Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/500 E. 2022/79 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/500 Esas
KARAR NO : 2022/79

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/05/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 10.02.2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı …’nin sevk ve idaresindeki ……. plaka sayılı araç ile D100 karayolunda …… AVM önünde araç takip mesafesini gözetmeksizin …’a arkadan çarpması sonucu maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazasi meydana geldiğini, kazanın oluşumunda sürücü ……. sayılı K.T.K nin 56/JC. aracını önde seyreden araçları güvenli ve yeterli mesafeden izlememek (yakın takip) kuralına uymayarak belirtilen ilgili kanun maddesini ihlalden asli ve tam kusurlu olduğu tespit edildiğini, müvekkili ölüm tehlikesi geçirecek şekilde ağır yaralandığını ve ……. hastaneye kaldırıldığını oradan da …… . hastanesine sevk edildiğini, …… hastanesinde kazadan dört gün sonra vefat ettiğini, kazaya karışan ve tam kusurlu olan ……. plaka sayılı araç mali mesuliyet …… poliçe numarasi ile ……. Sigorta A.ş.’ye sigortalı olduğunu, kaza tespit tutanağı ile sabit olduğu üzere müdürlüğünüze sigorta ettirilen aracın tamamen kusurlu olduğu tespit edildiğini, kaza sonrası sigortaya 15.11.2017 tarihinde müracaat edilmiş akabinde sigoratanın talebi üzerine soruşturma dosyasının da tamamı aslı gibidir yapılarak aynı adrese PTT ile gönderilmesine rağmen sigorta şirketi cevap vermediklerini, 03.05.1973 doğumlu, 44 yasinda marangoz ustası (tanık ile ispat edilebilir) olanı müvekkil vefat ettiğinden dolayı ve bakmakla yükümlü olduğu eşi ve çocuklarına desteği de tamamen ortadan kaldığını ve müvekkilerim destekten yoksun kaldıklarını, müvekkilleri madden ve manen mağdur ve perişan halde olduklarını, davacı müvekkil asli olarak Suriye vatandaşı olduğunu maddi olarak dava harcını ve masraflarını karşılayacak durumda olmadıklarını, ailede başkaca kimse çalışmadığından yargılama harç ve masraflarından muaf olmasi için adli müzaheret talebimiz olduklarını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davaya ilişkin delil örnekleri, tebliğ edilmediğini sadece dava dilekçesindeki davacı ifadeleriyle poliçenin geçerliliği ve teminat kapsamı, rücu imkanımız vs. yönünden davaya cevap verme imkanlarının olmadığını, İşbu sebeple delillerin tebliğine kadar davaya cevap verme hakkımız saklı kalmak kaydı ile söz konusu dava dilekçesi kapsamında davaya itiraz etme zarureti doğduğunu, Karayolları Trafik Kanunu Madde 99 Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorunda olduklarını, zorunlu Sigortalar (Güvence Hesabı Kapsamındaki Sigortalar) çerçevesinde aktüeryal hesaplamayı gerekiren tazminat ödemelerinde uygulamaya ilişkin Genelge 2010/4 gereğince; “ 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile aktüer sigortacılık tekniği ile buna ilişkin yatırım, finansman ve demografi konularında olasılık ve istatistik teorilerini uygulayarak, yasal düzenlemelere uygun prim, karşılık ve kâr paylarını hesaplayan, tarife ve teknik esasları hazırlayan kişi olarak tanımlanmış olup yine aynı kanunun 21 inci maddesiyle hayat ve hayat dışı ayrımı yapılmaksızın tüm sigorta şirketleri ile reasürans şirketlerinin, yeterli sayıda aktüerle çalışmaları zorunlu tutulduğunu, Söz konusu sigortalar çerçevesinde aktüeryal hesaplamayı gerektiren tazminat ödemelerinde hesaplamanın Müsteşarlık nezdinde tutulan Aktüerler Siciline kayıtlı aktüerler ile Müsteşarlık nezdinde tutulan listeye kayıtlı yardımcı aktüerler tarafından yapılması gerektiğini, başvuruyu kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere, davacının ceza dosyasında şikayetçi olup olmadığı hususunun tespiti gerektiğini, davacıların şikayetçi olmaması durumunda dava açma hakkı ortadan kalkacağından davanın reddi gerekeceğini, işbu sebeple Ceza Mahkemesi dosyasının işbu dava dosyasına getirilmesini talep ettiklerini, davayı kabul manasında olmamak üzere mütevefanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması aksi taktirde asgari ücret olarak alınması gerektiğini, davacılar tarafından, sigortalımızın kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğu usulen ispat edilmesi gerektiği, davacının talebinin fahiş olduğunu, kusur ve davacının zararı konularında bilirkişi tetkikatı yapılması gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, haksız eylem sonucu yaralanma ve ölüm sebebiyle maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zarar belirlenerek ona hükmedilmesi gerektiğini, gerçek zararın belirlenebilmesi için, olay sebebiyle elde edilen kazanımlar tazminat tutarından indirmesi gerektiğini, beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … tarafından cevap dilekçesinden özetle; Olay günü sevk ve idaremde bulunan ……. Plakalı araçla Tekirdağ istikametinden İstanbul İstikametine doğru sağ şeritten giderken Emniyet şeridinde seyir eden elektrikli bir motosiklet aniden yola çıktı ve firen yapamadan benim aracıma çarptı. Bu sırada yere yuvarlandı bende gereken ihtimamı göstererek polise haber verdim. Ve Hastaneye Ambulansla yetiştirdim. Bu olayda hiç bir şekilde kusurum mevcut değildir. Yaralı ……. isimli şahıs Suriye uyruklu olup birkaç gün sonra vefat etmiştir. Bunun üzerine ailesine gidip helallik istedim. Kendilerine imkanım olmadığı halde maddeten ve manen yardımcı olacağımı bildirdiğim halde hiçbir şekilde yanaşmadılar. İddia edildiği gibi söz konusu miktarı tarafımdan karşılanması hiçbir şekilde mümkün değildir. Üstelik hiçbir şekilde kusurum yoktur. Bundan dolayı davanın reddine karar verilmesini saygılarımla arz etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, meydana gelen trafik kazası sebebiyle …’ın vefatı dolayısıyla tarafların kusur durumunun ne olduğunun belirlenmesi ve bu kapsamda maddi ve manevi tazminat istemnin yerinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Davacıların dava dilekçesi ile destekten yoksun kalma maddi zararı talep ettiği,
Destekten yoksun kalma tazminatının, Borçlar Kanunu’nun 45/II.maddesinde düzenlenmiş olup “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlandığı, yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusunun, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarar olduğu, buradaki amacın, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunması olduğu, olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesi olduğu, yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimsenin BK.’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebileceği,
Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerektiği, Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi;BK.nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tuttuğu, ve ne hısımlığa ne de nafaka hakkındaki hükümlere dayandığı, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimsenin destek sayıldığı, o halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılmasının yeterli görüldüğü, gerçek zarar miktarının hak sahiplerinin ve desteğin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu, gerçek zarar hesabının ise özü itibariyle, varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılmasının esas olduğu, hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, …… Bilimleri Bölümü, ….. Danışmanlık, ……. Üniversitesi ve ….. Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Yargıtay …… Hukuk Dairesi tarafından tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiş ve mahkememizce de bu yöndeki içtihatlar benimsenmiştir.

Eldeki dosyada tüm belgelerin celp edildiği, Silivri …… Asliye Ceza Mahkemesi …… esas sayılı dosyasında alınan kusur raporunda davalı …’nin tam kusurlu , vefat edenin kusursuz olduğunun belirtildiği, mahkememiz dosyasında kusur raporu bilirkişi ……. ‘den alındığı, raporda davalı …’nin tam kusurlu, vefat edenin kusursuz olduğunun belirtildiği, ceza mahkemesi dosyasında davalı taraf tam kusurlu kabul edilerek karar verildiği, Ceza Mahkemesindeki olayın yani maddi vakıanın nasıl gerçekleştiği hususundaki tespitin mahkememizi bağlayacı nitelikte olduğu, bununla birlikte her iki mahkemede alınan raporların birbiriyle uyumlu olduğu, Mahkememizce Aktüerya bilirkişi …… ‘dan aktüerya raporu alındığı, bu raporun TRH 2010 ve 1,8 teknik faiz uygulanarak davalı tam kusurlu kabul edilerek maddi tazminat hesabının yapıldığı, davacı tarafın bu rapordaki hesaplamalara itiraz etmediği ve bu hesaplamalara göre 11.11.2020 tarihinde ıslah dilekçesi ibraz ettiği, yargılama sırasında Anayasa Mahkemesi iptal kararları uyarınca aktüerya bilirkişiden ek raporlar alındığı, aktüerya bilirkişisinden alınan son raporun güncel Yargıtay ……. HD’nin ilamlarına uygun olmakla birlikte davacı tarafın süresi içerisinde ilk rapora itirazının olmadığı, ıslah dilekçesi sunduğu usulü kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak maddi tazminat taleplerinin ilk rapora göre değerlendirilerek hüküm kurulduğu,
Manevi tazminat talebine ilişkin yapılan değerlendirmede; manevi zararın, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilme olduğu, duyulan acının, çekilen ızdırabın manevi zararın onun görüntüsü olarak ortaya çıkabileceği, manevi tazminatın, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşıdığı, manevi tazminatın, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesinin gerektiği, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerektiği, 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların açıkça gösterildiği, bunların her olaya göre değişebileceğinden hakimin, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiği,

Somut olayda, davacı çocuklar ve eşin desteği kaybetmiş olmaları nedeniyle duydukları üzüntü ve kederin yoğunluğu, kaza dolayısıyla davalı sürücünün kusurunun yoğunluğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ve olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alınarak; davacı tarafın manevi tazminat talebinin kabulü ile, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-)Maddi tazminat istemine ilişkin ;
-Davacı …’in maddi tazminat talebinin kabulü ile 236.879,08 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …….’den kaza tarihi olan 07.10.2017 tarihinden itibaren, davalı ……. Sigorta A.Ş. yönünden (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) temerrüt tarihi olan 4.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı ……’n maddi tazminat talebinin kabulü ile 8.842,39 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …….’den kaza tarihi olan 07.10.2017 tarihinden itibaren, davalı …… Sigorta A.Ş. yönünden (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) temerrüt tarihi olan 4.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı … …….’ın maddi tazminat talebinin kabulü ile 13.351,24 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …….’den kaza tarihi olan 07.10.2017 tarihinden itibaren, davalı …… Sigorta A.Ş. yönünden (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) temerrüt tarihi olan 4.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı …….’ın maddi tazminat talebinin kabulü ile 29.008,94 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …….’den kaza tarihi olan 07.10.2017 tarihinden itibaren, davalı ……. Sigorta A.Ş. yönünden (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) temerrüt tarihi olan 4.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı …….’ın maddi tazminat talebinin kabulü ile 42.391,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …….’den kaza tarihi olan 07.10.2017 tarihinden itibaren, davalı …… Sigorta A.Ş. yönünden (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) temerrüt tarihi olan 4.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 22.574,64.-TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı …… Sigorta A.Ş. yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 174,70.-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı …… Sigorta A.Ş. yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davacı tarafa verilmesine,
4-Dosyanın adli yardımlı olduğu da dikkate alınarak suç üstü ödeneğinden karşılanan toplam 2.235,60TL yargılama giderinin maddi tazminat istemine ilişkin hesaplanan 1.537,64TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı ……. Sigorta A.Ş. yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) hazineye irat kaydına,
5-Davalılar tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 31.583,14.-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı …… Sigorta A.Ş. yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
B-)Manevi tazminat istemine ilişkin;
-Davacı … için 60.000TL,
-Davacı …… için 22.500 TL,
-Davacı … ……. için 22.500 TL,
-Davacı …. için 22.500 TL,
-Davacı ……. için 22.500TL,
manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’den tahsili ile davacılara verilmesine,
8-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.246,5‬0.-TL karar harcının davalı …’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Dosyanın adli yardımlı olduğu da dikkate alınarak suç üstü ödeneğinden karşılanan toplam 2.235,60TL yargılama giderinin manevi tazminat istemine ilişkin hesaplanan 697,96TL’nin davalı …’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 18.200,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
12-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı taraf vekilinin (eduruşma ile katıldı) ve davalı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır