Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/370 E. 2020/151 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/370 Esas
KARAR NO : 2020/151

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2018
KARAR TARİHİ : 17/02/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 30/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Müvekillerinin davalıdan iki adet faturadan dolayı 290.056,18 TL bakiye alacaklı olduğunu, davalının borcunu ödemediğini açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Davacının daha önce avans olarak gönderilen 60.000,00 TL karşılığı mallardan daha fazla malı müvekkilerine gönderdiğini ve fatura ettiğini, davacı ile görüşüldüğünü, fazla malı alacağını söylediğini fakat almadığını, ayrıca sonradan ürünlerin ayıplı çıktığını belirterek davanın reddini kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı … (…. Kumaşçılık) tarafından borçlu …ne yönelik 290.056,18 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturadan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine itiraz üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davalarında takibin yetkili icra dairesinde başlatılmış olması özel dava şartıdır. Bu konuda davalı/borçlunun borca itiraz dilekçesinde icra dairesinin de yetkisine itiraz ettiği görülmekle öncelikli olarak bu hususun tartışılması gerekmiştir. İcra takibinde talep edilen ve davamızın konusunu oluşturan alacak sözleşmeye dayalı para alacağı olup, para alacaklarının ifa yeri 6098 sayılı TBK’nun 89.maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yeridir. Bir başka deyişle para borçları götürülecek borçlardandır. İİK’nun 50 ve HMK’nun 10.maddeleri uyarınca sözleşmenin yerine getirileceği yer icra dairesinin de yetkili bulunduğunun açık olması karşısında davacı alacaklının kendi yerleşim yerinde takip yapması usul ve yasaya uygun olup, davalı/borçlunun icra dairesinin yetkisine yaptığı itiraza itibar edilmeyerek bu konudaki özel dava şartının mevcut bulunduğu mahkememizce saptanarak yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı taraf dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının 26/01/2018 tarih …. sıra nolu 160.677,57 TL tutarlı ve 27/01/2018 tarih …. sıra nolu 189.378,61 TL tutarlı iki adet faturanın içeriğini oluşturan malları 29/02/2018, 31/01/2018 ve 02/02/2018 tarihlerinde üç parti olarak teslim aldığını, bunun karşılığında davalının iki adet çek ile toplam 60.000,00 TL ödeme yaptığını ancak bakiye borcu ödemediğini, davalının icra takibinden sonra, malları teslim almasından 54 gün sonra malların hatalı olduğunu iddia ettikleri ve malların teslim alınması gerektiğine ilişkin 28/03/2018 düzenleme tarihli ihtarname gönderdiklerini, malların hatalı ve ayıplı olduklarını kabul etmedikleri gibi davalının yasal ihbar sürelerini kaçırdığını ileri sürerek icra takibine yapılan itirazın haksız olduğundan bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı taraf ise cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacıya verilen toplam 60.000 TL lik çeklerin avans olarak verildiğini ve davacıdan deneme amaçlı 60.000 TL mal istendiğini, bu malların geldiğini ve bedelinin çekle ödendiğini, parti parti gönderilen malların direk davalının deposuna indirildiğini, fazla mal gönderildiğinin davacının gönderdiği faturalar ile tespit edildiğini, fazla gelen malın iade alınmasını iade ile birlikte faturanın iptalini istediklerini, davalının fazla malları alıp faturayı iptal edeceğini bildirmesine rağmen gereğini yerine getirmediğini, davacının mallarının davalının deposunda muhafaza edildiğini, davalının 60.000 TL lik mallardan Nisan ayı içerisinde perakende satışa başladığını, satışı yapılan malların tüketiciler tarafından ayıplı olduğu ileri sürülerek iadelerin başladığını, bununla ilgili tutanaklar tutulduğunu ve davacıyı telefonla ve 28/03/2018 tarihli ihtarname ile bildirildiğini, bir gün sonra 29/03/2018 tarihinde icra ödeme emri tebliğ edildiğinde davacını iyi niyetli olmadığını anlayarak 29/03/2018 tarihinde başvuru yaparak Kahramanmaraş …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası ile bilirkişi incelemesi yaptırdıklarını, sipariş ettikleri 60.000 TL lik malın gizli ayıplı olduğunu… ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.

Davalıya 26/01/2018 tarih … sıra nolu 160.677,57 TL tutarlı ve 27/01/2018 tarih … sıra nolu 189.378,61 TL tutarlı iki adet faturanın içeriğini oluşturan malların teslim edildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı tarafın sadece 60.000 TL lik mal sipariş ettikleri dolayısıyla ancak fazladan mal gönderildiği savunmasına ilişkin olarak bu meblağın üzerinde teslim edilen mallardan dolayı borçlu olup olmadıkları, davalının ayıplı mal teslim edildiği yönündeki savunmasının haklı olup olmadığı ve netice itibariyle teslim edilen mallardan dolayı davacının davalıdan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, varsa ne kadar alacaklı olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmış ve incelenmiştir.
Davalı tarafın delil olarak dayandığı Kahramanmaraş …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde; 907 adet …/Yelek, 960 adet …/Yelek ve 125 adet …-Pantolon ürünlerinde hata bulunduğunun ve satışı yapılamayacağı kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden ilgili BA ve BS formları celp edilmiştir.
Davacı tanıkları mahkememizce dinlenilmiş, davalı tanıklarının istinabe yoluyla beyanları alınmıştır.
Dava konusu tekstil ürünleri üzerinde istinabe yolu ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Tekstil Yüksek Mühendislerinden oluşan iki kişilik bilirkişi heyeti 14/05/2019 tarihli raporunu ibraz etmiştir. Raporda özetle; … kodlu yelek grubu, …kodlu yelek grubu ve … kodlu pantolon gruplarının çoğunluğunun hatalı olmasından kaynaklı modellerin mağaza satışı yapılamayacağı kanaati oluştuğu, yapılsa bile satışı yapan firmanın prestij, itibar ve kalite sorunları yaşayacağı ve geri dönüşlerin çok olacağı ihtimalinin düşünüldüğü, tespit edilen hataların konfeksiyon üretimi açısından göze batan bariz hatalar olup telafisinin hem zaman hem işçilik gerektirecek hatalar olduğu hatta bir kısmının telafi imkanı bile olmadığı, ayrıca bir üründe birkaç hatanın birlikte yer aldığının görüldüğü… bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna itirazlar üzerine aynı bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmıştır. 14/01/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda netice olarak kök rapordaki görüşün korunduğu anlaşılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, toplanan tüm deliller muvacehesinde; 26/01/2018 tarih …. sıra nolu 160.677,57 TL tutarlı ve 27/01/2018 tarih … sıra nolu 189.378,61 TL tutarlı iki adet faturada yer alan malların davacı tarafça davalı tarafa teslim edildiği ve malların fiyatı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı tarafın davacıdan sadece 60.000 TL’lik ürün sipariş ettiği ancak bu meblağın üzerinde fazladan mal gönderildiği yönündeki savunmasının; oldukça çok sayıda olan malları teslim alırken sayarak teslim almamış olmasının veya en azından 60.000 TL’nin 3 katı kadar olan malların fazla olduğunun teslimde farkına varmamış olmasınını hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi basiretli tacir olma yükümlülüğüne de aykırı olması ve malları herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin teslim almış bulunması nedeni ile davalının bu yöndeki savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir. Öte yandan gerek delil tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu ve mahkememizce aldırılan kök ve ek rapor ile dava konusu tekstil ürünlerinin önemli bir bölümünün ayıplı olduğu tespit edilmiş ise de; TTK’nun 23.maddesi uyarınca, teslim anında malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu durumu bu süre içinde satıcıya ihbarda bulunmakla yükümlüdür. Alınan bilirkişi raporunda, dava konusu olan ürünlerden ayıplı olanlar üzerindeki ayıbın göze batan bariz hatalar olduğu ayrıca bir üründe birkaç hatanın birlikte yer aldığının görüldüğünün tespit edilmiş olması karşısında Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanmasını gerektiren “Gizli ayıp” durumunun söz konusu olmadığı, davalının yasal ihbar süreleri içerisinde muayene ve davacıya ihbar yükümlülüğüne uymadığından teslim edilen malların ayıplı olduğunu ileri süremeyeceği ve ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanamayacağı, netice itibariyle davalının teslim aldığı faturaları malların 60.000,00 TL dışındaki bakiye borcunu ödemediği ve itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği, davalının itirazında haksız olması ve alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Alacak likit olduğundan asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 19.813,73.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 3.503,16.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 1.450,28.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 14.860,29.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 3.503,16.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.730,01.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 28.753,93-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır