Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/358 E. 2018/1129 K. 03.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/358 Esas
KARAR NO : 2018/1129

DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 06/04/2018
KARAR TARİHİ : 03/12/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 19/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; “Davacının, üyelik devir sözleşmesi ve davalı kooperatifin yönetim kurulu kararıyla ortaklığa kabul edildiği, davacının davalı kooperatif nezdindeki bu ortaklıktan daha sonra çıkmak istemesi üzerine davalı kooperatife çıkma ihtarı keşide ettiği ve anılan ihtarnamenin davalı kooperatife 14.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı kooperatifin davacının ortaklıktan çıkmasına yönelik yönetim kurulunca bir karar almadıkları gibi ortaklıktan çıkma payı ile sermaye payının kendisine ödenmediğini ,bu nedenlerle davacının davalı kooperatif üyeliğinden ayrıldığının tespiti ile kooperatiften ayrılan davacıya ayrılma payı alacağının çıkma bildiriminin davalı kooperatife tebliğ edildiği 14.02.2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini “talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; ”Davacı yanın kooperatif üyeliğini 16.10.2015 tarihinde tapuda devir ettiği, devirden önceki tarihlerde de kooperatif üyelik hakkına karşılık gelen işyerini teslim almakla kooperatiften hak ve alacağının kalmadığını, nitekim davacının 27.02.2008 tarihli devir sözleşmesi ile kooperatif üyeliğini ….’den devir almış olup bu üyeliğe karşılık gelen … Blok No:…. adresinde bulunan işyerini teslim aldığı, davalı kooperatifte yapılan ferdileşme işlemleri gereği davacı yana 24.03.2008 tarihinde bu üyeliğine karşılık gelen işyeri tapusunun tapuda adına tescil edildiği, davacının üyeliğine karşılık gelen işyerini tapudan teslim almakla kooperatiften tüm hak ve alacaklarını temin ettiğini, bu nedenle davalı kooperatiften herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, davacının üyeliği gereği kendisine isabet eden bu işyerini daha sonra 16.10.2015 tarihinde ….’a sattığı, bu satış işlemi gereği 15.03.2006 tarih ve …. yevmiye numarası ile tapu tescil edilmiş olan kooperatif yönetim planının 8. Maddesi gereğince üyeliğin de devredilmiş olduğu, davacının 09.05.2008 tarihli tapu teslim tutanağı ve taahhütname ile işyerini tapuda 3. Kişiye devrettiği tarihte ortaklık hissesini de devir etmiş olacağı ve davalı kooperatifi ibra ettiğini, gayrikabili rücuu olarak beyan ve kabul ettiğini, davacının ortaklıktan ayrılma bildirimini ,Beykoz … Noterliğinin 07.02.2017 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarname ile kooperatife bildirdiği,kooperatifin de söz konusu bu ihtarnameyi 14.02.2017 tarihinde tebellüğ ettiği, kabul anlamına gelmemekle beraber çıkma alacağına ilişkin talep yönünden, davanın süresi içinde açılmadığını zira davalı kooperatifin 2017 yılı bilançosunun 31.03.2018 tarihli genel kurulda onaylanarak kesinleştiği dikkate alındığında ayrılma payı alacağının tahsiline yönelik alacak davasının 31.03.2018 tarihinden 1 ay sonra açılması gerekeceği 1 aylık süre dolmadan açılan huzurdaki davanın hem esastan hem de süre yönünden red edilmesi ile haksız davanın reddine karar verilmesini ” talep etmiştir.
DELİLLER
Ticaret sicil kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı
GEREKÇE
İş bu dava, kooperatif üyeliğinden ayrıldığının tespiti ile kooperatiften ayrılma payı alacağının talebine ilişkindir.
Somut olayda; davacı …’un 27.02.2008 tarihinde tanzim edilen üyelik devir sözleşmesi gereğince, kooperatifin eski üyesi olan …den kooperatif üyeliğini tüm hak ve vecibeleri ile devir aldığı, davacının …. nolu davalı kooperatif nezdindeki üyeliğini devir yoluyla elde ettiği, tapu kayıtları uyarınca …. ili, …. İlçesi, … köyü, …. Ada, …. parsel de kain…. Blok Kat:… …. nolu bağımsız bölümün ….Yapı Kooperatifi adına kayıtlı iken, üyeler adına ferdileşme işlemi gereği kooperatif üyesi davacı … adına 24.03.2008 tarihinde … yevmiye nolu işlemle tapuda tescil edildiği, davacı tarafından da 16.10.2015 tarihinde …. yevmiye nolu işlemle bağımsız bölümün ….’a satıldığı, davacıdan 16.10.2015 tarihinde taşınmazı satın alan ….’ın ise davalı kooperatif ortaklığına kabul için 16.10.2015 tarihinde kooperatife başvurduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafın kooperatif üyeliğinden ayrıldığının tespiti konusunda yapılan değerlendirme uyarınca; 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 13.maddesine uygun olarak bir ortağın ana sözleşmeye uygun olarak istifa etmesine rağmen kooperatifin istifayı kabulden kaçınması halinde ortağın çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirmesi halinde, çıkmanın gerçekleşeceğini düzenlenmiş olması nedeniyle, ortağın bu istifa bildiriminin yenilik doğurucu bir hak niteliğinde olduğu, ihtarnamenin de kooperatife ulaştığı anda sonuç doğuracağıdır. Somut davada; Gerek davacı, gerekse davalı kooperatifin dosyaya sundukları beyanlarında davacının, Beykoz … Noterliği 07.02.2017 tarih …. yevmiye no ile keşide ettiği ihtarname ile üyelikten istifa etme iradesini davalı kooperatife bildirdiği ve keşide edilen iş bu ihtarnamenin de davalı kooperatife 14.02.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu tartışmasızdır. Bu nedenle davacının noter aracılığı ile ve sözleşme serbestisi ilkesi gereği üyelikten çıkma iradesini davalı kooperatife kanun ve ana sözleşme hükümlerine uygun olarak bildirmesi ve bu ihtarnamenin de davalı kooperatife 14.02.2017 tarihinde tebellüğ edilmiş olması karşısında bildiri tarihi olan 14.02.2017 tarihinde ortaklıktan çıkmanın gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerekeceği, bu nedenle de davacının istifa bildirimi gereğince davalı kooperatifin ortağı bulunmadığı, dolayısıyla mahkememizce bu hususta tespit hükmü kurulmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla kooperatif üyeliğinden ayrıldığı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Kooperatif ortaklığından istifa ederek ayrılan davacının alacak isteminde bulunup bulunmayacağına ilişkin yapılan değerlendirmede; yapı kooperatifi ana sözleşmelerinde belirtildiği 1163 sayılı kanuna göre kurulan kooperatif tüzel kişiliğinin amacının, kooperatif üyelerinin ihtiyacı olan işyeri veya bağımsız bölümü yapıp ve üyelerine teslim etmektir. Diğer bir değişle kooperatif ortağı, üyeliği gereği bir bağımsız bölüm elde etmek amacıyla genel kurul kararlarıyla belirlenen aidat, inşaat maliyetlerini ödeyerek, neticesinde bir bağımsız bölüme tekabül eden tüm ödemelerin gerçekleştirilmesi halinde üyenin kendine tahsis edilen bağımsız bölümü tapuda edinmektir. Kooperatif üyesinin, akçeli yükümlülüklerini yerine getirdiği halde adına tahsis edilen bu bağımsız bölümü ferdileşme işlemi gereği hak ettiği halde adına tescil edilmemesi veya ödemeler devam ederken, kooperatif üyesinin açık kapı ilkesi gereği üyelikten çıkmak istemesi halinde çıkma tarihine kadar bağımsız bölüm elde etmek için ödediği bedelleri geri alabileceğidir. Diğer bir değişle üyenin ödeme yapmasına rağmen adına henüz bir bağımsız bölüm tescil edilmemesi veya tescil edilmesinin mümkün olmaması gerektiğidir. Bu durum çerçevesinde ise bir üyenin çıkma payı alacağını kooperatiften isteme hakkına sahip olacağıdır. Nitekim,1163 sayılı kanunun 17. Mad ve ana sözleşme hükümleri gereğince kooperatif üyeliğinden kendi isteğiyle çıkan veya çıkarılan ortağın ayrılma payı alacağını yedek akçeler hariç olmak üzere, ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacağı, 1163 sayılı kanuna göre kooperatif üyeliğinden çıkan veya çıkarılan ortağın da kooperatife çıkma tarihine kadar ödemiş olduğu aidatın tamamını değil ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hakkı talep edilebileceğidir.
Ancak somut olayda, davalı Kooperatifin ibraz ettiği tapu örneği ve davacının dosyaya sunduğu beyanlarından da anlaşıldığı üzere davacının üyeliği gereği ve akçeli yükümlülükleri karşılığında davalı kooperatif tarafından kendisine bağımsız bölüm tahsis edildiği gibi söz konusu bu bağımsız bölümün tapuda, davacı adına ferdileşme işlemi gereği tescil edildiğinin tartışmasız olması, davalı kooperatifin ana sözleşme çerçevesinde üyelerine bağımsız bölümleri ferdileşme işlemi gereğince tescil ettirdiği de dikkate alındığında, kooperatif üyeliği gereği bağımsız bölümü adına tescil edilen davacının, artık ayrılma payı alacağı isteminde bulunamayacaktır. Kaldı ki ibraz edilen kooperatif ana sözleşmesine göre kooperatifin sermaye ve yedek akçeleri üzerinde de hak iddia edilmesinin mümkün olmaması karşısında davacının 1163 sayılı kanun ve ana sözleşme çerçevesinde üyeliği gereği tahsis edilen bağımsız bölümü 24.03.2008 tarihinde tapuda adına tescil edilmiş bulunduğu dikkate alındığında davalı kooperatifin davacıya karşı görevini yerine getirdiğinin kabulü ile taşınmazı üstüne aldıktan sonra tebliğ tarihi olan 14.02.2017 de üyelikten çıkışı kesinleşen davacının artık ayrılma payı alacağı iddiasında olamayacağı takdir ve sonucuna varılarak iş bu talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 85,39.-TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından dosyada yapılan 42,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/12/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır