Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/28 E. 2018/1218 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

BAKIRKÖY
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/28 Esas
KARAR NO : 2018/1218

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/01/2018
KARAR TARİHİ : 20/12/2018
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 26/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 05/01/2018 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Davacı müvekkil tarafından …. Köyü, …. Mevkii, …. pafta, …. ada, …. parsel No’lu Silivri de bulunan arsayı 7.000.000,00 TL satış bedeli + 1.260.000,00 KDV olmak üzere toplam 8.260.000,00 TL üzerinden davalıya tapuda satıldığını ve teslim edildiğini işbu satışa binaen davalı tarafından davacı müvekkkile sadece 5.000.000,00 TL ödeme yaptığını ve satış bedelinin kalan kısmını ödemediğini bunun üzerine müvekkil tarafından davalıya Bakırköy … Noterliğinden ihtarname keşide edilerek ödenmeyen kısmın ödenmesi için ihtar ve ihbar edildiğini, ihtarnameyi tebliğ alan davalı tarafından İstanbul …. Noterliğinden düzenlenen ihtarname ile faturaya ve alacağa itiraz edildiğini, iş bu ihtarnamede 7.000.000,00-TL satış bedelinin KDV dahil tutar olduğu beyan edildiğini, tapuda belirtilen satış bedeli taşınmazın KDV’siz net satış bedeli olduğunu, satış bedelinin KDV dahil olarak belirlenip belirlenmediğininin önemli olduğunu, tapuda belirtilen 7.000.000,00 satış bedeli ilgili mevzuatlar gereğince KDV hariç tutar olduğunu, davacı ve davalı tarafın arsanın satış bedeli konusunda 7.000.000,00 TL satış bedeli + 1.260.000,00 TL KDV olmak üzere toplam 8.260.000,00 TL şeklinde anlaşılmış olduğunu, davalı işbu hususu bilmesine rağmen satış bedelinin kalanını ve KDV oranını da davacı tarafından ödenmediğini belirterek davacı ile davalı arasında gerçekleşen satışa istinaden davacının alacaklı olduğunun tespiti ile HMK 109 uyarınca kısmi alacak davası olarak davanın kabul edilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;
Dava konusu arsanın tüm bedeli nakten ve tamamen ödenerek davacıdan satın alındığını, taraflar arasında satışı yapılan arsanın KDV dahil olarak 7.000.000,00 TL bedelle satıldığını, bu hususta davacıya banka havalesi ile 5.000.000,00 TL ve elden 2.000.000,00 TL olmak üzere toplam 7.000.000,00 TL bedel ödendiğini, davacının satış bedelinin üzerine KDV talep etmesinin kanuna ve usule aykırı olduğunu, davacının hukuken müvekkilden talep edebileceği hiçbir karşılığın olmadığını, davacının resmi senetteki beyanı ile bağlı olduğunu belirterek davacının haksız ve usulsüz olarak açtığı davasının reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
Silivri Tapu Müdürlüğü’ne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, taşınmaz satımı nedeniyle tahakkuk eden KDV bedelinin ve bakiye taşınmaz bedelinin talebine ilişkin alacak davasıdır.
Eldeki davada davacı taraf, …. Köyü, …. Mevkii,…. pafta, …. ada, …. parsel No’lu Silivri de bulunan arsanın 7.000.000,00 TL satış bedeli + 1.260.000,00 KDV olmak üzere toplam 8.260.000,00 TL üzerinden davalıya tapuda satıldığını ve teslim edildiğini işbu satışa binaen davalı tarafından 5.000.000,00 TL ödeme yapıldığını ve satış bedelinin kalan kısmı olan 2.000.000 TL’nin ve tahakkuk eden 1.260.000,00 TL KDV bedelinin ödenmediğinden bahisle alacak talebinde bulunduğu, davalı taraf ise taraflar arasında satışı yapılan arsanın KDV dahil olarak 7.000.000,00 TL bedelle satıldığını, bu hususta davacıya banka havalesi ile 5.000.000,00 TL ve elden 2.000.000,00 TL olmak üzere toplam 7.000.000,00 TL bedel ödendiğini, davacı alacağının kalmadığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında resmi olarak yapılan taşınmaz satım sözleşmesinde satım bedelinin peşin olarak ödendiğinin hüküm altına alındığı ve bu sözleşmede KDV’nin davalı tarafça ödeneceğine dair herhangi bir sözleşme hükmünün de bulunmadığı, hal böyle olunca Türk Medenî Kanunu m. 6 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ispata dair hükümleri gereğince, bedelin eksik ödendiği ve KDV bedelinin davalı tarafından ödeneceği hususlarında ispat yükü davacıya ait olup, davacı bu ilişkiyi yasal delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Dosya kapsamına göre davacı tarafça buna dair herhangi bir yazılı delil ibraz edilemediği gibi, müddeabihin miktarı itibariyle HMK’nun m. 200 ve devamı maddeleri uyarınca olayda tanık da dinlenemez.
Yüksek Yargıtay (… ). Hukuk Dairesi’nin 11.06.2013 tarihli ve …. E., …. K. Sayılı ilamında aynen;
“…Tarafların sözleşme ve satış aşamasında satış bedeline KDV’nin dahil olup olmayacağı konusunda herhangi bir anlaşma yapmadıkları, davacının satış işleminden sonra KDV tutarını gösteren faturayı düzenleyerek davalıya gönderdiği, satış bedelinin KDV’yi içermediği hususu ayrıca belirtilmedikçe KDV’nin satış bedeli ile birlikte bu bedel kapsamında ödendiğinin kabul edileceği, bu nedenle satış bedeline KDV’nin de dahil olduğu…” şeklinde içtihat edildiği,
Yine Yüksek Yargıtay (… ). Hukuk Dairesi’nin 03.11.2010 tarihli ve …. E., …. K. Sayılı ilamında aynen;
“…Sözleşme sırasında, satış bedeli ve vergi tutarını ayrı ayrı göstermeyen satıcının satıştan dolayı ödediği KDV’yi alıcı adına değil kendi adına ödemiş sayılacağı, somut olayda vergiyi doğuran olayın taraflar arasındaki taşınmaz satışı olduğu, davacı satıcının KDV’yi devlete ödemek zorunda olduğu, bedelin satış sözleşmesinin esaslı unsurlarından sayıldığı, davacının başlangıçta üzerinde iradelerin birleştiği bedel dışında alıcıdan ayrı bir talepte bulunamayacağı, davalının itirazında haklı olduğu…” şeklinde içtihat edilmiştir.
Tüm bu hususlar, tapu resmî senet örneği, yukarıda anılan emsal içtihatlar ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı satıcının dava konusu taşınmazı Silivri Tapu Müdürlüğü’nün 06.02.2017 tarihli ve …. yevmiye numaralı resmi senedi ile 7.000.000,00 TL bedel karşılığı nakden ve peşin olarak davalıya sattığı, resmi senette bedelin eksik ödendiği ve KDV’nin ödeme yüküne ilişkin herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, davacı satıcının bu bedelleri isteyebilmesi için, bu konuda satıştan önce davalı alıcı ile bir belge düzenlemesi ve bu belgede ücretin eksik ödendiği ve davalı alıcının KDV bedelini ödeyeceğini kabul etmesi gerektiği, somut olayda, alıcının böyle bir kabulü ve bu doğrultuda bir belge bulunmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 34.172,08-TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye kalan 34.136,18-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 80.215,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/12/2018

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı