Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/460 E. 2019/381 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/460 Esas
KARAR NO : 2019/381

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2018
KARAR TARİHİ : 11/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE;Davalı taraf aleyhine cari hesap alacağı nedeniyle İstanbul ……. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin davalıya 27/10/2016 tarihinde tebliğ olduğunu, davalının yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının borcunun likit olduğunu bildirerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalıya %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; taraflar arasında yapılmış bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, davaya dayanak yapılan İstanbul …… İcra Müdürlüğü’ nün ……. Esas sayılı icra takibinde takibin sebebinin 31.12.2015 tanzim ve 31.05.2016 vade tarihli cari hesap alacağı olarak belirtildiğini, davacının cari hesap alacağına dayandığını, ne takip dosyasına ne de dava dosyasına herhangi bir fatura sunmadığını, davacının alacağı olduğunu iddia ettiği döneme ilişkin müvekkil şirkete herhangi bir mal tesliminin olmadığını, davacının alacağı olduğunu iddia ettiği döneme ilişkin olarak müvekkil şirkete herhangi bir mal tesliminin olmadığını, davacının envanter ve depo kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, bu hususta Beyoğlu …… Noterliği’ nin 27.08.2015 tarih ….. yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiğini, malların teslimini, teslim halinde ödemelerin anlaşılacak vadelerde yapılacağını, aksi durumda iade faturasının kesileceğini davacıya ihtar ettiğini, davacı tarafından mal teslimi yapılmadığından müvekkil şirketin de iade faturası kestiğini, davacının müvekkil şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığından usul ve yasaya aykırı davanın reddi gerektiğini, davacının haksız davasının reddine, davacının % 20 den aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul …….İcra Dairesinin …… İcra dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK madde 67 )
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. İstanbul ……İcra Dairesi’nin ……. İcra dosyasının tetkikinde alacaklı … tarafından borçlu ……. ve Tic.Ltd.Şti.’ne yönelik 2.057.010,00-TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Eldeki davada esasa ilişkin yapılan incelemede; uyuşmazlık faturaya konu akdi ilişkinin varlığı ve akdi ilişkinin konusu takip talebine ekli faturalara konu malların davalı tarafa teslim edilip edilmediği noktasındadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 21. Maddesinde fatura tanımlanmıştır. Anılan Yasanın 21. maddesinde “Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedelini ödemiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa MÜNDERECATINI KABUL ETMİŞ SAYILIR.” hükmü yer almaktadır. Bu yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gereklidir. Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil, taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Başka bir deyişle fatura, akdin şartlarını belirleyen değil, belirlenmiş olan şartların bir kısmını gösteren belgedir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir. Bu nedenle faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağın konusunu oluşturan faturaların ve faturaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini ileri sürmüş, davalı ise faturanın ve sevk irsaliyesinin tebliğ alındığını kabul etmiş ancak faturaya konu malların teslim edilmediğini, bu nedenle faturalardan dolayı herhangi bir borcunun olmadığını beyanla davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda mali müşavir bilirkişi marifeti ile tarafların deftereleri üzerinde inceleme yaptırılmış, davalı tarafın defterlerini sunmaktan kaçınması nedeniyle davacı tarafın defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmıştır. Buna göre; davacının ticari defterlerine göre takip tarihi (31.05.2016) itibariyle davacının davalıdan 2.057.010,28 TL alacaklı olduğu, bu alacağın dava ve takibe konu toplam 13 adet faturadan kaynaklı olduğu, davalı tarafa bu faturaların ve sevk irsaliyelerinin tebliğ edildiğinin kendi beyanı ile ikrar edildiği, 22.12.2014 tarihindeki ilk faturadan başlamak üzere 31.03.2015 tarihine kadar farklı tarihlerde düzenlenmiş 2.042.725,06 TL tutarındaki toplam 13 faturanın içeriğinin teslim alınmadığının (ilk fatura tarihinden) yaklaşık 8 ay sonra itiraz konusu yapılmasının ticari hayatın olağan akışına da uygun olmadığı, neticeten, lehine delil niteliğindeki davacı ticari defterlerinde davacının davalıdan 2.057.010,28 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından teslim alındığı ve ticari defterlerine kaydedildiği anlaşılan faturalara TTK 21/2 md hükmü çerçevesince 8 gün içerisinde itiraz edilmeyerek içeriğinin teslim edildiğinin kabul ediliği, bunun aksinin davalı tarafça ispat edilemediği anlaşılmakla davacı alacağının ispat edilmiş olduğunun kabulü ile takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 2.057.010,28 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında davacı tarafın davasının kabulü ile icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin aynen devamına ve haksız itiraz nedeni ile İİK nun 67/2 maddesi gereğince alacağın likit olması itirazın haksız olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Alacağın likit olması ve itirazın haksız olması nedeniyle asıl alacağın %20’sine denk gelen 411.402,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 140.514,00-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 24.843,54-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 10.285,05-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 105.385,00-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL başvurma harcı ve 24.843,54-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 700,00.-TL bilirkişi ücreti ve 85,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 785,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 81.055,15 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının ilgili tarafa iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/04/2019

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı