Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/149 E. 2022/531 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/149 Esas
KARAR NO : 2022/531

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 13/06/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 07/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 12/09/2014 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkilleri davalı ….. Evleri Konut Yapı Kooperatif’ne üyelik için 11.07.1999 tarihli Kooperatif Ana sözleşmesinin tüm hükümlerini ve getirilen yükümlülüklerini aynen kabul ettikleri ve ortaklık taleplerinin kabul edilmesi için yazılı başvuruda bulunduklarını, davalı kooperatif yönetimi tarafından üyeliğe kabulünün uygun bulması sonucu, üyelik sıfatını kazandıklarını, üyeliğin kazanılması ile birlikte yine 11.07.1999 tarihinde davalı kooperatiften …. Mah., ….. Cad., 1-A Blok K:12 D: 49 Beylikdüzü’ndekl dairenin Yönetim Kurulu kararıyla tahsisini, bu tahsis edilen daireden başka bir daireden hiçbir hak ve tahsis iddiasında bulunmamayı, noter önünde çekilen kuradan feragat ettiklerini, ödemelerini ve borçlarını yerine getireceklerini kabul ve taahhüt ettiklerini, davalı kooperatifçe de söz konusu taahhütnameye onay verilerek, taşınmazın davacı müvekkillere tahsisinin gerçekleştiğini, müvekkilerinin üyelik sıfatının kazanılması ile kooperatife taahhütte bulundukları üzere, ana sözleşmede öngörülen tüm hükümlere, getirelen yükümlülüklere genel kurul ve idare meclis kararlarına aynen riayet ettiklerini, ve üyelikten kaynaklanan hiçbir masraf ve yükümlülükten kaçınmadığını, edimlerini tam olarak yerine getirdiğini, kooperatif yönetimine borcu bulunmadığını, 1-A Blok K:12 D:49 olarak tahsis edilen ve tapuda Büyükçekmece….. Mah. … Köyü …. ada parsede b Blok 7 A 12 de kayıtlı gayrımenkulün sahibi olduklarını, kooperatif YKK ile tahsis edilen daire fiilen de müvekkillere teslim edildiğini, daire ile ilgili aboneliklerin tesis edildiğini, müvekkillerinin ortak sıfat ile genel kurullara çağrıldığını ve alınan kararlara uyduğunu, inşaatın eksiklikleri için Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. D.İş nolu dosyasında tespit yaptırılmış olduğunu, kooperatife karşı mali yükümlülüklerin yerine getirildiğini, davalı kooperatifin, bir kısım ortakların tapu devir ve tescillerini yaptığını, ancak bir kısım dairelerin tapuda devir ve tescillerini yapmadığını, davalı kooperatifin 08. 03. 2009 günlü genel kurulunda tasfiye kararı alındığını, tasfiye kat mülkiyetine geçebilmesi ve kat mülkiyeti tapusunu alabilmesi için ortaklara düşen kooperatif borçları belirlendiğini belirlenen meblağın da kooperatifçe bildirilen kooperatif hesabına banka hevalesi ile ödendiğini, buna rağmen gerekli işlemler yapılara müvekkillerinin dairesinin adlarına tescil edilmediğini,. Dairenin halen davalı kooperatif adına tapuda tescilli bulunduğunu, daireye, kooperatifin borçları sebebi ile hacizler konulduğunu, hacizlerin itirazsız kesinleştiğini, davalı kooperatifin kötüniyetli olduğunu, davalı kooperatif borçları nedeni ile muvazaalı birçok icra takibinin yürütüldüğünü ve gayrinemkuller üzerine onlarca haczin konulduğunukooperatifin muvazaalı işlemlerine ilişkin büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığının …… nolu soruşturması ile suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkiline verilmesi taahhüt edilen müvekkillerine verilmesi taahhüt edilen dairenin Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasından haciz konulduğunu ve cebri icra yolu ile ihale edildiğini, ihalenin feshi istemi ile Büyükçekmece İcra Hukuk Mahkemesine ……. esas ile 11.02.2013 tarihinde dava açılmış olduğunu, bu nedenle 1-A Blok K:12 D:49 olarak tahsis edilen ve tapuda Büyükçekmece … Mah ….. ada …… parselde B Blok 7 A 12 de kayıtlı dairenin 3. Şahıslara rızaen veya cebren devrinin durdurulması yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, tüm edimlerin yerine getirilmiş olması nedeniyle kooperatif YKK ile tahsis edilen dairenin davalı kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini, ve bu daire üzerinde mevcut tüm hacizlerin fekkine karar verilmesini, aksi durumda davalı kooperatif adına kayıtlı bulunan aynı nitelikte bir başka dairenin müvekkillerinin adına tapuda tesciline karar verilmesini, bu talebin de gerçekleşmesi mümkün olmaz ise, bu dairenin dava tarihindeki 170.000,00-TL rayiç bedelinin davalı kooperatiften dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olunmasına rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.

DELİLLER
Büyükçekmece ….. İcra Hukuk Mahkemesinin …… esas sayılı dosyasının UYAP çıktısı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …… Evleri Konut Yapı Koop.’nin ticaret sicil kaydı, İstanbul Valili Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün davalı kooperatife ait son genel kurul toplantısıa ait tutanak ve ekleri, İstanbul Valiliği Kadastro Müdürlüğünün Beylikdüzü İlçesi …. Mah. ….. ada …. parsele ait çap örneği,Beylikdüzü Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünün Beylikdüzü İlçesi ….. Köyü …. ada ….. parsel sayılı taşınmazın 7 A Blok 2. Kat 24 nolu bağımsız bölümün son durumu gösterir kaydı ve bahsi geçen taşınmaza ait aktif ve pasif tapu kaydı, ….. Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğünün ……. numaralı hesaba ait işlemleri gösterir hareketlerin ekli olduğu tablo.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava kooperatif ortaklığı nedeniyle yönetim kurulunca verilmesi taahhüt edilen kooperatif adına kayıtlı bağımsız bölümün tapusunun iptal ve tescili, mümkün olmadığı takdirde bağımsız bölümün rayiç bedelinin tazminine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalı kooperatif üyesi olup olmadığı, kooperatif karşı yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği ve buna bağlı olarak tapu iptali tescil olmadığı takdirde başka bir daire tahsisi veya rayiç bedel talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, 21/02/2017 tarih …… Esas ……. Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekilinin istinaf yoluna başvurması neticesinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesinin 24/01/2018 tarih …. Esas …… Karar sayılı kararı ile, özetle;
“Dosya kapsamına göre, davacının kooperatife üye olmak için müracaat ettiği, davacının üye giriş beyannamesini doldurmuş olduğu, üyeliğe uygun olduğuna ilişkin davalı kooperatifin imza ve kaşesinin bulunduğu, davacı tarafından sunulan taahhütnamede el yazısı ile (1-A Blok, K:12, D.49) yazıldığı, davalı koopearatif tarafından davacılara, daire yerleşimine ilişkin taahütname verildiği ve bu taahhütnamede el yazısıyla aynı daire bilgilerin yer aldığı, davacı tarafından aynı daire için düzenlenmiş 28.09.2010 ve 28.12.2012 tarihli zorunlu deprem sigorta poliçesi sunulduğu, söz konu yerin davacılarca kiraya verildiğine dair 01.03.2009, 01.06.2010 ve 10.11.2012 tarihli kira kontratları ve kira bedeli dekontları ve kiracılar adına tesis edilen su-doğalgaz abonelikleri sunulduğu, tüm bu belgeler birlikte değerlendirildiğinde, dairenin fiilen davacıların kullanımında olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın, kendisine tahsis edilen (1-A Blok, K:12, D.49) dairenin, daha sonra 7A/12/Bağımsız bölüm No:51 olarak bilgilerinin değiştiğini bildirdiği, tapu kayıtlarına göre 15.03.2013 dava tarihi itibarıyle dairenin davalı kooperatif adına tescilli olduğu, 16.05.2014 tarih inde de 3.kişi ……. isimli şahsa kooperatifçe satıldığı görülmektedir.
Mahkemece, bankalardan davacıların ödeme kayıtlarına ilişkin belgeler celbedilmiş, Kooperatif Genel Kurul kayıtları Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden getirtilmiş, davalı kooperatifin tüm defter ve kayıtlarının celbi için kooperatife yazı yazılmış, fakat kooperatifçe ticari defter, belge ve bilgiler sunulmamıştır.
Davacı taraf ayrıca yaptığı ödemeler ilişkin, bono ve çek örnekleri ibraz etmiştir.
Mahkemece aynı bilirkişi heyetinden 26.03.2014 tarihli asıl ile, 02.03.2015 ve 03.11.2016 tarihli ek raporlar alınmış ve neticede mahkemece, davacı tarafın kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispat edemediği, dava konusu taşınmazın da, dava dışı 3. kişiye tahsis edildiği ve tapu kayıtlarının bu kişi üzerinde olduğu anlaşıldığından tüm taleplerin reddine karar vermiştir.
Oysa, dosya kapsamına uygun 03.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, söz konusu dairenin fiili kullanımı, dosyaya sunulan üyelik başvuru formu ile taahütnamelerdeki bilgiler, davacıların katıldıkları 11.02.2011 ve 28.06.2013 tarihli genel kurullar ile bu daire üzerinde, başka herhangi bir 3.şahsın hak iddia etmediği göz önünde bulundurulduğunda, dairenin davacılara tahsisli olduğunun kabulü gerekmektedir. Kaldı ki, davalı tarafça bunun aksi iddia edilmemiş, kooperatifçe fiili kullanıma herhangi bir itirazı yada müdahalesine dair bir delilde dosya da bulunmamaktadır.
Öte yandan davacılar tarafından dosyaya ödeme belgeleri olarak bono ve çek fotokopileri sunulmuş, banka kayıtlarından bir takım ödemelerin banka aracılığıyla yapıldığı, davacı ……., en son 08.03.2009 tarihinde yapılan 2008 yılı genel kurul kararı gereği 4.325,00 TL’yi ……. Bankasında EFT ile yatırdığı görülmüş, davalı tarafça ödeme yapılmadığı yada başka yükümlülüklerin yerine getirilmediği yönünde bir savunmada bulunulmamış, ihtara rağmen davalı taraf ticari defterlerini sunmamış olduğu görülmektedir.
Tüm ticari defterleri ve kayıtları tutmakla, ortaklara ait bilgileri bulundurmakla ve saklamakla yükümlü kooperatifin bu sorumluluğu yerine getirmemiş olmasının üyeler aleyhine değerlendirilmemesi gerekir. Zira uzun yıllara yayılan üyelik ve ortaklık ilişkisinin gerektirdiği tüm resmi işlemlere ilişki kayıtların tutulmasının ve saklanmasının üyelerden beklenemeyeceği açıktır. Bu nedenlerle dosya kapsamına göre, davacıların, kooperatif ortaklığını ve (1-A Blok, K:12, D.49) dairenin, (daha sonra değişik 7A/12/Bağımsız bölüm No:51) kendilerine tahsisli olduğunu, tüm yükümlülüklerini yerine getirdiklerini kanıtladıklarının kabulü gerekmektedir.
Davacı taraf terditli dava açmış, söz konusu dairenin davalı kooperatif adına olan tapu kaydının iptalini ve adlarına kaydını, olmadığı takdirde benzer özellike daire tahsisi yada 170.000 TL rayiç bedelin ödenmesini talep etmiştir.
Tapu kaydına göre, dava konusu ve davacılara tahsisli dairenin, 3.kişiye dava sırasında satılmış olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf bu satışın, kooperatif borçları nedeniyle cebri icra yoluyla yapıldığını belirtmektedir. Davacı tarafın 1. Talebi olan tapu iptal ve tescil talebinin değerlendirilebilmesi için bu daire satışın niteliğinin tespiti, dairenin cebri icra yoluyla satılıp satılmadığının varsa icra dosyası getirtilmek suretiyle araştırılması, bu araştırmadan sonra yukarıdaki açıklamalarda göz önünde bulundurularak, mevcut durumda tapuda malik görünen kişiye, hak kaybına sebebiyet verilmemesi açısından, gerekirse dava açılması için davalılara süre verilmesinin düşünülmesi gerekmektedir.
Davacıların tapu iptal ve tescil talebi yukarıda açıklandığı şekilde incelenip uygun bir gerekçeyle talep hakkında olumsuz bir sonuca ulaşılması halinde, bu sefer, mahkemece diğer taleplerin şartları bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılmalıdır. Bu araştırmanın da “…Yapılacak araştırma sonucu, davacıya daire tahsis edilemediği ve kooperatifin elinde davacıya tahsisi edilecek daire de bulunmadığının anlaşılması halinde, davacıların daire karşılığı tazminat isteminde bulundukları göz önünde bulundurularak, daire tahsisi mümkün olmayan ortağa verilen tazminatın hesabına ilişkin Dairemizin yerleşik uygulamasında ( 20.10.2011 tarih 2011/965 E. 2011/1185 K.sayılı ilamı) benimsenen altı aşamalı formüle göre hesaplama yapılarak karar verilmesi gerektiği göz önüne alınmalıdır.”( Yargıtay 23.HD. 2012/2229 E- 2012/3934 K 05.06.2012 T.) şeklindeki ilam doğrultusunda gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesince eksik araştırma sonucu verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmadığı anlaşıldığından, davacıların istinaf başvurularının kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının HMK 353 1.a.6 maddesi gereğince kaldırılarak, öncelikle tapu iptal ve tescil talebi değerlendirildikten sonra, davalı kooperatifin elinde davacıya tahsis edilebilecek bir daire bulunup bulunmadığının araştırılması, bulunmadığının tespiti halinde, davacının daire karşılığı tazminat istemine ilişkin, Yargıtay 23.HD.nin yerleşik uygulamasında ( 20.10.2011 tarih 2011/965 E. 2011/1185 K.sayılı ilamı) benimsenen altı aşamalı formüle göre hesaplama yapılarak karar verilmesi için dosyanın mahkemesine dair karar verilmesi gerekmekle…” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce, BAM kaldırma kararı uyarınca tahkikat aşaması sürdürülmüş ve yargılama kaldırma kararı gereğince yürütülmüştür.
Davacı tarafa tahsis edildiği anlaşılan 1-A Blok Kat:12 D: 49 (numara değişikliği sonucu D:51 olduğu anlaşılan) taşınmazın, 16/05/2014 tarihinde davalı Koop.tarafından……’a devredildiği, 10/07/2014 tarihinde……’dan ……’a devredilmesinden sonra akabinde ……. tarafından da 02/05/2019 tarihinde tekrardan…… ‘a devrinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu davacılara tahsis edilen taşınmazın cebri icra yolu ile 3.şahıslara geçtiği anlaşılmış olup, BAM kaldırma kararında “…mevcut durumda tapuda malik görünen kişiye, hak kaybına sebebiyet verilmemesi açısından, gerekirse dava açılması için davalılara süre verilmesinin düşünülmesi gerekmektedir…” denilmiş ise de burada yazım hatası nedeni ile “davalılara” sözcüğünün kullanıldığı, zira davada tek bir davalı (Koop.) bulunduğu anlaşılmakla bu konuda dava açması konusunda davacı vekiline süre verilmiş ancak verilen süreye rağmen dava açılmadığı anlaşılmıştır.
Davalı Kooperatif adına kayıtlı başkaca taşınmaz bulunup bulunmadığı hususunda tapu müdürlüğüne müzekkere yazılmış, gelen tapu kayıtlarından aynı yer 3.kat 14 nolu daire ile 4.kat 19 nolu dairenin davalı Kooperatife ait olduğu anlaşılmıştır. Ancak bu taşınmazlardan, 3.kat 14 nolu bağımsız bölüm hakkında, dava dışı ……. tarafından Büyükçekmece ….. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali tescil davasında mahkemece 11/12/2018 tarih ….. Esas ……. Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapusunun iptali ile ……. adına tesciline karar verildiği ve verilen bu kararın 07/02/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, kesinleşmiş mahkeme kararı ile başkasına tescili yapılan taşınmazın davacı adına tesciline karar verilemeyeceği anlaşılmıştır.
Halen davalı Kooperatif adına kayıtlı bulunduğu anlaşılan 4.kat 19 nolu bağımsız bölünün tapu kaydının incelenmesinden, bu taşınmaz üzerinde çokça sayıda haciz ve takyidat bulunduğu, davacı tarafça lehine takyidat bulunan ilgililere husumet yöneltilmediği gibi, bu konuda verilen süre üçerine davacı vekili tarafından bu taşınmazın takyidatlarından ari şekilde tescili talebinde bulunulduğu, ancak lehine takyidat bulunan ilgililer hakkında herhangi bir dava açılmadığı anlaşılmakla bu taşınmaz yönünden de tapu iptali tescil kararı verilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının tapu iptali tescile yönelik asıl talebinin kabulü mümkün bulunmadığından, terditli olarak talep edilen tazminat talebinin değerlendirilmesi gerekmiştir.
Bu doğrultuda, dava konusu yapılan 49 nolu (değişiklik sonucu 51 nolu) bağımsız bölümün dava tarihi ve keşif tarihi itibariyle değerinin tespiti yönünden inşaatçı bilirkişiden ek rapor alınmış, taşınmazın değerinin tespitinin akabinde, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca Yargıtay kararlarında öngörülen formül kullanılarak hesaplama yapılması amacıyla bilirkişiden ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan ek raporda, davacı tarafın davalı Kooperatife yaptığı ödemeler toplamının 44.300,00 TL olmasına rağmen bu bedelin altında alacak hesaplanmış olması nedeni ile bu yöndeki çelişkinin giderilmesi ve davacı vekilinin rapora itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bu doğrultuda bilirkişi tarafından sunulan 20/12/2021 tarihli ek raporda, davacıların toplam 131.560,38 TL aidat alacağı ve 25.311,41 TL tazminat alacağının hesaplandığı görülmüştür. Bilirkişi tarafından sunulan bu raporun gerekli teknik değerlendirmeyi içerdiği, Yargıtay’ın emsal kararlarında uyguladığı formülün uygun bir şekilde kullanıldığı, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla bu rapor hükme esas alınmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacının kooperatife üye olmak için müracaat ettiği, davacının üye giriş beyannamesini doldurmuş olduğu, üyeliğe uygun olduğuna ilişkin davalı kooperatifin imza ve kaşesinin bulunduğu, davacı tarafından sunulan taahhütnamede el yazısı ile (1-A Blok, K:12, D.49) yazıldığı, davalı koopearatif tarafından davacılara, daire yerleşimine ilişkin taahütname verildiği ve bu taahhütnamede el yazısıyla aynı daire bilgilerin yer aldığı, davacı tarafından aynı daire için düzenlenmiş 28.09.2010 ve 28.12.2012 tarihli zorunlu deprem sigorta poliçesi sunulduğu, söz konu yerin davacılarca kiraya verildiğine dair 01.03.2009, 01.06.2010 ve 10.11.2012 tarihli kira kontratları ve kira bedeli dekontları ve kiracılar adına tesis edilen su-doğalgaz abonelikleri sunulduğu, tüm bu belgeler birlikte değerlendirildiğinde, dairenin fiilen davacıların kullanımında olduğu, davacıların katıldıkları 11.02.2011 ve 28.06.2013 tarihli genel kurullar ile bu daire üzerinde, başka herhangi bir 3.şahsın hak iddia etmediği göz önünde bulundurulduğunda, dairenin davacılara tahsisli olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Ancak her ne kadar davacıların davalı kooperatifin üyesi oldukları ve dava konusu yapılan 49 nolu (değişiklik sonucu 51 nolu) bağımsız bölümün davalı kooperatif tarafından davacılara tahsis edildiği sonuç ve kanaatine varılmış ise de, bu taşınmazın cebri icra yolu ile 3.kişiye satış ve devrinin yapıldığı anlaşılmış, davacı vekiline bu kişiye karşı tapu iptali tescil davası açarak mahkememize bildirmesi konusunda süre verilmiş ancak tapu iptali tescil davası açılmadığı anlaşılmakla bu taşınmaza yönelik tapu iptali tescil talebinin reddi gerekmiştir. Davalı kooperatif adına kayıtı başkaca taşınmazların davacı adına tapu iptali tesciline karar verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi açısından, 3.kat 14 nolu bağımsız bölüm hakkında, dava dışı ……. tarafından Büyükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali tescil davasında mahkemece 11/12/2018 tarih …. Esas …… Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapusunun iptali ile ……. adına tesciline karar verildiği ve verilen bu kararın 07/02/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, kesinleşmiş mahkeme kararı ile başkasına tescili yapılan taşınmazın davacı adına tesciline karar verilemeyeceği anlaşılmıştır. Halen davalı Kooperatif adına kayıtlı bulunduğu anlaşılan 4.kat 19 nolu bağımsız bölünün tapu kaydının incelenmesinden, bu taşınmaz üzerinde çokça sayıda haciz ve takyidat bulunduğu, davacı tarafça lehine takyidat bulunan ilgililere husumet yöneltilmediği gibi, bu konuda verilen süre üçerine davacı vekili tarafından bu taşınmazın takyidatlarından ari şekilde tescili talebinde bulunulduğu, ancak lehine takyidat bulunan ilgililer hakkında herhangi bir dava açılmadığı anlaşılmakla bu taşınmaz yönünden de tapu iptali tescil kararı verilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Böylece davacı tarafın asıl talebi olan tapu iptali tescil talebinin reddi gerektiği anlaşılmakla, davacı tarafın terditli olarak ileri sürdüğü tazminat talebinin değerlendirilmesi gerekmiştir. Bu konuda, davacıların kooperatif üyesi oldukları ve kooperatife yapmış oldukları ödemeler karşılığında kendilerine taşınmaz tahsis edildiği halde taşınmazın cebri icra yolu ile satılmış bulunması ve başka taşınmazların da davacılar adına tescilinin mümkün bulunmadığının anlaşılması nedeni ile yapılan ödemenin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca, Yargıtay’ın emsal kararlarında uyguladığı formül kullanılarak bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada, davacıların toplam 131.560,38 TL aidat alacağı ve 25.311,41 TL tazminat alacaklarının bulunduğu neticeten bu meblağların toplamı olan 156.871,79 TL alacak yönünden davanın kabulünün fazlaya ilişkin talebin ise reddinin gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların terditli olarak talep ettikleri alacak davasının KISMEN KABULÜ ile;
156.871,79 TL alacağın dava tarihi olan 15/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.715,91-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 2.903,20.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 24,30.-TL başvurma harcı ve 2.903,20.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 2.511,55.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 2.317,60 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 18.852,82.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır