Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/332 E. 2020/295 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/332 Esas
KARAR NO : 2020/295

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TARİHİ : 17/02/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 05/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkilerinin davalıdan aralarındaki ticari ilişkiye dayalı olarak 18.708,19 TL alacaklı olduğunu, davalının borcunu ödemediğini açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacıya borçları olmadığını belirterek davanın reddini kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı …… Malz. İml. İth. İhrc. Med. Ve Kim. Malz. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından borçlu ….. ve Kimya San. Tic. A.Ş. şirketine yönelik 18.708,19 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

Bilirkişi tarafından 18/03/2019 tarihli düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafından davacıya olan 10/07/2017 tarihli 18.708,19 TL lik borç bakiyesine 19/12/2017 tarihinde yapılan 3.708,19 TL borç ödemesi ile borç bakiyesinin 15.000,00 TL olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticari alışveriş nedeni ile davacının davalıdan alacaklı olduğundan bahisle başlattığı icra takibine davalının itirazı üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalı taraf cevap dilekçesinde borcunun bulunmadığını savunmuştur.
Mahkememizce her iki tarafın da tüzel kişi tacir olması nedeni ile ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Dosyaya sunulan 13/08/2018 tarihli SMMM …… ‘nin raporuna davacı tarafın usulüne uygun olarak düzenlenen ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 15.000 TL alacaklı göründüğü saptanmıştır.
Davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenememiş olması nedeni ile mahkememizce davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde de inceleme yaptırılarak yeniden rapor aldırılmasına karar verilmiştir. Bu doğrultuda düzenlenen SMMM bilirkişisi …… ‘un 18/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda, davalı tarafın ticari defter ve belgelerini bilirkişiye verilen yerinde inceleme yetkisine binaen bilirkişiye ibrazdan kaçındığı bu nedenle davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenemediği, bu rapora göre davalının davacı tarafa 19/12/2017 tarihinde (icra takibinden sonra) 3.708,19 TL ödemede bulunduğu ve bu ödeme sonrasında davacı tarafın davalı taraftan 15.000 TL bakiye alacağı kaldığı belirtilmiş, 06/05/2019 tarihli ek raporda bu kanaatin muhafaza edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın ticari defterlerinden, davalının davacı tarafa banka kanalı ile 19/12/2017 tarihinde 3.708,19 TL ödeme yapmış bulunduğu saptanmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmış olup, aynı defterlerde davalı tarafça icra takip tarihinden sonra banka kanalı ile yapılan kısmi ödeme de kayıtlıdır. Dolayısıyla taraflar arasında ticari mal alışverişi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf, yasal yükümlülüğü gereği tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Zira bilirkişi defterlerin ibrazı için defaaten davalı taraf ile görüştüğünü ancak defterlerin kendisine ibraz edilmediğini raporunda açıkça belirtmektedir. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandıında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir. Bu konuda Yargıtay ……. HD.’nin 13/06/2017 tarih ve …… E ……. K sayılı kararı da benzer nitelikte olup, bu kararda “Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır” denilmiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın 15.000 TL asıl alacak açısından kısmen kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş, ancak davanın icra takibi ile talep edilen asıl alacak olan 18.708,19 TL üzerinden açıldığı, icra takibinden sonra davalı borçlu tarafça banka kanalı ile yapılan 3.708,19 TL’lik kısım açısından davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı kanaatine varılarak bu kısım yönünden davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
Davalının Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 15.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talep açısından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından fazlaya ilişkin talebin usulden REDDİNE
Devamına karar verilen meblağ takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına,
Devamına karar verilen meblağın %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,

2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.024,65.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 225,95.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 93,54.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 705,16.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 225,95.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 2.010,88.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.612,29 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır