Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/201 E. 2022/464 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/201 Esas
KARAR NO : 2022/464

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/02/2018
KARAR TARİHİ : 30/05/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 06/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı ……….’ın davalı ……… adına kayıtlı davalı ……… Sigorta şirketince sigortalı araç ile müvekillerine tam kusurlu olarak çarptığını ve müvekillerinin yaralandığını belirterek 5.000 TL maddi tazminatın müşterek müteselsilen 50.000 TL manevi tazminatın ise davalı gerçek kişilerden tahsilini talep etmiş daha sonra maddi tazminat talebini 67.073,32 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP
Davalı sigorta şirketi vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; dava konusu olay ile ilgili maluliyet, kusur hesaplaması yapılması gerektiğini ve tazminatın poliçeye göre hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ……… süresinde olmayan cevap dilekçesinde özetle; kazada kusuru olmadığını kusurun davacıda olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı tarafça, 26/09/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sürücü ……….’ın sevk ve idaresindeki ……… plakalı aracı ile davacı yayaya çarpması nedeni ile davacının yaralanmasından dolayı davalılardan maddi tazminat ve davalı gerçek kişilerden manevi tazminat istemi ile işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; dava konusu kazada davalıların kusur ve sorumluluklarını bulunup bulunmadığı, davacının kaza sonucunda yaralanması nedeni ile geçici olarak işten kalıp kalmadığı ve sürekli olarak işgöremez hale gelip gelmediği ve sonuç itibariyle davacının davalılardan geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ile davalı gerçek kişilerden manevi tazminat talep edip edemeyeceği hususları olarak saptanmıştır.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte olan tüm deliller; trafik kayıtları, sigorta hasar dosyası ve poliçe, davacının tedavi gördüğü hastaneden tedavi evrakları, davacı ve davalı gerçek kişilerin mali ve sosyal durum araştırma raporları, Bakırköy …….. Asliye Ceza Mahkemesinin ……. E sayılı dosyası vs. tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davacının maluliyet durumu hakkında düzenlenen İstanbul Adli Tıp Kurumu ……. İhtisas Kurulu’nun …….. tarih ve sayılı raporda, davacının 26/09/2017 tarihinde geçirdiği dava konusu kaza nedeni ile 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre tüm vücut engellilik oranının yüzde sıfır olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği yönünde rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından sunulan ……… Hastanesi tarafından düzenlenmiş bulunan sağlık kurulu raporunda davacının maluliyet oranının % 12 olarak tespit edilmiş olunması nedeni ile, ATK raporu ile bu sağlık kurulu arasındaki çelişkinin giderilmesi açısından Adli Tıp Kurumu üst kurulundan rapor aldırılmasına karar verilmiş, Adli Tıp Kurumu İkici Üst Kurulu tarafından düzenlenen ……. tarihli raporda ilk rapordaki görüşün muhafaza edildiği anlaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesinin sigorta genel şartları ile ilgili iptal kararı neticesinde Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanma olanağı kalmadığı değerlendirilmekle, davacının maluliyet durumunun Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre (teknik açıdan bu yönetmeliğe göre tespitin mümkün bulunmaması halinde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre) tespiti için Adli Tıp Kurumundan yeniden rapor alınmış, ATK …….. İhtisas Kurulunun 01/12/2021 tarih …….. sayılı raporunda davacının E cetveline göre % 5,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağının bildirildiği görülmüştür. Anılan bu raporun denetime ve hüküm kurmaya uygun olduğu değerlendirilerek maluliyet oranı yönünden bu rapor hükme esas alınmış ve davacının dava konusu kaza sonucunda % 5,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce kusur durumu yönünden bilirkişi raporu alınmış, kazanın meydana gelmesinde davacı yayanın % 25, davalı sürücünün ise % 75 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Kusur durumunun mahkememizce değerlendirilmesinde; davacı yayanın kaza anında KTK Yönetmeliğinin 138/1-B maddesinde belirtilen karşıdan karşıya geçme kullarına uymayarak hareket ettiği, kaza anında yeterince dikkatli davranmadığı, davalı sürücünün ise 7 metrelik yolun neredeyse tamamlayan davacı yayaya yeterince dikkat etmeyerek ve aracının hızını kavşağa yaklaşırken azaltmayarak KTK’nun 52/1-A ve B maddelerine aykırı hareket ettiği, ihlal ettikleri kurallar ve kazanın meydana gelmesine etkileri açısından davacının % 25, davalı sürücünün ise % 75 oranında kusurlu olduğu takdir ve sonucuna varılmış, bu konuda bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Davalı …….. vekili tarafından her ne kadar tanık dinletme talebinde bulunmuş ise de, davaya süresinde cevap dilekçesi sunulmamış olması ve bu surette süresinde tanık deliline başvurulmamış olması nedeni ile bu yöndeki talebin reddi gerekmiştir.
Mahkememizce aktüerya bilirkişisinden hesap yönünden rapor aldırılmış, sunulan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla raporda yapılan hesaplamalar hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesi ise; dava değerinin bilirkişi raporu doğrultusunda maluliyet nedeni ile geçici ve sürekli iş ve güçten kalma tazminatı olarak toplam 67.073,32 TL’ye yükseltildiğinin bildirildiği görülmüştür.
6098 sayılı TBK’nun 49/1.maddesinde yer alan “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, aynı kanunun 50.maddesinde ise “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler” ve 51/1.maddesinde ise “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler” hükümleri uyarınca ve yine aynı kanunun 56.maddesinde yer alan “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” hükmü uyarınca dava konusu haksız fiil nedeni ile haksız fiil faili olan davalı sürücünün davacı tarafın maddi zararlarından sorumlu ve davacı taraf lehine durumun gereği ve kusur durumu dikkate alınarak manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği, maddi tazminatın hesaplanmasında, davacı tarafın varsa müterafik kusurunun da tazminat hesaplamasında dikkate alınarak maddi tazminatın bu oranda indirilmesi gerektiği,
Keza, işleten ve ZMMS sigortacısının sorumluluğu bakımından, 2918 sayılı kanunun 85.maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar…İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur”, bu kanunun 86.maddesinde “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir” ve yine bu kanunun 88.maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” hükümleri uyarınca dava konusu trafik kazası nedeniyle davalı işletenin maddi ve manevi tazminattan, davalı zorunlu mali mesuliyet sigortacısı şirketin ise mezkur kanunun 92/1-f bendi uyarınca sadece maddi tazminattan sorumlu olmak üzere davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları anlaşılmıştır.

Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde;
MADDİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN; dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacının % 25, davalı sürücünün % 75 kusurlu bulundukları, davacının müteferik kusur oranına göre maddi tazminat miktarından indirim yapılması gerekeceği, davalıların haksız fiili gerçekleştiren araç sürücüsü ve ZMMS sigortacısı şirketin TBK ve KTK hükümlerine göre davacı zararlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları, davacı tarafça talep edilen tazminat miktarlarının poliçe limitleri dahilinde olduğu, alınan ve denetime-hüküm kurmaya elverişli bulunan aktüerya bilirkişisi raporunda davacının % 5,2 oranındaki meslekte kazanma gücü kaybı karşılığı sürekli iş göremezlik zararının 56.437,03 TL, 9 ay çalışamaması nedeni ile geçici iş göremezlik zararının 10.363,29 TL olduğu, bu iki meblağ toplandığında davacının talep edebileceği maddi tazminat toplamının (56.437,03 TL + 10.363,29 TL) 66.800,32 TL şeklinde saptanan maddi tazminat miktarları yönünden davanın kısmen kabulü fazlaya ilişkin talebin ise reddi gerektiği, davalı sürücü ve işleten yönünden olay tarihinden, davalı sigorta yönünden ise başvuruyu takip eden 8.iş günü sonu olan temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekeceği sonuç ve kanaatine varılarak maddi tazminat talepleri yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiştir.
MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN: Davalı sürücü ve işletenin(malikin), davacının % 5,2 oranında malul kalacak ve 9 ay boyunca işten güçten kalacak şekilde yaralandığı kaza nedeni ile TBK hükümleri çerçevesinde manevi tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları aşikârdır. 6098 sayılı T.B.K’nun 56/1. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de su götürmez. Bu ilkeler ve olayın oluş şekli, kusur oranları, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu bir bütün olarak değerlendirilerek davacı lehine manevi tazminat takdir olunmuş ve fazlaya ilişkin talebin reddi gerekmiştir. Ve yine faiz yönünden yukarıda belirtildiği üzere kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmetmek gerekmiş, netice itibariyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
1-10.363,29 TL geçici iş göremezlik ve 56.437,03 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 66.800,32 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 25/12/2017 tarihinden itibaren diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 26/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
2-30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ……… ve ……….’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat açısından alınması gereken 4.563,13-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 229,08.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 4.334,05-TL karar harcının davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat açısından alınması gereken 2.049,30-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 170,78.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.878,52-TL karar harcının davalılar ……… ve ……….’dan müştereken müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 229,08.-TL peşin harcın davalılardan müştereken müteselsilen 170,78 peşin harcın ise davalılar ……… ve ……….’dan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 2.201,62.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 1.256,21 TL’sinin davalılardan müştereken müteselsilen 564,16 TL’sinin ise davalılar ……… ve ……….’dan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat açısından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.484,04.-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat açısından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı ……… ve ……… Sigorta taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat açısından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 273,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
10-Davalı ……… kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat açısından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,

11-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı ……… vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/05/2022

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır