Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/385 E. 2021/378 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/385 Esas
KARAR NO : 2021/378

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 12/04/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 12/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; davalının müvekillerine ödemesi gereken kooperatif aylıklarını ödemediğini açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.

CEVAP
Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Olağan genel kurullarda alınan kararların mahkemeye taşındığı, yönetimlerin bütçe yapma yetkisi almadığı, kararların mahkemelerce kısmen veya tamamen iptal edildiği, yöneticilerin yolsuzluktan ihraç edildiği, eski yöneticilerin onaylatamadığı bütçelere dayalı olarak çıkarılan borcun yasal olmadığını buna rağmen bir kısım ödemeler yaptıklarını, davacıya borcu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. E. sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçlu yönelik 5.974,36 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı kooperatifin davalıdan aidat alacağı bulunduğundan bahisle başlattığı icra takibine vaki itiraz üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı Kooperatif tarafından davalıdan icra takibi ile; 2013 yılı Mayıs ayı(dahil) ile 2017 yılı Mart ayı(dahil) arasında işleyen aidat alacakları ve gecikme faizlerini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde; olağan genel kurullarında alınan kararların kooperatif üyeleri tarafından mahkemeye taşındığı ve 2009 yılından günümüze kadar mali ve olağan genel kurullarında yönetimlerinin bütçe yapma yetkisini almadığı veya mahkeme kararları ile kısmen veya tamamen iptal edildiğinin sabit olduğunu, yöneticilerinin yolsuzluktan ihraç edildiğini, eski yöneticilerinin onaylatamadığı bütçelere dayanılarak yapılan hesap sonucu çıkartılan borcun yasal olmadığını, kendisinin böyle bir borcu olmamasına rağmen sıkıntı yaşamamak için kabul anlamına gelmemek şartı ile talep edilen dönemlere ilişkin bir kısım aidat ödemesi yapıldığını, yapılan ödemeler düşüldüğünde borcu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı tarafça her ne kadar görev itirazında bulunulmuş ise de; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99/1.maddesinde yer alan “Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır” hükmü gereğince mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla davalı yöndeki itirazına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davalı tarafça her ne kadar yetki itirazında bulunulmuş ise de; HMK’nun 14/2.maddesinde yer alan “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir” hükmü gereğince mahkememiz kesin yetkili olduğundan davalının bu yöndeki itirazının de reddi gerekmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalıdan bakiye aidat alacağı ve gecikme faizi alacağı bulunup bulunmaması olarak saptanmıştır.
Mahkememizce kooperatif uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş, bunu üzerine 28/11/2018 tarihli bilirkişi raporunun sunulduğu, bu bilirkişi raporundan sonra davalı tarafça dosyaya bir kısım ödeme dekontlarını sunulduğu, bilirkişiye SMMM bilirkişinin eklenmesi ile 30/09/2019 tarihli iki kişilik raporun dosyaya ibraz edildiği, davalı tarafça yine bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde bir kısım ödeme dekontlarının sunulduğu, itirazlar üzerine başka bir SMMM bilirkişiden 24/01/2020 tarihli bilirkişi raporunun alındığı, yine davalının 2019 yılında yapılan ödemelerin hesaba katılmadığı yönündeki itirazlarının değerlendirilmesi için aynı bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır.
Alınan bu raporlardan, 30/09/2019 tarihli iki kişilik bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılarak, icra müdürlüğünden davalının harici ödeme tarihlerindeki kapak hesapları da celp olunarak dosya aynı bilirkişilere tevdi edilerek kapak hesapları ve davalının harici ödemeleri dikkate alınarak alternatifli olarak (genel kurul kararı alınmayan yıllarda aidat hesaplaması yapılarak ve yapılmayarak rapor tanzimine karar verilmiş, bilirkişiler tarafından sunulan 08/02/2021 tarihli ek raporunda ayrıntılı hesaplama yapıldığı, davalı ödemelerinin ödeme tarihleri de dikkate alınarak genel kurullarda aidat kararı alınması ve alınmamasına göre hesaplamalar yapıldığı görülmüş ve bu bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla mahkememizce bu bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davalının davacı kooperatifin ortağı olduğu, davalının söz konusu yerin başkasına kiraya verdiği yönündeki savunmasının aidat borcundan kooperatif ortağının sorumlu bulunması nedeniyle dinlenemeyeceği, davacı kooperatifin bir kısım genel kurulları ile alınacak aidat miktarının belirlendiği, her ne kadar sonraki bir kısım yıllarda genel kurul kararı ile aidat alınmasına ve miktarına ilişkin bir karar alınmamış ise de daha önceki yıllardaki genel kurul kararları ile alına aidat kararlarının müteakip genel kurulda kaldırıldığı veya değiştirildiğine ilişkin bir karar alınmaması durumunda -aksi kararlaştırılmamışsa- daha önce alınan aidat kararının aynen geçerliliğini sürdüreceği, alınan aidat karalarının sadece alınan yıl için geçerli olacağı hususunda bir mevzuat hükmü bulunmadığı, bu kapsamda dosyada mevcut genel kurul kararlarının incelenmesinden icra takibinde talep edilen döneme ilişkin 25/05/2013 tarihli genel kurulda aidata ilişkin bir karar alınmamış olduğu, 22/02/2014 tarihli genel kurulda 01/03/2014 tarihine kadar eski aidat miktarı üzerinden devam edilmesi ve 01/03/2014 tarihinden itibaren % 25 düşürülmesinin kararlaştırıldığı, 06/06/2015 tarihli genel kurulda çoğunluk sağlanamadığından karar alınamadığı, 03/04/2016 tarihli genel kurulda aidat alınması gündemli talebin reddedildiği, 31/03/2018 tarihli genel kurulda 2017 yılında karar alınmayan ancak aynı miktarda devam ettirilen ödemelerin uygulandığı şeklinde kabulüne karar verildiği, davalı tarafça cevap dilekçesinde genel kurul kararının iptali yönünde bir kısım mahkeme kararı bulunduğu belirtilmiş ise de, bu hususun daha önce alınan ve iptal edilmeyen genel kurul kararları ile alınması kararlaştırılan aidatların sonraki yıllarda karar alınmayan yıllar için de geçerli olacağı sonucunu değiştirmeyeceği, kaldı ki davalının aidat borcu bulunmadığını ileri sürmesine rağmen icra takibinden sonra bir kısım ödemeler yaparak söz konusu aidatların geçerliliğini zımnen kabul etmiş sayılması gerektiği, bu ödemede herhangi bir ihtirazı kayıt dermeyan etmeksizin ödemede bulunan davalının sonradan aidatların alınamayacağı ileri sürmesinin TMK’nun 2.maddesinde yer alan objektif iyiniyet kuralına da aykırı olduğu, yine davacı kooperatif tarafından talep edilen aidatların site işletme aidatı niteliğinde olup davacı kooperatifçe yönetilen sitenin büyüklüğü karşısında alınan aidat miktarlarının son derece düşük miktarlı olup bu aidatların sitenin ihtiyaçlarının karşılanması için zaruri giderler için harcanacağından aidatların alınmamasının hizmetin de görülememesi sonucunu doğuracağı, tüm bu nedenlerle icra takibi ile talep edilen ve mahkememizce alınan 08/02/2021 tarihli ek raporda yapılan hesaplamaya göre aidat alacağına hükmedilmesi gerektiği, takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce yapılan ödemelerin aidat alacağından mahsubu gerektiği, davalının itirazın iptali davasının açılmasından sonraki bir kısım ödemelerinin icra müdürlüğü tarafından infazda dikkate alınmasına karar verilmesi gerektiği, talep edilen faiz oranının mevzuat ve alınan genelkurul kararlarına uygun olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
Davalının Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 4.333,00 TL asıl alacak ve 1.552,91 TL işlemiş faiz (gecikme zammı ) üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
Davalının 23/05/2018 tarihli 1.600,00 TL, 29/05/2018 tarihli 1.344,00 TL ve 19/10/2020 tarihli 240,00 TL’lik ödemelerin icra müdürlüğü tarafından dosyanın infazında dikkate alınmasına,
4.333,00 TL asıl alacağa takipten itibaren avans faizi uygulanmasına,
Davalı itirazında haksız çıktığı ve alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, 4.333,00 asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 402,06.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 102,03.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 102,03.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 2.264,40.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 2.230,87 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
. 12/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır