Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/389 E. 2019/477 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/389 Esas
KARAR NO : 2019/477

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2018
KARAR TARİHİ : 08/05/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 09/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 12/04/2018 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı taraftan 12/04/2016 tarihinde 4.513,50.-TL bedelli fatura karşılığında led panel beyaz tavan aydınlatması aldıklarını, ürün 5 – 6 ay sonra lambaların sararmaya başladığını, bu yüzden sağlıklı bir şekilde ortamın aydınlatılmasının sağlanmadığını, söz konusu ürünün değiştirilmesi ve tamir edilmesi için yapılan başvurunun da herhangi bir şekilde yerine getirilmediğini, ihtarname gönderildiğini belirterek söz konusu ayıplı ürünün satış bedelinin iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davayı kabul etmediklerini, TTK 23 maddesine göre süresinde ihbarın yapılmadığını, TBK 223 maddesi gereğince de ihbarın yapılmadığını, ayıbı öğrendikten sonra kendilerine bildirmelerinde yükümlü olduklarını, yazılı bildirimde yükümlü olduklarını, şifahi bildirim de yapılmadığını, gizli ayıbı öğrendikten 1-1,5 yıl sonra ihtarname gönderdiklerini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların delilleri kapsamında Bakırköy ……. Noterliğinden, Avcılar SGK’ndan bir kısım evrak ve belgeler dosyamız arasına celp edilerek incelenmiş, davacı tanıkları … ve …’ın mahkememiz huzurunda beyanları alınmıştır.
Dosya, dava konusu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıbın açık mı gizli mi ayıp olduğunun, kullanıma bağlı olup olmadığı, yeterli olup olmadığının tespiti için elektrik elektronik mühendisi bilirkişiye tevdii edilmiş, bu kapsamda tanzim edilen raporda ÖZETLE; 60 x 60 cm ebadındaki 40 W ….. tavan armatürlerde oluşan sararımsı rengin davacının kullanım hatasından kaynaklanmadığı, led modülleri ve led sürücülerinde oluşan arızalardan dolayı armatürlerde sararımsı renk oluştuğu, bu nedenle davalının sattığı armatürlerin ayıplı imalatlar olarak değerlendirilmesinin gerektiği, armatürlerdeki ayıbın gizli ayıp olarak değerlendirilmesi gerektiği rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı taraf dava dilekçesi ile, davalı taraftan fatura karşılığında led panel beyaz tavan aydınlatması aldıklarını, ürün 5 – 6 ay sonra lambaların sararmaya başladığını, bu yüzden sağlıklı bir şekilde ortamın aydınlatılmasının sağlanmadığını, söz konusu ürünün değiştirilmesi ve tamir edilmesi için yapılan başvurunun da herhangi bir şekilde yerine getirilmediğini, ihtarname gönderildiğini belirterek söz konusu ayıplı ürünün satış bedelinin iadesini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı taraf cevap dilekçesi ile, davayı kabul etmediklerini, TTK 23 maddesine göre süresinde ihbarın yapılmadığını, TBK 223 maddesi gereğince de ihbarın yapılmadığını, ayıbı öğrendikten sonra kendilerine bildirmelerinde yükümlü olduklarını, yazılı bildirimde yükümlü olduklarını, şifahi bildirim de yapılmadığını, gizli ayıbı öğrendikten 1-1,5 yıl sonra ihtarname gönderdiklerini, bu yüzden davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafın davalıdan satın aldığı aydınlatmaya ilişkin lambalardaki renk bozulması sebebiyle söz konusu ürünün bedelinin iadesinin gerekli olup olmadığı belirlenmesi olduğu görülmektedir.
Dosya bilirkişiye gönderilmiş olup sunulan 11.02.2019 tarihli raporda, ayıba ilişkin olarak yapılan değerlendirmeler denetime elverişli bulunmuştur.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Tarafların tacir olup, uyuşmazlığın ise ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle olaya Borçlar Kanunu (BK) ve Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Borçlar Kanunu’nun satım sözleşmesine dair hükümlerinin esasen tacirler arasında yapılan satım sözleşmelerine de uygulanması benimsenmiştir. Bununla birlikte satım sözleşmesinde malın ayıplı olması halinde özel hükümler öngörülmüştür (TTK m. 23/c). Dolayısıyla tacirler arası satım sözleşmelerine Borçlar Kanunu hükümleri ile birlikte TTK m. 23 hükmü de uygulanacaktır. TTK 23/c maddesi uyarınca; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. ” hükmünün amir olduğu ve Borçlar Kanunun 223 maddesi uyarınca; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” ve aynı kanunun 231. Maddesi uyarınca; “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar……” hükmünün amir olduğu anlaşılmıştır.
Bu hükümler uyarınca; açık ayıpların 2 gün içerisinde, gizli ayıpların 8 gün içerisinde bildirilmesi gerektiği, eğer gizli ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde Borçlar Kanunun 223. Maddesi uyarınca alıcı durumu derhal satıcıya bildirmelidir. BK 231. Madde uyarınca ise gizli ayıp sonradan ortaya çıksa dahi malın tesliminden itibaren 2 yıl içinde dava açma hakkının kullanılması gerektiği aksi halde dava hakkının zamanaşımına uğrayacağı açıktır.
Davacının dava dilekçesinde, davalıdan almış olduğu lambaların 5-6 ay sonra sararmaya başladığını belirttiği, dosya kapsamında dinlenen tanıkların da beyanlarında bu hususu doğruladıkları, teknik bilirkişi raporuna göre, armatürlerde oluşan sarımsı rengin kullanıcı hatasından değil led modülleri ve led sürücülerinde oluşan arızalardan kaynaklandığı ve ayıbın gizli ayıp olduğu, lambaların 12.04.2016 tarihinde satın alındığı, bu tarihten 5-6 ay sonra sararmaya başladığının davacı tarafca da gözlemlendiği, ancak buna rağmen tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere kullanılmaya devam edildiği, satın alma tarihinden itibaren 2 yıla yakın bir süre, ayıbın ortaya çıktığı tarihten itibaren ise 1,5 yıla yakın bir süre geçtikten sonra davalıya ihtarname ile ihbarda bulunulduğu, ihtarname tebliğinden 8 gün sonra da huzurdaki davanın ikame edildiği, bu kapsamda davacı tarafın gizli ayıp nedeniyle uygun süre içinde karşı tarafa bildirimde bulunma yükümlülüğüne uymadığı, ayıbın ortaya çıkmasından itibaren uygun bir süre içinde ihbarda bulunması gerekmesine rağmen ayıplı malı bir süre daha kullanmaya devam edip akabinde başka bir firmaya yeni lambalar taktırdığı, bu açıklamalar ışığında davalı tarafın ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmış olup davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 77,08.-TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 32,68.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümleri uyarınca elektronik imza ile imzalanmıştır.*