Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/422 E. 2021/411 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/422 Esas
KARAR NO : 2021/411

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 05/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 20/04/2018 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; davalı şirketin ……. (tekstil ürünleri) markalı ürünlerin üreticisi veya ithalatçısı olduğunu, davalı şirket ile davacı firma arasında imzalanan bayilik sözleşmeleri çerçevesinde davacı firmanın 2007 yılından itibaren ……. Sitesinde ve ayrıca 2010 yılından itibaren ise ……. Mobilyacılar sitesinde davalı firmaya ait markaların bayiliğini yürüttüğünü, davalı şirket davacı şirket ile imzalamış olduğu sözleşme yürürlükte halde ve 11/03/2010 tarihli sözleşmenin diğer şartlar bölümünün birinci maddeki “…….’da ……. Mobilya ve ……. Dekorasyon San. Ve Dış Tic. Lt. Şti olarak iki firma bayilik verilmeyecektir” hükmü mevcut olduğu halde davalı firma bu hükme açıkça aykırı surette ……. Mobilyacılar sitesi …… Cad. No…… Ümraniye/İstanbul adresli …….. Mobilya isimli firmaya bayilik verdiğini işbu firmanın davalı firmaya ait markaların tabelalarını asarak faaliyete başladığı tespit edildiğini, davalı firmanın Beyoğlu …… Noterliğinin 16/11/2017 tarih ve ….. yevmiye sayılı ihtarname gönderildiği, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL kar kaybı ve 10.000 TL portföy tazminatı ile ayrıca 200.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili masraf ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı ile süregelen ticari ilişkinin umulan faydayı vermemesi yanında marka değerinde zarar verici uygulamaları sebebiyle ticari ilişkinin sonlandırılacağı bilgisi karşı tarafa öncelikle tefhim edildiğini, taraflar arasında anlaşma sağlanmasına ve bildirime rağmen haksız faaliyetine devam eden firmaya Beyoğlu …… Noterliği 16.11.2017 tarih ve….. yevmiye nolu “fesih bildirimi ve marka ihlalı ihtarı” gönderildiğini, söz konusu ihtarname muhataba 18.11.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarnamenin tebliği üzerine davalı tarafça İstanbul ……. Noterliği 24.11.2017 tarih ve …… ile yanıt verildiğini, bu kez de haksız iddia ve talepler içeren ihtarnameye Beyoğlu …… Noterliği …… yevmiye no ve 08.12.2017 tarihli ihtarname ile yanıt verildiğini, bu ihtarda da tabelanın mağazalardan indirilmesi ve ellerinde bulunan ürünlerin iadesinin talep edildiğini, tebliğe rağmen tabela indirilmemiş, davacının markası altında satış ve satışa arzın devam ettiği bilgisi de edinildiği, davalı aleyhine açılan hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden kaynaklı kar kaybı, portföy tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Emsal İstanbul BAM 12 HD
DOSYA NO : 2018/1618
KARAR NO : 2020/554 kararı ile,
“TTK’nun 122/5 m. uyarınca TTK 122.m. hükmü, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanacaktır. TTK 122.m. uyarınca tazminat talep edebilmek için, öncelikle karşı tarafla tek satıcılık vb. bir ilişki içinde olunduğunun ispatı gerekir. Tek satıcılık sözleşmesi; üretici ile tek satıcı arasındaki ilişkileri düzenleyen, üreticinin mallarını belirli bir bölgede tekel şeklinde satmak üzere tek satıcıya göndermeyi üstlendiği, tek satıcının da kendisine gönderilen malların sürümünü artırmak için kendi adına ve hesabına faaliyette bulunduğu, taraflar arasında sürekli borç ilişkisi doğuran isimsiz bir sözleşmedir (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 28.09.2016 tarihli 2016/5707 E., 2016/12723 K. sayılı emsal kararı).
TTK 122/4 m. uyarınca denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekmekte olup, taraflar arasındaki ilişkinin 17.02.2012 tarihinde sona erdiği tarafların kabulünde olduğundan istem hakkının hak düşürücü sürede ileri sürüldüğü kabul edilmiştir.
Portföy tazminatı istenebilmesi için; Tek satıcılık sözleşmesinin, üreticinin haklı bir nedenle sözleşmeyi feshi halinden başka bir nedenle sona erdirilmesi gerekir. Tek satıcının sözleşmenin ifası sırasında sözleşmeye konu ürünün markanın yayılmasına katkıda bulunarak müşteri çevresini oluşturması veya önemli ölçüde geliştirmesi gerekir. Sözleşmenin sona ermesinden sonra, tek satıcı tarafından oluşturulan veya önemli ölçüde geliştirilen müşteri çevresinden üreticinin yararlanmaya devam etmesi gerekir. Tek satıcının sözleşme sonrasında kendisinin oluşturduğu veya önemli ölçüde geliştirdiği müşteri çevresinden artık yararlanamaması gerekir.
…. davalı üretici tarafından; belirsiz süreli sözleşme ihbar öneli verilmeden tek taraflı olarak davalı tarafından sonlandırılmış olup, davacının kar mahrumiyeti talep edebileceği, bu tür sözleşmelerde özel bir ihbar süresi düzenlenmemiş ise de TTK 121/3 maddesi uyarınca Yargıtay kararları doğrultusunda bu tür sözleşmelerde ihbar süresinin makul bir süre olması gerektiği, dolayısıyla belirsiz süreli acentelik sözleşmesinin feshi için TTK. 121(1) maddesinde düzenlenen 3 aylık ihbar süresinin kıyasen uygulanabilecek olup, olayı çevreleyen koşullar, sözleşmenin niteliği ve ekonomik büyüklüğü dikkate alınarak bu süre daha uzun olarak belirlenebilceğinden mahkemece makul ihbar önelinin 4 ay olarak kabul edilmesi ve bu süre üzerinden kar mahrumiyetine talep edilebileceğine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.”
Dosyanın yapılan incelemesi ve değerlendirmesi sonucunda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı ve davalı arasındaki 2 ayrı bölgede bulunan ……. ve …….. ‘daki bayilik ilişkisi kapsamında bayilik ilişkisinin haksız olarak sonlandırılıp sonlandırılmadığı, bu sonlandırmadan dolayı davacı tarafın kâr kaybı, portföy tazminatı ve manevi zararının bulunup bulunmadığının belirlenmesine yönelik olduğu,
Taraflar arasında 02/05/2007 tarihli ve 11/03/2010 tarihli sözleşmeler olduğu, 02/05/2007 tarihli sözleşmenin 1 yıl süreli olarak düzenlendiği, sözleşmenin iptal edilmediği takdirde kendiliğinden uzamış sayılacağının belirtildiği, sözleşmenin 3. Maddesinde satma koşullarının düzenlendiği, sözleşmenin 9. Maddesinde sözleşmenin sona ermesinin düzenlendiği, sözleşmenin 12 . Maddesinin a bendinde her bayiye uygun bir tabela takılacağının belirtildiği, c bendinde, bayilik sözleşmesinin herhangi bir şekilde sona erdiğinde, söz konusu tabelanın üretici firmaya sağlam şekilde iade edileceğinin belirtildiği,
11/03/2010 tarihli sözleşmenin 3. Maddesinde satma koşullarının düzenlendiği, sözleşmenin 1 yıl süreli olarak düzenlendiği, sözleşmenin iptal edilmediği takdirde kendiliğinden uzamış sayılacağının belirtildiği, sözleşmenin 9. Maddesinde sözleşmenin sona ermesinin düzenlendiği, sözleşmenin 12. Maddesinde tabela takma şartlarının düzenlendiği, sözleşmenin diğer şartlar kısmında …….. ‘da ……. mobilya ve …… tasarım olarak 2 firmanın bayilik yapacağının, ……. mobilya bırakırsa 2. Firmaya bayilik verilmeyeceğinin belirtildiği,
Davacı tarafça 16/10/2017 tarihli tutanak düzenlendiği, bu tutanakta ……. yatak nakliye aracı ile peş peşe gelen bir araçtan inen iki kişinin bildirim yapmadan ve izin almadan ……. Yatak tabelasının sökmeye çalışıldığının belirtildiği, davalı tarafın Beyoğlu …… Noterliği 16.11.2017 tarihli ihtarname ile 11.03.2010 başlangıç tarihli bayilik sözleşmesini sözleşmenin 3. ve 4. Maddelerin ihlali ile performans düşüklüğü sebebiyle sözleşmeyi fesih ettiği, feshin davacı tarafa 18.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça davalı tarafa İstanbul ,,,,,, Noterliği ……. nolu yevmiyesi 24.11.2017 tarihli ihtarname ile cevap verildiği, ihtarnamede taraflar arasında 02.05.2007 tarihinde ……. Mobilyacılar sitesinde, 11.03.2010 tarihinde ise ……. Mobilyacılar sitesi mağazalarında ürünlerin teşhiri ve satışı hususunda bayilik sözleşmesinin imzalandığını, davalının ihtarname içeriğini kabul etmediklerini, 11.03.2010 tarihli sözleşmenin diğer şartlar bölümünde belirtilen hükme açıkça aykırı davrandığını, davacı tarafından sipariş edilen ürünlerin önceleri zamanında teslim edilmediğini son dönemlerde hiç teslim edilmediğini, bayilik sözleşme ilişkisinin devam ederken ……. Yatak Tabelalarının sökülme teşebbüsünde bulunulduğunu, davalı firmanın 25.10.2017 tarihinde ……. mağazasının, 16.11.2017 tarihinde ise ……. mağazasının bayilik listesinden isim ve unvanının silindiğini belirttiği, ihtarnamenin davalıya 02.12.2017 tarihinde tebliğ edildiği, taraflar arasında mail yazışmalarının olduğu, davalı tarafın sözleşmenin fesih tarihinden sonra 29.11.2017 tarihinde İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk mahkemesi ….. D.İş …… karar numaralı değişik iş dosyası ile delil tespit talebinde bulunduğu, değişik iş kararında bilirkişi tarafından 18.12.2017 tarihinde dosyaya ibraz edilen raporun sonuç kısmında, tespit isteyen tarafa ait “altınyatak” markasının girişteki tabelalarda kullanıldığını, “altınyatak” markalı 10 adet yatak ve ürünlerin iş yerinin üst katında yer aldığının görüldüğünün sonuç ve kanaatine varıldığını belirttiği, iş bu dosya kapsamında tanıkların dinlendiği, isticvap yapıldığı, mali müşavir bilirkişi …… ile nitelikli hesaplamalara ilişkin bilirkişi …… rapor ve ek rapor alındığı,
Taraflar arasında belirsiz süreli bayilik sözleşmesi olduğu, delil tespit talep tarihi ile bilirkişi raporunun, sözleşmenin fesih tarihinden sonrasına ilişkin olduğu, davacı tanığının davalı tarafın yatak, baza, koltuk, kanepe, çarşaf, yastık alez gibi ürünlerini sattıklarını, yatak, showroomun üst katta olduğu, alt katta hem kendi yatak odalarını hemde davalı tarafın kanepelerini koltuklarını sattıklarını beyan ettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 4. Maddesinde davacı tarafın teşhirinin nasıl yapacağı hususunun açık şekilde düzenlenmediğinden davalı tarafın bu maddeye dayalı fesih nedenin yerinde görülmediği, davacı tarafın, sözleşmenin 3. Maddesinde belirtilen satma koşullarındaki markalı mamülleri sözleşmenin feshinden önce mağazasında bulunduğu hususunun dosya kapsamında ispat edilmediği, bu nedenle bu fesih nedenine de itibar edilmediği, davalı taraf tanığının, davacı tarafın ürünleri doğru şekilde teşhir etmediğimi, 2016 yılı ocak ayında bayilerle toplantı yapıldığını, ürünlerin doğru teşhir edilmemesi halinde 6 ay içerisinde bayilik sözleşmesinin fesih edileceğinin ihtar edildiğini, ……./…….’da almaları gereken cironun 1/3’ü ile karşılaştıklarını, davacı tarafın daha düşük fiyat vererek müşteri çekmeye çalıştığını beyan ettiği, davalı tanığın taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden yaklaşık bir yıl önce davalı şirketten ayrıldığı, fesih ihtarnamesinde geçmeyen beyanlarının dikkate alınmadığı, davalı tarafın sözleşmenin feshinden önce davacı tarafa fesihte belirtilen hususlara ilişkin herhangi bir ihtarının olmadığı, dosya kapsamındaki mail yazışmaları da dikkate alınarak diğer delillerle desteklenmediğinden itibar edilmediği, davalı tarafça yapılan feshin mahkememizce haklı görülmediği,
Davalı tarafın taraflar arasındaki belirsiz süreli sözleşmeyi ihbar öneli verilmeden tek taraflı olarak sonlandırdığı, davacının kar mahrumiyeti talep edebileceği, taraflar arasındaki sözleşme süresi, olayı çevreleyen koşullar, sözleşmenin niteliği ve ekonomik büyüklüğü, TTK. 121(1) maddesinde düzenlenen 3 aylık ihbar süresi de dikkate alınarak denetime ve hükme elverişli rapor uyarınca hesaplanan 3 aylık kar mahrumiyetinin kabul edildiği,
Davacı tarafın portföy tazminat talebinin TTK’nun 122/5 m. uyarınca TTK 122.m. hükmü, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde uygulanacağı, TTK 122.m. uyarınca tazminat talep edebilmek için, öncelikle karşı tarafla tek satıcılık vb. bir ilişki içinde olunduğunun ispatı gerektiği, taraflar arasındaki sözleşme maddeleri incelendiğinde portföy tazminat şartlarının oluşmadığının değerlendirildiği, Manevi tazminat için davalı tarafın, davacı tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde haksız fiil teşkil eden eylemlerinin bulunması gerektiği, davalı tarafın tabela sökmeye teşebbüs eyleminin, sözleşme feshinin, haciz uygulanmasının sözleşme maddeleri de birlikte değerlendirilerek kişilik haklarına saldırı niteliğinde kabul edilmediği, davacı tarafın manevi tazminat isteminin yerinde olmadığı değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine
1-Davacının kar kaybı talebinin kabulü 10.000,00TL kar kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
2-Davacının portföy tazminatı ile manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 683,1‬0.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 3.757,05.-TL peşin harcın mahsubu ile fazla yatan 3.073,95‬.-TL karar harcının yatırana iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ile 683,10.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.490,40TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 67,66TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan toplam 132,70TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 126,67TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı taraf vekilinin ve davacı şirket temsilcisinin yüzüne karşı verilen kararın, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/04/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı