sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, zarar miktarının ne olduğu, zararın davalıdan tahsilinin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
TTK m. 553 uyarınca yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu davası açma yetkisi şirkete ve her bir pay sahibine verilmiştir. Somut olayda davacı taraf, şirketin pay sahibi konumunda olduğundan davacı sıfatı mevcuttur.
TTK yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna tabi olacak kimseleri belirlediği 553. maddesinde “kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları” ifadesini kullanmıştır. Anonim şirketlerde yönetim kurulu başkan ve üyeleri şirketin idare ve temsile yetkili organı sıfatıyla sorumluluk hükümlerine tabidirler. Dolayısıyla dava dışı şirketin yöneticisi olan davalılara husumet yöneltilmesi ve sorumluluk davası açılması mümkündür.
Huzurdaki davada davacı, davalı yönetim kurulu üyesinin şirketi uğrattığı zararın tazminini talep etmektedirler. Davacı tarafından açıkça hükmedilecek tazminatın şirkete ödenmesi talebi ile açılan bu dava hukuki niteliği itibarıyla pay sahiplerinin dolayısıyla zararına istinaden açılmış bir sorumluluk davasıdır. Esasen davacının doğrudan zarara uğradığına dair iddiaları da söz konusu olmakla birlikte (Hisse senetlerindeki aşırı değer kaybı) buna ilişkin bir talepte bulunmayıp davalıların kanuna ve esas sözleşmeye aykırı davranışlarına ve kötü yönetime dayalı olarak şirketi uğrattıkları zararın tespitini ve tazminini talep etmektedir. Şirketin doğrudan zararı her ne kadar ortaklar tarafından da talep edilebilirse de bu durumda hükmedilecek tazminatın davacı ortağa değil dava dışı şirkete ödenmesi gerekir. Somut olayda davacının talebi de uğranılan zararın şirkete ödenmesine yöneliktir.
Esas yönünden yapılan inceleme değerlendirme uyarınca; BK md. 49 ve 114/2 uyarınca davalı yöneticinin hukuki sorumluluğunun doğması için dört şartın gerçekleşmesi gerekir. Bunlar, zarar, hukuka aykırılık, kusur ve illiyet bağıdır. Yönetim kurulu üyelerinin veya limited şirketlerde müdürlerin sorumluluğu ile amaçlanan, zarar verene isnat edilebilecek ve onun hukuk düzenince onaylanmayan bir davranışından kaynaklanan zararın giderilmesidir. Sorumluluğu düzenleyen TTK’mn 553. maddesine göre yönetim kurulu üyeleri, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Bu hüküm uyarınca yönetim kurulu üyelerinin TTK’na istinaden hukuki sorumluluklarına hükmedilebilmesi için zarar, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılık, kusur ve illiyet bağı koşullannın gerçekleşmiş olması gerekir.
Bu tespitler ışığında somut olayda davalının sorumluluğunun tespiti şirket kayıt ve belgeleri üzerinde teknik incelemeyi gerektirdiğinden bilirkişiler eliyle incelemeler yaptırılarak, sunulan 29/06/2020 tarihli kök, 05/03/2021 tarihli ek ve 06/10/2021 tarihli ikinci ek raporlar (Mali müşavirin değişimi ile) denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bulunmuştur.
Bilirkişiler Ticaret ve Borçlar Hukuk bilirkişisi ……. , Mali Müşavir ……. , Mimar-Hesap Uzmanı …… ve G.menkul Değerleme Uzmanı ……. ‘ın 29/06/2020 tarihli raporunda özetle; dava dışı ……. Petrol Ür. A.Ş.’nin yönetim kurulu üyelerinin 2008-2009-2010-2011-2012-2013-2014-2015 yıllarına ait genel kurul toplantılarında davacının olumlu oy vermesi neticesinde oy birliği ile ibra edildiği, bu kapsamda davacının davalıya karşı tazminat iddialarının 2015 ve öncesine ilişkin ileri sürebilmesinin imkansız olduğu, davalının 2015 yılı ve öncesine ilişkin zararlar nedeniyle ibra edilmiş olmasından dolayı, sadece 2016 yılından davanın açıldığı tarihe kadar oluşan zararlar nedeniyle sorumluluğu söz konusu olduğundan, dava 2018 yılında açıldığından iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, yapılan işlemler sonucunda bir zararın oluşması halinde, bu zarar nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için işlemi yapan yönetim kurulu üyelerinin kusurlu olduklarının da ayrıca kanıtlanması gerektiği, bir başka deyişle, basiretli davranmakla yükümlü olan bir yöneticinin yapmaması gereken işlemlerin davalılar tarafından yapılmış olduğunun ve bunun sonucunda da bir zararın meydana geldiğinin kanıtlanmış olması gerektiği, aksi takdirde enflasyon ve kur farkı da dahil olmak üzere şirketin uğramış olduğu her türlü işletme zararının yöneticilerden tahsili imkanı doğmuş olur ki, böyle bir sonucun, yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin hükümlerin düzenlenme amacıyla bağdaşmadığı gibi ticari işletmenin kar edebileceği gibi yapmış olduğu faaliyetin taşıdığı ticari riskler nedeniyle zarar etme ihtimalinin de bulunması özelliğiyle de bağdaşmayacağı, …… ofiste yer alan 74 bağımsız bölüm nolu taşınmazın başka taşınmazlar ile birleştirilmediği, ancak ofis içerisinde kalıcı olmayan yapılar ile bölümlere ayrıldığının tespit edildiği, bu çerçevede yapılan teknik ve mali inceleme sonucunda İstanbul ili, …… ilçesi, …… mah., ….. Ada …… Parselde, 3.830,48 m2 yüzölçümlü kat mülkiyetli, betonarme ofis, işyeri ve arsası üzerindeki taşınmazların ……. Turizm’e ait ilgili bağımsız bölümlü taşınmazların;
• Sözleşme yapılan tarihindeki toplam satış değeri bedeli: 20.250.571,53 TL,
• 23.05.2018 dava tarihi itibariyle tarihindeki toplam satış değeri bedeli: 34.326.544,78 TL,
• Rapor tarihi itibariyle toplam satış değeri bedeli: 46.628.400,00 TL,
Tapu kayıtlarında İstanbul ili, İstanbul ili, …… ilçesi,…… mahallesi, ….. Ada ……. parsel no.lu 3.737,52 m2 yüzölçümlü, A Blok ve B Blok tan müteşekkil betonarme mesken, ofis, işyeri ve arsası olan üzerindeki taşınmazların;
• Sözleşme yapılan tarihindeki toplam satış değeri bedeli: 22.470.647,14 TL,
• Dava tarihi itibariyle tarihindeki toplam satış değeri bedeli: 33.809.812,37 TL,
• Rapor tarihi itibariyle toplam satış değeri bedeli: 45.926.454,98 TL,
Kira bedelleri ise yukarıda arz edilmiş olup cari ekstreler kapsamında kiraya verilen yerlerin beyanı ile değerlendirilebileceğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Vaki bilirkişi raporuna itirazlar çerçevesinde mali müşavir bilirkişi ……. yerine tayin olunan bilirkişi …….’ın bilirkişi heyetine dahil edilmek suretiyle alınan ve dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapma yetkisi de verilerek 2013 – 2014 yılı ortaklara borçlar hesaplarının muavin dökümleri, her bir işlemlere ilişkin dayanak evrakların, ……. Otele ilişkin kira gelirlerinin neler olduğu, bu kira gelirlerinin ödenip ödenmediğine ilişkin cari hesap ekstreleri, kira kontratları v.b dayanak evrakların incelenmesi istenmiş, bilirkişi heyetinin 06/10/2021 tarihli raporunda sonuç olarak; şirketin 2013-2018 yıllarında şirket faaliyetlerini sürdürebildiği, net çalışma sermayesinin yeterli olduğu, borç yapısı bakımından öz kaynaklarının yeterli olduğu, şirketin banka kredisi gibi yabancı kaynağa muhtaç olmadığı, varlıklarının yeterli olduğu, giderlerinin ve katılan maliyetlerin şirket faaliyetleri ile orantılı olduğu, kira gelirleri incelendiğinde tahsil edilmeyen alacaklar için hukuki işlemlerin başlatıldığı ve takibin devam ettiği, bu itibarla davalı …’ya atfedilecek bir kusurun olmadığı, davacının iddialarının ispata muhtaç olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… sayılı esasına kayden görülen ve dava dışı ……. Turz. Petrol Ür. A.Ş.’ nin 24/11/2017 tarihinde yapılan 2016 yılına ait genel kurulun iptali istemli davada genel kurulun 2,3,4 ve 6 nolu gündem maddelerine ilişkin olarak davacının usulüne uygun muhalefet şerhi bulunmadığından talebin dava şartı yokluğu nedeniyle, 3 nolu gündem maddesi ile şirketin kar payı dağıtımında şirketin direngen bir tavır içinde olmadığından objektif iyi niyet kuralına aykırılık bulunmadığından, 7 nolu gündem maddesine ilişkin olarak 6102 sayılı Yasanın 456/3 maddesi uyarınca 3 aylık süre içerisinde ticaret siciline tescili yaptırılmadığından geçersiz hale geldiği anlaşılmakla konusuz kalan talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Tarafların sunduğu deliller ile mahkemece celp edilen kayıtlar ve dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava dışı ……. Petrol Ür. A.Ş.’nin yönetim kurulu üyelerinin 2008-2009-2010-2011-2012-2013-2014-2015 yıllarına ait genel kurul toplantılarında davacının olumlu oy vermesi neticesinde oy birliği ile ibra edildiği, bu kapsamda davacının davalıya karşı tazminat iddialarının 2015 ve öncesine ilişkin ileri sürebilmesinin imkansız olduğu, yapılan işlemler sonucunda bir zararın oluşması halinde, bu zarar nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için işlemi yapan yönetim kurulu üyelerinin kusurlu olduklarının da ayrıca kanıtlanması gerektiği, bir başka deyişle, basiretli davranmakla yükümlü olan bir yöneticinin yapmaması gereken işlemlerin davalılar tarafından yapılmış olduğunun ve bunun sonucunda da bir zararın meydana geldiğinin kanıtlanmış olması gerektiği, aksi takdirde enflasyon ve kur farkı da dahil olmak üzere şirketin uğramış olduğu her türlü işletme zararının yöneticilerden tahsili imkanı doğmuş olur ki, böyle bir sonucun, yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin hükümlerin düzenlenme amacıyla bağdaşmadığı gibi ticari işletmenin kar edebileceği gibi yapmış olduğu faaliyetin taşıdığı ticari riskler nedeniyle zarar etme ihtimalinin de bulunması özelliğiyle de bağdaşmayacağı, şirketin 2013-2018 yıllarında şirket faaliyetlerini sürdürebildiği, net çalışma sermayesinin yeterli olduğu, borç yapısı bakımından öz kaynaklarının yeterli olduğu, şirketin banka kredisi gibi yabancı kaynağa muhtaç olmadığı, varlıklarının yeterli olduğu, giderlerinin ve katılan maliyetlerin şirket faaliyetleri ile orantılı olduğu, kira gelirleri incelendiğinde tahsil edilmeyen alacaklar için hukuki işlemlerin başlatıldığı ve takibin devam ettiği, bu itibarla davalı …’ya atfedilecek bir kusurun olmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 170,78-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 90,08-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ile 13,00 TL tebligat posta gideri toplamı 1.013,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, (AAÜT m.13/4)
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/01/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Yazı İşleri Müdürü …
e-imza