Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/274 E. 2019/805 K. 16.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/274 Esas
KARAR NO : 2019/805

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/03/2018
KARAR TARİHİ : 16/09/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 15/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; davacı şirket nezdinde 03.06.2016-2017 vadeli kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan …… plakalı aracın 23.09.2016 tarihinde ….. üst geçit çalışmasındaki beton parçasının düşmesi neticesinde meydana gelen trafik kazası sonucunda hasarlandığını, yaptırılan hasar ekspertiz incelemesi ve faturalar neticesinde sigortalı araçta 7.281,40 TL’lik hasar oluştuğunu ve bu miktarın sigortalıya müvekkili şirket tarafından 09.11.2016 tarihinde ödendiğini, hasarın ödenmesiyle mukavele şartlarına ve ticaret kanunu 1472. maddesi hükmüne göre müvekkili şirketin sigortalının yerine kaim olduğunu ve sigortalının zarara sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü haklarının müvekkili şirkete intikal ettiğini, müvekkili şirketin hem halefiyet hem de temlik hükümlerine göre zarar veren 3.şahıslara karşı dava ve talep hakkına sahip olduğunu, ….. üst geçit çalışmasındaki beton parçasının müvekkili şirket nezdinde sigortalı …… plakalı aracın üstüne düşmesi ve aracın yol hakimiyetini kaybetmesi sonucu trafik kazası meydana geldiğini, …..Büyükşehir Belediye Başkanlığının, hasara yol açan ….. üst geçit çalışması sırasında gerekli önlem ve tedbirleri almaması sebebiyle hizmet kursu bulunduğundan ve ….. üst geçit çalışmasının yapımının …..Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından davalı şirketlere ihale edilmiş olması ve yapım işi sözleşmesi uyarınca aynı zamanda sorumluluğun 1 ve 2 no.lu davalının bulunmasından dolayı, tüm davalıların meydana gelen zararın tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, dava öncesinde zararın rücuen tazmini için müvekkili şirket tarafından davalılara müracaat edildiğini ancak herhangi bir sonuç alınamadığından iş bu davanın açılması zarureti doğduğunu beyan ederek; fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 7.281,40 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği görülmüştür.
Davalı ….. TAAHHÜT VE TİCARET A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin söz konusu olayla ilgili herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı sigorta şirketinin kaza tespit tutanağına dayanarak başkaca hiçbir incelemeye gerek duymaksızın müvekkili şirkete rücu ettiğini, müvekkilinin kusurlu olduğunun kaza tespit tutanağıyla kesinleştiğinin söylenemeyeceğini, söz konusu kaza nedeniyle bu kadar zararın meydana gelmesinin mümkün olamayacağını, kusur yönünden keşif ve bilirkişi ile kusur durumu netleştikten sonra zarar konusunun hesap bilirkişisine gönderilmesini talep ettiklerini beyan ederek; davanın reddine karar verilemesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı …..BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI vekili davaya cevap dilekçesinde özetle;
Dava konusu zararın meydana gelişinde idareye atfedilebilecek herhangi bir kusurdan söz edilemeyeceğini, idareye karşı açılacak davaların özel hukuk hükümlerine tabi olması nedeniyle görev yönünden itiraz ettiklerini, üst geçit yenileme çalışmaları yapım aşamasında meydana gelen olayda davalı firmaların sorumlu olduklarını, yapılan sözleşmeler gereği, trafik emniyetlerinde müteahhit firmaların sorumlu olduğunu bu nedenle husumetin Belediyeye yöneltilmesinin yerinde olmadığını ve reddi gerektiğini, belediye tarafından yapılan tüm çalışmalar esnasında gerekli özenin gösterildiğini, olayın meydana geldiği yerde, anılan tarihte belediyece herhangi bir çalışma yapılmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı tarafça delil olarak sunulan trafik kazası tespit tutanağının incelenmesinde; Dava konusu olan kazanın, 23/09/2016 günü sürücü ….’nin sevk ve idaresindeki …… plakalı aracıyla betonun üzerinden geçerek direksiyon hakimiyetini kaybederek orta şeritte seyir halinde olan ….. plakalı aracın sol arka tampon kısmına çarpması şeklinde gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulmuş bulunan genişletilmiş kasko paket poliçesi incelendiğinde, …… plakalı aracın davacı şirket tarafından sigortalandığı, mezkur kazanın poliçenin geçerli olduğu zaman dilimi içerisinde meydana geldiği, kazanın poliçe kapsamında kaldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan kesin ekspertiz raporunda, dava konusu …… plakalı …. marka ve modelli araçta değişen parça ve işçilik olmak üzere toplam KDV dahil 7.281,40 TL parça ve işçilik bedeli tespit edilmiştir.
Yine dava dilekçesine ekli e-fatura içeriğinde araçta değişen parçaların listesi ayrıntılı bir şekilde yazılmış ve parça bedeli olarak 6.538,19 TL’nin davacı sigorta şirketine fatura edildiği, keza işçilik bedeli olarak 743,40 TL’nin de davacı sigorta şirketine fatura edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut banka EFT ödeme belgelerinin incelenmesinden, davacı şirket tarafından aracın tamirinde işçilik işini yapan servise 09/12/2016 tarihinde 743,40 TL ödeme yapıldığı, yine aynı servise 12/12/2016 tarihinde 26.695,31 TL ödeme yapıldığı, bu 2.ödemenin 6.538,00 TL lik kısmının dava konusu aracın tamiri ve parça değişimi için yapılan ödeme olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu kazada teknik yönden kusur değerlendirmesi yapılması ve araçta meydana gelen hasar miktarının belirlenmesi HMK’nun 266.maddesi uyarınca özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişinin görüşüne başvurulması gerekmiş ve bilirkişi raporu aldırılmıştır. Makine mühendisi ve trafik bilirkişisinden oluşan iki kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 29/01/2019 tarihli kök raporda davalıların dava konusu kazanın oluşumunda müştereken % 100 oranında asli ve tam kusurlu oldukları, …… plakalı araç sürücüsünün bu olayın oluşumunda atfı kabil bir kusuru olmadığı, dosyada mevcut faturada belirtilen hasar miktarlarının kadri maruf olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır. Tarafların itirazları üzerine bilirkiyşi heyetinden ek rapor aldırılmış ve 12/07/2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda kök rapor ile aynı kanaate varıldığı görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı sigorta şirketi tarafından kasko poliçesi ile sigortalanan aracın 23/09/2016 tarihinde meydana gelen kaza neden ile hasarlanması sonucunda sigorta şirketi tarafından hak sahibine ödenen meblağın sorumlulardan rücuen tahsili talebine yöneliktir.
Dava konusu kazanın, kaza yerinde bulunan üstgeçitte yapılan çalışma sonucunda yola düşen beton parçasından kaynaklandığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Aldırılan bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği üzere kaza sigortalı aracın bu beton parçasına çarpması sonucunda gerçekleşmiş olup, dava dışı ara sürücüsünün bu beton parçasını öngörebilmesi mümkün olmadığından, alabileceği ancka almadığı herhangi bir tedbir ve davranış bulunmadığından atfı kabil kusuru bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı şirketler, söz konusu üst geçit yapım çalışması davalı ….. tarafından kendilerine ihale yolu ile verilen şirketler olup, üst geçitin yapımında yola herhangi bir parça düşmemesi konusunda gerekli güvenlik önlem ve tedbirlerini almaları gerekir iken almamaları nedeni ile, davalı …. ise her ne kadar söz konusu üst geçitin yapım işini davalı şirketlere vermiş ise de 3.kişilere karşı gerekli denetim ve tedbirleri alması gerekir iken almaması nedeni ile davalıların meydana gelen kazadan % 100 kusurlu olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları kanaatine varılmıştır.
Hasar miktarının belirlenmesinde; dosyaya sunulan ekspertiz raporu ve faturaların içerikleri ile özellikle aldırılan bilirkişi raporunda hasar miktarlarının kadri maruf olduğunun belirlenmesi nedeni ile davacı sigorta tarafından yapılan hasar ödemesinin gerçek durumu yansıttığı kanatine varılmıştır.
Davalı belediye başkanlığı tarafından her ne kadar görev(yargı yolu) itirazında bulunulmuş ise de, söz konusu kazanın belediyenin doğrudan idari hizmetinden kaynaklanmayıp özel hukuk tüzel kişileri tarafından yapılan çalışma sonucunda meydana glen haksız fiil olması nedeni ile adli yargının görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Yine davalı belediye başkanlığı tarafından husumet itirazında bulunulmuş ise de, husulmet itirazına dayanak yapılan şartname ve sözleşme hükümleri sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereğince sadece taraflarını bağlayacağından bu yöndeki itirazlara da mahkememizce itibar edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm deliller muvacehesinde; davacı sigortacının, poliçe kapsamında yaptığı ödemeleri TTK’nun 1472.maddesi uyarınca halefiyet yoluyla sorumlulardan talep edebileceği, bu kapsamda sigortalıya ödeme yaparak sigortalı yerine geçen sigortacının, yaptığı ödemeler için ödeme tarihlerinden itibaren faiz talep edebileceği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE
743,40 TL alacağın 09/12/2016 tarihinden itibaren, 6.538,00 TL alacağın 12/12/2016 tarihinden itibaren TCMB’nin kısa vade kredide uyguladığı avans faizi uygulanmak suretiyle işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 497,40.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 124,35.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 373,05.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 124,35.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.300,40.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalılarının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede ….. Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/09/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır