Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/308 E. 2019/1201 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/308 Esas
KARAR NO : 2019/1201

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2018
KARAR TARİHİ : 18/12/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ: 17/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 23/03/2018 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili şirketin, “….. ve Reklamcılık A.Ş.” unvanına ve ayrıca “…..” isimli televizyon kanalının ülke çapında yayın hakkına sahip olduğunu, bu kanalın esas yayın hakkının merkezi Kanada’da olan başka bir şirkette bulunduğunu, müvekkili şirketin, henüz kurulmadan az önce değinilen Kanada’lı şirketin (yabancı ortaklı şirket) davalı yanın bulunmadığı bir sözleşmeyi ….. Digital Platform İşletmeciliği A.Ş. ile imzaladığını, bu sözleşmeye göre sözleşmenin imza tarihinin 30.01.2013 olup, sözleşmenin 01.04.2016 tarihinde sona ereceğini, sözleşme konusunun ise, o tarihte sözleşmenin tarafı olan ….. Digital Platform İşletmeciliği A.Ş.’nin, “….. isimli” kanalın televizyonda yayınlanmasına ilişkin bir hizmet alımı olduğunu, 15.03.2016 tarihli yenileme sözleşmesi ile bu kez ….. İletişim Hizmetleri A.Ş. ile yine yabancı kanal arasında imzalanan bir sözleşme ile ….. logolu kanalın yayın hakkının 3 yıl süre ile uzatıldığını, bu sözleşmeye göre …… A.Ş.’nin 30.01.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklanan haklarını, sözleşmenin 2. maddesi ile davalı firmaya devrettiğinin görüldüğünü, bu durumda ….. Logolu kanalı yayınlama hakkının davalı firmaya geçtiğini, müvekkili şirketin, …… A.Ş. ile sözleşme yapan “…..” şirketinden Türkiye’de ki yayın hakkını devralmakla, gerek 30.01.2013 tarihli, gerekse 15.03.2016 tarihli sözleşmelerin tarafı olduğunu, diğer bir deyişle davalı yan ile müvekkili şirketin bahsi geçen sözleşmelerin tarafı olduğunu, davalı tarafından gönderilen 20.12.2017 tarihli fesih ihtarnamesinde de
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

her iki sözleşmenin zikredilmiş olmasının da müvekkili şirketin sözleşmelerin tarafı olduğunu gösterdiğini, bunların yanı sıra hizmetlerin verildiğine ilişkin faturaların taraflarınca kesilmesi ve faturaların karşı tarafın ticari defterlerinde işlenmiş olmasının da durumu açıkça ortaya koyduğunu, tarafların, müvekkili şirketin her iki sözleşmenin tarafı olduğu hususunda mutabık olduğunu, 15.03.2016 tarihli sözleşmenin 3. maddesi gereğince cari hesabın sonlandırılmasında faturanın tanziminde temel alınması gereken dolar kurunun 3,63 TL olduğunu, taraflar arası sözleşme uyarınca başlayan cari hesap ilişkisinde, sonradan mahsup edilmek üzere müvekkili şirketin ortalama aylık 100.000,00TL fatura keserek karşı tarafa göndermesine dayandığını, faturanın konusunu oluşturan hizmetin Ocak ayında da sunulduğunu, bunun üzerine hizmet bedelini içeren faturanın müvekkili şirket tarafından davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icraya konduğunu, davalı tarafın, hizmet almış olmasına rağmen alacağın tamamına itiraz ettiğini, sözleşmenin haksız ve süresinden önce feshi nedeniyle cari hesaba ileride yansıtılacak farkın, Ocak 2018 ayında aylık olarak yansıtıldığı ve cari kurun sözleşmeye uygun olarak 3,63 TL olarak belirlendiğini, bu nedenle Ocak 2018 faturasının 100.000,00TL+ KDV yerine dolar kuru farkı nedeniyle 157.803,76 TL olarak düzenlendiğini, müvekkili şirketin sözleşmeye uygun olarak alacak bedelini hesapladığı ve faturalandırdığını, faturanın, temel ilişkiyi doğuran sözleşmeyi değiştirmediğine ilişkin birçok Yargıtay kararı bulunduğunu, (T.C. Yargıtay 11.H.D. 08.06.1988E./1988/60 K./1988/3890) yazılı sözleşme ile fatura arasında fark bulunması halinde faturanın sebebi olan sözleşmeye itibar edilmesi gerektiğini, faturaya itiraz edilmemiş olmasının taraflar arasındaki temel borç ilişkisini gösteren yazılı sözleşmeyi ortadan kaldırmayacağını, müvekkili şirketin sözleşmeye uygun olarak dolar kurunu revize ettiği ve cari hesaba ilişkin 2018 Ocak ayına ihtilaf konusu faturayı tanzim ettiğini, davalı tarafın icra takibine hiçbir borcu bulunmadığı şeklinde itiraz ettiğini, halbuki Ocak ayı içerisinde ….. isimli kanalın yayında olup, bu yayının davalı tarafından gerçekleştirildiğini, hizmet alımının yapıldığını, ayrıca davalı yanın 100.000,00TL + KDV bedelli cari hesaba mahsuben daha önceki tarihlerde müvekkili şirkete ödediğini, bu hususun ticari defterlerle sabit olduğunu, davalı yanın borç ilişkisini kesin olarak bildiği halde borcun tamamına itiraz ettiğini belirterek Davalı-borçlunun Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptaline, davalı-borçlu aleyhine başlatılan takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle davalı-borçlu aleyhine takip bedelinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı-borçlu yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanan 15.03.2016 tarihli yenileme sözleşmesinin 3.maddesinde; “31.03.2017 tarihinde taraflar söz konusu tarihteki cari kurdan fazla olmamak ve/veya işbu sözleşmede belirlenenden az olmamak kaydıyla kalan sözleşme süresi içinde bir sonraki yılın kurunu revize edeceklerdir.” ifadesinin yer aldığını, 5 yıllık ticari teamülün aksine 31.03.2017 tarihinde dolar kurunun 3,63 TL olduğunu, fatura tanziminde esas alınması gereken kurun bu olduğunu, bu nedenle Ocak 2018 ayı faturasının 100.000,00TL + KDV yerine dolar kuru farkı nedeniyle 157.803,76TL olarak düzenlendiği iddia edilerek huzurdaki davanın ikame edildiğini, ancak işbu davanın haksız ve yersiz olduğunu, Taraflar arasında imzalanan 30.01.2013 tarihli sözleşme gereğince müvekkili şirket platformunda davacı şirketin kanalının iletiminin yapılmaya başlandığını, bu kapsamda davacı tarafından her ay düzenli olarak müvekkili şirkete fatura tahakkuk ettirildiği ve bu tutarında davacıya ödendiğini, mezkur sözleşmenin bitimini müteakip 15.03.2016 tarihinde yeni bir sözleşme imzalandığını, her iki taraf arasında ticari ilişki devam ederken taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili şirket tarafından 20.12.2017 tarihli ihtarname ile yaşanan finansal değişiklikler nedeniyle sözleşmeye uygun bir şekilde 60 gün sonra geçerli olmak üzere feshedildiğini, sözleşmenin feshi ardından davacı şirketin 5 yıldır süregelen ticari teamül gereği dolar kurunu sabitleme
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

uygulamasından kendiliğinden dönerek, Haziran 2017’de sabitlenen kur olan 2,7190 üzerinden değil yenileme sözleşmesinin tarihi olan Mart 2016 dolar kurunu baz alarak fatura tahakkuku yaptığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başladığı Mayıs 2013 tarihinde güncel kur baz alınarak fatura tahakkuku yapılıyorken, dolar artışı nedeniyle taraflar arası dolar kurunun sabitlenmesi için anlaşmaya varıldığını, bu doğrultuda Şubat 2014 tarihinden sonra dolar kurunun her iki tarafın yaptığı sözleşmeler neticesinde 2 yıl boyunca 2,00 olarak sabitlendiği ve bu teamülün taraflar arasında 5 yıl boyunca süregeldiğini, 2.yılın sonunda dolar kuru yine artış gösterdiğinden tarafların ortak mutabakatı ile Mart 2016’da 1 yıl boyunca 2.1752 baz alınarak sabitlendiğini, en son gelinen noktada yine 1.yılın sonunda Haziran 2017 ‘de yine tarafların mutabakatı ile 2.7190 olarak belirlendiğini, yapılan bu açıklamalara göre, fatura tutarının en fazla 2.7190 baz alınarak 100.000,00TL + KDV olması gerekirken, davacı tarafından Mart 2016 tarihindeki dolar kuru olan 3,6362 belirlenerek 157.803,86TL tutarında faturanın tahakkuk ettirildiğini, mezkur faturanın hukuka aykırı olması nedeniyle davacı yana iade edildiğini, ancak davacının müvekkiliyle faturayı düzeltmek ya da dolar kurunun sabitlenmesi için mutabakat yapmak yerine huzurdaki davaya konu icra takibini başlattığını, taraflar arasında dolar kuru üzerinde mutabakata varılmadığında ödeme emrine itiraz edilmek zorunda kalındığını, davacı ile müvekkili arasında yeni bir kur sabitlemesi için herhangi bir görüşme yapılmadığını, oysa ki Haziran 2017’de kur tutarının taraflar arasında belirlenmiş olduğundan davacının dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, taraflar arası münakid yenileme sözleşmesi “Ücret, Süre ve Ödemeler” başlıklı 2.maddesinde; “… İlk yılın bitimini takiben 31.03.2017 tarihinde taraflar söz konusu tarihteki cari kurdan fazla olmamak ve/veya işbu sözleşmede belirlenenden az olmamak kaydıyla kalan sözleşme süresi için bir sonraki yılın kurunu revize edeceklerdir.” dendiğini, oysa taraflar arasında dolar kurunun sabitlenmesi ve güncel kurun baz alınacağına dair yapılan bir mutabakat bulunmadığı gibi baz alınması gereken tutarın sözleşme uyarınca 2.1752-3.6362 arasında bir tutar olması gerekirken, en üst seviyedeki tutarın baz alınması ve davacının bunu kendi kendine yapmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, zira sözleşme ile belirlenen kur 2.1752 iken o günkü dolar kurunun 3.6362 olduğunu, bu doğrultuda baz alınması gereken kurun 2.1752-36362 olması gerektiğini, davacının, müvekkili şirket ile arasında düzenlenmiş olan sözleşmesinin, müvekkili tarafından Aralık 2017 tarihli ihtarnamesi ile feshine kadar söz konusu faturaların taraflar arası mutabakattan sonra belirlenen kurdan tahakkuk etilmiş olmasına rağmen davacı tarafından Medeni Kanun’un 2.maddesine aykırı şekilde 1 sene önceki Mart 2017 kuru baz alınarak fatura düzenlenmiş olduğunu, tarafların Şubat 2014 tarihinden süregelen teamül gereği anlaşarak kur sabitlemesi yapması gerektiğini, davacının Ocak ve Şubat 2018 faturasını tahakkuk ettirirken Mart 2016 kuru olan 3.6362’yi baz aldığını, Mart 2018 faturasını tahakkuk ettirirken dolar kuru olarak 2.1752’yi baz aldığını, bunun da hakkın kötüye kullanıldığını açıkça gösterdiğini, taraflar arasında hangi dolar kurunun baz alınarak fatura düzenleneceği belirlenmediğinden icra inkar tazminatı talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca cevaba cevap, 2. cevap dilekçeleri, delil listeleri ve ekleri dosyaya sunulmuş, bu bağlamda dava dayanağı olan Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası dosyamız arasına celp edilmiş, dosyanın incelenmesinde; alacaklısının ….. VE REKLAMCILIK A.Ş., borçlusunun …..İLETİŞİM HİZMETLERİ A.Ş. olduğu, borç miktarının 157.803,76.-TL olduğu, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, iş bu davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususlarında tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bu kapsamda bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda ÖZETLE; Tarafları …… Ve …… ile ….. Digital Platform İşletmeciliği A.Ş. olan ve ….. Kurucuları tarafından ….. VE REKLAMCILIK A.Ş. adına ….. Logolu Kanalın D-Smart Platformu Üzerinden İletim Sözleşmesinin 30.Ocak.2013 tarihinde imzalandığını, Tarafları …… Ve …… ile davalı …Ş. olan 15.03.2016 tarihli “Yenileme Sözleşmesinin” ….. Kurucuları tarafından
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır
….. ve Reklamcılık A.Ş. arasında devam eden ( 30.Ocak.2013 tarihli Sözleşme) Sözleşmenin uzatılması için akdedildiği ve ilgili ek protokolle ….. İLETİŞİM HİZMETLERİ A.Ş.’ne 01.Ocak.2014 tarihinden itibaren devredilmiş sözleşmenin aynı süre ve koşullarda yenilendiği, işbu sözleşme ile davacı şirket tarafından her ay düzenlenecek fatura mukabilinde eşit taksitler halinde lisans bedeli olarak ayda 36.778 USD +KDV karşılığı Türk Lirasının sözleşme ile belirlenen kur ile hesaplanacağı; 31.03.2017 tarihine kadar kurun ( 1USD = 2.17552TL) üzerinden hesaplanarak fatura düzenlenmesi suretiyle işbu sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren başlamak üzere her ayın 1.günü yapılacağı; İlk yılın bitimini takiben 31.03.2017 tarihinde tarafların söz konusu tarihteki cari kurdan fazla olmamak ve/veya bu sözleşmede belirlenenden az olmamak kaydıyla kalan sözleşme süresi için bir sonraki yılın kurunu revize edeceğinin hükme bağlandığı, ilk 1 yıllık süre içerisinde davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturaların sözleşmede kararlaştırılan 1 USD = 2.1752TL kur üzerinden düzenlendiği, 2. yıl için ise yine taraflar arası mutabakatla 1 USD = 2.7190 TL üzerinden düzenlendiğinin anlaşıldığı, zira davacı şirket tarafından davalı şirket adına yenileme sözleşmenin 2.yılında 1 USD = 2.7190 TL üzerinden düzenlenen faturaların her iki şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davalı şirket tarafından davacı şirket adına Beşiktaş ….. Noterliği’nin 20.12.2017 tarih, ….. yevmiye nolu, ihtarnamesi taraflar arası sözleşmenin feshedildiği ve işbu sözleşme feshinin ana sözleşme 14/3. Hükmüne uygun olarak yapıldığı, yani fesih ihtarname tarihi olan 20.12.2017 tarihinden itibaren 60 gün sonra taraflar arasındaki münakid İletim Sözleşmesi ve eki Yenileme Sözleşmesinin hüküm doğurmak üzere fesh edilmiş olduğunun bildirildiği, bu bildirimin ardından davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlendiği görülen takip ve dava konusu bedele esas 01.01.2018 tarih, 066401 no.lu, 157.803,76 TL bedelli “Ocak Ayı ….. Lisans Bedeli” açıklaması ile düzenlenen taraflar arası mutabakat ile 2. yıl için kararlaştırılan 1 USD = 2.7190TL kur üzerinden değil bir sonrası yıl 31.03.2017 dönemi TCMB kuru olan 1 USD= 3.6362 TL kur üzerinden düzenlendiği, takip ve dava konusu bedele esas faturanın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmekle işbu fatura kaydına davalı şirket ticari defterlerinde rastlanmadığı, taraflar arası Yenileme Sözleşmesinin hukuki yorumu Mahkemeye ait olmak üzere, taraflar arası mutabakatla 1 yıllık süre için yürürlükte olan 1 USD =2.7190TL üzerinden fatura düzenlenmesi gerektiği yönünde kanaat oluşması halinde davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği bedelin 36.778,00USD + %KDV (6.620 USD) = 43.398,00USD X 2.7190TL= 118.000,00TL’ye isabet edeceği, Mahkemenin hukuki değerlendirmeleri neticesinde aksi yönde kanaat oluşması halinde ise davacı şirketin davalı şirketten icra takibine konu 36.778,00USD +%KDV (6.620 USD) = 43.398,00USD X 3.6362 TL = 157.803,76TL talep edebileceği rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Taraflar arasında 30/01/2013 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmeye göre davacı şirket kanalının davalı şirket platformunda iletiminin yapılmaya başlandığı, sözleşmenin 15/03/2016 tarihli sözleşme ile 01/01/2014 tarihinden itibaren devredilen sözleşme ile aynı süre ve koşullarda yenilendiği, sözleşme uyarınca; davacı şirket tarafından her ay düzenlenecek fatura mukabilinde eşit taksitler halinde lisans bedeli olarak ayda 36.778 USD+KDV karşılığı Türk lirasının sözleşme ile belirlenen kur ile hesaplanacağı, 31 Mart 2017 tarihine kadar kurun (1 USD = 2.1752 TL) üzerinden hesaplanarak fatura düzenlenmesi suretiyle sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren başlamak üzere her ay birinci günü yapılacağı, ilk yılın bitimini takiben 31/03/2017 tarihinde tarafların söz konusu tarihteki cari kurdan fazla olmamak ve bu sözleşmede belirlenenden az olmamak kaydıyla kalan sözleşme süresi için bir sonraki yılın kurunun revize edeceğinin hükme bağlandığı, bu kapsamda ilk bir yıllık süre içerisinde davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturaların sözleşmede kararlaştırılan 1 USD = 2.1752 TL kur üzerinden düzenlendiği, ikinci yıl ise yine taraflar arasında mutabakatla 1 USD = 2.7190 TL üzerinden düzenlenen faturaların her iki şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davalı şirket tarafından davacı şirket adına Beşiktaş ….. Noterliğinin 20.12.2017 tarih, ….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arası sözleşmenin feshedildiği ve ana sözleşmenin 14/3 hükmüne göre feshi ihtarname tarihi olan 20/12/2017 tarihinden itibaren 60 gün sonra taraflar arasındaki sözleşmenin ve yenileme
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır
sözleşmesinin hüküm doğurmak üzere feshedilmiş olduğunun bildirildiği, bu bildirimin ardından davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlendiği görülen takip ve dava konusu bedele esas 01/01/2018 tarih, ….. nolu 157.803,76 TL bedelli “Ocak ayı ….. lisans bedeli” açıklamasıyla düzenlenen faturanın taraflar arasında mutabakat ile ikinci yıl için kararlaştırılan 1 USD = 2.7190 TL kur üzerinden değil bir sonraki yıl 31/03/2017 dönemi TCMM kuru olan 1 USD = 3.6362 TL kur üzerinden düzenlendiği, uyuşmazlığın da buradan kaynaklandığı, buna ilişkin davacı tarafça düzenlenen faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, bilirkişi raporunda sunulan mali tablo dikkate alındığında 02/02/2014-01/02/2016 arası 1 USD kurunun 2.00 TL olarak belirlendiği, tarafların bu hususta mutabık oldukları, yenileme sözleşmesi ile kararlaştırılan 1 USD = 2.1752 TL kur üzerinden fatura düzenlenmeye başlandığı ve 01/03/2016 – 03/05/2017 tarihleri arası düzenlenen faturaların 1 USD =2.1752 TL üzerinden düzenlendiği, devamında 01/06/2017 – 04/12/2017 tarihleri arasında 1 USD =2.7190 TL üzerinden düzenlendiği hususunda iki tarafın defterlerinin de uyumlu olduğu belirtilen tarih aralığı dikkate alındığında ikinci yıl için kararlaştırılan 1 USD =2.7190 TL üzerinden fatura düzenlenmesi yönündeki teamülün devam ettirilmesi gerektiği, 04/12/2017 tarihine kadar 1 USD =2.7190 TL üzerinden düzenlenen faturalara itirazın olmayan davacının sözleşmenin feshi ile birlikte tarafların mutabık olmadıkları oran üzerinden fatura düzenlenmiş olmalarının hukuk düzeni tarafından korunamayacağı anlaşılmakla bilirkişi raporunun 9-a maddesinde yapılan hesaplamaya itibar edilerek 1 USD =2.7190 TL kabul edilmek suretiyle 118.000 TL üzerinden icra takibinin devamına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE ;
Bakırköy ….. İcra dairesinin …. esas sayılı dosyasında icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 118.000 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
İcra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 8.060,58.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.905,88.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 789,02.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 5.365,68.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ile 1.905,88.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 177,70.-TL posta gideri ve 800,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 977,70.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 723,49.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 12.190,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.728,41.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
*Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümleri uyarınca elektronik imza ile imzalanmıştır.*