Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/314 E. 2019/31 K. 14.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/314 Esas
KARAR NO : 2019/31

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2018
KARAR TARİHİ : 14/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin eşi müteveffa ….’in sahibi ve kurucusu olduğu …. Limited Şirketi’nin %50 hissedarı iken, …., sermayenin tamanmını karşılayarak yanında çılaşan dava dışı …. ile … …’dan davalı …. Ltd Şti’ni kurmalarını istediğini, kurulan şirketin kendisinin veya eşi müvekkilinin hissedar gösterilmediğini anlayan müteveffa …’in talebi üzerine kurucu ortak olarak görünen …. 14.000 hissesinden 11.200 hissesini müvekkiline devrettiğini, bu devir ile müvekkilinin …. %40 oranda hissedar olduğunu, ev hanımı olan müvekkilinin oğlunu trafik kzaasında kaybettiğini ve bunun üzerine müteveffa … işleri ile ilgilenemez hale geldiğini, bu süreçte davalı ve diğer şirket ortakları zaman zaman müvekkilinden bir kısım belgeye imza atmasını istediklerini, bir kısım para talebinde bulunduklarını, müvekkilinin davalı ve dava dışı şirket ortaklarına duyduğu güven ile bu talepleri yerine getirdiğini, müvekkilinin eşi ve her iki şirketin de kurucusu ve sahibi ….’in vefat ettiğini, bundan sonra davalı şirket ortaklarından Muhammet Malatya’nın veraset işleri için avukata vekaletname çıkartılması gerektiğini söyleyerek müvekkili ile birlikte noterliğe gittiğini ve müvekkilinin avukata vekaletname verdiği sırada kardeşi ….adına da şirket hisse devri için vekaletname çıkarttırdığını, o esnada müvekkilinin bu durumu farketedemediğini, durumu daha sonra farketmiş ve yaptığı araştırmada bu vekaletname ile … Ltd Şti’deki hisselerin …. ile davalının ortağı dava dışı….’a devredildiğini öğrendiğini, bu devirden ve müvekkil şirketten çıkarıldıktan 40 gün sonra yapılan genel kurulda …. tüm aktif ve pasifleri ile birlikte davalı …. Ltd Şti ile birleşmesine karar verildiğini, tüm bu süreçte şirket ortakları zaman zaman müvekkilinden şirket ihtiyaçları adı altında parala istediğini ve müvekkilin bu paraları verdiğini daha sonra müvekkilin gönderdiği bu paraları şirket için ve sermaye artışında kullanılmadığını öğrendiğini belirterek davalı şirket adına tapuda; …. İli, …. İlçesi, …. Mah., … ada, .. parselde ayıtlı taşınmazın ve mahkemece tespit edilecek diğer taşınmazların satılmaması üzerlerine herhangi bir takyidat işlenmemesi ve üçüncü kişiler lehine herhangi bir hak tesis edilmemesi, şirket adına kayıtlı …. ve ….plakalı araçların ve mahkemece tespit edilecek diğer araçların satışının engellenmesi ve üçüncü kişiler lehine herhangi bir hak tesis edilmemesi ve şirket demirbaları üzerine her türlü tasarrufun engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasını, 2.353.900,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Taraflar arasında gerek ….’in hayatta olduğu ve gerekse vefatı sonrası bir abla kardeş ilişkisi kurulduğunu, …. Ltd. Şti tamamen müvekkillerden …ve….’nın fikri olarak iş dünyasına girdiklerini,…. Ltd. Şti sadece bayilik sistemi ve al sat yöntemi ile ticari hayatını sürdürdüğünü, müvekkillerin kar oranlarının daha yüksek olduğu üretim sektörüne girmeye karar verdiklerini bu fikirleri müteveffa …. tarafından desteklendiğini ve …. kendisinin bu firmaya ortak olamayacağını dilerlerse kendisi ortak olmaksızın şirket kurabileceklerini söylediğini, ….’in şirkete kuruluşta maddi manevi hiçbir katkısı olmadığını, davacı yanının şirket kurmalarını istediği yolundaki iddilarının gerçek olmadığını, davacının iddasının aksine davalı ….Ltd. Şti ile birleşme öncesinde …. Ltd Şti’nin hissedarı olmadığını, hisselerini devrettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
HMK nun 307. maddesi “(1)feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” hükmünü amirdir. hmk nun 309. maddesi “(1)feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2)feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (3)kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (4)feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.” hükmünü amirdir. hmk nun 310. maddesi “(1)feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.” hükmünü amirdir. hmk nun 311. maddesi “(1)feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. irade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükmünü amirdir. Açıklanan nedenlerle davadan feragat, kesin hükmün yasal sonuçlarını doğuran ve davayı sonuçlandıran taraf işlemi olup, davalının kabulüne dâhi bağlı değildir. Bu durumlar karşısında davacının davasından feragat etmesi nedeniyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-FERAGAT NEDENİ İLE DAVANIN REDDİNE,
2-Feragat deliller toplandıktan sonra yapılmış olmakla 492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40.-TL karar harcının 2/3’ü olan 29,60.-TL’nin peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye kalan harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4- Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgili tarafa İADESİNE,
Tarafların yokluğunda verilen karar, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içeresinde İstinaf yoluna başvuru hakları hatırlatılarak dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi. 14/01/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır