Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/435 E. 2019/375 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/435 Esas
KARAR NO : 2019/375

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/10/2017
KARAR TARİHİ : 10/04/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 24/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 05/10/2017 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; davalı …’ in sürücüsü olduğu olay tarihi olan 02/09/2013 günü saat 16:00 sıralarında …. plaka sayılı Toyota marka otomobille Doğan Araslı Bulvarı üzerinde Esenkent istikametinden Avcılar istikametine doğru seyir halinde iken …. Kliniği karşısında karşıya geçmek için yola giren müvekkillerinin kızı olan iki aylık ….’ un ölümüne sebep olduğunu, Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi’ nin …. Esas ve …. Karar sayılı dosyası ile yapılan yargılamada davalının 2 yıl hapis cezası ile cazalandırılmasına dair karar verildiğini, bu kararın 25/04/2017 tarihinde kesinleştiğini, kaza yapan ve aracın sahibi olan sürücü davalı …’ in …. plaka sayılı otomobilin 02/09/2013 kaza tarihi itibarıyle 02/07/2013/2014 arası geçerli … poliçe nolu Trafik Sigortası … tarafından yapıldığından adı geçen şirket adına da iş bu davayı açtığını beyanla alacaklarının teminat altına alınması bakımından davalı …’ e ait ve trafik kazasına karışan …. plaka sayılı aracın aynına ve kaydına 3. şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi bakımından HMK 389. ve devamı maddeleri uyarınca tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. davaya cevap dilekçesi vermişse de davalı …Ş. Yönünden işbu davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kayıt edildiği görüldü.

Davalı … vekiline dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….Esas , … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize gelmiş, yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapılmış ve mahkememizce yargılamaya devam olundu.
Dosyada ön inceleme aşaması tamamlanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, deliller kapsamında Sigorta Tahkim Komisyonundan, Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğünden, …’nden, Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğünden bir kısım evrak ve belgeler dosyamız arasına celp edilerek incelenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava trafik kazasından kaynaklı olarak meydana ölüm dolayısıyla uğranılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, davacıların maddi tazminat istemine yönelik olarak açmış oldukları davanın aynı zamanda sigorta tahkim komisyonunda da görülüyor olması nedeniyle, davanın maddi tazminata ilişkin kısmı bu dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir.
Bu halde eldeki dava, trafik kazasından kaynaklı olarak meydana ölüm dolayısıyla uğranılan manevi tazminat talebine ilişkindir.
Olayın meydana gelişi
02.09.2013 günü saat 16:00 sıralarında Sanık Sürücü … sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı otomobili ile Doğan Araslı Bulvarını takiben Esenkent istikametinden Avcılar yönüne seyri sırasında olay mahalli …. Kliniği No: … karşısına geldiğinde, yolun sağından kaplamaya girerek karşıdan karşıya soluna doğru hareketli trafikte geçmek isteyen yaya … ve kucağında bulunan 2013 doğumlu torunu … ‘a aracının sağ ön çamurluk, sağ ön ayna ve sağ ön kapı kısmıyla çarpması sonucu yayanın yaralanması ile kucağındaki yaşı küçük çocuğun yere düşmesi neticesi ölümü ve maddi hasarla neticelen dava konusu olay meydana gelmiştir.
Kusura ilişkin değerlendirme
Gerek Büyükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesinin ….esas sayılı dosyasında kusura ilişkin olarak aldırılan raporda ve gerekse Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesine olayla ilgili olarak sunulan kusura ilişkin 21/06/2016 tarihli adli tıp kurumu raporunda; sürücü …’in yönetimindeki vasıtasıyla seyri sırasında, görüş alanını kontrol etmediği, yola gereken dikkat ve özeni göstermeyerek, hızını müteyakkız ve kontrol edebilecek seviyede tutmadığı, yayaları fark edememesinden mütevellit yoldaki mevcudiyetini belirtir tarzda ikazda bulunup, etkin fren tedbirine başvuramayarak, mevcut hızıyla müşteki sanık yaya ve kucağındaki müteveffa çocuğa yolu bitirmek üzere iken çarpıp, ilerde konumunu almasıyla olayda tali derecede kusurlu olduğu, yaya ….’ın mahal şartları ve yolu yeterince kontrol etmeden, gündüz vakti, görüş alanı açık yoldaki hareketli trafiğe rağmen, bu yolda gelen ve yaklaşan vasıtaların hız ile mesafesini dikkate almadan, kendi ve bakmakta olduğu kucağındaki çocuğunun can güvenliğini tehlikeye atarak geçiş için kontrolsüzce kaplamaya girip, sürücünün geçiş hakkını engelleyerek kendisinin ve torununun can güvenliğini tehlikeye atıp, kazaya sebebiyet verdiği, olayda asli ve ağırlıklı derecede kusurlu olduğunun belirtildiği ancak kusuru ilişkin olarak her hangi bir oran verilmediği, ancak sigorta tahkim komisyonuna sunulan 16/10/2017 tarihli raporda benzer değerlendirilmelerde bulunularak meydana gelen olayda yaya ….’ın olayda %75 oranında kusurlu olduğu, sürücü … ‘in %25 oranında kusurlu olduğu, mütevaffanın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı değerlendirilmiştir, yukarıda bahsi geçen her 3 bilirkişi arasında değerlendirilmeler yönünden herhangi bir çelişki bulunmadığı anlaşılmakla mevcut olayda sigorta tahkim komisyonuna sunulan 16/10/2017 tarihli raporda belirtildiği gibi meydana gelen olayda yaya….’ın olayda %75 oranında kusurlu olduğu, sürücü … ‘in %25 oranında kusurlu olduğu, mütevaffanın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı kabul edilmiştir.
Manevi tazminat
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar, somut olay, dosyaya yansıyan delil durumu, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekenomik durumu ile olayın meydana gelişi birlikte dikkate alındığında, davacı anne ve davacı baba için ayrı ayrı olmak üzere 15.000,00’er TL manevi tazminatın davalı …’den tahsili ile davacılara verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE,
Davacı anne … için 15.000,00 TL, davacı baba … için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’den tahsili ile davacılara verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.049,30.-TL karar harcından vezneye yatırılan 204,93.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.844,37.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40.-TL başvurma harcı ile 204,93.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 196,25.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 117,75.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.600,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümleri uyarınca elektronik imza ile imzalanmıştır.*